Keşke, Erdoğan 1 Mayıs süprizi yapsaydı

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 24 Nisan 2008 11:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İSMET DEMİRDÖĞEN /TARAF

Bakanlar Kurulu toplantısı bittiğinde karşılarında Başbakanı gören gazeteciler şaşırdılar. Öyle ya, hükümet sözcüsü yoksa yerine bir başka bakanın açıklama yapması geleneği vardı. Başbakan, önemli bir konuyu karara bağladıklarını, bu nedenle açıklamayı kendisinin yapmak istediğini söyledi.

Açıklamasına "Sevgili emekçi kardeşlerim" diye başlayan Başbakan, sözlerini, "Yerin 300 metre dibindeki kömürü çıkarıp enerjiye dönüştüren de, çeliğe su veren de, buğdayı öğüten de, iğneden ipliğe her şeyi üreten de sizsiniz. Siz olmasaydınız ülkemiz geçen yıl tam 858 katrilyon liralık değer yaratamazdı. Bizler demokrasiyi tesis mücadelesi verirken, sizler gece-gündüz, bayram-seyran demeden çalıştınız. Size ne kadar teşekkür etsek azdır. Bakanlar Kurulumuz, emekçiye, emeğe saygının bir göstergesi olarak 1 Mayıs'ın dünyada olduğu gibi ülkemizde de İşçi Bayramı olarak kutlanmasını, resmi tatil olmasını kararlaştırmış, buna ilişkin kanun tasarısını Meclise sevketmiştir. Buna karşı çıkacak bir siyasi parti olacağını düşünmüyoruz bile..." diye sürdürdü.

Başbakan, gazetecilerin soru sormasına fırsat bırakmadan, devam etti: "Ne soracağınızı biliyorum, sizi daha fazla merakta bırakmayacağım. Bu yıl İşçi Bayramı'nı 1977'de karanlık ellerin kana buladığı, Taksim'de kutlayacağız. Korkulara son vereceğiz. Az önce valiye ve emniyet müdürüne gerekli talimatı verdim. Ben de kutlamanın bir bölümünde olacağım."

Başbakan şaşkın bakışlarla kendisini izleyen gazetecilere döndü: "Bunda şaşılacak ne var ki! Taksim'de karanlık çetelere bir yanıt vereceğiz. Üstelik ben bu dosyanın yeniden açılmasından ve sorumluların ortaya çıkarılmasından yanayım. Meclisimizin de bu konuda bir komisyon kurup gerçekleri aramasında demokrasimizin geleceği açısından sayısız yarar var. Ayrıca 1 Mayıs, 112 yıllık bir gelenek. Bizim kısa sürede üye olmak için çalıştığımız AB ülkelerinin tamamında tatil. Hafızalarınızı tazeleyin, 1886'da sekiz saatlik çalışma süresi talebiyle haklarını arayan ABD'li işçilerin eyleminin nasıl kanla bastırıldığını, üç yıl sonra 2. Enternasyonal'in 1 Mayıs'ı işçi sınıfının, çalışanların birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak ilan ettiğini unutmayın. Hatta işgal altındaki İstanbul'da bu bayramın kutlandığını da.. 1 Mayıs bizde de resmi tatildi ama bütün demokratik değerleri ve kazanımları yok eden 12 Eylül, bu bayramı da gaspetti. Bu kararımız 12 Eylül hukuksuzluğuna yanıtımızdır."

Başbakan daha sonra sermaye çevrelerinin "Türkiye tatil cenneti, bir günün maliyeti 2 katrilyon lira" değerlendirmelerine değindi. . "Olmaz böyle bir hesap.. Her şeyin karşılığı parayla ölçülmez. Unutmasınlar ki işçilerin yarattığı artı değerlerle karlarına kar katıyorlar... Böyle bir zararın oluşabilmesi için o gün hiç kimsenin bir bardak su bile içmemesi, ekmek almaması gerekir... Hem bu mantıkla yarın Şeker Bayramı'nın üç, Kurban Bayramı'nın dört gün kutlanmasına da itiraz ederler, azaltılmasını isterler... Yılbaşı kutlamasına da tatiline de karşı çıkarlar. Cumhuriyetimizin kazanımlarını ifade eden 23 Nisanın, 19 Mayıs'ın, 30 Ağustos'un ve 29 Ekim'in kutlanması da bu mantığa indirgenir ki, bu kabul edilebilir bir şey değildir" dedi.

Başbakan, Taksim'de kutlamaya karşı çıkanların, emek örgütlerinin kararlılığı karşısında kullandığı "Ayakların başı yönettiği yerde kıyamet kopar" yaklaşımını yakışıksız bulduğunu söyledi, "Üretenler elbette yönetime katılacaktır. Madde yoksa, emek yoksa, değer yoksa baş, beyin neye yarar?" dedi.

İşçilerin Taksim'e çıkmasını engelleyecek olanları derhal görevinden alacağını açıklayan Başbakan, ülkenin her yerinde insanların demokratik haklarını kullanıp toplantı ve gösteriler yapabileceklerini, ülkenin bu olgunluğa eriştiğini kaydetti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber