Ergenekon davasında bugün neler oldu...

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 01 Aralık 2008 18:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Ergenekon davası Aydın Yüksek'in savunması ile devam etti

Ergenekon davasının bugünkü oturumunda Muzaffer Şenocak'ın çapraz sorgusu tamamlandı. Şenocak'ın ardından tutuklu sanık Aydın Yüksek'in savunmasına geçildi. Saatin ilerlemesi nedeniyle Yüksek'in yarım kalan savunmasına yarın kaldığı yerden devam edilecek.

Davanın bugünkü oturumunda savunma yapan Muzaffer Şenocak daha sonra çapraz sorgudan geçirildi. Davanın müdahillerinden Prof.Dr.Şebnem Korur Fincancı'nın avukatları, Şenocak'a Emniyet Müdürlüğü'nde verdiği ifadeyi kabul edip etmediğini sordu. Şenocak da vermiş olduğu ifadeleri kabul ettiğini dile getirdi. 1999'daki deprem sonrası Kaynaşlı'dan alarak çantasına koyduğu patlayıcı madde olan amonyum nitrat maddesini neden teslim etmediği şeklindeki soruya Şenocak, işlerinin yoğun olması nedeniyle ilgilenemediği ve bıraktığı yerde kaldığını söyledi.

Emniyet Müdürlüğü ifadesinde kendisine sorulan "Murat" isminin aslında Musa Sami Yardım olduğunu söylemesi üzerine müdahil avukatları, "Hem emniyet ifadenizi kabul etitğinizi söylüyorsunuz hem de yazılanların yanlış olduğunu söylüyorsunuz. Bunu nasıl açıklayacaksınız?" diye Şenocak'a soru sorması bazı sanık avukatları ve bir grup sanığın tepkisine yol açtı. Avukatlar ve sanıklar müdahil avukatlarının yanlı soru sorduğunu, bir terör örgütü edasıyla hareket ettiklerini ileri sürdü. Bu durum bir süre tartışmaya neden oldu. Müdahil avukatları kendilerine müdahale eden sanıkların dışarı çıkarılmasını talep etti. Sanık avukatları ise, "Müdahil avukatları dağda soramadıkları hesabı burada sormaya çalışıyorlar. Davayla alakası olmayan sorularla yargılamanın uzamasına neden oluyorlar" dedi. Müdahil avukatları sanık Şenocak'ın cevap vermemesine rağmen bazı soruları peşpeşe sıraladı.

-YÜKSEK'TEN İDDANAME ELEŞTİRİSİ-

Şenocak'ın çapraz sorgusunun ardından avukatı geldiği için tutuklu sanık Aydın Yüksek'in savunmasına geçildi. İddianame için nefret ve lanet dilediğini belirten Yüksek, iddianamenin insanlık onurunu tarumar ettiğini ve insanlıktan nasibini almadığını öne sürdü. Yüksek, "Aynı amaç için bırakın 3 kişiyi 2 kişi olarak bile biraraya gelmedik." dedi.

Sanık Mete Yalazangil ile 3 kez görüştüğünü belirten Yüksek, Muzaffer Tekin'in ofisinde ele geçirilen ve içerisinde askeri bilgiler olduğu ileri sürülen CD'yi Yalazangil'e vermediğini söyledi. Yüksek bu CD'yi Yalazangil ile görüşmeye gittiği sırada ofisinde unuttuğunu ileri sürdü. Araları açılmadan önce Şenocak tarafından evine bazı eşyaların emaneten bırakıldığını belirten Yüksek, "İnternet aracılığıyla bana hakaret dolu bir mesaj attı. Bunun üzerine ben de bana bıraktığı bütün eşyaları çöpe attım. Ancak bir çanta içerisinde bulunan flopy disketlerden faydalanarak kendisine ulaşmak istedim. Laptomunda disket sürücüsü olmadığı için disketleri yeğenime vererek bir kafede CD'ye kaydetmesini istedim." dedi.

Kendisinde tarihi değeri olan sikkelerle ilgili iddialar üzerine Yüksek, "Bu teneke değeri bulunan eski paraları 20 milyon lira karşılığında Kapalı Çarşı'dan aldım" dedi. Ehliyetinin sahte olduğu iddialarını da yalanlayan Yüksek, "Birileri ablamın evine bantla sarılmış ve üzerinde Aydın Yüksek yazan bir çanta bırakarak, benim alacağımı söylemişler. Bir iki gün sonra da operasyon düzenlenip bu çanta polis tarafından alınmış." şeklinde konuştu. Mete Yalazangil ile görüşmelerinin çok kısa olduğunu anlatan Yüksek, "Burada 2 saat kadar görüşme imkanım oldu kendisiyle. Daha önce bir iki saat görüşmüş olsaydım zaten şimdi burada olmazdım." dedi.

Muzaffer Tekin'e gidiş gerekçelerini Muzaffer Şenocak'ı şikayet etmek için olmadığını söyleyen Aydın Yüksek, özel birlikte çalıştığını söylemesi nedeniyle askeriyede çalışan birinin Şenocak'ı bulma konusunda referans olabileceği düşüncesiyle gittiklerini söyledi.

Saatin geç olması nedeniyle Aydın Yüksek'in savunması yarıda kesildi ve ardından sanıkların talepleri alındı.

-TUNCAY GÜNEY İLE İLGİLİ TALEPLER-

Tutuklu sanık Muzaffer Tekin, Ali Yiğit'in baskı sonucu kendisi hakkında iftirada bulunduğunu itiraf ettiğini, Muzaffer Şenocak ve Aydın Yüksek'in de bulunan CD ile ilgili açıklamalarının kendisini suçsuz kıldığını söyledi. Suç vasfının değiştiğini belirten Tekin, "Beni neden tahliye etmiyorsunuz?" diyerek tahliyesini istedi.

Tutuklu sanık Adnan Akfırat, Tuncay Güney'e 10 yıllık ABD vizesi ve Green Card verildiğine ilişkin haberleri hatırlatarak, Güney'in vize verilmesinden sonra 1,5 yıl ABD'ye gitmediğini söyledi. Akfırat, "Demek ki vize gündemde olan bir gezi için değil güvence için verilmiştir." iddiasında bulundu. Akfırat, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla ABD Büyükelçiliği'nden 10 yıllık vizenin koşullarının sorulmasını, mevzuatına göre verilme gerekçesini, Green Card'ın kimlere hangi koşullarda verilmesi gerektiğini, hangi özel hizmetler karşılığında Green Card verildiğini, New York kentinde Green Card'ın hangi tarihte hangi kurallara göre aldığı ve halen geçerli olup olmadığının sorulmasını istedi

Akfırat, Tuncay Güney'i 2002'de sorgulayan eski Organize Suçlarla Mücadee Şube Müdür Yardımcısı Ahmet İhtiyaroğlu'nun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği dilekçede, "24 bin kişiyi sorguladım. Tuncay Güney gibisini görmedim. Hiç tedirgin değildi. Soru sorulmasını dahi beklemeden anlatmaya başladı. Sanki birileri bize bazı şeyleri anlatması için göndermiş gibi. Bilgiler tek adamda toplanmaz. Bu işin içinde başka şeyler var." dediğini anlattı. Akfırat, İhtiyaroğlu'nun dilekçesi ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi'nde bulunan Tuncay Güney'in sorgusuna ait video kasedin istenmesini talep etti.

Tutuklu sanık Muammer Karabulut, Fener Rum Patrikhanesi'nin 1923 yılında hukuki yargılama taleplerinden vazgeçtiği için Türkiye'de kalmasına izin verildiğini anlatarak, Kıbrıslı Rum Başkeşiş Efrem'i yargılamasının suç teşkil ettiğini belirterek basın aracılığıyla suç duyurusunda bulundu.

-AYDIN YÜKSEK İLE İLGİLİ SUÇLAMA-

22 Haziran 2007 tarihinde gözaltına alınan Aydın Yüksek, "Silahlı terör örgütüne üye olma, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karışı silahlı isyana tahrik etme, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme, tahsis edildiği amacı dışında kullanmak, sahtecilik, 6136 sayılı kanuna muhalefet ve 2863 sayılı kanuna muhalefet suçlamasıyla" mahkemeye çıktı. Yüksek, 25 Haziran 2007'de tutuklandı.


Muzaffer Şenocak'ın sorgusu tamam

''Ergenekon'' Davası'nın öğleden sonraki bölümünde, tutuklu sanık Muzaffer Şenocak'ın çapraz sorgusu tamamlandı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, tutuklu sanıklardan Muzaffer Şenocak'ın çapraz sorgusuna devam edildi.

Duruşmada müdahil Şebnem Korur Fincancı'nın avukatı Özkan Yücel tarafından dinamit lokumu fitillerinin delil torbasında bulunduğunu hatırlatması üzerine Şenocak, bu maddenin dinamit lokumu olmayıp macun olduğunu söyledi.

Depremde toplanan malzemeleri koyduğu torbanın afet merkezine teslim edilip edilmemesine ilişkin soruya da Şenocak, dinamit lokumu olarak gösterilen şeyin çok küçük bir parça olduğunu ifade etti.

Müdahil avukatının sorularına, bazı sanık avukatları tepki gösterdi. Bu nedenle salonda taraflar arasında sözlü tartışma yaşandı. Şenocak'ın avukatı Kenan Aşık, müvekkilinin bu konuda gün içerisinde ifade verdiğini, işleri nedeniyle sırt çantasındaki malzemeleri teslim etmediğini söylediğini hatırlattı.

Avukat Aşık, müdahil avukatlarının duruşmanın başlamasından itibaren sorularıyla konuyu sabote etmeye çalıştıklarını söyledi. Aşık, bunun da bir kötü niyet göstergesi olduğunu ileri sürerken, diğer avukatlar da müdahil avukatlarının sorularının dava konusu suçlamalarla bir ilgisi olmadığını söyleyerek, tepkilerini dile getirdi.

Avukat Özkan Yücel, sanık avukatlarını kastederek, ''Bana işimi öğretmesinler'' dedi.

Avukat Yücel, sorularıyla sanığın beyanlarında çelişki olup olmadığını ortaya çıkarmaya çalıştığını ifade etti.

Yücel, Şenocak'a depremden sonraki arama kurtarma çalışmalarında dinamit kullanıp kullanılmadığını sordu. Bunun üzerine Şenocak, kullanmadığını, kurtarma esnasında dinamit kullanılmayacağını bildirdi. Avukat Yücel'in, frekans kesici cihazı kimden aldığını sorması üzerine de Şenocak, bunları ithal edip sattığını söyledi.

Avukat Yücel, sanığa, Cemil Sarıyer ile ilgili bölümlerin olduğu emniyet ifadesini kabul ettiğini hatırlattı. Bunun ardından, salonda müdahil avukata yönelik tepkiler duyuldu. Sanık avukatı Aşık, müdahil tarafın davayı başka bir yöne çekmeye çalıştığını öne sürdü.

Mahkeme Başkanının, bu soruya cevap vermeme hakkı olduğunu hatırlatması üzerine Şenocak, soruyu yanıtlamadı.

Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese ayrıca, yasaların belli olduğunu, müdahil tarafın soru hakkı olduğunu da söyledi.

Müdahil avukatı Ayşe Batumlu söz alarak, mahkeme başkanından, sanık avukatlarına, ''yaptıkları müdahaleler üzerine dışarıya çıkarılacakları'' yönünde uyarıda bulunmasını istedi. Mahkeme Başkanı da avukatları bu konuda uyardı.

-OKTAY YILDIRIM-

Tutuklu sanıklardan Oktay Yıldırım, 19 aydır tutuklu olduğunu, 1 aydır da ızdırap içerisinde bulunduğunu ifade ederek, 22 gün süren duruşmalar boyunca her sanık kendisini savunurken, iddianamenin paramparça edildiğini, iddiaların ayaklar altına alındığını ve sahte evrakların ortaya konulduğunu öne sürdü.

Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, sanığa bağırarak konuşmaması uyarısında bulundu. Yıldırım da ''15 yaşında asker, 39 yaşında sanık olan yüreğim konuşuyor şu an, izin verin'' dedi.

Hastaneye gitmeyip, 15 dakikada bir yürümesi gerektiği için dışarıya çıktığını ifade eden Yıldırım, ''Salonda yaşanan çarpışmayı gördüğümde, bu düzene, sisteme, hukuka inanıyorum. Ancak, müdahil vekillerinin her duruşmada hazırladıkları sorularda, ne terör örgütü ne de silahlı eylem var. Bizi insanların ellerinde, dillerinde, kalemlerinde oyuncak etmeyin, bizi yargılayın. 19 aydır yargılanmak için bekliyoruz'' dedi.

Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk, müdahil avukatlarının fikriyatının belli olduğunu belirterek, ''Dağda alamadıkları intikamı, burada devam ettirmeye çalışıyorlar'' diye konuştu.

Bunun üzerine müdahil avukatlarından Ayşe Batumlu, kendileriyle ilgili bu suçlamalar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.

Müdahil avukatı Özkan Yücel, Muzaffer Şenocak'a daha sonra bazı sorular yöneltti. Şenocak da sorular üzerine daha önce bu konuları detaylı anlattığını dile getirdi. Yine avukatların itirazları üzerine Mahkeme Başkanı, avukatları dışarı çıkarılacakları konusunda uyardı.

Şenocak, duruşmanın bu bölümünden sonra avukatların sorularına yanıt vermedi.

Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Şenocak'a Fikret Emek ile nerede tanıştığını sordu. Muzaffer Şenocak, Emek ile 2004 yılında Botaş'ta Başmüfettiş olan Mustafa Karbeyaz aracılığıyla tanıştığını yineledi.

Üye Hakimlerden Hüsnü Çalmuk'un, frekans kesici cihaz olan jammerin çalışıp çalışmadığını sorduğu Şenocak, bu cihazın portatif olduğunu ve çalıştığını dile getirdi.

Şenocak'ın çapraz sorgusunun ardından duruşma, tutuklu sanık Aydın Yüksek'in savunmasının alınmasıyla devam etti.


Ergenekon davasının 22'inci oturumu 41'i tutuklu 46 sanığın katılımı ile başladı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki duruşma salonunda görülen davaya mazeret bildiren Mahkeme Başkanı Köksal Şengün katılmadı. Şengün'ün yerine üye hakim Hasan Hüseyin Özese başkanlık yaptı.

Baro tarafından avukat tahsis edilmediği için avukatı bulunmayan Aydın Yüksek bu sebeple savunmasını yapamayacağını belirtince, sanık Muzaffer Şenocak'ın savunmasına başladı. Şenocak'ın savunması devam ediyor.

21 Haziran 2007 tarihinde gözaltına alınan Muzaffer Şenocak, "Silahlı terör örgütüne üye olma, devletin güvenliğine ilişkin bilgileri çalma, bulundurma, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma" suçlarından mahkemeye çıktı. Şenocak, 25 Haziran 2007 tarihinde tutuklandı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber