Domuz gribi son 50 yılın en büyük salgını

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 30 Ekim 2009 22:01, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Dicle Üniversitesi Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Celal Ayaz, Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, pandemik influenza H1N1'in son 50 yılın en önemli salgını olduğunu söyledi.

Ayaz, yaptığı yazılı açıklamada, pandemik influenza H1N1 salgını nın bu yıl nisan ayının sonlarında başladığını ve 6 ay içinde dünyada 400 bine yakın olgu ve 4 bin 500 ölüm saptandığını belirtti.

Türkiye'de saptanan olgu sayısının 480 olduğunu kaydeden Ayaz, Dünya Sağlık Örgütü'nün, hızlı yayılma nedeniyle, pandemi düzeyini 6'ya çıkardığını, kuş gribi salgınında pandemi düzeyinin 4'te kaldığını hatırlattı.

Pandeminin 6 olmasının, artık her ülkede salgının başlayabileceği anlamına geldiğine dikkati çeken Prof. Dr. Ayaz, şunları kaydetti:

"Olguların dışarıdan geleceğini düşünmek yanıltıcı olacaktır. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, pandemik influenza H1N1 salgını son 50 yılın en önemli salgınıdır. Salgının yaygın olması, ölüm oranının yüksek olduğu anlamına gelmiyor. Ölüm oranı yüzde 1.2 düzeyindedir. Özellikle gebeler ve aşırı kilolu olanlarda ölüm oranının daha yüksek olduğu bildirilmiştir. Ölümler, kronik hastalığı olanlarda daha yüksektir."

Hastalığın belirtilerinin mevsimsel gribe benzediğini anlatan Ayaz, ateş, öksürük, boğaz ağrısı, yaygın vücut ağrıları , baş ağrısı, titreme ve yorgunluğun ön planda olduğunu, bazı kişilerde ishal ve kusmanın görüldüğünü kaydetti.

Ayaz, zatürreye bağlı ciddi hastalıklar ve ölümlerin olabileceğ ini, pandemik influenza H1N1 enfeksiyonunun, 1-3 günlük kuluçka süresinden sonra başladığını ve hastalığın 3-7 gün sürdüğünü ifade ederek, hastalığın insandan insana hapşırma ve öksürme ile saçılan damlacıklar yoluyla yayıldığını ve ayrıca el temasının da önemli olduğuna işaret etti.

Enfeksiyon tanısının moleküler teknik (PZR) ile konulduğun ve özellikle enfeksiyonun yayılmasının önlenmesi için testlerin yapılmasının önemli olduğunu belirten Ayaz, şöyle devam etti:

"Grip tanısında kullanılan diğer hızlı testlerin H1N1 gribi için duyarlılık ve özgüllükleri düşüktür ve hastalığın tanısında yeri yoktur. Tedavide klasik gripte olduğu gibi ilaç tedavisi uygulanır. Bu ilaçlar belirtiler görüldükten sonra ilk 2 günde kullanılmalıdır. İlaçlar doktor kontrolünde kullanılmalı, grip için risk gruplarına tedavi uygulanmalıdır. Ayrıca belirtilere yönelik ilaçlardan da yararlanılabilir. Ağrı kesici olarak aspirin kullanılmamalı, parasetamol tercih edilmelidir. Korunma amaçlı olarak, örneğin yurt dışına giderken ilaç alınması önerilmez."

Ayaz, aşının yapıldığı gün ortaya çıkan hafif belirtilerin, ateş, aşı yerinde şişlik ve kızarıklık ile koltuk altı lenf düğümlerinin şişmesi dışında ciddi yan etkisi bulunmadığını bildiren Ayaz, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:

"Aşının ileride ortaya çıkacak yan etkileri ise bugünden bilinmemektedir. Bu aşılar, eczanelerde satılmayacak, Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanacaktır. Aşı mevsimsel grip aşısının üretildiği yöntemle ü retilmektedir. Uzun süredir deneyimin olduğu bir aşı olduğundan yan etkilerinin benzer olacağı düşünülmektedir. Bazı firmalar aşının koruyucu yanıtını artırmak üzere aşıya katkı maddesi eklemektedir. Bu madde de yine uzun süredir aşı üretiminde kullanımda olan bir maddedir."

Ayaz, uykusuz kalınmaması, fiziksel aktivitenin sağlanması, günlük stresin kontrol edilmesi, bol sıvı ve besleyici gıdaların alınması ve hasta kişilerle yakın temastan kaçınılması gerektiği uyarısında bulundu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber