Babacan: CHP'nin önerileri, IMF projesi

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 20 Şubat 2011 02:18, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Paris'te muhalefetin ekonomi politikalarını değerlendirdi. Babacan, CHP ve MHP'nin projelerini gerçekçi görmüyor.

Ona göre iktidarı hedefleyen bir partinin politikaları böyle 'içi boş' olamaz. Babacan, "Demek ki iktidara geleceklerine inanmıyorlar." diyor. Kemal Kılıçdaroğlu'nun aile sigortası gibi bir meselede bile hesap hatası yaptığını belirten Babacan, vaatlerin IMF reçeteleriyle örtüştüğüne dikkat çekiyor: "Sosyal yardımların tek elde toplanması önerisi IMF ve Dünya Bankası'nın 2002 reçetesinde var. Biz bunu çalıştık ama bıraktık. Çünkü verimli değil."

Başbakan Yardımcısı, 12 Haziran'daki seçimlerde yine AK Parti iktidarının gözüktüğüne değinirken, 4 ay boyunca rehavete kapılmadan çalışacakları mesajı verdi. Ali Babacan'ın sorulara verdiği cevaplar şöyle:

CHP'DE EKİP ÇALIŞMASI YOK

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sizin, aile sigortası hesabına ilişkin sözlerinize cevap vermiş...

Cari açık demiş, işsizlik demiş ama hesaba girmemiş. Teknik kapasite ile niyetin birleşmesi gerekiyor. İşin özünü göre göre daha farklı yansıtayım diye bir yaklaşım olduğu zaman insanlara hata yaptırıyor. Ben CHP'nin dediklerine çok bakmam ama bunu duyunca alıp, çarptım. TÜİK'ten öğrenin dedim. Ortalamasını alınca 36 milyar, 600 ile çarpınca 24 milyar tutuyor. Hesap hatası yaptılar.

Sizce CHP bu hatayı niye yaptı?

Bütçede 14 milyarın üzerinde sosyal yardımlara ayrılan pay var. Kendi aralarında pek konuşmuyorlar, bir ekip çalışması yapmıyorlar.

Hanehalkı başına düşen payın çarpımından mı çıkıyor acaba?

Muhtemelen 12 milyon 700 yoksul var diyorlar ya... Türkiye'de yardım alacak kadar zor durumda olan vatandaş sayısı o kadar fazla değil. Yoksulluk sınırı olan 1 doların altında nüfus bizde kalmadı, sıfırlandı. 2 doların altında yaşayan sayısı ise binde 2'ye düşmüş durumda. O da para ya da kaynak olmadığından değil, ulaşılamadığından dolayı.

CHP yardımın tek elden dağıtılmasını öneriyor...

Bu IMF ve Dünya Bankası'nın 2002 yılı reçetesinde olan bir şey. Biz bunu çalıştık ama bıraktık. Çünkü tek elde olmuyor. Birilerinin gidip o insanları evinde bulması gerekiyor. Son valiler toplantısında Başbakan'ımızın çağrısı oldu, 'valilere siz gidin bulun' dedi. Ankara'da tek merkez olacak, oraya müracaat edilecek diye düşünülüyor ama o verimli olmuyor.

Kılıçdaroğlu, devletin yardım dağıtması yerine yoksulun da tüketici haline gelmesini öneriyor...

Devlet eliyle dağıtılan ürünler toptan alınıyor, ucuza mal ediliyor. Mesela okullarda ücretsiz kitap dağıtılıyor. Kitabın toptan maliyeti 300 milyon mertebesinde. Bu kadar kitabı öğrenciye perakende fiyatından sen al desek, 1 milyar liraya çıkar. Gıda fiyatı toptan en ucuza mal ediliyor. Bir kamyon zeytinyağı almakla, perakende almak aynı mı?

Hayatın içinden gelmeyince, ticaretin içinden gelmeyince böyle yanlışlar yapılıyor.

İŞSİZLİĞİ SENDİKALARLA BAŞ BAŞA GÖRÜŞMEMİZ LAZIM

Başbakan'ın 3 çocuk ısrarının demografik bir yönü mü var?

Bugün itibarıyla nüfusumuz genç ama 10 sene, 20 sene, 30 sene sonra için trendler çok olumsuz. İş kaygı verici bir noktaya doğru gidiyor. 80-85 milyonda nüfusumuzun takılma ihtimali var.

Yaşlanan nüfus var, bir de işsizlik sorunu var.

Her yıl 500-700 gencimiz işgücüne katılıyor. İşsizlik oranımız en son yüzde 11. Geçen seneye göre bir hayli düştü. İLO üyesi ülkeler arasında işsizliğin en fazla düştüğü ülkeyiz. 2009'da ulusal istihdam projesi başlattık. İlk defa bu kadar kapsamlı proje hazırladık. Ama bunu açıklayamadık. Orada yapmamız gereken çok doğru şeyler var. Esnek işgücü adına bugün ne desek, sendikalar karşı çıkacak. Maalesef sendikalar işsizlik adına doğru hareket etmiyor. Sendikaların işsizlik odaklı düşünmeleri lazım. Onun için bizim sendikalarla oturup, sıhhatli bir tartışma yapmamız lazım. Ama o gün bugün değil. Bizim sendikalarla baş başa görüşme ihtiyacımız var. Ama şimdi siyasî takvimi değil.

Seçimden sonraya diyorsunuz hep. Seçimi kazanacağınıza inanarak mı hesap yapıyorsunuz?

Şu anda kamuoyu yoklamaları öyle gösteriyor. Bugün seçim olsa, kazanacağımız gözüküyor. Ancak seçime daha 4 ay var. Başbakan'ımız maç 90 dakika der, bazen de uzatmaya gider. 94. dakika olur, 95 olur der.

İş çevrelerinde beklenti nasıl?

Tekrar AK Parti iktidar olacak şeklinde. Temel varsayım bu. Orada risk olursa temel göstergeler bozuluyor. Kılıçdaroğlu'nun söylediklerinde bir şey yok. Allah göstermesin. Bir koalisyon hükümeti gözükürse, temel göstergeler bozulur. Ne yapacağı belli olmayan bir koalisyon hükümeti temel göstergeleri bozar. Ben CHP'ye MHP'ye bakıyorum, iktidara giden bir partinin ekonomi politikaları böyle boş olmaz. Demek ki kendileri de iktidara gittiklerine inanmıyorlar. Biz iktidara gideceğimizi hissedince bu iş üzerimize kalacak dedik. İş çevrelerine, Londra'da piyasalara ne yapacağımızı anlattık. Ekonominin öngörülebilir olması lazım.

Bunu ben CHP'de MHP'de görmüyorum. İktidara girecek partinin bunları yapması lazım.

KEMAL DERVİŞ CHP'NİN BİLECEĞİ İŞ

CHP'ye Kemal Derviş'i önerir misiniz?

Onlar konuştular galiba. Sayın Derviş de 'Benden bir şey bekliyorlarsa hazırım.' dedi. O artık CHP'nin kararı. Kendi aralarında anlaşabilirler mi bilmiyorum.

Derviş'in açtığı yoldan AK Parti yürüdü, diyorlar...

Kemal Bey, Dünya Bankası'nda çalışmış bir insan. O günkü hükümet içinde uluslararası camianın güvenebileceği bir insan yok. O gelince uluslararası piyasalarda güven oluştu ve o zaman 3 liderin imzasıyla IMF ile anlaşma yaptılar. Bizim dönemimizde ben 10 defa niyet mektubu imzaladım ama bir defa 'sizin başbakanınızın imzası olsun' demediler. Kâğıt üzerinde programla ilgili çok şey yaptılar ama önemli olan uygulama.

Babam ekonomide kayıt dışılıktan şikayetçi

Babam ekonomiden genelde memnun. En büyük şikayeti kayıt dışılıktan. Kayıt dışılık dürüst çalışana en büyük zarar. Dürüst çalışan ezilmiş oluyor. Rekabete zarar veriyor. Fatura kesmediği için senin verdiğin fiyattan yüzde 18 düşük veriyor.

Kriz öncesine göre daha ilerideyiz

Bizim milli gelirimiz kriz öncesini geçti. Amerika hâlâ çıkamadı. Ama biz kriz öncesine göre ilerideyiz. Zaten bankacılık sektörümüz hiç kriz görmedi. Dünyada krizin kaynağı bankacılık sektörüydü, bizim bankalarımız görmedi. Ama işsizlik kriz öncesine dönmedi.

Merkez bankası için isim belirlemedik

Merkez Bankası Başkanı'nın kim olacağını hiç kimseyle konuşmuyoruz. Son zamanlarda hızlı değerlendirme yaparız. Bu sefer, Sayın Başbakan'la Sayın Cumhurbaşkanı ile önceden istişaremizi yaparız. Oradan sonra resmi işlemimizi yaparız.

Benzin fiyatındaki artısın asıl sebebi kur

Petrol arttı, kur arttı, Asıl sebep kur. 1,58 iken bu kurdan ithal ediyoruz. Sadece kurdaki artıştan yüzde 13 maliyet artmış oldu. Vergiyi indirme marjımız yok. İndirdiğimiz vergiden çok daha fazlası yüksek faiz olarak vatandaşa döner

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber