01/10/2008 öncesi hizmet borçlanmasına ilişkin dava sonuçlandı

SGK Başkanlığı tarafından çıkartılan 22/02/2013 tarih ve 2013/11 sayılı Genelge ile sigortalılık işlemlerine yönelik düzenleme yapılmış, 24/04/2019 tarih ve 2019/9 sayılı Genelge ile de değişiklikler yapılmıştır.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 06 Eylül 2022 00:10, Son Güncelleme : 06 Eylül 2022 00:29
01/10/2008 öncesi hizmet borçlanmasına ilişkin dava sonuçlandı

SGK Başkanlığı tarafından çıkartılan 22/02/2013 tarih ve 2013/11 sayılı Genelge ile sigortalılık işlemlerine yönelik düzenleme yapılmış, 24/04/2019 tarih ve 2019/9 sayılı Genelge ile de değişiklikler yapılmıştır.

Bu değişiklik genelgesine açılan dava İDDK tarafından sonuçlandırıldı.

Olayda; Emniyet Genel Müdürlüğünde 5434 sayılı Kanun kapsamında görev yapmakta olduğu (08/09/1999 tarihinden sonra göreve başladığı) ve 08/09/1999 tarihinden önceki döneme ilişkin olarak hizmet borçlanması yaptığı; dava konusu Genelge'nin yürürlüğe konulması sonrasında, bu borçlanmanın emeklilik yaşının tespitinde dikkate alınmayacağı ve emeklilik yaşının 5434 sayılı Kanun'un Geçici 205. maddesi yerine, 39. maddesine göre tespit edileceğinin bildirilerek talebi reddedilmiştir.

Danıştay 12. Dairesi açılan davayı aşağıdaki gerekçelerle reddetmiştir:

01/10/2008 tarihinden önce kamu görevinde bulunan ve emeklilik yönünden 5434 sayılı Kanun'a tabi olan davacının borçlanmasına yönelik bir düzenlemeye yer verilmediğinden, dava konusu olan ve iptali istenilen 17. maddenin davacıya uygulanacak bir düzenleme olmadığı,

Dava konusu düzenlemenin sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine ilişkin olduğu; Emniyet Genel Müdürlüğünde "Emniyet Hizmetleri Sınıfında" görev yapan personele (ve dolayısıyla davacıya) doğrudan uygulanabilecek bir düzenleme olmadığı, dava konusu 19. maddenin, davacının meşru ve güncel bir menfaatini etkilemediği;

İDDK bu kararı onamıştır.

T.C.

DANIŞTAY

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No: 2021/2376

Karar No: 2022/28

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...

VEKİL: Av. ...

KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Kurumu

VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU:

Danıştay Onikinci Dairesinin 24/09/2020 tarih ve E:2020/2147, K:2020/3001 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca yürürlüğe konulan (22/02/2013 tarih ve 2013/11 sayılı Genelgede değişiklik öngören) 24/04/2019 tarih ve 2019/9 sayılı Genelge'nin "H- Genelgenin Onuncu Kısmında Yapılan Düzenlemeler" başlıklı bölümünün 17. ve 19. maddelerinin iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Onikinci Dairesinin 24/09/2020 tarih ve E:2020/2147, K:2020/3001 sayılı kararıyla;

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi, 14. maddesinin 3., 4. ve 6. fıkraları ile 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine yer verilerek,

Mevzuat çerçevesinde, dava konusu işlem ile davacı arasında menfaat ilişkisinin bulunmaması halinde, 2577 sayılı Kanun'un 15/1-b maddesi uyarınca, davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğinden, uyuşmazlıkta öncelikle, 2019/9 sayılı Genelgenin "H- Genelgenin Onuncu Kısmında Yapılan Düzenlemeler" başlıklı bölümünün 17. ve 19. maddelerinin iptalinin istenilmesinde, davacının menfaatinin (subjektif ehliyetinin) bulunup bulunmadığının belirlenmesinin gerektiği;

2019/9 sayılı Genelge'nin "H- Genelgenin Onuncu Kısmında Yapılan Düzenlemeler" başlıklı bölümünün 17. maddesi yönünden;

Genelge'nin 17. maddesiyle, 01/10/2008 tarihinden sonra ilk defa kamu görevine başlayanların (bir başka ifadeyle, emeklilik yönünden 5510 sayılı Kanun'a tabi olanların) borçlanmalarının hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin hususların düzenlendiği; 01/10/2008 tarihinden önce kamu görevinde bulunanların (emeklilik yönünden 5434 sayılı Kanun'a tabi olanların) borçlanmalarının hizmet olarak değerlendirilmesine dair herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinin görüldüğü;

Bakılan uyuşmazlıkta, her ne kadar davacı tarafından, hizmet borçlanmasının, 2019/19 sayılı Genelge'nin dava konusu edilen 17. maddesine dayanılarak, iştirakçiliğin başlangıcının tespitinde ve 5434 sayılı Kanun'un Geçici 205. maddesi kapsamında emeklilik yaşının belirlenmesinde dikkate alınmadığı ileri sürülmüş ise de; söz konusu 17. maddede, 01/10/2008 tarihinden sonra ilk defa kamu görevine başlayanların (emeklilik yönünden 5510 sayılı Kanun hükümlerine tabi olanların) yaptıkları borçlanmaların hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin hususların düzenlendiği; 01/10/2008 tarihinden önce kamu görevinde bulunan ve emeklilik yönünden 5434 sayılı Kanun'a tabi olan davacının borçlanmasına yönelik bir düzenlemeye yer verilmediğinden, dava konusu olan ve iptali istenilen 17. maddenin davacıya uygulanacak bir düzenleme olmadığından, davacının meşru ve güncel bir menfaatini etkilemediği sonucuna ulaşıldığı;

Genelge'nin "H- Genelgenin Onuncu Kısmında Yapılan Düzenlemeler" başlıklı bölümünün 19. maddesi yönünden;

Dava konusu düzenlemeyle, 22/01/1962 tarih ve 1 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin Ödenek ve Yollukları Hakkında Kanun'a göre aylık almış olan iştirakçilerin, hizmet sürelerinin borçlandırılmasına ve borçlanılan bu sürelerin sigortalılık başlangıcının tespitinde dikkate alınmasına yönelik düzenlemeler getirildiği ve buna göre, dava konusu düzenlemenin sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine ilişkin olduğu; Emniyet Genel Müdürlüğünde "Emniyet Hizmetleri Sınıfında" görev yapan personele (ve dolayısıyla davacıya) doğrudan uygulanabilecek bir düzenleme olmadığı göz önüne alındığında, dava konusu 19. maddenin, davacının meşru ve güncel bir menfaatini etkilemediği;

Öte yandan, davacı tarafından, borçlandığı sürelerin iştirakçiliğin başlangıcının tespitinde dikkate alınması ve 5434 sayılı Kanun'un Geçici 205. maddesi kapsamında emeklilik yaşının belirlenmesi istemiyle idareye başvurabileceği ve bu başvuru üzerine tesis edilecek işleme karşı yargı yoluna başvurabileceğinin de açık olduğu gerekçesiyle,

davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, Emniyet Genel Müdürlüğünde 5434 sayılı Kanun kapsamında görev yapmakta olduğu (08/09/1999 tarihinden sonra göreve başladığı) ve 08/09/1999 tarihinden önceki döneme ilişkin olarak hizmet borçlanması yaptığı; 08/09/1999 tarihinden önce 5434 sayılı Kanun'a tabi göreve başlayanların, emeklilik yaşının aynı Kanun'un Geçici 205. maddesine göre belirlendiği, bu tarihten sonra göreve başlayanların ise 39. madde hükümlerine göre tespit edildiği; yaptığı hizmet borçlanmasının iştirakçiliğin başlangıcının tespitinde dikkate alındığı halde, dava konusu Genelge'nin yürürlüğe konulması sonrasında, bu borçlanmanın emeklilik yaşının tespitinde dikkate alınmayacağı ve emeklilik yaşının 5434 sayılı Kanun'un Geçici 205. maddesi yerine, 39. maddesine göre tespit edileceğinin bildirildiği; böylece emeklilik yaşının tespitinde değişiklik yapılmak suretiyle, emekli olabileceği tarihin ötelendiği; kanunlarda borçlanılan sürenin, iştirakçiliğin başlangıcını geriye götürmeyeceği yönünde bir kural bulunmadığı halde Genelge hükümleriyle bu yönde düzenleme yapıldığı; Genelge'nin 17. maddesinin 01/10/2008 tarihi öncesi kamu görevinde olanları etkilemeyeceğinin ve yine 19. maddenin de Emniyet Genel Müdürlüğü personelini ilgilendirmediğinin belirtildiği ancak bu Genelge'nin Emniyet Genel Müdürlüğüne tebliğ edildikten sonra PBS Hizmet Modülünde güncelleme yapıldığı, bu yönü ile Dairenin eksik inceleme ile karar verdiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1.Davacının temyiz isteminin reddine,

2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Onikinci Dairesinin temyize konu 24/09/2020 tarih ve E:2020/2147, K:2020/3001 sayılı kararının ONANMASINA,

3.Kesin olarak, 19/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber