Eğitim Bir-Sen: Öğretmene %5, Servisçiye %17, Akaryakıta %38
2005-2006 eğitim öğretim yılı başlarken, eğitim çalışanlarının ve genel olarak
eğitim sisteminin içinde bulunduğu tabloyu değerlendiren Eğitim-Bir-Sen Genel
Başkanı Ahmet Gündoğdu, sendikalaşmak, kırtasiye ödenekleri, yeni müfredat,
4 yıllık lise, disiplin affı, ve öğretmen zammına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Ayrıca "Sınav öldürmez, YÖK öldürür" sloganıyla da YÖK'e gönderme de
yaptı.
Eğitimcinin ilk sorunu: Sendikalaşmak
Gündoğdu, "Eğitim çalışanlarının bizce en temel sorunu sendikalaşma alanında
yaşanmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı, Üniversiteler ve Kredi Yurtlar dahil
toplam 750 bin civarındaki eğitim öğretim ve bilim hizmetleri çalışanlarının
hala 400 bini sendikalı değildir. Ücretlerin düşüklüğü de, çalışma şartlarının
ağırlığı da, hizmetli ve memur arkadaşlarımızın, üniversitelerdeki idari personelin
içinde bulunduğu çarpık ve adaletsiz durum da aslında hep sendikalaşma oranının
düşüklüğü ile ilgilidir. Çalışanlar örgütlendikçe, kendi mesleki sıkıntılarına
olduğu kadar toplumun ortak meselelerine de gerekli hassasiyeti gösterip sorumluluğunu
üstlendiğinde üstesinden gelinemeyecek zorluk yoktur." dedi.
Gündoğdu, Toplu görüşmelerde Sendika üyelerine verilen 5 YTL'yi değerlendirerek
"Bilindiği gibi bu yıl toplu görüşmelerde, kamu çalışanlarının sendikalı
olmalarını kolaylaştırıcı ve teşvik edici bir kazanım elde ettik. Buna göre
yalnızca sendika üyesi olan kamu çalışanlarına aylık 5 milyon lira ek ödeme
yapılacaktır. Eğitim-Bir-Sen'in ve konfederasyonumuz Memur-Sen'in önerisiyle
mutabakat metnine giren bu kazanımın özellikle düşük maaşlı çalışanları bir
nebze olsun rahatlatacağını düşünüyoruz. Bu vesileyle bir kere daha tüm eğitimcileri,
eğitim çalışanlarını sendikalı olmaya davet ediyoruz. Eğitim-Bir-Sen'in sorumlu,
saygın, katılımcı, sorunun değil çözümün parçası olmayı prensip edinmiş sendikacılık
anlayışıyla, hak ve sorumluluklarımıza birlikte sahip çıkmaya davet ediyoruz."
şeklinde konuştu.
Öğretmen mevsimlik işçi değildir!
Gündoğdu, "Bu yıl eğitim çalışanlarının karşılaştığı en önemli sorunların başında sözleşmelilik konusu geliyor. Normal kadrolu öğretmenlerin sahip olduğu hiçbir hakka sahip olmayacak olan, hiçbir iş güvencesi de bulunmayan bu tarz bir istihdam yöntemi öğretmenlik mesleği için geçerli olamaz. Hükümet, gerekli düzenlemeyi yaparak alınacak 20 bin sözleşmeli öğretmeni normal kadroyla almalı, öğretmenlik mevsimlik işçiliğe dönüştürülmemelidir." dedi.
Disiplin cezalarının affı gecikmemeli:
Gündoğdu, Yüksek disiplin kurulu dahil tüm disiplin kurullarının verdiği cezaların sonuçlarıyla birlikte affedilmesi önerilerinin , tatilden önce Meclis'e sevkedildiğini ve yeni yasama döneminde öncelikle sözkonusu affın kanunlaşmasını ve mağduriyetlerin bir an önce sona ermesini beklediklerini dile getirdi.
Eğitim öğretim yılı başında verilen eğitime hazırlık ödeneği, açıklandığı gibi 400 milyon değil; en az bir maaş tutarında olmalı ve hizmetli, şoför, memur ayırmadan tüm eğitim çalışanlarına ödenmelidir.
Yeni müfredat daha iyi anlatılmalı:
Bu yıl uygulanacak olan yeni müfredat, çok önemli yenilikler getirmiş, tüm dersler için sekiz ortak temel beceri merkeze alınmıştır. Bu beceriler;
a) Eleştirel Düşünme,
b) Yaratıcı Düşünme,
c) İletişim Becerisi,
d) Araştırma- Sorgulama Becerisi,
e) Problem Çözme Becerisi,
f) Bilgi Teknolojileri Kullanma Becerisi,
g) Girişimcilik Becerisi,
h) Türkçe'yi Doğru ve Etkili Kullanma Becerisi olarak belirlenmiştir.
Gündoğdu, müfredatın köklü biçimde yenilenmesi, eğitim sistemimizde çok gerekli bir girişim olduğunu ancak bu müfredatın başarısının özellikle öğretmenlerin hem bilgi ve becerileri bakımından hem de ücretleri bakımından takviye edilmelerine bağlı olduğunu özellikle vurguladı. Okulların fiziki bakımdan iyileştirilmesi, bilgisayarlı fen ve teknoloji laboratuarı, spor salonu, kütüphane gibi birimlerin göstermelik olmaktan çıkarılıp mutlaka etkin ve verimli biçimde kullanılmasının da yeni müfredatın uygulanabilmesi için şartt olduğunu sözlerine ekledi.
4 yıllık lise eziyet olmasın:
Gündoğdu, liselerin 4 yıla çıkarılmasının, yabancı dille hazırlık sınıfı uygulamasına son verilmesi isabetli olduğunu fakat Eğitim-Bir-Sen olarak üstün yetenekli çocukların durumu ile ilgili özel bir düzenleme yapılmasını önerdiklerini ve halk arasında "dahi çocuk" tabir edilen öğrencilerimizin bu okulları daha kısa sürede tamamlamalarına da imkan veren bir düzenleme yapılmasını dilediklerini iletti.
Sınav öldürmez, YÖK öldürür:
Kangrene dönüşmüş YÖK sorununun aşılması için mutlaka anayasanın 130 ve 131.
maddeleri değiştirilmesi gerektiğini savunan Gündoğdu, Üniversiteler, YÖK'ün
antidemokratik ve millî menfaatlere yabancılaşmış uygulamaları yüzünden gelişim
ve kalkınma hamlelerinin gerisinde kaldığını ve bu oligarşik yapının bir an
önce reforma tabi tutulmasının şart olduğunu belirtti.
Gündoğdu, "Türkiye'nin hem kalkınmasının önünü kesen hem gençlerinin motivesini
bozan YÖK ve katsayı engeli kaldırılmalıdır. Mesleki eğitimin çökme noktasına
gelmesinde, küçük ve orta boy sanayicilerin ve işletmelerin ara elaman bulamaz
olmasında, milletimizin dişiyle tırnağıyla kurup yaşattığı imam hatip liselerinin
öğrencisiz kalmasında bugünkü YÖK'ün ve ona bağlı ÖSYM'nin tarihi vebali vardır.Artık
YÖK iyileştirilmelidir demiyoruz.YÖK kaldırılmalıdır ve bunun yerine üniversitelerin
gerçek işlevini icra edecek koordine merkezleri oluşturulmalıdır. Katsayı engelinin
kaldırılmasıyla ilgili YÖK'ten artık bir şey beklemiyoruz. Bizim bu konu ile
ilgili yeni sloganımız "Sınav öldürmez YÖK öldürür." şeklinde
konuştu.
Öğretmene %5, Servisçiye %17, Akaryakıta %38:
Gündoğdu, "Memura yüzde 5 oranında zam verildi. Verilen zam yüzde 5 hedeflenen
enflasyon yüzde 5 hedeflenen büyüme yüzde 9,2. verilenle büyüme hedefi arasında
bir hesap yanlışlığı var. Büyüyeceksek niçin kamu çalışanlarının geliri büyümüyor.
Yüzde 4.2 burada ciddi bir rakam var. Geriye dönük enflasyon hesabı kayıplarını
da en iyimser rakamla yüzde 12 olarak hesapladığımızda verilenin yeterli olmadığı
hesabını karşımızda görüyoruz. İstanbul servis ücretlerini açıkladı yüzde 17,
düzeltilmesi için girişimler var, Ankara'da yüzde 13, akaryakıta yılda gelen
ortalama zam yüzde 38, maalesef, çocuklarından dolayı öğretmenleri ilgilendiren
memurları ilgilendiren servis ücretlerinin bile ikide biri üçte biri zam ancak
verilebiliyorsa burada kamu çalışanın geliriyle gideri arasındaki dengesizliği
dikkate almak gerekiyor." ifadelerine de yer verdi.