Türk bile Türkçe'yi bilmiyor

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 04 Ekim 2005 14:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Tarakçı, Türkiye'nin bir kültür erozyonuyla karşı karşıya olduğunu söyleyerek, "Türk bile Türkçe'yi bilmiyor. Yabancı kültür bizi kendimizden uzaklaştırıyor" dedi.

Türkiye'nin kültür alanındaki en büyük probleminin dil olduğunu belirten Prof. Dr. Celal Tarakçı, "Ancak bunu teknik adamlara anlatmak, deveye hendek atlatmaktan zor. 'Edebiyat yapma' diyorlar. Boşboğazlığı edebiyat yapmak olarak görüyorlar. Keşke edebiyat yapsalardı. Edebiyat ölçülü konuşmaktır, etkili konuşmaktır, düzgün konuşmaktır. Dili güzel ve etkili anlatamıyoruz. Türk bile Türkçe'yi bilmiyor" dedi.

Kültürün bir milleti diğer milletlerden ayıran bir özellik olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tarakçı, "Bizim kültürümüzde kahkahayla gülmek yoktur. Tebessüm etmek vardır. İnsan kahkahayla güldüğü zaman yüzü geriliyor ve çirkinleşiyor. Ama tebessüm ettiği zaman güzelleşiyor, tebessüm masaj gibi oluyor. Kahkahayla gülmek sağlık açısından da sakıncalı" diye konuştu.

Dünyada bir kültür savaşının yaşandığına dikkat teken Prof. Dr. Tarakçı, "Damla damla kültürümüz değişiyor. Yabancı kültür bizi kendimizden uzaklaştırıyor. Bizim aydınların bir çoğu da böyle kendinden uzaklaştı. 'Doğru budur' deyip onu uyguluyorlar. Bunu uygulayınca da milletin kültürüyle çelişiyorlar. Milletin kültürüne uygun davranmadığı için millet onu sevmiyor. Millet aydınını sevmezse, onun izinden gitmez. Gitmeyince de kalkınma olmuyor. Kültür aynı zamanda gönül birliğidir. Bizim aydınlarımız buna maalesef dikkat etmiyor. O nedenle bir kültür erozyonuyla karşı karşıyayız" şeklinde konuştu.

Mağazalara yabancı isim verilmesinden de yakınan Prof. Dr. Tarakçı, şehirlerin ana caddelerindeki mağazaların tabelalarına bakıldığında Türkçe isim olmadığını, bunun kültür emperyalizminin sonucu olduğunu söyledi. Tarakçı, yabancı kelimelerin yerine Türkçe karşılıklarının kullanılması, karşılığı bulunamazsa yeni kelimeler türetilmesi ve Türk dünyasındaki karşılıklarının kullanılması gerektiğini vurguladı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber