Olumlu sicilin iptali içinde dava açılabileceğine dair Danıştay 2. dairesinin kararı
Mahkeme kararlarınızı bize gönderin, yayınlayalım
T.C.DANIŞTAY
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2006/111
Karar No : 2006/1515
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): Mehmet Şahin, Tıp Fakültesi Cad.
No:28/2 Abidinpaşa/ANKARA
Karsı Taraf: Bayındırlık ve İskan Bakanlığı - ANKARA
İsteğin Özeti: Ankara 2. İdare Mahkemesi'nin 8.4.2005 günlü, E:2005/592?
K:2005/481 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek
bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu,bu nedenle
istemin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : Ali Ün
Düşüncesi: İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı: Mehmet Karaoğlu
Düşüncesi: 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 119. maddesine göre,
sicil notu ortalaması 100 üzerinden 60 ve daha yukarı olan memurlar olumlu
sicil almış sayılmakta ve kamu görevlilerinin kademe ilerlemesi ve derece
yükselmesi yapabilmeleri açısından puan durumuna bakılmaksızın olumlu sicil
almış olmak, diğer koşulların da varlığı halinde yeterli sayılmış ise de; diğer
bazı haklar kazanabilmek yönünden salt olumlu sicil almanın yeterli olmadığı
ve olumlu sicilin derecesinin esas tutulduğu, anılan yasanın 37. ve 64. maddelerinde
açıkça belirtilmiş bulunmaktadır.
Diğer taraftan kamu görevlilerinin üst görevlere yükseltilmesinde aranılan
"liyakat?ın saptanması sırasında sicil notunun yüksek olup olmaması
hususunun dikkate alındığı kuşkusuz olup; olumlu sicilin derecesinin kamu
görevlilerinin mesleki gelecekleri için önem taşıdığı açıktır.
Bu durumda; olumlu sicil almış bulunan ve olumlu sicilin derecesini yetersiz
bularak sicilin bu yönden iptali için dava açan davacının bu davayı açmakta
hukuki yararının bulunduğu göz önüne alınarak uyuşmazlığın esasının incelenmesi
ve karara bağlanması gerekirken; idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi
gereken bir işlem bulunmadığı gerekçesiyle, 2577 sayılı İYUK.nun 14/3-(d)
ve 15/1-(b) maddelerine göre davanın incelenmeksizin reddedilmesine ilişkin
olarak verilen idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle, temyize konu idare mahkemesi
kararının bozulmasına karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADİNA
Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:
Dava, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Dış İlişkiler ve Mesleki Eğitim Dairesi
Başkanlığı emrinde Şube Müdürü olarak görev yapan davacının, orta düzeyde
düzenlenen 2002 ve 2003 yıllarına ilişkin sicil raporlarının iptali istemiyle
açılmıştır.
Ankara 2. İdare Mahkemesi'nin 8.4.2005 günlü, E:2005/592, K:2005/481
sayılı kararıyla; olumsuz olarak düzenlenmemiş olan 2002 ve 2003 yılı sicil
raporlarının, tek başına hukuki sonuçlar doğuran, davacının hukuki durumunda
değişiklik yapan, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülebilir işlem
niteliği taşımadığı gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun
15/1 -b maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, sicil raporlarının orta düzeyde belirlenmesinin hukuki menfaatini
etkilediğini, söz konusu sicil raporlarının sübjektif değerlendirmelere
dayalı olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek
bozulmasını istemektedir.
657 sayıl! Devlet Memurları Kanunu'nun 111. maddesinde, Devlet memurlarının
ehliyetlerinin tespitinde, kademe ilerlemelerinde, derece yükselmelerinde, emekliye
çıkarma veya hizmetle ilişkilerinin kesilmesinde özlük ve sicil dosyalarının
başlıca dayanak olduğu; 113. maddesinde, sicil amirlerinin belli zamanlarda
düzenleyecekleri sicil raporlarında, memurların liyakat derecesini not esasına
göre kıymetlendirerek tespit edecekleri; 115. maddesinde, sicil amirlerinin
maiyetlerindeki memurların sicil raporları ile birlikte, bunların genel durum
ve davranışları bakımından da olumlu ve olumsuz nitelikleri, kusur ve eksiklikleri
hakkında mütalaalarını bildirecekleri; 119. maddesinde de, sicil raporlarındaki
sicil notu ortalaması 100 üzerinden 60 ve daha yukarı olanların olumlu sicil
almış sayılacağı, sicil raporlarındaki sicil notu ortalaması 60'ın altında olanların
olumsuz sicil almış sayılacağı belirtilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 121. maddesi hükmü uyarınca çıkarılan
Devlet Memurları Sicil Yönetmeliğimde de benzer düzenlemelere yer verilmiştir.
Anılan Yönetmeliğin 17. maddesinde, sicil amirlerinin sicil raporunu doldurdukları
her memuru;
a) Dış görünüşü (kılık, kıyafet),
b) Zeka derecesi ve kavrayış kabiliyeti,
c) Azim ve sebatkarlık, dürüstlük, sır saklamada güvenirlilik ve beşeri münasebetlerdeki
başarısı,
d) Alkol, kumar, vb. alışkanlıkları memuriyetle bağdaşmayacak ölçüde sürdürme,
dedikodu yapma, kıskançlık, kin tutma gibi kötü huy ve davranışları,
Bakımından genel bir değerlendirmeye tabi tutacaktan, sicil döneminde
edinilen bilgi ve müşahadelerden yararlanılarak yapılacak değerlendirme sonuçlarına
göre memurların olumlu ve olumsuz yönleri, kusur ve noksanları hakkındaki düşüncelerin
sicil raporunun şahsiyet değerlendirilmesine ait bölümüne ayrı ayrı açık ve
gereğine göre kısa veya teferruatlı olarak yazılacağı, sicil amirlerinin memurların
genel durum ve davranışları hakkındaki düşüncelerinin, not takdirlerinde dikkate
alınacağı; 19. maddesinde, sicil amirlerinin sicil raporlarını itinalı, doğru
ve tarafsız bir şekilde düzenlerken, Devlete sadakat ve bağlılığı, memuriyet
sıfatının gerektirdiği şeref ve itibar ile hizmetlerin süratli ve ekonomik bir
şekilde yürütülmesini, güvenilir ve yetenekli memurların yükselmelerini, diğerlerinin
ise kamu hizmetlerinden uzaklaştırılmaları gerektiğini esas alacakları; 20.
maddesinde de, her derecedeki sicil amirlerinin 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu ve bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak memurlar hakkında sicil raporlarında
yaptıkları değerlendirmelerin birbirinden bağımsız ve 16 ncı madde hükümlerine
göre etkili ve geçerli olduğu hükme bağlanmıştır.
Değerlendirme bir sistem olarak, personele ilişkin uygulamaların dayanağını
oluşturmakta olup, personelin değerlendirilmesi ise; personelin yükseltilmesi,
gelecekte göstereceği gelişme potansiyeli, eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi,
başarı durumunun ortaya çıkması, ödüllendirilmesi, ücretinin artırılması, görev
yerinin değiştirilmesi, görevine son verilmesi, emekliye ayrılması gibi sonuçlar
doğurmaktadır.
Yukarıda belirtildiği şekilde yetkili sicil amirlerince düzenlenen sicil raporlarının
doğurduğu hukuki sonuçların ağırlığı dikkate alındığında; her yıl için yeniden
düzenlenmek suretiyle ilgili memurun o yıl içindeki mesleki bilgisini, deneyimini,
tutum ve davranışlarını ortaya koyan ve tüm bu hususların değerlendirilmesinden
sonra oluşan hukuki bir belge niteliği taşıyan sicil raporlarında, "Sicillerin
Objektifliği" ilkesi çerçevesinde yetkili sicil amirlerinin kanaatinin
oluşmasına etki eden hususların somut bilgi ve belgeye dayandırılmasının
bir zorunluluk arzedeceği tartışmasızdır.
Bu durumda, davacının, "orta" düzeyde düzenlenen 2002 ve 2003 yılı sicil
raporlarının iptali istemiyle açtığı davanın, yukarıda belirtilen hükümler ve
taraflarca öne sürülen hususlar çerçevesinde incelenip değerlendirilerek buna
göre bir karar verilmesi gerekirken, söz konusu sicillerin idari davaya
konu olabilecek kesin ve yürütebilir işlem niteliği taşımadığı gerekçesiyle
davanın reddedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Ankara 2. İdare
Mahkemesinin 8.4.2005 günlü, E:2005/592, K:2005/481 sayılı karanın 2577 sayılı
İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına,
aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen
hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen
Mahkemeye gönderilmesine, 2.5.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan
Mustafa BİRDEN
Üye
Engin KUMRULU
Üye
Kamuran ERBUĞA
Üye
M.Yücel ÖZBİLGİN
Üye
Ayfer ÖZDEMİR