Ekonomide 2008'e kötü miras...

Haber Giriş : 25 Aralık 2007 10:49, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ekonomide 2007, büyümenin fren yaptığı, faiz dışı fazla hedefinin saptığı, işsizliğin kronikleştiği, enflasyon dış ticaret açığı ve cari açığın ise büyümeye devam ettiği bir yıl oldu. 2008 yılına devreden makro ekonomik tablo, özellikle yılın son çeyreğinde daha da kötüleşti.

Genel seçimlerin de etkisiyle mali disiplinin bozulduğu 2007 yılında gelir ve harcama hedeflerinde yaşanan sapma nedeniyle yüzde 6.5'lik faiz dışı fazla hedefinin tutmayacağı anlaşıldı. Yılın üçüncü çeyreğinde büyüme sert bir fren yaparken, işsizlik arttı, tırmanışa geçen enflasyonun çift haneli düzeylere ulaşma tehlikesi doğdu.

BÜYÜMEDE SERT FREN

Türkiye ekonomisinin kriz yılı olan 2001'de yaşadığı rekor düzeydeki küçülmenin ardından, 2002'den bu yana yakalanan kesintisiz hızlı büyüme sürecinde, bu yılın üçüncü çeyreğinde bir kırılma noktası oluştu. Merkez Bankası'nın Mayıs-Haziran 2006 küresel dalgalanmasında gittiği faiz artırımlarının etkisinin yanı sıra, kuraklığın tarımda yol açtığı ciddi üretim düşüşünün etkisiyle bu yılın üçüncü çeyreğinde milli gelir büyümesi ciddi biçimde hız kesti. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 6,8, ikinci çeyrekte yüzde 4.1 olan GSMH büyüme hızı üçüncü çeyrekte yüzde 2'ye kadar geriledi. Gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) büyüme hızı da yüzde 1.5'e kadar düştü. Bu gelişmede tarımda yaşanan rekor küçülmenin yanı sıra inşaatta uzun süredir yüksek düzeylerde seyreden büyümenin yavaşlaması da etkili oldu.

Kesintisiz büyüme rekoru 23 çeyreğe ulaşsa da çeyreklere göre büyüme oranı, ekonominin 2001 krizinden sonra yeniden büyümeye başladığı 2002 yılının ilk çeyreğindeki yüzde 0.6'dan sonraki en düşük düzeye indi.

Bu gelişmeyle yılın tümü için yüzde 5 olarak hedeflenen büyüme oranının tutmayacağı neredeyse kesinleşti. Eylül sonu itibariyle yıllık yüzde 4.1 düzeyinde bulunan büyümenin, yılın tümünde yüzde 5'lik hedefi yakalayabilmesi için son çeyrekte yüzde 8 dolayında bir büyüme yakalanması gerekiyor. Son çeyrekte yüzde 2-4 aralığında çıkması beklenen bulunan büyümenin yılın tümünde yüzde 4 dolayında gerçekleşmesi güçlü olasılık olarak görülüyor. Yıllık ortalama büyüme hızının 2002-2006 döneminde yüzde 7.3 olduğu dikkate alındığında bu yılki büyümenin son derece düşük kaldığı görülürken, bu trendin devamı durumunda 2008 yılında ise büyümenin daha da yavaşlaması olasılığı ortaya çıkıyor.

ENFLASYON YENİDEN ÇİFT HANEYE GİDİYOR

AKP hükümetleri döneminde sağlanan görece istikrar ve yoğun sıcak para girişlerinin kuru aşağı çekmesinin de etkisiyle düşerek tek haneye inen enflasyon, devalüasyon ve faizlerin yükselmesine yol açan Mayıs-Haziran 2006 dalgalanmasından sonra yeniden çift haneye yükseldi. İzleyen dönemde düşerek yeniden tek haneye inen enflasyonda bu yıl özellikle son çeyrekte ise yeniden hızlanma yaşandı. Ekim ve Kasım aylarında aylık enflasyon yüzde 2'ye yakın düzeylerde çıktı. Tüketici fiyatlarındaki artışın hızlanmasında kamuda seçim nedeniyle bozulan mali disiplinin yeniden sağlanması amacıyla alınan dolaylı vergi artırımı gibi önlemler etkili oldu. Hükümetin, bütçe gelirlerini artırmak amacıyla özel tüketim vergisi tutarlarında yaptığı artışlar ve belediyelerin su fiyatlarına yaptığı zamlar yıllık enflasyonun bu yıl sonunda yeniden çift haneli oranlara yükselme olasılığını artırdı.

Tüketici fiyatları Kasımda bir önceki aya göre yüzde 1,95 oranında artarken, yılın ilk 11 aylık dönemindeki artış ise yüzde 8,15 olarak gerçekleşti. Kasım sonu itibariyle yıllık enflasyon oranı ise yüzde 8,40'a kadar yükseldi. Yıllık enflasyonun dört ay aradan sonra yeniden yüzde 8'in üzerine yükselmesi, geçen yıl yaz aylarında yıllık enflasyonda yaşanan düşüş eğiliminin mevsimlik nedenlerden kaynaklanmış olabileceğini düşündürüyor.

Enflasyonda yıllık yüzde 4 hedefine göre yüzde 100'den fazla sapma yaşanırken, Aralık ayı ile birlikte yıllık enflasyonun yeniden çift haneli düzeylere çıkma olasılığı belirdi. 2007 yılı TÜFE artış oranının tek hanede kalabilmesi için 3 Ocak 2008'de açıklanacak Aralık ayı enflasyonunun yüzde 1.69'u geçmemesi gerekiyor. Ancak aylık yüzde 1.70 ve üzerindeki artışlar yıllık enflasyonu yüzde 10 ve daha yüksek düzeylere taşıyacak.

İŞSİZLİK KRONİKLEŞTİ

En son açıklanan Eylül dönemi verilerine göre işsizlik geçen yılın aynı dönemine göre 0,2 puan artışla yüzde 9,3'e yükseldi. Böylece işsiz sayısı 2 milyon 405 bin oldu. Genç nüfusta işsizlik oranı da 0,8 puan artışla yüzde 19'a çıktı.

ANKA'nın TÜİK verilerinden yaptığı belirlemeye göre Türkiye, 2002 başından bu yana 23 çeyrektir kesintisiz büyüme rekoru kırarak, yıllık GSMH tutarını dolar cinsinden üç katına çıkarırken, bu büyüme modeli yeterince istihdam artışı sağlamadığı için işsiz sayısı azalmak bir yana daha da arttı. 2002 başından bu yılın Eylül sonuna kadar olan yaklaşık altı yıllık dönemde, iş gücüne dahil nüfus 2 milyon 275 bin kişi artarak 25 milyon 766 bine ulaştı. Aynı dönemde istihdamdaki nüfus ise net olarak 1 milyon 937 bin kişi artarak 23 milyon 361 bine yükseldi. Kesintisiz büyüme yaşanmasına rağmen, iş gücündeki kadar istihdam artışı sağlanamayan son altı yılda, TÜİK tanımı baz alındığında bile, işsizlerin sayısı net olarak 438 bin kişi artış gösterdi.

TÜİK'in, işsiz sayısına dahil etmediği ?iş başı yapmaya hazırö ancak umudunu yitirdiği için ya da diğer nedenlerle iş aramayanlar dahil edildiğinde ise geniş tanımlı işsiz sayısının çok daha yüksek olduğu belirlendi. İşsiz olduğu halde, ?iş aramadığıö gerekçesiyle, ?iş gücüne dahil olmayan nüfusö içinde gösterilen ?umutsuzlaröın sayısının 2001 sonundan bu yana 681 bin artarak 1 milyon 741 bine ulaştığı dikkati çekti. Bu kişiler de dahil edildiğinde geniş tanımlı işsiz sayısının anılan dönemde 1 milyon 119 bin artarak 4 milyon 146 bine ulaştığı, gerçek işsizlik oranının da yüzde 15.1 olduğu hesaplandı.

İÇ BORÇLANMA FAİZİNDE 5 PUANDAN FAZLA DÜŞÜŞ

İç borçlanmanın 2006 yılında küresel dalgalanmanın da etkisiyle yükselen maliyeti 2007'de bir ölçüde düştü. Ancak iç borçlanma faizleri dalgalanma öncesi yüzde 13'lerde bulunduğu Nisan 2006 düzeylerine inmedi. Aralık 2006'da iç borçlanmada yüzde 21.5'ye ulaşan ortalama yıllık bileşik faiz, 2007'nin Ocak ayında yüzde 20.4, Şubat'ta yüzde 18.9, Mart'ta yüzde 19.8 oldu, Nisan'da yüzde 19.1'e kadar indi. Mayıs'ta yüzde 18.8'e inen bileşik faiz, Haziran'da yüzde 18.5, Temmuz'da yüzde 17.9, Ağustos'ta yüzde 19, Eylülde yüzde 18.2, Ekim'de yüzde 16.5, Kasım'da yüzde 16.2 düzeyinde gerçekleşti. Hazine'nin 28 Aralık'ta tamamlayacağı 2007 ihalelerinde aylık ortalama faizin düşmeye devam etmesi bekleniyor. Buna göre aylar itibariyle iç borçlanmanın yıllık bileşik faizi 2007'de 5 puandan fazla düşüş göstermiş olacak.

Hazine'nin Ocak-Kasım döneminde yaptığı ihalelerde 98.5 milyar YTL olan toplam iç borçlanması yılın tamamında 109 milyar YTL'ye ulaşması bekleniyor. Yılın tümündeki iç borç servisinin 137 milyara ulaşacağı, böylece iç borç çevirme oranının yüzde 79.6 düzeyinde gerçekleşeceği bekleniyor.

Geçen yılın tümünde 817 gün olan iç borçlanmanın ortalama vadesi ise bu yıl ilk on bir ayın ortalamasında ise bin 22 gün olarak gerçekleşti.

Merkez Bankası ise Eylül'de başladığı indirimlerle gecelik faizi toplam 1.75 puan düşürerek yüzde 15.75'e indirdi. Banka, Türkiye'den fon çıkışı yaşanan Mayıs-Haziran 2006'da faizi 4.25 puan artırarak yüzde 17.5'e yükselmişti.

ONBİR AYLIK BÜTÇE AÇIĞI 9.7 MİLYAR YTL

Merkezi yönetim bütçesi yılın ilk onbir ayında 9 milyar 714.8 milyon YTL açık verdi. Buna göre 8.5 milyar YTL'lik ?revizeö bütçe açığı hedefi fazlasıyla aşılırken, yeniden dönülen başlangıçtaki 16.5 milyar YTL'lik açığa göre ise gerçekleşmeler daha olumlu çıktı.

Bütçe gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10.7 artarak 174 milyar 687.3 milyon, bütçe harcamaları ise yüzde 16.9 artışla 184 milyar 402.1 milyon YTL'ye ulaştı.

Ocak-Kasım dönemindeki bütçe harcamalarının 137 milyar 439.6 milyon YTL'sini geçen yıla göre yüzde 21 artan faiz dışı harcamalar, 46 milyar 962.5 milyonunu ise sadece yüzde 6.6 artan faiz ödemeleri oluşturdu. Buna göre merkezi yönetim bütçesinde onbir ayda 37 milyar 247.7 milyon YTL'lik bir faiz dışı fazla elde edildi. Ancak söz konusu tutar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15.6 düşük çıktı. Geçen yıl onbir ayda 44 milyar 131.3 milyon YTL'lik faiz dışı bütçe fazlası elde edilmişti.

Onbir aylık dönemde elde edilen bütçe gelirlerinin 140 milyar 589.3 milyon YTL'sini vergi gelirleri oluşturdu. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11.6 artan vergi tahsilatında yıllık hedefe göre gerçekleşme oranı yüzde 88.9 oldu.

Anılan dönemde yüzde 21 artarak toplam 137 milyar 439.6 milyon YTL'ye ulaşan faiz dışı harcamalarda yıl sonu hedefine göre gerçekleşme yüzde 90.4 olurken, 46 milyar 962.5 milyon YTL olarak gerçekleşen faiz ödemelerinde ise bu oran yüzde 88.7 düzeyinde oluştu.

Ücretlilere vergi iadesinin kaldırılmasının fiş, fatura alma alışkanlığının terkine yol açması yanında iç talepte yaşanan daralma, bu yıl özellikle KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerde tahsilat hedefe göre düşük kaldı. Seçim nedeniyle artan harcamalara karşılık, bütçede öngörülen gelir hedeflerine ulaşılamaması, yüzde 6.5'lik konsolide kamu kesimi faiz dışı fazla hedefinin tutturulamamasında etkili oldu.

DIŞ TİCARET VE CARİ İŞLEMLER AÇIĞI BÜYÜDÜ

2007 yılında ihracat artışının ithalata göre biraz daha yüksek çıkması, son yıllarda dış ticarette aleyhte açılan makasın kapanmasına yetmedi. Yılın ilk on ayı itibariyle ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26.2 artarak 86.2 milyar, ithalat ise yüzde 20.6 artarak 137 milyar dolar oldu. Geçen yılın ilk on ayında 45.3 milyar dolar olan dış ticaret açığı, bu yıl aynı dönemde yüzde 12.2 artışla 50.9 milyar dolara yükseldi. On aylık dönemlere göre ihracatın ithalatı karşılama oranı biraz yükselerek yüzde 60.1'den yüzde 62.9'a çıktı.

Türkiye Ekim sonu itibariyle son bir yılda ise 103.4 milyar dolarlık ihracata karşılık, 162.9 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Son bir yıllık dönemde dış ticaret hacmi 266.3 milyar dolara ulaşırken, 59.6 milyar dolar dış ticaret açığı verildi.

Dış ticaret açığındaki büyümenin etkisiyle, Türkiye'nin cari işlemler açığı Ocak-Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8.6 artarak 29.1 milyar dolar oldu. Cari işlemler açığı Ekim sonu itibariyle son bir yılda ise 35.2 milyar dolarla şu ana kadarki en yüksek düzeye çıktı.

İhracatçı birlikleri kayıtlarına göre ise 1 Ocak-15 Aralık 2007 döneminde toplam 101.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Aralık'ın ikinci yarısında da aynı artış hızını koruması durumunda yıllık ihracatın 108 milyar dolar dolayında gerçekleşmesi bekleniyor. Ancak, sıcak para girişlerinin dövizi ucuzlatması nedeniyle üretimde ithal ara malına bağımlılığın artması sonucu gelinen aşamada her 100 dolarlık ihracata karşılık 115 dolarlık ara malı ithalatı gerçekleştirildiği görülüyor. Bu nedenle sanayi üretimi ve ihracat arttıkça, ithalatı ve dış ticaret ile cari işlemler açıklarını da büyütüyor.

İÇ-DIŞ BORÇ

Türkiye'nin iç ve dış borcunda büyüme 2007 yılında hızlanarak sürdü. 2006 sonunda 251.5 milyar YTL olan iç borç stoku, net 5.4 milyar artışla Kasım sonunda 256.9 milyar YTL'ye yükseldi. Merkezi yönetimin 2006 sonunda 66.6 milyar dolar olan dış borç stoku ise 66.8 milyar dolara çıktı. Ancak özel sektörün dış borcunda 2003'ten bu yana kendini gösteren hızlı büyüme devam etti. Henüz Haziran sonu verileri açıklanan özel sektör dış borcunun ilk altı ayda 18 milyar dolarlık artışla 138.5 milyar dolara çıktığı belirlendi. 2002 sonunda 44 milyar dolar düzeyinde bulunan söz konusu borç stoku 2006 sonunda 121 milyar dolara ulaşmıştı.

ÖZELLEŞTİRME GELİRLERİ

Geçen yıl 8 milyar doları aşan özelleştirme gelirlerinin bu yıl, onay ve imza aşamasındaki özelleştirmeler de dahil olmak üzere 7.8 milyar dolar dolayında olduğu belirlendi. Mersin Limanı, Karayolları Genel Müdürlüğü'nün İstanbul Levent'teki arsası ve Emekli Sandığı'nın Bursa'daki Çelik Palas Oteli bu yıl yapılan önemli blok satışları oluşturdu. Mayıs ayında gerçekleştirilen 1.8 milyar dolarlık Halkbank özelleştirmesi ise önemli halka arzların başında geldi. 2007'de devir işlemi tamamlanan özelleştirme uygulamalarından toplam 4.2 milyar dolar gelir elde edilirken, ihalesi tamamlanan ancak henüz onay ya da sözleşme imzası aşamasında bulunan projelerin toplam tutarının ise 3.5 milyar dolar olduğu belirlendi. Onay bekleyenler içinde en önemli özelleştirmeyi ise 2 milyar 40 milyon dolarlık satış bedeliyle Petkim oluşturuyor. Ayrıca İzmir ve Derince Limanları da onay bekleyenler arasında yer alıyor. Başkent, Sakarya ve İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtımı ile TEKEL'in sigara üretimiyle ilgili varlıklarının özelleştirilmesinde ihale süreci devam ediyor.

YABANCI SERMAYE GİRİŞİ 20 MİLYAR DOLARI AŞABİLİR

Yüksek cari açığın yönetilmesinde kolaylık sağlayan ve geçen yılın tümünde 20 milyar doları aşan doğrudan yabancı sermaye yatırımları bu yıl ilk on ay itibariyle 16.1 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Girişler geçen yılın ilk on ayında da yaklaşık bu düzeyde gerçekleşmişti. Bu yılın tümündeki girişlerin de 20 milyar doları aşması bekleniyor.

Bu yıl ilk on ayda gelen doğrudan yabancı sermayenin 13.4 milyar dolarlık bölümünü özelleştirmeler ve şirket evlilikleri kapsamında, 2.4 milyar dolarının taşınmaz alımları için, 402 milyon dolarlık bir bölümünün ise yabancı sermayeli kuruluşların dış kredi kullanımları olduğu belirlendi.

Yabancı yatırımcıların, Türkiye'de hisse senedi ve DİBS gibi portföy yatırımları için getirdikleri ve ?sıcak paraö olarak adlandırılan sermaye ise çok daha yüksek düzeylerde bulunuyor. Yabancıların söz konusu portföy yatırımlarının 2006 sonunda 65 milyar dolar olan hacmi, bu yıl Ekim sonunda 108 milyar dolara yaklaştıktan sonra, Kasım'da azalarak 102.6 milyar dolara geriledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber