6 bin yıllık tarihi kentte 'defineye' ulaşıldı

Osmaniye'de Çukurova tarihine ışık tutan 6 bin yıllık Kastabala (Hierapolis) Antik Kenti'nde yapılan kazı çalışmaları sırasında, 845 Gümüş sikkeden oluşan defineye ulaşıldığı bildirildi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 14 Eylül 2012 23:59, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Tuğba Temir

Gaziantep Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Turgut Hacı Zeyrek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kent merkezine 12 kilometre olan Kastabala (Hierapolis) Antik Kenti'nde bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdikleri kazı çalışmalarına 37 kişilik bir ekiple devam ettiklerini söyledi.

Zeyrek, kazı çalışmalarını Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğü, Akdeniz Araştırmaları Merkezi Enstitüsü, Gaziantep bölgesinden iş adamları ve Aslantaş Barajı yetkililerinin katkılarıyla sürdürdüklerini belirterek, kazılarda antik kenti gün ışığına çıkarmaya çalıştıklarını ifade etti.

-"28 yıldır bu işi yapıyorum, ilk defa böyle büyük bir defineyle karşılaştım"-

2009 yılından bu yana yaklaşık bin metre karelik bir alanda çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan Zeyrek, bu yıl yaklaşık bir buçuk metre yüksekliğinde bir dolgu tabakasında kazı çalışmalarını sürdürdüklerini, taban seviyesine ulaştıklarında da alan temizliği gerçekleştirdiklerini söyledi.

Zeyrek, şöyle devam etti:

"Temizlik sırasında tarımsal faaliyet nedeniyle tahrip olmuş duvar örgüsü içerisinde bir define tespit ettik. 13-14. yüzyıl, Ortaçağ'a ait 845 adet Gümüş sikke. Sayısal boyutta böyle büyük bir defineye bilimsel kazılarda çok ender rastlanıyor. 28 yıldır bu işi yapıyorum, ilk defa böyle büyük bir defineyle karşılaştım. Kaçak kazılarda da takip imkanı olmadığı için bilemiyoruz ama böyle bir toplu sikkenin bulunması, antik kent kazımız için büyük önem taşıyor. Bu bulgu, buradaki tarımsal tahribat faaliyetlerine hassasiyet gösterilmesinin ve bilimsel çalışmaların ilgi görmesinin gerekliliğini ifade ediyor. Her ne kadar

'Yüzeyde bir buluntu ele geçemez tarım nedeniyle burası tahrip oldu' denilse de görüldüğü gibi çok önemli kalıntılar çıkabiliyor. Sikkelerden oluşan toplu defineyi saymazsak envanterlik olarak 400 adet esere ulaştık."

İki adet sütunlu caddesi, taşradaki en büyük tiyatrosu ve hamamlarıyla görkemli bir şehir olan Kastabala (Hierapolis) Antik Kenti'nin yaklaşık 100 bin metre kare sur içi alana sahip olduğunu fakat Nurdağı'ndan başlayıp Tarsus'a kadar uzanan geniş bir siyasi etki alanında yer aldığını ifade eden Zeyrek, "Geç neolitik erken kalkolitik yani milattan önce 3 bin 500-4 binli yıllarında burada ilk yerleşim başlamış. Çalışmalarımızda geç Hitit buluntuları da ele geçirdik. Hitit başkenti Çorum'da. Burası Hitit sınır karakollarının etki alanında kalan kısım. Geç Hitit döneminde buranın önemli bir dinsel merkez olduğu yönünde bulgular elde ettik. Anadolu'nun ana tanrıçasının tapınım gördüğü bir kült merkezi olduğunu saptadık" diye konuştu.

MÖ 1. ve MS 1. yüzyıllarda geç Helenistik erken Roma dönemine gelen tarihsel süreçte Kastabala'da yerel bir kültürün hakimiyet sürdüğünü ve Çukurova bölgesinde tüccar hareketlerinin olduğunu ifade eden Zeyrek, "Satın alma yöntemiyle dışarıdan gelen malzemelere rastladık. Benzer malzemelerin Tatarlı Höyük'te olduğunu da görüyoruz. Bu da bize gösteriyor ki burada tacirler grubu hareket halindeymiş ve bu malzemeleri satmışlar" ifadelerini kullandı.

Kastabala'daki tiyatro yapısından anlaşıldığı kadarıyla Roma hakimiyetine de girdiğini belirten Zeyrek, Roma döneminden sonra kentin ağır yıkımlar geçirdiğini ve kentte tahribat meydana geldiğini anlattı.

-Çarpık kentleşme o dönemde de varmış-

Günümüzde yaşanan çarpık kentleşmenin izlerini o çağlara kadar takip edebildiklerini belirten Zeyrek, Kastabala'daki sütunlu caddeyi işgal eden evlere rastladıklarını söyledi.

Şehircilik anlamında vadinin iki yamacına yerleşmiş olması nedeniyle Kastabala'nın çok güzel bir konumu olduğunu ifade eden Zeyrek, kentin önünde geniş bir ovası ve yanı başında Ceyhan gibi bereketli bir nehirle kendini tamamlayan mozaiğe sahip olduğunu anlattı.

Kastabala'nın stratejik olarak önemli bir konuma sahip olduğunu aktaran Zeyrek, "(Anadolu doğu ile batı arasında bir köprü) deriz hep, klasik bir tanımlamadır. Aynı tanımı daraltırsak bunun merkezine de Kastabala'yı koyabiliriz. Kastabala doğu ve batının arasında bir köprü. Neden diyeceksiniz. Yumurtalık Kastabala'nın limanı. Arada bir dağ var ama Kastabala'nın sınırlarında. Hem doğuya bu kadar yakın hem de denize yakın bir antik kent daha yok" diye konuştu.

Kastabala'ya yılda 2 bin 500 turistin uğradığını belirten Zeyrek, "Kazılar neticesinde kenti tümüyle ayağa kaldırmak mümkün değil. Fakat Efes'te, Bergama'da, Perge'de olduğu gibi bir kesit olarak ayağa kaldırıp o nostaljiyi yad edebiliriz ve turizme bir an önce kavuştururuz" dedi.

Zeyrek, "Tüm yöre halkının buraya sahip çıkması lazım. Ekonomik açıdan burası bir kazanç kaynağı, en klasik tabiriyle bacasız fabrika. Sadece güzel bir temizlik ve güler yüzlü karşılama gerekiyor" diye konuştu.

Yayıncı: İsa Sansar

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber