İstanbul Barosu: Kürtaj hakkı, kadının bedenindeki vazgeçilmez hakkıdır

İstanbul Barosu da kürtaj tartışmalarına katıldı.

Kaynak : DHA
Haber Giriş : 31 Mayıs 2012 16:15, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İstanbul Barosu da kürtaj tartışmalarına katıldı. İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada, "Kadın erkek eşitliğinin zihinlerde olmadığı ülkelerde kadınların eğitim, sağlık ve yaşam hakları erkekler tarafından yok farz edilir. Ülkemizde 2012 yılında sergilenen cinsiyetçi anlayış anayasaya, uluslararası sözleşmelere ve yasalara aykırıdır. Kadınların kendi beden ve doğurganlıkları üzerinde söz sahibi olmaları, onların ayrılmaz ve vazgeçilmez insan hakları bağlamındadır. Bu konular bilimsel zeminde tartışılabilir" denildi.

"KÜRTAJIN YASAL HAK OLDUĞU BELİRLENMİŞTİR"

"Hiçbir bilimsel açıklama yapılmaksızın kadınların yaşam ve sağlık haklarını riske atan söylemlerde bulunulmaktadır" denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

" Aile planlaması çocuk hakları açısından da önemlidir. Siyasetçinin, devletin ve erkek egemen anlayışın değil, sağlığın, bilimin ve yaşam hakkının konuşulması önemlidir. 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkındaki Kanun'da gebeliğin 10 haftasına kadar isteğe bağlı olarak kürtaj hakkı yasaldır. Uluslararası boyutta da genelde bu süre 12 haftadır. Ayrıca Birleşmiş Milletler kriterlerine göre kürtajla ilgili kadının fiziksel sağlığını korumak, kadının hayatını kurtarmak, tecavüz ya da ensest ilişki, ekonomik - sosyal gerekçeler ve istek üzerine kürtajın yasal hak olduğu belirlenmiştir. Avrupa Konseyi de kürtaja yasağın, yasa dışılığı artıracağı, güvenli bir ortam için uluslararası kriterlere uyulması gerektiğini açıklamıştır."

"DEVLETİN ANAYASAL YÜKÜMLÜLÜĞÜDÜR"

Açıklama şu şekilde devam etti:

"Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de, annenin hayatı tehlikede ise kürtajın yapılabileceğiyle ilgili karar vermiştir. Devlet, sağlıklı nesiller yetiştirmek için gerekli önlemleri almalı, sağlık sisteminde kolay ulaşılabilir ve ücretsiz hizmetler sağlanmalıdır. Bu önlemleri almak ve hizmetleri sunmak devletin anayasal yükümlülüğüdür.

Kadın erkek eşitliğini hayata geçirmek için kadının haklarına sahip çıkmak, devletin önem vermesi gereken, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayan ve yaygınlaştıran bir durumdur. Kadının bedeni ve yaşamı üzerindeki haklarını elinden almaya çalışan zihniyeti kabul etmiyor, endişelerimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber