Kapkaça ilişkin olarak alınan tedbirler

Haber Giriş : 11 Ocak 2005 14:04, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İçişleri Bakanı Aksu, istasyonlar ve trenlerde alınacak tedbirlerin tespit edilerek bayram öncesinde hayata geçirildiğini söyledi. Aksu, gar ve istasyonlarda polis ve jandarma ekiplerinin, hareket halindeki trenlerde ise TCDD özel güvenlik görevlilerinin önlemleri uygulamaya koyduğunu ifade etti. Öte yandan Adalet Bakanı Cemil Çiçek ise, sokak çocukları için 2828 sayılı SHÇEK Kanunu'nun 22. maddesinde bir değişiklik yapacaklarını açıkladı. Bu düzenlemeye göre, çocukların ilk defa tespiti halinde ailesine teslim edileceğini, bundan sonraki olaylarda ise aile görevini yerine getiremezse ve ailenin ihmali varsa hakimin 2 gün içinde bu tedbirlerin uygulanması konusunda bir karar vereceğini bildiren Çiçek, hakimin vereceği kararın, velinin rızası yerine geçeceğini vurguladı. Çiçek, "Aksi halde iş ortada kalacak. Çocuğu getirip ailesine teslim edeceksiniz. Bir gün sonra çocuk tekrar yine aynı yerlerde aynı durumlarla karşı karşıya kalacak. Bu düzenleme uygun görülürse TBMM'de kısa sürede yasalaşmış olur" diye konuştu. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de, sorunların uzun vadede kökten çözümü için çocuklarda bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi yönündeki eğitime ağırlık verileceğini kaydetti.

Devlet Bakanı Güldal Akşit'in ardından söz alan İçişleri Bakanı Aksu, kapkaç olaylarının özellikle trenlerde yoğun olarak yaşandığına işaret ederek, garlarda, istasyonlarda ve trenlerde alınacak tedbirlerin tespit edileceğini ve bayram öncesinde hayata geçirildiğini belirtti. Gar binaları ve istasyonlarda polis ve jandarma ekiplerinin, hareket halindeki trenlerde ise TCDD'nin özel güvenlik görevlilerinin önlemleri hemen uygulamaya koyduklarını bildiren Aksu, bu tedbirlerin halen uygulandığını kaydetti. Bütün illere bir genelge gönderdiklerini hatırlatan Aksu, bu olayların yoğun olarak yaşandığı saatlerde birimlerde çalışan güvenlik personelini sokağa çıkardıklarını ifade etti. Aksu, 15.00-16.00 saatlerinden sonra il ve ilçe emniyet müdürlüklerindeki idari personele görev verildiğini, bu personelin olayların ve trafiğin yoğun olduğu bölgelerde tedbir aldığını kaydetti.

Hazırlanan modelin uygulanmasında illerde valilerin maddi ve manevi katkılarına ihtiyaç duyulacağını kaydeden Bakan Aksu, bu konuda belediye başkanlarına da önemli görevler düştüğünü belirtti. İstanbul'da uygulamasına başlanacak modelle önemli mesafelerin kat edileceğine inandığını dile getiren Aksu, uzun vadede sorunun kökten çözümü içinse Milli Eğitim Bakanlığı ve aileye büyük görev düştüğünü vurguladı.

"EN BÜYÜK SORUN VELAYET"
Adalet Bakanı Cemil Çiçek ise, konunun 5-6 boyutu bulunduğuna işaret ederek, Medeni Kanun'un 346, 347 ve müteakip maddelerinde çocuğun korunması ile ilgili bazı düzenlemeler yapıldığını hatırlattı. Burada dile getirilen hususlar ve alınacak tedbirlerin bir hukuki çerçeveye oturtulması ve yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini kaydeden Çiçek, Adalet Bakanlığı olarak yapacakları işin, bu düzenlemelerin hukuki çerçevesini hazırlamak olduğunu anlattı. Medeni Kanun'daki bu maddelere işlerlik kazandırılabilmesi için yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu kaydeden Çiçek şunları söyledi:

"Güvenlik güçlerimiz gecenin bir yarısında sokakta yaşayan, bu anlamda problemli bir çocuğu yakaladığında ya da tespit ettiğinde bununla ilgili yapılacak işlemler önem arz ediyor. Çocuğun anne, babası yoksa, korunmaya muhtaçsa zaten korunma kararı alınıyor. Ama bu çocukların birçoğunun annesi de babası da var. En çok problem de bu velayet meselesinden çıkıyor. Çocuğun anne babası var; ama çocuk sokakta. Belli ki aile velayet görevini ifa ederken ya belli zorluklarla karşı karşıya ya da bu görevini yeteri kadar yerine getiremiyor. Çocuğa uygulanacak rehabilitasyon tedbirleri açısından anne ve baba muvafakat etmezse bu tedbirleri devreye sokmakta pürüz çıkacaktır."
Böyle bir durumu ortadan kaldırabilmek adına bir yasal düzenleme yapılması gerektiğine işaret eden Çiçek, 2828 sayılı SHÇEK Kanunu'nun 22. maddesinde bir değişiklik yapacaklarını açıkladı. Bu düzenlemeye göre, çocukların ilk defa tespiti halinde ailesine teslim edileceğini, bundan sonraki olaylarda ise aile görevini yerine getiremezse ve ailenin ihmali varsa hakimin 2 gün içinde bu tedbirlerin uygulanması konusunda bir karar vereceğini bildiren Çiçek, hakimin vereceği kararın, velinin rızası yerine geçeceğini vurguladı. Bakan Çiçek, "Aksi halde iş ortada kalacak. Çocuğu getirip ailesine teslim edeceksiniz. Bir gün sonra çocuk tekrar yine aynı yerlerde aynı durumlarla karşı karşıya kalacak. Bu düzenleme uygun görülürse TBMM'de kısa sürede yasalaşmış olur" diye konuştu.

"BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİNE YÖNELİK EĞİTİM VERECEĞİZ"
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ise, Milli Eğitim Bakanlığı olarak kendilerine düşen görevin, sokağa düşmüş, zararlı alışkanlıklar edinmiş, zararlı madde bağımlısı olmuş çocukların gerekli tedavilerden geçirildikten sonra okula döndürülmesi, eğitilmesi, meslek sahibi olması ve topluma kazandırılması olduğunu açıkladı. Bütün çocukların ve bütün gençlerin bağışıklık sistemlerinin güçlendirilmesine yönelik yapılacak eğitim faaliyetlerinin çok daha önemli olduğunu vurgulayan Çelik, "Bir salgınla mücadele vardır. Şu anda kapkaç olayları, sokaktaki çocuklar gibi meselelerde yapılan da odur. Bir de koruyucu hekimlik yapmaktır. Milli Eğitim Bakanlığı olarak uzun vadede yapmamız gereken budur. Onların zararlı alışkanlıklara kapılmaması için, zararlı maddeler kullanmamaları için bu faaliyeti uzun vadede sürdürmek. Bu sürekli yapılması gereken bir faaliyettir. Aileleri ve gençlerimizi zararl kat edileceğine inandığını dile getiren Aksu, uzun vadede sı alışkanlıklara ve zararlı maddelere karşı koruyabilmek için topyekün seferberlik anlamına gelebilecek bir eğitim faaliyeti sürdürmemiz gerekiyor. Bununla ilgili olarak bir program hazırlıyoruz. Bu program en kısa zamanda bitirilecek ve uygulamaya konulacaktır" şeklinde konuştu.

En hassas noktanın, çocukların kulağına kar suyu kaçırma anlamına gelebilecek yaklaşımlardan kaçınılması olduğunu belirten Çelik, çocukların bağışıklık sistemini güçlendirmek isterken onların aklına gelmeyen şeyleri akıllarına getirmemek gerektiğini ifade etti. Burada çok ince ve pedagojik bir yöntem uygulanması gerektiğini bildiren Çelik, 'eğlendirerek eğitme'yi esas alan bir program geliştireceklerini, bu eğitimin formel değil, informel bir eğitim olacağını, nota, mecburiyete dayalı eğitim olmayacağını açıkladı. Bunun üzerinde çalıştıklarını kaydeden Çelik, sonucu kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi. Bir öğrencinin günde 5-6 saatini okulda geçirdiğine işaret eden Çelik, öğrencinin sokakta geçirdiği zaman, evde ve televizyon başında geçirdiği zamanın önem taşıdığını anlattı. Üç büyük şehirde yapılan bir araştırmaya göre, sokak çocuklarının yüzde 57'sinin 13-15 yaşları arasında olduğuna işaret eden Çelik, okulda olması gereken yaşta bu çocukların sokakta olduklarına dikkat çekti. Çelik, "Maksimun düzeyde çocuklarımızı okulda tutmak, okuldaki sürelerini artırmak zorundayız. Bu yönde gayretimiz olacaktır. Bu işbirliği devam edecek. Ümit ediyoruz ki hem kapkaç gibi olaylara bulaşan, kötü insanların kötü emellerine kurban olmuş, kötü alışkanlıklar edinmiş çocuklarımızı bu sıkıntılardan kurtarırız, hem de buna kapılmamış olan çocuklarımızı da bunlara karşı koruruz" değerlendirmesinde bulundu.

"FİLMİN BİR YERDE KOPMAMASI LAZIM"
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Dünya Sağlık Örgütü'nün, çok güzel bir sağlık tanımı olduğunu belirterek, sağlığın 'bedenen ve ruhen tam bir iyilik hali' olarak tarif edildiğini söyledi. Geç çocukluk ve ergenlik döneminin sağlık açısından da hassas bir dönemi ifade ettiğini kaydeden Akdağ, sokakta yaşayan çocuklar sorununu çözmek ve problemi küçültmek için önce problemi kabullenmek ve göğüslemek gerektiğini vurguladı. "Biz bunu yaptık" diyen Akdağ, çözüm konusunda da süreklilik ilkesinin önem taşıdığını belirtti. Çocuklar için bir bireysel izleme dosyasının hazırlanması gerektiğini dile getiren Akdağ, filmin bir yerde kopmaması gerektiğini ifade etti. Akdağ, tıbbi tedavi ve rehabilitasyonun, sosyal rehabilitasyon ile birlikte götürülmesi ve çocukların izlenmesi gerektiğini anlattı. İstanbul'da 60 kişi kapasiteli bir rehabilitasyon merkezi bulunduğuna işaret eden Akdağ, bunun İstanbul'un Avrupa yakasındaki ihtiyacı karşılayabileceğini ancak Anadolu yakasında da bir merkez oluşturma çalışmalarına başladıklarını ifade etti. Akdağ, kız çocukları için de küçük bir merkez oluşturulacağını açıkladı. Akdağ, hazırlık aşamasında bu çalışmaları tamamlayacaklarını söyledi. Akdağ, "İyi ki ülkemizde aile bağları güçlü. Gelişmiş Batı Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde bile toplumlar bu konularda büyük sıkıntılar içinde. Aile bağlarskat edileceğine inandığını dile getiren Aksu, uzun vadede sını güçlü tutmamız, ruhen iyilik açısından çok önemli" diye konuştu.

Basın toplantısının sonunda bakanlar, gazetecilerin sorularını cevapladı. İstanbul'daki hedef çocuk sayısının kaç olduğu sorusu üzerine Akşit, böyle bir hizmete ihtiyacı olan herkese kapılarının açık olacağını belirtti. Belli bir sayı hedeflemediklerini söyleyen Akşit, "Önemli olan buna ihtiyaç duyan çocuk ve gençlerin bir an önce kurtarılıp topluma kazandırılmasıdır" diye konuştu. Akşit, şu anda İstanbul'da sokakta yaşayan veya sokakta çalışan çocukların sayısının bin olarak tespit edildiğini; ancak bunun kesin rakam olmadığını ifade etti. Türkiye'de sokakta yaşayan çocukların sayısının kaç olduğu sorusu üzerine Akşit, 40 bin civarında rakam telaffuz edildiğini; ama bunun kesin rakam olduğunu söylemenin çok zor olduğunu bildirdi. Sokakta yaşayan ve sokakta çalışan çocukların iki ayrı grup olduğunu belirten Akşit, rakamlardan ziyade çözümler üzerinde durmak gerektiğini bildirdi. Bu sorunun ne zaman biteceği yönünde bir projeksiyonları olup olmadığı sorusu üzerine Akşit, olayın iki boyutu bulunduğunu, birisinin bu hastalığın sökülüp atılması, diğerinin ise hastalığın ilerlemesinin engellenmesi olduğunu bildirdi. Bu konuda uzun vadeli tedbirlerin büyük önem taşıdığını bildiren Akşit, "Sokağa akışı kestiğimiz noktada azalma başlayacaktır. Şu noktada bitecek demek çok inandırıcı olmaz. Akışı kesmeyi başarabilirsek verilecek eğitimlerle o noktadan sonra azalmayı konuşabiliriz" diye konuştu.

İçişleri Bakanı Aksu, Ankara'nın Altındağ İlçesi'nden polise yapılan ihbarların değerlendirilmediği yönünde çok sayıda şikayet geldiğinin hatırlatılması üzerine bu tür şikayetlerle yıllardır karşılaştıklarını ifade etti. Türkiye'de kişi başına düşen polis sayısının, AB ülkelerine göre daha az olduğuna dikkat çeken Aksu, öncelikle polis sayısını artırma gayreti içinde olduklarını ifade etti. Ankara'da bütün ekiplerin elinden gelen gayreti gösterdiklerini ifade eden Aksu, polise intikal eden olayların üzerine gidildiğini belirtti. Aksu, bir soru üzerine ise Birleşmiş Milletler'in (BM) araştırmasına göre, uyuşturucu ve alkol kullanımı konusunda Türkiye'nin, diğer dünya ülkelerinden çok daha iyi durumda olduğunu belirtti.

iha

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber