Erdoğan'a faks çekti hayatı değişti

Haber Giriş : 18 Aralık 2005 10:15, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Adı Ömür Aybar. 1.5 yıldır Türkiye'yi Avrupa Konseyi yerel meclisinde temsil ediyor. Aybar'ın hayatı Recep Tayyip Erdoğan'a hapisteyken çektiği faks değiştirmiş.İşte o faks

Avrupa Konseyi'nin yerel meclisinde 1,5 yıldır Türkiye'yi 33 yaşında genç bir turizmci kadın temsil ediyor. Meclisin yaş ortalaması 55-60 olunca, haliyle genç bir kadın da dikkati çekiyor. Ömür Aybar'ın siyasetle ilgisi, dost sohbetlerinde Türkiye'yi kurtarmaktan ibaretken, Recep Tayyip Erdoğan'a hapisteyken gönderdiği destek mesajı her şeyi değiştirmiş. Önce, ?Siz Refah Partisi'nin devamısınız, ben subay kızıyım, sizinle işim olmaz' demiş ama ısrarlar sonucu parti üyesi olmuş ve siyasi hayatının devamı gelmiş.

Ömür Aybar, İngilizce ve Arapça dillerinden kokartlı bir rehber. Batı dilleri dururken niçin Arapça öğrendiğini soruyorum: ?Babam Kıbrıs'ta, sınırda tabur komutanıydı. Orada İngilizce öğrendim. Sonra Türkiye'nin en ücra yerlerinde görev yaptı. Eğitimim allak bullaktı. Üniversitede tek girebileceğim yer filolojiydi. Batı dillerini herkes öğreniyordu. Ama Türkiye'de 24 Arap ülkesinin temsilcisi olduğunu ve bunlardan birinin konsolosluğunda çalışabileceğimi düşündüm. Hem bir Batı dili hem Arapça bilirsem konsoloslukta çalışmak için şansım artacaktı.' 30'undan sonra Almanca öğrenme sebebi ise, Almanca bilen eşi ve 11 yaşındaki oğlu Kerim ile yurtdışı gezilerinde ortak bir dil kullanamaması. Sırf bu yüzden Almanya'ya gidip dil öğrenmiş.

GEMİ TURUNDA GELEN TEKLİF

Siyasete ilgisi ise arkadaş toplantılarında memleketi kurtarmaktan öte gitmezken, her şeyi Recep Tayyip Erdoğan'a çektiği bir faks değiştirmiş. ?Tayyip Bey'in belediye başkanıyken düşünce suçu yüzünden hapse girmesi beni vatandaş olarak etkilemişti. Kendimi onun yerine koydum, kolay hazmedilecek bir şey değildi. Bir gazetede mesaj gönderebilecek faks numarasını gördüm. Şu mesajı gönderdim: Aldığınız cezayı hak etmediğinize inanıyorum, İstanbul'a verdiğiniz hizmetlerden yararlanan bir vatandaş olarak hayırlı tahliyeler dilerim. Nereye geçtiğimi bile bilmiyordum. Meğer Tayyip Bey'in ofisiymiş. Aradan zaman geçti, ben gemide turdaydım. Cep telefonum sürekli çalıyor, sizinle mutlaka görüşmemiz lazım diyorlar. Meğer Tayyip Bey hapisten çıkmış, parti kuruluyormuş ama benim haberim bile yok. Siz Üsküdar'a gelemiyorsanız, biz Taksim'e geliyoruz dediler. Peki dedim. Üstümde blue jean, kısa kollu tişört, saçlarım at kuyruğu çıktım karşılarına bir baktım karşımda bir heyet duruyor. Sizi tanıyabilir miyiz, dediler. Çok sinirlendim. Beni tanımıyorsanız niye arayıp duruyorsunuz, asıl ben sizi tanımıyorum siz kimsiniz, ne istiyorsunuz, dedim. Kurdukları partiye benim de katılmamı istediler. Ben subay kızıyım, siz Refah Partisi'nin devamısınız, bizim hayat görüşlerimiz sizinle uyuşmaz, dedim. Biz herkesi kucaklamak istiyoruz, sizin gibi düşünenlere ihtiyacımız var, diyerek kendilerini anlatmaya başladılar. Sonra da siyasetçi oldum.'

OY FARKIYLA BAŞKAN YARDIMCISI

Ömür Aybar'ın AK Parti'deki ilk görevi, İl Yönetim Kurulu üyeliği oldu. Partiyi tanıtmak için işini, eşini, oğlunu bırakıp siyasete kendini kaptırdı. Uzun bir süre çalıştıktan sonra, ?Gönlüm sizle ama bütün hayatım allak bullak oldu, görev alamayacağım' dedi. Partiyle tekrar çalışması ise yerel seçimler sırasında oldu. Türkiye'nin tüm illerindeki yerel meclis adayları listeleri içinde, birinci sıraya yazılan iki kadından biriydi. Seçildi, İstanbul İl Genel Meclisi'ndeki görevine devam ederken, İçişleri Bakanlığı'ndan gelen telefon, siyasi hayatında yeni bir dönem açtı. Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Meclisi'ndeki Türkiye'ye ayrılan altı üyelik için birinci sıradan seçilmişti.

O ana kadar Avrupa Konseyi'nin işlevini bilmeyen Ömür Aybar, Ankara'ya çağırıldı, hemen sonra da ilk toplantı için Strasbourg'a gitti. Daha ilk toplantıda, Arnavutluk ve Moldova raportörü oldu. Sonra Eğitim ve Kültür Komisyonu Başkan Yardımcılığı seçiminde uzun yıllardır görev yapan iki rakibini büyük farkla geride bırakıp, bu göreve seçildi:

?Beni hiç tanımıyorlardı. Kendimi, neler yapabileceğimi anlattım. Samimiydim. Belki hevesli gördüler, yapabileceğimi düşündüler.'

Aybar, turizmci tecrübesini kullanır. Komisyonun diğer üyelerinden Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekçi'den destek alır. Eğitim ve Kültür Komisyonu'nun yıllık toplantısının Denizli'de düzenlenmesini sağlar.

?Ben göreve başlamadan Avrupa'nın Kültür Yolları haritasını çıkarmaya başlamışlar. Her ülke bir kültür yolu öneriyordu. Türkiye'nin adı hiç geçmiyordu. Mesela Avusturyalılar bestelerini yaptığı şehirleri birleştirip Mozart Yolu oluşturmuşlar. Mevláná'yı önerdim. Ardından Hıristiyanlığın Türkiye'de geçtiği yerleri, Baharat ve İpek Yolları'nı önerdim.'

Bir yandan da İstanbul İl Genel Meclisi'nde görevini sürdürürken, yıl boyunca toplantılar için Strasbourg'a gidiyor. Şu ana kadar Azerbaycan, Makedonya, Filistin ve Moldova'da seçim gözlemciliği yaptı. Önümüzdeki günlerde Filistin'de olacak. Tüm bunlarla uğraşırken en büyük enerjiyi ise, ?AK Parti bu ülkeye bir şey yapmıyor' diye eleştiren oğluna harcıyor.

hürriyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber