Sulak alanlar koruma altında

Türkiye’de 300’den fazla sulak alan bulunuyor. Bu alanların 135’i ise uluslararası öneme sahip ve toplam alanları 1 milyon 645 bin hektarı aşıyor

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 19 Haziran 2013 13:02, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Sulak alanlar koruma altında

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Türkiye'de 300'den fazla sulak alan bulunduğunu belirterek, bu alanların 135'inin ise uluslararası önem taşıdığını ve toplam büyüklüğünün 1 milyon 645 bin hektarı aştığını bildirdi.

Eroğlu, yaptığı yazılı açıklamada, tespit edilerek uygulamaya aktarılan sulak alan koruma bölgelerinin 23'ünün yönetim planları hazırlandığını ve Türkiye'de 300'den fazla sulak alan bulunduğunu belirtti.

Eroğlu, bu alanların 135'inin ise uluslararası önem taşıdığını ve toplam alanlarının 1 milyon 645 bin hektarı aştığını ifade etti.

Türkiye'nin, Ramsar Sözleşmesi'ne 1994'de taraf olduğunu kaydeden Eroğlu, 2002'de 9 olan Ramsar alanı sayısının bugün 14'e ulaştığını aktardı.

Ramsar Sözleşmesi listesinde yer alan özellikle bu 14 alan başta olmak üzere, Türkiye'nin sınırları içerisindeki bütün sulak alanları korumayı ve geliştirmeyi uluslararası düzeyde taahhüt ettiğini vurgulayan Eroğlu, bu doğrultuda çalışmalar yürüttüklerinin altını çizdi.

Dünya Sağlık Teşkilatı'nın sıtmayla mücadele çalışmaları kapsamında, 1950'li yıllarda Türkiye'de 118 bin hektar büyüklüğünde sulak alanın kurutulduğunu belirten Eroğlu, "Bunun dışında kuruyan herhangi bir sulak alan bulunmuyor. Kuruma riski altında olanlara da Bakanlığımızca iyileştirme yönünde müdahaleler yapılıyor. Son yıllarda etkisini daha fazla hissettiğimiz iklim değişikliğinden sulak alanlar da menfi yönde etkilendi. Bunun önüne geçmek ve sulak alanlarımızı koruyup geliştirmek için Bakanlık olarak birçok proje yürütmekteyiz" ifadesini kullandı.

1970'lerde kuruyan Akgöl'de, "Sulak Alanlar ve İklim Değişikliği Projesi" kapsamında, 2011'de su tutulabilmesi için sedde inşa edildiğini ve kuşların yuvalamaları için yapay adalar oluşturulduğunu bildiren Eroğlu "Göl bir yıl içerisinde eski haline kavuştu ve yaban hayatı tarafından yeniden bir cazibe merkezi olma noktasına geldi" bilgisini verdi.

Yüzde 90 oranında kuruyan Konya Ereğli sazlıklarında çalışmaların devam ettiğini bildiren Eroğlu, 2012'de bir projeyle alanın restorasyon çalışmalarına başlandığını, teknik uzmanlarca belirlenen bölgelerde tabi malzemeyle seddeler yapıldığını ve bu sayede Ereğli Sazlıkları'nın yılın 365 gününde ıslak halde tutulmasının sağlanacağını anlattı.

-"Yılda 130 milyon metreküp su Beyşehir Gölü'ne aktarılıyor"

Beyşehir Gölü'nden sulama maksatlı aktarılan su miktarının, yıllık 350-400 milyon metreküpe ulaşmasından dolayı kurak dönemlerde gölün su seviyesinin çok düştüğünü vurgulayan Eroğlu, şöyle devam etti:

"Gölün bu su eksikliğini gidermek maksadıyla Derebucak Havzası'nın sularını Beyşehir Gölü'ne aktaracak bir proje geliştirildi. Proje kapsamında Derebucak Prof. Dr. Yılmaz Muslu Barajı inşa edildi.

Bu barajda tutulan suları Beyşehir Gölü'ne aktarmak maksadıyla iletim kanalları ve tünel açıldı. Kısaca Gembos Derivasyonu adıyla anılan bu tesisler ile yılda 130 milyon metreküp suyun Beyşehir Gölü'ne aktarımı gerçekleştirildi. Beyşehir Gölü'nden sulama maksatlı çekilen suların tamamlanan başka tesislerce karşılanması ile kurak periyotlarda da tabii hayatın devamı sağlandı."

Tamamen kurumaya yüz tutmuş Seyfe Gölü'nün su seviyesinin ise Orman ve Su İşleri Bakanlığınca geliştirilen projeyle eski seviyesine getirildiğini kaydeden Eroğlu, "Drenaj kanallarının havza çıkış kısmına toprak sedde yapılarak tamamen kapatıldı. Havzadan bugüne kadar herhangi bir şekilde su tahliyesi yapılmadı. Seyfe Gölü'nü besleyen üçüncü pınar olarak adlandırılan Malya kısmından göle su takviyesi yapılarak su seviyesinin eski haline dönmesi sağlandı" ifadelerini kullandı.

-"Sulak alanların her birinde ayrı bir çalışma var"

Türkiye'deki bütün sulak alanların her birinde ayrı bir çalışmaları olduğunu belirten Eroğlu, şunları kaydetti:

"Kayseri ilimizdeki Sultansazlığı kuruma tehdidiyle karşı karşıya kalmıştı. Bakanlığımızın yaptığı çalışmalarla bugün bu alanlarımız muhteşem bir güzelliğe kavuştu. Geçmişte çeşitli sebeplerden dolayı kuruyan Antalya Elmalı civarındaki Avlan Gölü de yeniden birçok kuşun uğrak mekanı haline geldi. Bursa'da bulunan Uluabat Gölü'nde su sirkülasyonu istenilen seviyede olmadığından göl tabanı canlıların bulunmadığı bir göl halini almaya başlamıştı. Uluabat Gölü'nü besleyen Mustafakemalpaşa Çayı üzerine tesis edilen HES projesi ile hem temiz enerji üretmeye başlandı hem de santralden bırakılan bol oksijenli ve daha hızlı su akıntısıyla göl içerisindeki su sirkülasyonu artırıldı. Manyas Gölünü besleyen Manyas Çayı'na yaptığımız tesisler ile göldeki su seviyesini aşırı oranlarda azalıp artmasının önüne geçildi. Bafa Gölü'ne ise yağışlı sezondaki temiz su verilerek göl adeta yıkandı, tuzluluğu azaltılarak bu sayede göldeki balık ve kuş çeşitliliğinde artış sağlandı."

Sulak alanların yanında barajlar ve göletlerin, yaban hayatı için son derece önemli habitatlar olduğunu belirten Eroğlu, 135 uluslararası öneme sahip sulak alan listesinin içerisinde başta Yedikır ve Seyhan barajları olmak üzere suni sulak alanların da bulunduğunu ifade etti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber