Şark hizmeti ?hekimlerin hayat standardı'na takıldı
Sağlık Bakanlığı, Doğu ve Güneydoğu'daki uzman hekim açığını bir türlü kapatamıyor. Zorunlu hizmet uygulamasını 2003'te kaldıran bakanlık, yüksek ücretli ve sözleşmeli çalışma sistemini getirdi.
Ancak bu yöntemle de istenen başarı elde edilemedi. Bakanlık, çareyi tekrar zorunlu hizmete geri dönmekte buldu. Bu kez Danıştay, Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) açtığı dava üzerine yürütmenin durdurulmasına karar verdi. Kararı tabip odaları sevinçle karşılarken, bölge halkı tepkili. ?Bizim de insanca sağlık hizmeti almaya hakkımız var.? diyen vatandaşlar, doktorların da hakim, savcı ve öğretmen gibi kamu görevlileriyle birlikte bölgede çalışmaları gerektiğini savunuyor. Vatandaşlar, Danıştay'ın kararı yüzünden zorunlu hizmet kapsamında bölgede görev yapan diğer doktorların da kaçacağından korkuyor. Hukukî girişimiyle bakanlığı sıkıntıya düşüren TTB ise sorunun çözümünün bölge standartlarının sosyal ve ekonomik yönden iyileştirilmesinden geçtiğini savunuyor.
Sağlık Bakanlığı'nın doğudaki personelin maaşına yaptığı zam, sözleşmeli personel sistemi ve döner sermaye paylarının yükseltilmesi gibi yöntemlerle doktorların gelirini 9 bin YTL'ye kadar çıkarması bile doktorları doğuya getirmeye fayda etmedi. Doktor açığının, halkın sağlığını tehdit eder boyuta gelmesi üzerine son bir kararla mecburi hizmet uygulamasını devreye sokan Sağlık Bakanlığı'nın bu girişimi de Danıştay'dan döndü. Türkiye Tabipleri Birliği'nin (TTB) itirazı üzerine Danıştay, ?Devlet Hizmeti Yükümlülüğü'nü düzenleyen 5371 sayılı kanunun ilgili maddesinin yürütmesini durdurdu ve görüşülmesi için Anayasa Mahkemesi'ne gönderdi. Karar, uygulamaya tabi doktorları sevindirirken, Doğu ve Güneydoğu'da sağlık hizmeti bekleyen milyonlarca vatandaş ve sivil toplum örgütleri, karara büyük tepki gösterdi. Van Bölge Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Özkan Ünal, Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararını doktor açısından özgürlükçü bir karar olarak yorumlarken, bölge halkının sağlığı açısından tehlikeli bulduğunu söyledi. Mahkemenin kararının bölge açısından daha ciddi sıkıntılar doğuracağına dikkati çeken Ünal, ?Çünkü Şemdinli'de, Yüksekova'da, Hakkari'de hatta Van'ın merkezindeki sağlık ocaklarında bakanlık doktor bulmakta zorluk çekiyor. Bölgeye atanan doktorlar çoğunlukla çeşitli bahaneler ileri sürüp buraya gelmiyor. Mecburi hizmet kapsamında Hakkari'ye tayini çıkan 36 doktordan 13'ü görevine başladı. Şemdinli'ye atanan 9 doktordan 2'si işbaşı yaptı. Onlar da Danıştay'ın kararı onaylanırsa hemen gitmek isteyecekler.? dedi.
Erzurum'daki bölge tabip odası ise Danıştay'ın kararını yerinde buluyor. Erzurum, Kars, Ardahan, Iğdır, Bayburt ve Gümüşhane Bölge Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Murat Karaşen, hekim olarak mecburi hizmeti kabul etmediklerini; ancak doğudaki sağlık hizmetlerinin de devam etmesi gerektiğini belirtiyor. Çözüm olarak bölge standartlarının sosyal ve ekonomik anlamda geliştirilmesi gerektiğine işaret eden Karaşen, sorunların, mecburi hizmet veya sağlık çalışanlarının mali açıdan desteklenerek çözülemeyeceğini öne sürüyor. Karaşen, ?Bölgedeki hekime 6-7 bin YTL veriliyor; ama yine de hekim gelmiyor. Bunun temelinde bölgedeki sosyo ekonomik standartların çok düşük olması yatıyor.? yorumunda bulunuyor. Van Aktif Sanayi İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Veysel Dikici de mecburi hizmetten ziyade bölgenin doktorların arzuladığı yaşam standartlarına kavuşturulması gerektiğini ifade ediyor. Dikici, Doğu ve Güneydoğu illerinin sosyo ekonomik açıdan kalkındırılması halinde her doktorun bölgede zorunlu değil gönüllü olarak çalışacağını vurguluyor.
Hasta ve Hasta Yakını Haklarını Savunma Derneği Erzurum Şube Başkanı Abdulnasır Polat ise bölgede uzman doktor sıkıntısı yaşandığı için çok sayıda hastanın sakatlandığını ya da hayatını kaybettiğini anlatıyor. Polat, ?Hastalarımızın ölmemesi, sakat kalmaması için Yargıtay'dan destek bekliyoruz.? diyor. Erzurumlu Recai Orak isimli vatandaş da doktorların mecburi hizmetinin kaldırılmasının bölge insanını kendi kaderi ile baş başa bırakacağını dile getiriyor. Eczacı Sezai Avşar, son dönemde birçok doktorun tayinini isteyerek bölgeden ayrıldığını aktarıyor. Emekli memur Osman Sönmez, ?Danıştay bu kararı verdiğinde bizleri düşündü mü? Bizler fakir insanlarız. Paramız yok ki İstanbul'a, Ankara'ya gidip tedavi olalım. Ya burada öleceğiz ya da doktor buraya gelecek.? diye konuşuyor. AK Parti Bingöl Milletvekili Feyzi Berdibek de Danıştay'ın bu kararının kesinleşmesi halinde Bingöl'de sağlık hizmetlerinin tamamen iflas edeceğinin altını çiziyor.
Tabipler Birliği: Çözüm için bakanlıkla işbirliğine hazırız
TTB İkinci Başkanı Metin Bakkalcı, Sağlık Bakanlığı'nın zorunlu hizmet uygulamasını
hukuk kurallarını zorlayarak aldığını iddia etti. Danıştay'ın da bu sebeple
yürütmeyi durdurma kararı aldığını kaydetti. Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki
hekim ihtiyacının doğru bir personel planlamasıyla giderilebileceğini belirten
Bakkalcı, ?Sağlık Bakanlığı, çözüm için meslek örgütleri ve üniversitelerle
derhal bir araya gelmeli. Bütüncül bir yaklaşımla ve ortak akılla yeni bir düzenleme
yapılmalı.? dedi. Sağlık hizmetlerinde çöküş yaşandığını öne sürerek, ?Olağanüstü
bir programa ihtiyaç var. TTB, bir güven ortamı oluşturulduğu takdirde çözüm
için her türlü katkıya hazırdır.? değerlendirmesinde bulundu. Hekimlerin doğu
bölgelerde görev yapmak istememesinin Sağlık Bakanlığı'nın uygulamalarından
kaynaklandığını ileri süren Bakkalcı, ?Zorunlu hizmetin ardından ne olacağı
belli değil. Sağlık Bakanı, ?Zorunlu hizmetini bitiren hekim ya sözleşmeli olacak
ya da bulunduğu yerde kalacak.' diyor. 300 günlük hizmetin ardından ne olacağını
bilmeyen insandan üç beş kuruş fazla para için oralara gitmesi beklenebilir
mi?? diye konuştu. Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde zor şartlarda görev yapan
pek çok hekim bulunduğunu dile getirerek, ?Bu bölgeler tümüyle boşaltılmış gibi
bir imaj yanlış. Zor şartlar altında görev yapan meslektaşlarımıza haksızlık
yapılmasın.? ifadelerini kullandı. Sağlık Bakanlığı'nın çıkardığı yeni atama
nakil yönetmeliğinde ilk atamaların Doğu ve Güneydoğu illerine yapılmasını öngören
hükümler bulunduğunu hatırlatan Bakkalcı, bu yönetmeliğin doğru şekilde işletilmesi
halinde zorunlu hizmete gerek kalmayacağını sözlerine ekledi.
zaman