Başbakan Yıldırım'ın kızı: Yardımseverlik bizde aile geleneği

Büşra Yıldırım Köylübay, yaklaşık beş yıldır Kızılay için çalışıyor. Birçok yardım faaliyetini bizzat organize eden, yeri geldiğinde yardım kolilerini tek tek elleriyle hazırlayan Köylübay: "Yardımseverlik ailemizin geleneğinde var. Ben de görevimi yapmaya devam edeceğim" diyor

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 13 Kasım 2016 06:51, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Başbakan Yıldırım'ın kızı: Yardımseverlik bizde aile geleneği

Başbakan Binali Yıldırım'ın kızı Büşra Yıldırım Köylübay, altı yaşındaki Elif ve beş yaşındaki Ali'nin annesi. Beş yıldır, Kızılay İstanbul Şubesi Başkan Vekili olarak görev yapıyor. Sekiz yıldır Kızılay'la gönül bağı var. Birçok yardım faaliyetini bizzat organize eden, yeri geldiğinde kolileri tek tek elleriyle hazırlayan, hamile olduğu dönemde bile Van'daki depremzedeleri yalnız bırakmayan biri. Ortalarda gözükmeyi pek sevmiyor. Yaptıklarının duyulmasını tercih etmiyor, sessiz sedasız olmak onu mutlu ediyor. Kızılay tarafından hayata geçirilen Kızılay Anneleri projesini konuşmak için Sirkeci'de genel merkez ofisinde buluştuk. Büşra Yıldırım Köylübay, son derece samimi ve mütevazıydı... Kızılay adına yaptıklarını anlatırken gözleri parlıyordu. Özellikle çocukların özel ilgi alanında olduğu vurgulayan Köylübay, "Yardım faaliyetleri bizim için bir aile geleneği" diyerek başladı konuşmaya...

- Türkiye'nin dört bir yanına, hatta yurtdışına yardıma koşuyorsunuz. Bu faaliyetler sırasında sizi etkileyen, duygulandıran birçok an yaşanıyordur. Özellikle gönül telinize dokunan bir tanesini bizimle paylaşır mısınız?

- İkinci çocuğuma hamileydim. Van depreminden sonra Çekmeköy şubemizin Bir Oyuncak Bir Tebessüm diye bir kampanyası olmuştu. İstanbul'da yaşayan öğrenci çocukların, birer oyuncaklarını, yine çocukların yazdığı notla Van'daki depremzede miniklere götürecektik. Ağabeyimin kızı Bahar Sena da bir hediye göndermek istedi, içine de bir not yazdı. Van Erçiş'e gittiğimde okulun en başarılı öğrencisine, yeğenimin hediyesini takdim ettim. O kız çocuğu notu okuduktan sonra bir süre ortadan kayboldu, tam ayrılacağımız esnada bana Bahar Sena'ya iletilmek üzere bir mektup verdi, Sanki 40 yıldır birbirlerini tanıyorlarmış gibi samimi, içten, gözlerimizi yaşartan, tüylerimizi diken diken eden bir mektuptu bu. Teşekkürünü o kadar güzel ifade etmişti ki, ben bugün bir mektup yazmak istesem o kelimeleri bulamam. O kadar hassas, o kadar naif. O zaman kendi kendime "Sen doğru yoldasın, iyi bir şeyler yapıyorsun" dedim. Çünkü beni eleştirenler oluyordu, "Hamile hamile Van'da ne işin var" diye...

- Çocuğa giden yardımın ayrı bir önemi ve haz duygusu var, değil mi?

- Çünkü geleceğimizi düşününce yapılabilecek en iyi yatırım çocuğa yapılan. Yaşlılar da, tüm ihtiyaç sahipleri de başımızın tacı elbette ama çocuk çok masum, savunmasız. Onları koruyup, kollayan herkese misliyle karşılık verebilecek doğallığa sahipler. Bir yaşlımızın gönlünü aldığımız zaman, bazen onlar açısından, bu bizim görevimizmiş gibi addedilebiliyor.

- Kızılay'la sizin yolunuz nasıl keşişti?

- Aile olarak her zaman yardım yapardık ama bunlar bireyseldi, kendi gücümüzle ve imkanlarımızla... Lojistik anlamda da birçok yardımımız oldu. Gün geçtikçe, gücümüz nispetinde yapmak istediğimiz iyiliklerin boyutu da büyümeye başladı. O noktada yeterli sayıda ihtiyaç sahibine ulaşamamaya başladık. Bir aracı arayışına girdiğimizde, ailemin yönlendirmesiyle Kızılay'la yolumuz kesişti. O noktadan sonra, aile olarak yaptığımız tüm yardımları Kızılay aracılığıyla yapıyoruz.

- Aile olarak en büyük yardımınız nereye?

- Bizim aile ve şube olarak yaptığımız en önemli yardım operasyonu, Suriye İnsani Yardım Operasyonu'dur. Biz düzenli olarak oraya her ay, insani yardım malzemesi gönderiyoruz. Sınır ötesine, sınır içinde kalan kamplara... Aile olarak çok ciddi katkı sağlıyoruz çünkü bizim önceliklerimiz arasında. Şube olarak da düzenli hale getirdiğimiz bir yardım. Mesela geçitiğimiz hafta yönetim kurulumuzdan biri 42 ton nar gönderdi. Oradaki insanlar ilk kez nar gördüler, ellerine aldılar. Bunu şahsı adına değil, şubemiz üzerinden gönderdi. Yurtiçinde de rutin yardımlarımız var, her bayram bin civarı çocuğumuza baştan aşağı bayramlıklarını veriyoruz. Bekler oldular artık. Gıda ve ihtiyaç yardımı yaptığımız binlerce aile var.

- Kızılay'da görev almayı çok önemsiyorsunuz... Başka kurumlar da var yardım eden...

- Kızılay çocukluğumuzdan beri öğretilmiş bir kurum. Osmanlı'dan günümüze kadar uzanan, halaa ayakta durmayı başarmış tek miras... Kızılay Haftası dendiğinde her çocuğun, hafızasında bir resim, bir şiir olur. Benim de öyle. Kızılay kolu olurdu okullarda, bizim zamanımızda hatırlarsınız... Yaş ilerledikçe, hayattaki seçimleri yapma zamanı geldiğinde, insan etrafına, çevresine, ailesine bakıyor. Birçok yardım kuruluşu olduğunu fark ediyorsunuz ama devlet himayesinde olan, şeffaflık noktasında ilerlemiş bir sistemi olduğu için ve ailemin de yönlendirmesiyle Kızılay benim için bir kapı oldu. İçinde olmaktan son derece mutluyum. Gittiği yere kadar da devam ederim.

- Kızılay denince ilk aklıma gelen kan bağışı oluyor. Oysa bunun çok ötesinde işler yapıyorsunuz.

- Kızılay afet ve savaş anında insanlara yardım etme amaçlı kurulmuştur, bu tüzüğünde de yazar. Ama biz son beş yıldır, insanların o algısını değiştirmek için projeler yaptık. Çünkü Kızılay'ın sadece kötü günde anılmasını istemedik. Kızılay denince akla sadece, afet çadırı, battaniye, erzak, aşevi gelmesin. İyi günde de, insanların gönül teline dokunabilecek yerlerde adı geçsin istedik. Hayır defilesi, konser yaptık. Benim de, şubemizin de büyük önem verdiği şey çocuklar.

- Ülkemizde insanlar iyilik yapmayı seviyorlar mı?

- Kesinlikle. Çok merhametli bir milletiz. Yapılan araştırmalara göre, gelirine göre en çok yardım yapan ülkeymişiz zaten. Türkiye'de doğru yönlendirme eksik. İnsanlar ne şekilde yardım yapacağını bilmiyor. Yardım illa parayla olmaz, parası olan parayla yapar, bilgisi olan bilgisiyle...

?ÇOCUKLARIMI ETKİNLİKLERE GÖTÜRÜRÜM

- Hayat biçiminiz olmuş sanki yardım işlerinde çalışmak.

- Öyle. Her yaptığım şeyde bunu nasıl bir yardıma dönüştürebilirim diye sürekli hesap yapmaya başladım. İnsanlara bir telefon açtığımda bilirler ki, onlardan mutlaka bir şey isterim. Kendim için asla bir şey istemem ama Kızılay için isterim. Telefon açarım, karşımdaki hemen "Ne yapmamız gerekiyor?" der.

- Çocuklarınızı da yardımlarını içine dahil ediyor musunuz?

- Tabii. Özellikle çocuklara yönelik olanlara iki çocuğu da dahil ederim. Sevgi Evleri projemiz var, her yıl çocuk şenliği yaparız... Çocuklarımı bu tarz etkinliklerin hepsine götürürüm. Çünkü bu hatıralar onların zihninde kalıyor. Kızıma oyuncak hediye ettiğimde bana, "Anne bana vermene gerek yok, benim oyuncağım var, olmayan çocuklara ver" diyor. O sorumluluğu, o fedakarlığı hissedebiliyor. Kızım ihtiyacı olan yaşıtlarını çok gördü...

ANNEMİZ ADINA OKUL YAPTIRDIK

- Babanız başbakan olmadan önce, ağabeylerinizle Çekmeköy'de anneniz adına bir ilkokul yaptırdınız...

- Annem emekli öğretmen. Allah annem ve babamdan razı olsun, bizlerin üzerinde çok büyük emekleri var. Biz onlara olan sevgimizi ve teşekkürümüzü nasıl gösterebiliriz diye ağabeylerimle birlikte düşününce çıktı ortaya bu fikir. Bugüne kadar bu ülkeye, eğitime verdiği emeğin, bu dünyadan ayrıldıktan sonra bile devam edeceği ne olabilir deyince okul aklımıza geldi. Yıllar da geçse, orada okuyan öğrencilerin, bu ülkede iyi bir yerlere geldiğini görmek son derece anlamlı bir sürpriz olur dedik.

- Annenizin açılışa kadar kendi adına okul yapıldığından haberi yokmuş...

- Yoktu. Bir okul yaptırdığımızı öğrendi ama kendi isminin verildiğini açılış sırasında gördü. Benim için de çok duygusal bir gündü.

- Size yardımseverlik damarı kimden miras? Annenizden mi, babanızdan mı?

- Her ikisinden de. Hatta onlardan daha da geriye gidebiliriz. Hala bugün bile, dedelerimden bahsedilirken, "Çok merhametli, çok yardımsever biriydi, Allah Rahmet eylesin" derler. Biz de biraz genlerden geliyor yardımseverlik.

- Babanızla ilişkinizi sorsam...

- Tek kelimeyle mükemmel bir baba. Manevi gücünü hep arkamda hissederim.

Bir Kızılay Annesi olmak için ne yapmalı?

"Yüreğinden iyilik yapmak geçen herkesle buluşacağız. Küçük büyük demeden birikimleri toplayacağız. Bununla ilgili bilgi alabilmek için www.kızılayannesi.org sitesinden konuyu inceleyebilir herkes."

Zerrin Menteşeoğlu (Kızılay İstanbul Şubesi Kadın Kolları Başkanı/ Yönetim Kurulu Üyesi )

HERKESE KAPIMIZ AÇIK

- Kızılay Anneleri projesi nasıl ortaya çıktı?

- Çok kısa süre önce yaşadığımız çok üzücü bir 15 Temmuz anısı vardı. Eğitim adı altında maddi imkansızlıklar üzerinden evlerimizden çocuklarımız çalındı. Ülkemize faydalı nesiller yetiştirmek istiyorsak bizim çocuklarımızı sahiplenmemiz lazım. Büşra Başkanımla "Bu çocukları Kızılay güvencesiyle okutmak için bir hareket başlatalım" dedik. Kızılay Annesi ortak bulduğumuz bir isimdi. Küçük büyük tüm kadın güçlerini birleştirelim istedik. 50 lira veren de bir çocuğa sahip çıkmanın hazını yaşayacak, 50 bin lira verebilen de... - Tüm annelere açık bir çağrı bu. Çocukları nasıl seçeceksiniz? - Önce yetimlerimizden başlayacağız. Milli eğitim aracılığıyla maddi imkanı olmayan çocuklara sahip çıkılabiliyor ama biz de destek olacağız. Şu anda böyle bir alanda boşluk var, farklı çıkar grupları bu işe el atmadan Kızılay olarak biz elimizi bu çocukalra uzatalım istedik. Hem eğitim bursu vereceğiz, hem de diğer ihtiyaçlarını karşılayacağız. Yakın zamanda ilk anakolumuzu açacağız.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber