Erdoğan: Kendi uçak gemimizi yapacağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Burgazada korvetinin denize indirilmesi ve Kınalıada korvetinin ilk kaynak törenine katıldı ve "Amfibi türü Anadolu gemisinden sonra artık biz kendi uçak gemimizi yapar hale geleceğiz" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 18 Haziran 2016 15:23, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, amfibi türü Anadolu gemisinden sonra artık Türkiye'nin kendi uçak gemisi yapar hale geleceğini belirterek, "Türk Silahlı Kuvvetleri kendi uçak gemisine de sahip olacak, bunu da başaracağız. Hiçbir engel yok. İnanırsanız başarırsınız, azmederseniz başarırsınız." dedi.

Erdoğan, İstanbul Tersane Komutanlığı'nda düzenlenen Burgazada Korveti'nin denize indirilmesi ve Kınalıada Korveti'nin ilk kaynak törenine katıldı.

Savunma sanayi açısından çok önemli iki töreninin bir arada gerçekleştirildiğini ifade eden Erdoğan, hem Burgazada Korveti'ni denize indireceklerini hem de Kınalıada Korveti'nin kaynak töreninin yapılacağını söyledi.

Bunların toplam 8 gemiden oluşan MİLGEM Projesi'nin üçüncü ve dördüncü gemileri olduğunu dile getiren Erdoğan, Başbakanlığı döneminde attıkları bu adamın her geçen gün neticelerini görmenin ayrı bir mutluluk verdiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce MİLGEM kapsamında Heybeliada ve Büyükada'nın donanmanın hizmetine sunulduğunu anımsatarak, bu iki geminin hem ulusal hem de uluslararası birçok tatbikatta donanmayı gururla temsil ettiğini, göğüsleri kabarttığını aktardı.

Bu başarı grafiğine birer yeni halka daha eklendiğini belirten Erdoğan, öncelikle her iki projenin ülke, millet ve tüm denizciler için hayırlara vesile olmasını diledi, bu çalışmalarda emeği geçen, katkısı olanlara teşekkür etti.

Erdoğan, bilhassa Türk Silahlı Kuvvetlerini, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarını, Savunma Sanayi Müsteşarlığında özellikle İcra Konseyi Başkanlığı'nda görev yapanları, mühendisleri, tasarım çalışmalarında yer alanları ve işçileri özellikle anmak istediğini belirterek, şükranlarını sundu.

- "Çok daha seri olarak üretimlerimizi yapmamız lazım"

İcra Konseyi'nin başında Başbakan Binali Yıldırım'ın gemi inşa yüksek mühendisi olarak bulunduğunu ifade eden Erdoğan, "Bu tersanelerle yağlı, paslı bayağı çalışmaları oldu. Az önce kendisine dedim ki, 'Bu süreler uzun değil mi?' O da katıldı. 'Süreler uzun' dedi. Artık bu süreleri bizim 1,5-2 yıla indirmemiz lazım. Çok daha seri olarak biz bu üretimlerimizi yapmamız lazım. Yapar mıyız? Evelallah yaparız. Bu imkana, bu güce artık Türkiye sahiptir. Biz artık yüzde 60'la falan yetinemeyiz. Şimdi tabi en önemli atmamız gereken adımlardan bir tanesi, ilk adımı attık ama bunu tamamlamamız lazım. Kendi gemilerimizdeki makinelerimizi de üretmek suretiyle artık bu süreci hızlandırmamız gerekiyor." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Burgazada Gemisi'nin denize indirildikten sonra uzun bir sürenin ardından hizmete gireceğini belirterek, 2018'de tamamıyla hizmete girmesi durumunda bunun kendileri için uzun bir zaman olduğunu söyledi.

İçindeki donanımın çok daha hızlandırılması gerektiğini dile getiren Erdoğan, geminin çok daha kısa sürede iki arkadaşının yanında yerini alması, arkasından da Kınalıada'nın süratle diğer arkadaşlarına yetiştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Erdoğan, Türkiye'nin her geçen gün savunma sanayi alanında kendi kendine yeten bir ülke yolunda emin adımlarla ilerlediğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bundan sadece 1,5 ay önce 30 Nisan'da Deniz Kuvvetlerimiz için tarihi nitelikte bir projenin ilk adımını atmış, çok maksatlı amfibi hücum gemimiz Anadolu'nun sac kesme törenini gerçekleştirmiştik. Dikey uçuş yapabilen uçakların da iniş kalkış yapabileceği ilk gemi olacak Anadolu'nun tamamlanmasıyla ülkemiz bu alanda çok farklı bir lige yükselecektir. İnşallah bugün olduğu gibi ülke güvenliğimiz açısından kritik önemi olan bu tür projelerinin sayılarını artırarak sürdüreceğiz. Bu amfibi türü Anadolu gemisinden sonra artık biz kendi uçak gemimizi yapar hale geleceğiz ve uçak gemimizi inşallah yapacağız. Türk Silahlı Kuvvetleri kendi uçak gemisine de sahip olacak, bunu da başaracağız. Hiçbir engel yok. İnanırsanız başarırsınız, azmederseniz başarırsınız. Şu anda evelallah bu azim ve kararlılıkta olan bir hükümet ve bir devlet vardır, bunu böyle bilin. Türkiye'nin bilhassa savunma sanayi ve askeri konularında atalete düşme, durma, duraksama lüksü yoktur. Her şeyden önce ülkemizin içinde yer aldığı stratejik coğrafya buna izin vermiyor."

- "İçinde bulunduğumuz bölge devletler mezarlığı"

Tarih boyunca farklı medeniyetlere ve kültürlere ev sahipliği yapan bu bölgenin, insanlık tarihinin nüvelerini bünyesinde barındıran bir açık hava müzesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, Anadolu'nun ve Ortadoğu'nun tarihi okunmadan dünya tarihinin anlaşılması ve tam olarak kavranmasının mümkün olmadığını kaydetti.

Erdoğan, içinde bulunulan bölgenin aynı zamanda bir devletler mezarlığı olduğunu ifade ederek, "Askeri, siyasi, kültürel ve toplumsal olarak güçlü olmayan nice devlet bu meşakkatli coğrafyada çok daha kısa sürede yıkılıp gitmiştir. Sadece kendilerini yenileyen, zamanın ruhunu iyi okuyan, geleceğe dair bir vizyonu, bir hedefi olan, en önemlisi cazibe merkezi olmayı sürdüren milletler bu coğrafyada asırlar boyu varlıklarını koruyabilmişlerdir. Osmanlı Devleti bunun en somut, en güzel örneğidir. Söğüt'teki 400 çadırlık bir uç beyliğini adım adım bir cihan devletine dönüştüren cevher ecdadımızın cengaverliği yanında coğrafyamızı siyasi, sosyal ve kültürel olarak tutmayı başarabilmeleridir." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle bir başka ifadeyi kullanmak istediğini belirterek, sert güç unsurlarıyla beraber yumuşak güç unsurlarına da sahip olan ülkelerin tarihte kalıcı izler bırakabildiklerini dile getirerek, bunların birini diğerine tercih etmek, hele hele sert güç imkanlarının öneminin hafife alınmasının felakete zemin hazırlamak olduğunu söyledi.

Hiç kimsenin "Ben kültürel ve siyasi olarak iyi bir yerdeyim. Askeri açıdan güçlü olmasam da olur" diyemeyeceğini vurgulayan Erdoğan, aynı şekilde züccaciye dükkanına giren fil misali her tarafı ezip geçmenin, yıkmanın da gerçek anlamda güçlü kılmayacağını anlattı.

Erdoğan, yapılması gerekenin, ülkenin tüm potansiyelini, elinin altındaki imkanları aynı hedef ve idealler doğrultusunda ince bir siyasette harekete geçirmek olduğunu belirterek, insanların zihnine ve duygularına aynı anda hitap etmenin başarılması gerektiğini aktardı.

İddia sahibi olmanın imkan sahibi olmayı da gerektirdiğinin unutulmamasını isteyen Erdoğan, "Bir devlet gücü kapasitesi, askeri kabiliyetleriyle kem gözlere korku salarken umudunu kendisine bağlamış dostlarını da koruyabilmelidir." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son yıllarda iç ve dış politikada yaşanılan hadiselerin bu gerçeği çok net ve çarpıcı bir şekilde ortaya koyduğuna inandığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "2009 yılından itibaren farklı isimler altında hayata geçirdiğimiz demokratikleşme adımları ve reformlar bölge halkına sorunun kaynağının örgüt olduğunu tartışmasız şekilde gösterdi. Bölge halkı bu süreçte devletin iyi niyetini, samimiyetini, bölgeye gerçekleştirdiği tarihi nitelikteki yatırımları bizzat tecrübe etti. Bölücü terör örgütünün ise hizmetleri ve yatırımları engellemek, bölgeyi karanlığa, cahilliğe, yokluk ve yoksulluğa mahkum etmek için çalıştığı iyice anlaşıldı" dedi.

Erdoğan, İstanbul Tersane Komutanlığı'ndaki, Burgazada korvetinin denize indirilmesi ve Kınalıada korvetinin ilk kaynak töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 30 yılı aşkın süredir bölücü terör belasıyla başa çıkmaya çalıştığını ifade etti.

Bugüne kadar terör sorununu ülkenin gündeminden kaldırmak, bu meseleye kalıcı bir çözüm bulmak için çok farklı yöntemlerin belirlendiğini aktaran Erdoğan, "Güvenlik güçlerimiz, askeriyle, polisiyle, istihbaratçısı ve korucusuyla hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan, canları pahasına 32 yıl boyunca teröristle mücadele etti. Siyasi irade ve hükümetler de bu süreçte üzerlerine düşenin yapması çabası içinde oldu." dedi.

- "Örgüt tarihinin en büyük hezimetini yaşadı"

Ancak son 1 yıldır yaşanan sürecin terörle mücadele tarihinin en kritik ve en önemli dönemini oluşturduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Askeri operasyonlar, kararlı şekilde sürerken halkın desteği de bugüne kadar görülmedik ölçüde devletin yanında yer almıştır. Bunun bir kaç temel sebebi bulunuyor. Öncelikle 2009 yılından itibaren farklı isimler altında hayata geçirdiğimiz demokratikleşme adımları ve reformlar bölge halkına sorunun kaynağının örgüt olduğunu tartışmasız şekilde gösterdi. Bölge halkı bu süreçte devletin iyi niyetini, samimiyetini, bölgeye gerçekleştirdiği tarihi nitelikteki yatırımları bizzat tecrübe etti. Bölücü terör örgütünün ise hizmetleri ve yatırımları engellemek, bölgeyi karanlığa, cahilliğe, yokluk ve yoksulluğa mahkum etmek için çalıştığı iyice anlaşıldı. Bölge halkının 20 Temmuz'dan itibaren, tüm tehditlere ve baskılara rağmen örgütün yanında yer almamasının en büyük sebebi budur. Bunun yanında güvenlik birimlerimizin ilk günden itibaren büyük bir titizlikle koordinasyon ve hukuk sınırları içinde yürüttüğü operasyonlar örgüte büyük darbe vurdu. Böylece ülkemizin birliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine yönelik en büyük saldırı boşa çıkarıldı. Örgüt, tarihinin en büyük hezimetini yaşadı. Yurt içinde ve yurt dışında icra edilen operasyonlar sonucunda 7 bin 600'ün üzerinde terörist etkisiz hale getirildi."

Teröristlerin yığınaklarının, mağaralarının, barınma alanlarının çok önemli bölümünün yok edildiğini belirten Erdoğan, "Örgütün medya ve siyasetteki uzantılarının gayretleri, Tanışık köyündeki vahşeti, İstanbul ve Ankara'daki canlı bomba eylemlerini, camilere, okullara, hastanelere yönelik kalleşçe saldırıları perdelemeye yetmedi. Bu çevrelerin Kandil'deki eli kanlı canilerden ekolojik kahraman ve cici çocuk çıkarma projesi büyük bir hüsrana uğradı. Ben bu vesileyle askerinden polisine istihbaratçısından korucusuna kadar bölgede destan yazan tüm güvenlik birimlerimizi gönülden tebrik ediyorum. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Gazilerimize şükranlarımı ifade ediyor, yaralılarımıza Rabbimden acil şifalar temenni ediyorum." diye konuştu.

- "14 yıl öncesinin Türkiyesi olsaydı çok farklı bir manzarayı konuşuyor olacaktık"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 14 yılda savunma sanayinde atılan adımlara dikkati çekerek şöyle konuştu:

"Değerli arkadaşlar, burada şu hususun altını çizerek ifade etmek istiyorum, şayet Türkiye 14 yıl öncesinin Türkiyesi olsaydı inanın bugün çok daha farklı bir manzarayı konuşuyor olacaktır. Çünkü 2002 yılında Türkiye en stratejik alan olan savunma sanayinde yüzde 80'ler civarında dışa bağımlıydı. Bugün bu oranı yarı yarıya azaltarak yüzde 40'lar seviyesine düşürmüş durumdayız. Yerli üretim insansız hava araçlarımız gökyüzündeki gözcülerimiz olarak teröristlere gizlenecek in bırakmıyor. Kirpi ve diğer zırhlı personel taşıyıcılarımız, güvenlik birimlerimize örgütün saldırılarına karşı daha muhafazalı bir imkan getiriyor. Aynı şekilde Fırtına obüslerimiz, terörle mücadele yanında Suriye'den ülkemize yönelen DAEŞ ve YPG gibi terör örgütlerinin saldırılarına karşı kritik bir savunma hattı oluşturuyor. Atak helikopterlerimiz gururumuz olarak semalarımızda uçuyor. Kendi üretimimiz olan gemilerimiz ülkemizle birlikte dünyanın dört bir yanındaki denizlerde bayrağımızı gururla taşıyor."

- "Adımlarımızı daha hızlı atmalıyız"

Son 14 yılda bu alanda ortaya konulan bu başarı hikayeleri elbette önemli olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"İşte şimdi, Sayın Başbakanımıza onu diyorum, 'Siz bir gemi inşa yüksek mühendisi olarak bundan sonra daha seri bir şekilde denizlerde inşallah bu üretimi güçlü kılmalısınız. Bunun yanında bir mühendis olma özelliğiniz sebebiyle de aynı şekilde icra konseyinde tüm üretimlerle alakalı kararlarımızı çok daha seri almak durumundayız. Bunları yapacak bir güce Türkiye sahiptir. Şu anda insansız hava araçlarında hamdolsun silahlı insansız hava araçlarını da üretecek noktaya gelen bir Türkiye var. Bunlar bizim çok ama çok önemli işimizi görecek. MİLGEM başta olmak üzere bu alandaki projelerimizi devam ettirmek, yeni projelerle donanmamızı güçlendirmek durumundayız. Savunma sanayinde takip eden değil takip edilen tüketen değil üreten yeniye öncülük eden bir üst aşamaya artık geçmemiz gerekiyor. 2023 yılında savunma sanayinde dışa bağımlılığı tamamen ortadan kaldırmayı hedefleyen bir ülke olarak adımlarımızı daha hızlı atmalıyız. Bugün planlanandan 3 ay önce denize indirme törenini gerçekleştirdiğimiz Burgazada korvetiyle saç kesme törenini yaptığımız Kınalıada korvetini bu kararlılığımızın, bu irademizin birer sembolü olarak kabul ediyorum. Kınalıada korveti inşasının kazasız belasız tamamlanmasını diliyor. Projede emeği geçen ve geçecek olan herkese teşekkür ediyorum."

Erdoğan konuşmasını, "Burgazada korvetimizin yolu açık, denizleri sakin, pruvası neta olsun diyor, hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum." diyerek tamamladı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber