Babası memur olmayan bu yurtlara kabul edilmiyor
İçişleri Bakanlığı'na bağlı Vilayetler Hizmet Birliği'nin öğrenci yurtlarına sadece kamu çalışanlarının çocuklarının alınması tepkilere sebep oluyor. Birlik, il özel idarelerinden aldığı yüzde 1'lik payla yurt yaptırıyor.
Mülkiye mezunlarının yaklaşık 25 yıl önce kurduğu birliğin İstanbul ve Ankara'da üniversite öğrencilerinin barındığı 5 yurdu bulunuyor. Yurtlara alınacak çocukların anne veya babasının İçişleri Bakanlığı bünyesinde çalışması şartı aranıyor. Boş kontenjan kalırsa ikinci sırada diğer kamu çalışanlarının çocukları misafir olarak kaydediliyor. Buna rağmen yurtlar dolmazsa, referansla serbest meslek sahibi velilerin çocuklarına da kapılar açılıyor. Bütün bu işler devlet imkanlarıyla yapıldığı halde sadece kamu çalışanlarının çocuklarına aktarılması tepki çekiyor.
Yurtlardaki iki kişilik odalar için, İçişleri Bakanlığı bünyesinde çalışanların çocuklarından 200, diğer kamu görevlilerinin çocuklarından 330, sıradan vatandaşların çocuklarından ise 385 lira aylık ücret alınıyor. Fiyatlar, üç ve dört kişilik odalarda da benzer farklılıklar gösteriyor. Beş yıldızlı otelleri aratmayan yurtlarda etüt salonu, çamaşırhane, idare, kantin, yemekhane, 24 saat sıcak su, internet, haftada bir çarşaf değişikliği, günlük oda temizliği ve katlarda telefon bulunuyor. Özel güvenlik görevlileri, kamera sistemiyle binayı 24 saat kontrol ederken hastalıklara karşı revir de hazır tutuluyor.
Sadece İzmir İl Özel İdaresi'nden 2009 yılında 1 milyon 280 bin, 2010'da 910 bin lira olmak üzere yüzde 1 payla ilin geliri nispetinde birliğe para aktarıyor. Bu 81 ili kapsadığında ise ortaya dev bir rakam çıkıyor. Birliğin başkanlığını, Ankara Valisi Kemal Önal yürütüyor. Birliğin kararları doğrultusunda öncelikle İçişleri Bakanlığı çalışanlarının çocuklarının yurtlarda kaldığını doğrulayan Vali Önal, önümüzdeki yıl İzmir'e de bir yüksek öğrenim yurdu kuracaklarını söylüyor.
Türk Eğitim Sen Basın ve Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Sekreteri Sami Özdemir bu uygulamanın sosyal adalet ilkesine zarar verdiğini savunarak, yurt hizmetinin belirli bir kesime değil, vergi ödeyen herkese açılmasını istiyor. Özdemir, "O kadar gariban ve muhtaç insanlar var ki bize göre bütün kurumları kapsayacak kanuni bir düzenleme gerekiyor. Yoksa toplum nezdinde sosyal adaletsizlik algısına ve patlamalara yol açar." diyor. Özdemir, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının da 'misafirhane' adı altında benzer uygulamalar yaptığına dikkat çekiyor.