Basın ve Yayım Faaliyetlerine ilişkin CB Genelgesine açılan dava sonuçlandı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 29/01/2022 tarih ve 31734 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Basın ve Yayım Faaliyetleri" konulu, 28/01/2022 tarih ve 2022/1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'nin iptaline ilişkin davayı sonuçlandırdı. Davanın usulden reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 30/05/2022 tarih ve E:2022/831, K:2022/2861 sayılı kararının ONANDI.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 23 Kasım 2023 00:10, Son Güncelleme : 21 Kasım 2023 13:32
Basın ve Yayım Faaliyetlerine ilişkin CB Genelgesine açılan dava sonuçlandı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 29/01/2022 tarih ve 31734 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Basın ve Yayım Faaliyetleri" konulu, 28/01/2022 tarih ve 2022/1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'nin iptaline ilişkin davayı sonuçlandırdı. Davanın usulden reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 30/05/2022 tarih ve E:2022/831, K:2022/2861 sayılı kararının ONANDI.

Genelge neyi içeriyordu:

Dava konusu Genelge incelendiğinde; milli ve manevi değerlerimize uymayan yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayım faaliyetleri aracılığıyla aile kurumunu, çocukları ve gençliği hedef alan tehdit ve tehlikelerin yayılımının önlenmesi hususunda tüm kurum ve kuruluşlar tarafından gerekli hassasiyetin gösterilmesi, yöneticiler tarafından sürecin titizlikle takibi ve gereğinin yapılması istenilmiştir.

Bu suretle kurum ve kuruluşlardan yetkilerini kullanırken hassasiyet gösterilmesinin beklendiği ve Genelge ile ilave bir tedbir yahut kısıtlama getirilmediği anlaşılmaktadır.

Genelge bir hatırlatma işlemi olup yeni bir kural öngörmemektedir.

Bu itibarla; ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına, basım yayım faaliyetleri ile ilgili muhtelif kanunlarda ayrıntılı olarak düzenlenmiş olan görevlerini yerine getirirken gereken hassasiyetin gösterilmesini ve titiz davranılması hususunu hatırlatan dava konusu işlemin, mevzuat hükümlerinin tekrarı niteliğinde olduğu, yeni bir kural öngörmediği ve hukuk aleminde herhangi bir değişiklik yaratan, üçüncü şahısların hak ve menfaatlerini ihlal eden, idari davaya konu olabilecek kesin ve icrai bir niteliği bulunmadığı açık olduğundan davanın incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.


T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2022/3597
Karar No: 2023/854

İSTEMİN KONUSU:
Danıştay Onuncu Dairesinin 30/05/2022 tarih ve E:2022/831, K:2022/2861 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

29/01/2022 tarih ve 31734 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Basın ve Yayım Faaliyetleri" konulu, 28/01/2022 tarih ve 2022/1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'nin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Onuncu Dairesinin 30/05/2022 tarih ve E:2022/831, K:2022/2861 sayılı kararıyla;
Anayasa'nın 104. maddesi, 10/07/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin "Cumhurbaşkanı" başlıklı 1. maddesi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi, aynı Kanun'un 14. maddesinin 3. fıkrasının (d) bendi ve 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi hükümlerine yer verilerek,

Anayasa'nın 104. maddesinde, Cumhurbaşkanı'nın, kanunların uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabileceğinin düzenlendiği ve bu düzenlemenin, Cumhurbaşkanı'nın özerk ve türev düzenleme yetkisinin anayasal dayanağını oluşturduğu,

Ayrıca Cumhurbaşkanının, görev alanına ilişkin olarak yönetmelik dışında, isimlerinin Anayasa'da zikredilmemesi nedeniyle İdare Hukuku doktrininde "adsız düzenleyici işlem" olarak nitelendirilen yönerge, tebliğ, genelge, genel yazı gibi çeşitli adlar altında da düzenleme yapabildiği,

İdare Hukukunda düzenleyici işlemin; idarenin, aynı durumda olanlar için bağlayıcı, soyut ve genel nitelikte kurallar koyan, normatif ve tek yanlı tasarrufları olarak tanımlandığı; bu özellikleri taşımayan, daha önce yürürlüğe konulan üst hukuk normunu tekrarlayan veya nasıl anlaşılması gerektiği konusunda alt idari birimlere ya da ilgililere açıklamalar getiren idari tasarrufların, hukuk düzeninde herhangi bir değişiklik oluşturmayacaklarından, düzenleyici işlem sayılmayacağı,

Esas itibarıyla idarenin, teşkilatına, mevzuatın uygulanma şeklini bildiren, onlara hareket tarzlarını gösteren, mevzuat hükümlerinin tekrarı niteliğinde olup kural getirmeyen, hukuk aleminde herhangi bir değişiklik yaratmayan, üçüncü şahısların hak ve menfaatlerini ihlal etmeyen, kısaca birer düzenleyici tasarruf mahiyetinde olmayan, sadece bir iç yazışma olarak kabul edilen işlemleri idari davaya da konu olamayacağı ancak idarenin teşkilatına gönderdiği işlemin, mevzuat hükümlerinin yorumunu içermesi veya mevzuatta yer almayan yeni bir kural öngörmesi ya da sübjektif bir hakkı ilgilendirip ihlal etmesi halinde düzenleyici tasarruf niteliğini kazanacağı ve iptal davasına konu edilebilir hale geleceği,

Dava konusu Genelge incelendiğinde; Genelge'de, Anayasa'nın "Ailenin korunması ve çocuk hakları" başlıklı 41. maddesinin, aileyi Türk toplumunun temeli olarak tanımladığı, "Gençliğin korunması" başlıklı 58. maddesinin ise, gençleri kötü alışkanlıklardan, cehaletten korumak için gerekli tedbirlerin alınacağını düzenlediği hatırlatıldıktan ve milli kültürü yabancılaşmaya ve yozlaşmaya karşı muhafaza etmek, geleceğin teminatı olan çocuklar ile gençlerin, sosyal medya ortamları da dahil bazı mecralardaki tüm yazılı, sözlü ve görsel basın ile yayımların zararlı içeriklerine maruz kalmaları sonucu bedensel ve zihinsel gelişimlerinin olumsuz etkilenmesini önlemek adına gereken adımların kararlılıkla atılmasının gerekliliği vurgulandıktan sonra; bu çerçevede, toplumumuzun temel değerlerine aykırı unsurlar taşıdığı gözlenen ve son günlerde özellikle yabancı içeriklerin uyarlaması şeklinde ekranlara gelen televizyon programlarının toplum üzerindeki yıkıcı etkilerini bertaraf edecek adımların ivedilikle atılacağı; birtakım semboller kullanılmak suretiyle verilmeye çalışılan mesajlarla çocuk ve gençlerin zihin dünyalarını hedef alan yapımlardan onları koruyacak, aile ve çocuk dostu yapımların teşvik edileceği; medya aracılığıyla milli ve manevi değerleri yıpratmaya, aile ve toplum yapısını temelinden sarsmaya yönelik açık veya örtülü faaliyetlere karşı Anayasa, kanun ve ilgili diğer mevzuatla düzenlenen müeyyidelerin gereğinin yerine getirileceği; toplumun geneline hitap eden bu tür medya içeriklerinin özellikle aile, çocuk ve gençler üzerinde oluşturacağı olumsuz etkilerin önlenmesi amacıyla ulusal ve yerel medya organlarının tehdit ve tehlike oluşturan bu tür yapımlarına karşı ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından gerekli tüm tedbirlerin gecikmeksizin alınacağının belirtildiği; sonuç itibarıyla, milli ve manevi değerlere uymayan yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayım faaliyetleri aracılığıyla aile kurumunu, çocukları ve gençliği hedef alan tehdit ve tehlikelerin yayılımının önlenmesi hususunda tüm kurum ve kuruluşlar tarafından gerekli hassasiyetin gösterilmesinin, yöneticiler tarafından sürecin titizlikle takibinin ve gereğinin yapılmasının rica edildiği,

Bu bağlamda, dava konusu Genelge'nin, ailenin, çocukların ve gençlerin korunmasına ilişkin mevzuatın hatırlatılması, çocuk ile gençlerin, sosyal medya ortamları da dahil bazı mecralardaki tüm yazılı, sözlü ve görsel basın ile yayımların zararlı içeriklerine maruz kalmasının engellenmesi için gerekenin yapılmasının istenilmesi, milli ve manevi değerlere uymayan yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayım faaliyetleri aracılığıyla aile kurumunu, çocukları ve gençliği hedef alan tehdit ve tehlikelerin yayılımının önlenmesi hususunda tüm kurum ve kuruluşlar tarafından gerekli hassasiyetin gösterilmesi, yöneticiler tarafından sürecin titizlikle takibinin ve gereğinin yapılması gibi soyut ve genel nitelikte kurallar getirmeyen ifadeler içermesi karşısında; mevzuatın uygulanma şeklini bildiren, mevzuatla halihazırda görevlendirilmiş kurum ve kuruluşlara görevlerini hatırlatıp hareket tarzlarını gösteren, mevzuat hükümlerinin tekrarı niteliğinde olup kural getirmeyen, hukuk aleminde herhangi bir değişiklik yaratmayan, üçüncü şahısların hak ve menfaatlerini ihlal etmeyen, kısaca düzenleyici tasarruf mahiyetinde ve icrai nitelikte olmayan bir işlem olduğunu anlaşıldığı,

Bu nedenle, 29/01/2022 tarih ve 31734 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Basın ve Yayım Faaliyetleri" konulu, 28/01/2022 tarih ve 2022/1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'nin idari davaya konu edilebilir nitelikte olmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle,
davanın usul yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, dava konusu Genelge'nin niteliği itibarıyla Anayasa'nın 26. maddesinde düzenlenen düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti ile 28. maddesinde düzenlenen basın hürriyetine sınırlama getirdiği; bu sınırlamanın Anayasa'nın 13. maddesine aykırı olduğu, anılan maddeye göre, temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa'nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği; dava konusu genel düzenleyici işlemin, ifade ve basın özgürlüklerinin kullanılmasına yönelik bir kısıtlama getirdiği ve davalı idare dahil herhangi bir idari merciin böyle bir genel düzenleyici işlemin tesisi için yetkisiz olduğu; dava konusu Genelge'nin Anayasanın 41. ve 58. maddelerine dayandırıldığı, bu maddeler dayanak gösterilerek ailenin ve gençliğin kötü alışkanlıklardan korunması için her türlü tedbirin alınacağının belirtildiği ancak hangi durumlarda ne gibi tedbirler alınacağı konusunda net ifadeler içermediği; "milli ve manevi değerlerimiz" gibi subjektif, soyut ve belirli bir gruba ait yargıya, görgü değerlerine dayandırıldığı, evrensel değerleri yadsıdığı ve bu yönüyle hukuka aykırılık arz ettiği; müphem ifadeler barındırması yönünden belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine aykırı olduğu; "yabancılaşma", "yozlaşma", "birtakım semboller" gibi müphem kavram ve ifadelerin, ifade ve basın özgürlüğüne sınırları belirsiz bir müdahale oluşturduğu, sansür ve otosansüre sebep olabilecek kısıtlayıcı müdahalelere neden olabileceği; idari işlemin ifade ve basın özgürlüğü yönünden Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ .'IN DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. Maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Aynı Kanun'un "Dilekçeler üzerine ilk inceleme" başlıklı 14. maddesinde; ".... 3. (Değişik: 5/4/1990-3622/5 md.) Dilekçeler, Danıştayda daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından:
a) Görev ve yetki,
b) İdari merci tecavüzü,
c) Ehliyet,
d) İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı,
e) Süre aşımı,
f) Husumet,
g) 3 ve 5 inci maddelere uygun olup olmadıkları,
Yönlerinden sırasıyla incelenir...";
Anılan Kanun'un 15. maddesinde ise, "İlk inceleme üzerine verilecek karar:
Madde 15 - 1. (Değişik: 5/4/1990-3622/6 md.) Danıştay veya idare ve vergi mahkemelerince yukarıdaki maddenin 3 üncü fıkrasında yazılı hususlarda kanuna aykırılık görülürse, 14 üncü maddenin;
a) 3/a bendine göre adli (.)(1) yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine; idari yargının görevli olduğu konularda ise görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine,

b) 3/c, 3/d ve 3/e bentlerinde yazılı hallerde davanın reddine....karar verilir." hükümlerine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay yerleşik içtihatlarında, kesin ve yürütülmesi zorunlu, idari davaya konu edilebilecek işlemlerin, idarelerin kamu gücüne dayanarak, tek yanlı irade beyanıyla tesis ettikleri, hukuk düzeninde değişiklik yapan, başka bir deyişle ilgililerin hukukunu etkileyen işlemler olduğu kabul edilmektedir.

Temyize konu dosyanın incelenmesinden; dava konusu Genelge ile "milli ve manevi değerlerimize uymayan yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayım faaliyetleri aracılığıyla aile kurumunu, çocukları ve gençliği hedef alan tehdit ve tehlikelerin yayılımının önlenmesi hususunda tüm kurum ve kuruluşlar tarafından gerekli hassasiyetin gösterilmesi, yöneticiler tarafından sürecin titizlikle takibi ve gereğinin yapılması"nın istenildiği; bu suretle kurum ve kuruluşlardan yetkilerini kullanırken hassasiyet gösterilmesinin beklendiği ve Genelge ile ilave bir tedbir yahut kısıtlama getirilmediği anlaşılmaktadır.

Bu itibarla; ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına, basım yayım faaliyetleri ile ilgili muhtelif kanunlarda ayrıntılı olarak düzenlenmiş olan görevlerini yerine getirirken gereken hassasiyetin gösterilmesini ve titiz davranılması hususunu hatırlatan dava konusu işlemin, mevzuat hükümlerinin tekrarı niteliğinde olduğu, yeni bir kural öngörmediği ve hukuk aleminde herhangi bir değişiklik yaratan, üçüncü şahısların hak ve menfaatlerini ihlal eden, idari davaya konu olabilecek kesin ve icrai bir niteliği bulunmadığı açık olduğundan davanın incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Bu durumda, davanın usulden reddi yolundaki Daire kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin reddine,

2.Davanın usulden reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 30/05/2022 tarih ve E:2022/831, K:2022/2861 sayılı kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,

3. Kesin olarak, 26/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber