Bankacılık Kanunu değişiyor zimmete yeni tanım geliyor

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 17 Kasım 2007 11:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, Bankacılık Kanunu'nda değişikliğe gidileceğini, zimmet suçunun sorumluluk tanımının değişeceğini, ancak geçmişe dönük af olmayacağını belirtti

Kadife Şahin

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, Bankacılık Kanunu'nda şikayet konusu olan maddelerle ilgili değişiklik çalışması yaptıklarını söyledi. Mevcut kanunun Türk yönetici ve ortaklara geniş bir sorumluluk getiriyor. Banka kaynaklarının usülsüz kullanımı (zimmet) halinde yönetici ve ortakların eş ve çocuklarına kadar sorumluluk getiriyor. Yasanın bu maddesindeki katılık, banka patronlarının bankalarını satmaya iten etkenlerden biri olarak görülüyor ve yabancılara aynı uygulamayı öngörmemesi eleştiriliyordu.

BDDK Başkanı'nın sorularımıza yanıtları şöyle:

Kanunda yapmayı düşündüğünüz değişiklikler neler?

2005'te yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Yasası bir çok köklü değişikler getirdi. Bugün bazı maddelerde sorunlar olduğunu görüyoruz. Bu maddelerde değişikler olursa sistemin daha iyi işleyeceğini düşünüyoruz. Örneğin banka genel müdür yardımcılarının yönetim kurulu üyeliklerine getirilen sınırlamalar. Kredi kartlarına bakan bir genel müdür yardımcısı Bankalararası Kart Merkezi'nde yönetim kurulu üyesi olamıyor.

Sandıklarla ilgili boşluk var

Yasada başka ne gibi eksiklikler var?

Yasada finansal holdingleri teşvik etmek için düzenleme yapılmıştı, ancak düzenlemenin bu yönde bir etkisi olmadı. Şu anda Türkiye'de üç tane finansal holding var. Tam istediğimiz gibi uygulanmıyor, aksine teşvik yerine köstek olmuş durumda.

TMSF için yeni bir düzenleme var mı?

TMSF maddeleriyle ilgili hiç yorum yapmayayım. Çünkü benim konum değil. Ama bizi ilgilendiren birkaç madde değişikliği olacak, Meclis'in takdirinde.

Sandıklar için düzenleme olacak mı?

Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. 31.12.2007'den itibaren bankalarımız banka sandıklarına para aktaramıyorlar. Ortada bir boşluk var. Sandıkların da durumu malum. Risk grubu tanımları, finansal holdingler, banka yöneticilerinin yönetim kurulu üyelikleri ve banka sandıklarıyla ilgili düzenlemeler olacak.

Banka sahipleri ve yöneticilerinin sorumlulukları yeniden mi tanımlanacak?

Diğer bir düzenleme de kesinlikle geçmişe yönelik bir af gibi düşünmemeli, Bankacılık Kanunu'ndaki zimmet tanımıyla ilgili olacak. Çünkü Bankacılık Kanunu'muzdaki zimmet tanımıyla bir bankacı ya zimmet suçu işler ya da hiçbir şey yapmaz. Ben para cezalarını falan kastetmiyorum. Ya tepede zimmet suçu var ya da hiçbir şey yok. Arada bir kademe yok.

Dolayısıyla yapılan eylemler sonucunda yazılan raporlarda bazen ikilemde kalabiliyorsunuz. Suç zimmet kadar ağır bir suç değil, ama ortada birşey var. Buna da hiç birşey yok diyemezsiniz. Kanun maalesef bunu iki uçta değerlendirmiş. Geçmişe af getirmeyecek şekilde ele alınmasında yarar olduğunu düşünüyorum. Birçok bankacımız bu zimmet maddesini Demokles'in kılıcı gibi görüyor. Bu madde bu kanunda değil önceki kanundan gelen bir düzenlemedir.

Adabank limana çekilmeli

Adabank'ın durumu ne oldu?

Şu ana kadar TMSF ile ortak konularımız hakkında hiç yorum yapmadım. Bu konularda yorum yapmak benim bürokrasi anlayışıma terstir. Adabank'la ilgili konularda söz sahibi olan kurum TMSF'dir. TMSF, nasıl Fon'a devrolan bankaların çimento şirketlerini sattıysa Adabank da bu anlamda bunlardan farklı değildir.

TMSF'nin alacağı aksiyonları bekliyoruz. Adabank'ın çözüme kavuşturulması en az TMSF kadar bizim de canı gönülden istediğimiz bir mevzudur. Ancak bu konu da diğer bankalar gibi malın sahibi malını sattıktan sonra onay için bize gelmesi lazım. Bu bankamız değerli olan bir banka ve mevduat kabul izni olan bir banka. Bu avantajı da kullanarak, BDDK'nın yeni lisans vermediği bir süreçte Adabank'ın sağlam bir limana çekilmesinde yarar olduğunu düşünüyoruz.

Yabancı konusunda ortak görüş yok

Yabancılar bizde istediği bankayı alabilirken yurtdışında bizim bankalara zorluk çıkarıldığı söyleniyor...

Türkiye'nin yabancı sermaye açısından cazip olduğu hepimizin malumu. Türkiye bankacılık sektörü son üç yıldır bölgenin ve Doğu ve Batı Avrupa'nın yıldızı. Bu anlamda bir şey değerliyse ve yıldızsa ona talep de artar. Eğer bu talep yurtiçinden gelmezse yurtdışından gelir. Türk bankacılık sektörünün yaşadığı durumda da bu yönden değerlendirilebilir.

Ama bunu değerlendirirken herşey kara mıdır? Bunu zaman zaman sizlerle paylaşıyoruz. Ancak özellikle belirtmek istiyorum, BDDK Başkanı olarak benim dönem dönem açıkladığım görüşlerim oldu. Bu görüşlerime çok sahip çıkıldığını düşünmüyorum.

'Yakından izliyoruz'

Bazı bankacılarımız bir konuşmasında yurtdışı sınırlaması konusunda örnek verirken başka konuşmalarında da farklı şeyler söyleyebiliyor. Görüşlerine önem verilen bankacılarımız arasında bile ortak görüş yokken şu anda sektördeki gelişmeleri yakından izliyoruz.

Dışarıdaki tüm ülkelerin mevzuatını, bu ülkelerin sınırlamalarının tümünü biliyoruz. Dünyanın hemen hemen hiç bir ülkesinde bankacılıkla ilgili dışarıdan banka girişi ve banka alımlarıyla ilgili herhangi bir sınır yok. Sınır olan ülkeler Kuzey Kore, Çin gibi ülkelerdir.

Çin de bile son dönem biraz daha serbestleştirildi. Ancak sınırlama yok derken görülmeyen engellerde hat safhada. Bürokratik engeller var. Geciktirme, yönetim kuruluna o ülke vatandaşını alma zorunluluğu, toplanacak mevduata üst sınır getirmek, fazla karşılık ayırma şartı olabilir...

Bizim bankalarımıza engeller çıkarılıyorsa biz de o ülke menşeli bankalara niye uygulamayalım?

'Oyakbank'ta inceleme devam ediyor'

Oyakbank'ın tamamının 2.6 milyar dolara Hollanda bankacılık grubu ING'ye satışı için başlatılan inceleme sürecinin devam ettiğini söyleyen BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, ING grubunun BDDK'nın istediği her türlü belge ve bilgiyi vermesine karşın incelemenin etraflıca yapıldığını söyledi.

Bilgin, "Her banka satışında olduğu gibi bu banka için de alıcı taraftan aldığımız her bilgili o ülkenin ilgili diğer kurumlarına da sorarak teyit ettiriyoruz" dedi. Bilgin, incelemenin yılbaşına kadar uzayabileceğini de söyledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber