'Bilişim Vadisi' geliyor
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, yazılım teknolojisine yeni boyut ve tasarım ekleyen Samsung, Apple gibi firmaların, cep telefonu sektöründe rakipsiz görülen Nokia'yı geride bıraktığını söyledi.
Stratejik Düşünce Enstitüsü'nce (SDE) düzenlenen ''2023 Vizyonu ve Türkiye'de Yazılım Sektörü'' panelinde konuşan Ergün, yazılımın, tüm sektörleri ilgilendiren, işin tam merkezinde yer alan bir şey olduğunu söyledi.
İçinde yazılım olamayan bir kamu hizmetinin, üretim alanının artık neredeyse bulunmadığını dile getiren Ergün, yeni geliştirilen bir fren sisteminin, hastanelerde yapılan kan testlerinin, izlenilen futbol maçlarının arkasında dahi önemli bir yazılım yatırımının yattığını ifade etti.
Kamunun e-devlet uygulamalarında veya fabrika otomasyonlarının hepsinde yazılımın etkisinin görüldüğünü vurgulayan Ergün, şunları kaydetti:
''Yazılım teknolojisine yeni boyut ve tasarım ekleyen Samsung, Apple gibi firmalar, cep telefonu sektöründe rakipsiz görülen Nokia'yı geride bıraktı. Bir çok insan belki de Nokia'nın alanında geçilemez olduğunu düşünüyordu, hatta geçenlerde onların başkan yardımcıları Türkiye'yi ziyaret ettiğinde ben de 'Nokia'nın geçilemez olduğunu düşünenlerdendim' dedim, o da 'Ne yazık ki biz de öyle düşünüyorduk' dedi. Birisi geliyor sizi geçiyor ama bu firmanın liderliği yeniden ele alması mümkün. Neyle- Yine yazılımla.''
-Yazılım sektörüne katkı sağlayacak alanlar-
Türkiye'deki yazılım sektörünün ''iyi noktalara geldiğini, ancak halen istenilen noktalarda olunmadığını'' belirten Ergün, Türkiye'deki yazılımcıların, Hindistan'daki yazılımcılardan daha iyi olduğunu söyledi.
Bugün Türkiye'nin Gayri Safi Milli Hasılası'nın yüzde 1'ine yakın kısmının yazılım sektöründen oluştuğunu anlatan Ergün, buna karşın yazılım sektöründeki büyüme oranlarının sürekli artışlar gösterdiğini ifade etti.
Bakan Ergün, Türkiye'de faaliyet gösteren 32 teknoparkta 2 bine yakın firma tarafından yürütülen projelerin yüzde 56'sının yazılım ve bilişim sektörüne ait projeler olduğunu bildirerek, şöyle devam etti:
''Sektördeki firmalar için birikimin çok önemli olduğunu düşünürsek, yazılım firmalarımızın ortalama yaşı henüz 13. Yani daha çocuk, genç sayılırlar. Birikimin biraz daha artması gerektiğini görmeliyiz ama çok hızlı birikim elde ediliyor burada. Büyüyen iç pazar, genç ve dinamik nüfus, özellikle son yıllarda Ar-Ge'ye sağlanan destekler, e-devlet uygulamaları, Fatih Projesi gibi çok büyük yatırımlar, yazılım sektörüne önemli fırsatlar sunacaktır. Fatih Projesi, zaten başlı başına yazılım sektörüne fırsatlar sunan büyük bir projedir. Yazılım sektörünü geliştirecek alanlardan birisi bu Fatih Projesi'dir. Diğer önemli alanlar ise Türkiye'nin, savunma ve havacılık sanayisine vermiş olduğu önemdir. Tüm bu alanlar, yüksek teknolojik üretim yapmayı gerektiren hem de yazılım sektörüyle iç içe olan alanlardır. Dolayısıyla Türkiye'nin, eğitim alanında Fatih Projesi'yle, savunma sanayindeki yeni projelerle ve havacılık sektörü ile tıbbı cihazlar alanındaki yeni hamleleriyle atmış olduğu adımlar, yazılım sektörüne ciddi katkı sağlayacak adımlardır.''
-Bilişim Vadisi-
Türkiye'de yazılımın en yoğun kullanıldığı 3 önemli merkezin bulunduğunu, bunların da İstanbul, Ankara, İzmir ve bu illerin çevresindeki illerle şekillenmiş bölgeler olduğunu belirten Ergün, ''Onun için ilk etapta bilişim ve yazılım sektörünün bir ekosistemini oluşturacak Bilişim Vadisi gibi projeleri hayata geçiriyoruz ve bu amaçla şu anda İstanbul'da birisi savunma sanayinde ağırlıklı olmak üzere, birisi Gebze'de bilişim sektörünün bir çok unsurunu bir arada bulundurmak üzere iki önemli teknoparkı, yazılım sektörünün ağırlıklı olarak bir ekosistem oluşturacağı bir alanla başlatıyoruz. Daha sonra da diğer alanlarda bunlar yaygınlaşmış olacak'' diye konuştu.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, ''Türkiye, 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat yapacaksa bunu nasıl yapacağını, dünyanın 10 ekonomisinden biri olacaksa bunu nasıl gerçekleştireceğini tam olarak tespit etmelidir'' dedi.
Stratejik Düşünce Enstitüsü'nce (SDE) düzenlenen ''2023 Vizyonu ve Türkiye'de Yazılım Sektörü'' panelinde konuşan Ergün, yazılım sektörünün, ülkenin en kritik sektörlerin başında geldiğini söyledi.
Türkiye'nin 2023 hedeflerini belirlediğini ve bu hedefleri de sektörlere ayrıntılı bir şekilde dağıttığını anlatan Ergün, ülkenin potansiyellerine bakıldığında bu hedeflere kolayca ulaşılabilineceğini ifade etti.
Özellikle son yıllarda ekonomide, iç ve dış politikada, demokratikleşmede atılan adımların, Türkiye'nin büyük bir değişim yaşamasını sağladığını vurgulayan Ergün, Türkiye'nin, tüm dünyanın sıkıntılar yaşadığı yıllarda dünyanın en hızlı büyüyen ülkelerinden biri olduğunu bildirdi.
En son açıklanan büyüme rakamlarının da Orta Vadeli Program'da belirtilen hedeflerle aynı doğrultuda olduğunu dile getiren Ergün, Türkiye'nin büyümesinde ihracatın net katkısının olduğu bir dönem yaşandığını söyledi.
Bakan Ergün, geçmişle kıyaslandığında ülkenin çok iyi noktalarda olduğunu, ancak atılması gereken daha bir çok önemli adım olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''Bir taraftan kazandıklarımızı koruyarak, onları geliştirerek, bir taraftan da orta gelir tuzağına dikkat ederek yolumuza daha büyük hedeflerle devam etmemiz lazım. 10 yılda ihracatımız 36 milyar dolardan, 142 milyar dolara ulaşınca, milli gelirimiz 3 bin, 3 bin 500 dolarlardan 10 bin 500 dolara çıkınca biraz rahatlamış olabiliriz. Yeni ihracat pazarları önümüze açılınca, daha düşük teknolojili ürünler o pazarlarda talep edilir ve biz bu talebi karşılayan bir üretim modeliyle yolumuza devam edersek, o zaman orta gelir tuzağına düşmüş oluruz. Bunun bizi tatmin etmemesi lazım. Onun için daha büyük hedefler ortaya koymamız gerekiyor.''
-''Mevcut üretim ve teknoloji kapasitesi, 2023 hedeflerine varmamızı sağlayamaz''-
Ekonomik olarak Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için özellikle üretim ve teknoloji kapasitesini, buna bağlı olarak da rekabet gücünü artırması gerektiğini belirten Ergün, mevcut üretim ve teknoloji kapasitesinin, Türkiye'nin bu hedeflere varmasını sağlayamayacağını vurguladı.
Bunun için de yerli ve yabanca yatırımlara ihtiyaç olduğunu dile getiren Ergün, daha yüksek katma değerli ürünlere geçilmesi gerektiğini ifade etti.
Bakan Ergün, yazılım, nanoteknoloji ve genetik gibi ''yeni nesil'' alanların kendi içlerinde gelişmesinin yanı sıra, otomotiv, makine ve kimya gibi köklü sektörleri de değiştirdiğine dikkati çekerek, değişen teknolojinin insan davranışlarını da değiştirmeye başladığını söyledi.
Bunun da yeni ihtiyaçları ortaya çıkardığını dile getiren Ergün, ''Türkiye, 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat yapacaksa bunu nasıl yapacağını, dünyanın 10 ekonomisinden biri olacaksa bunu nasıl gerçekleştireceğini tam olarak tespit etmelidir. Biz bu rakamlara kuşkusuz, Ar-Ge harcamalarının milli gelir içindeki payını artırarak ulaşacağız'' diye konuştu.
Ergün, 10 yıl önce Türkiye'nin milli gelirinin 230 milyar dolar olduğunu ve bunun yüzde 0,5'i kadar Ar-Ge harcaması yapıldığını hatırlatarak, bugün itibariyle ise 780 milyar dolar civarında milli gelir düzeyine ulaşıldığını, Ar-Ge harcamalarının ise bu rakamın yüzde 1'ine çıktığını ifade etti.
Milli gelirdeki artışa da bakıldığında Ar-Ge harcamalarındaki artışın 2 kattan çok daha fazla olduğuna dikkati çeken Ergün, 2023 yılında 2 trilyon dolar milli gelir hedeflendiğini, bunun da yüzde 3'ü kadar Ar-Ge harcaması yapılması gerektiğini kaydetti.
Bakan Ergün, dünyanın geldiği noktada üretim faktörlerinin de değiştiğini belirterek, eskiden sayılan sermaye, emek, toprak gibi üretim faktörlerinin önemlerinin gittikçe azaldığını, artık bilgi ve yeni teknolojilerin üretim faktörleri arasına girdiğini bildirdi.
-''Yazılım ihtiyacı yerli üretimle karşılanmalı''-
Yapılacak çalışmalar neticesinde sektörün milli gelir içindeki payını yüzde 8'ler düzeyine çıkaracaklarını anlatan Ergün, Türkiye'nin potansiyeli düşünüldüğünde bu rakamlara çok rahat ulaşılabilineceğini ifade etti.
Ergün, yapılan her yeni yatırımın, açılan her iş yerinin ciddi yazılımlara ihtiyaç duyuracağını belirten, bu ihtiyacın yerli üretimle karşılanması konusunun çok önemsenmesi gerektiğini söyledi.
Üniversitedeki bilgisayar mühendisliği eğitimlerinin biraz teorik düzeyde kaldığını dile getiren Ergün, bu bölümlerde eğitim gören öğrencilerin biraz daha pratiğe yönelmesi gerektiğini, bununla ilgili de çalışmalar yaptıklarını sözlerine ekledi.
-''3 çocuk projesi büyük önem taşıyor''-
Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Yasin Aktay da Türkiye'nin dünyadaki değişimi yakalayabilecek iradeye sahip olduğunu belirterek, ''Türkiye'de önceden önümüzü görmek çok zordu ama bugün 2023 planlarını yapabiliyoruz. Çünkü Türkiye'de bunu başarabilecek bir irade mevcut'' dedi.
Türkiye'nin genç ve dinamik nüfus yapısıyla Avrupa'ya karşı büyük üstünlüğü olduğunu ancak son dönemde nüfusun yaşlanma eğiliminde olduğuna da dikkati çeken Aktay, bu sorunun halledilebilmesi için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gündeme getirdiği ''3 çocuk projesi''nin büyük önem taşıdığını bildirdi.
Yazılım sektörünün bilgi toplumunun zirvesi olduğunu ve dünyanın paradigmasını da değiştirdiğini ifade eden Aktay, Türkiye'nin bu sektörde istenen seviyede olmadığını, SDE'nin de bu konudaki çalışmalarını sürdürdüğünü ifade etti.
-''Türkiye neden bir başarı hikayesi olmasın-''-
''2023 Vizyonu ve Türkiye'de Yazılım Sektörü'' Analizi'nin sunumunu gerçekleştiren Afyon Kocatepe Üniversitesi'nden Murad Tiryakioğlu ise yazılım sektörünün Türkiye için neden gerekli olduğuna dair bilgiler verdi.
''Türkiye neden bir başarı hikayesi olmasın-'' sorusuna cevap aradıklarını belirten Tiryakioğlu, Türkiye'nin bir çok açıdan büyük avantajlara sahip olduğunun altını çizdi.
Tiryakioğlu, yazılım sektörünün fırsatları ve tehditleri, sektöre verilen destek ve teşvikler, sektörün dış ticaret hacmi, sosyal medyanın Türkiye'deki durumu, sektörel iş birliktelikleri ve bilişim sektörünün insan kaynağı gibi konuları da değindi.
Panele, TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Dr. Kıvanç Dinçer, Kalkınma Bakanlığı İzleme, Değerlendirme ve Analiz Dairesi Başkanı Kamil Taşçı da katıldı.