Yabancı doktor yasasıyla ilgili 4 maddeye 4 farklı görüş

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 27 Mart 2006 12:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türk Sağlık-Sen, Kamuoyunda Yabancı Doktor yasası olarak bilinen ve röntgen teknisyenlerinin çalışma saatlerini artıran, Sağlık personelinin 45 saatlik misai saatini koruyarak hüküm altına alan Kanun Tasarısıyla ilgili görüş ve önerilerini hazırlayarak Sağlık Bakanlığına gönderdi. Hazırlanan kanun tasarısı dört farklı kanunda birbirinden çok farklı alanlarda değişiklikler öngörüyor.

Türk Sağlık-Sen Genel Merkezi, "Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanun, Sağlık Personelinin Tazminat ve Çalışma Esaslarına Dair Kanun İle Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Taslağı" hakkındaki görüş ve önerilerini raporlaştırarak Sağlık Bakanlığına iletti.

Dört ayrı Kanunda birbirinden çok farklı alanlarda değişikliklerin öngörüldüğü sekiz maddelik tasarı Toplu Görüşme ve Mevzuat Sekreterliğince değerlendirildi. Değerlendirme sonucunda tasarının üç maddesi hakkında görüş ve öneriler dile getirildi.

Tasarıda, sağlık çalışanlarının haftalık 45 saatlik mesai uygulaması korundu. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, bir çok defa haftalık 45 saatlik mesaiyi 40 saate indireceklerini söylemesine rağmen bu yönde bir düzenleme yapılmadı. Akdağ'ın verdiği sözlere rağmen, kanunda neden bu yönde bir düzenleme yapılmadığı ise soru işareti olarak kaldı.

Türk Sağlık-Sen Genel Merkez Yöneticilerinin Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ı ziyaretinde konu tekrar gündeme geldi. Bakan Akdağ, tasarıda gerekli değişiklikleri yaparak çalışma saatlerinin 40 saate indirileceği sözünü verdi.


SAĞLIK HİZMETLERİ TEMEL KANUNU,
ÖDEME GÜCÜ OLMAYAN VATANDAŞLARIN TEDAVİ GİDERLERİNİN YEŞİL KART VERİLEREK DEVLET TARAFINDAN KARŞILANMASI HAKKINDA KANUN, SAĞLIK PERSONELİNİN TAZMİNAT VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR KANUN İLE TABABET VE ŞUABATI SANATLARININ TARZI İCRASINA DAİR KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI TASLAĞI HAKKINDA TÜRK SAĞLIK SENİN GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİ

Kanun tasarısı dört ayrı kanunda madde değişikliği ve madde eklenmesi ile ilgili bir kanuni düzenleme içermektedir.Dört kanunda aslında birbirinden çok farklı alanlarda düzenleme getirmiş kanunlardır. Bir birinden farklı ve özü itibarıyla önemli değişiklikler içeren sekiz maddelik düzenleme ayrı ayrı ele alınarak tarafların görüşü doğrultusunda düzenlenmesi gereken konuları ihtiva etmektedir.Tasarının bazı maddeleri hakkında görüş ve önerilerimiz aşağıya çıkarılmıştır.

Madde 1-

Kanun tasarısının 1. maddesi, 3359 sayılı kanuna dört ek madde eklenmesini içermektedir.Bu maddeler ile doktorlara zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırılması ile ilgili düzenlemelerin esasları belirlenmektedir.

Ülkemizde ilk kez uygulamaya girecek olan zorunlu mali sorumluluk sigortası hakkındaki hususları düzenleyen kanun tasarı taslağında, sadece sigorta şartları, tutarları, tarifeleri gibi maddi hususların Hazine Müsteşarlığınca düzenleneceği belirtilmektedir. Tasarı taslağında bu konuda hiçbir hükmün bulunmaması düzenlemenin aceleye getirildiğini göstermektedir. Bir çok belirsizliklerin yanında hekimlerin hangi tıbbi hizmetlerinin tazminat kapsamı dahilinde olduğu belirlenmemiştir. Taslakta "tıbbi hizmetlerden kaynaklanan her türlü tazminat taleplerinin karşılanması" hükmünün netleştirilmesi gerekir. Aksi halde bu durum uygulamada bir çok sıkıntılara neden olacaktır. Ayrıca, davalarda bilirkişilik konusunda ve prim miktarı ve teminat kapsamıyla ilgili bir düzenlemede yapılmamıştır. Hatta tasarının gerekçe bölümünde bu durum itiraf edilmektedir. " sistemin nasıl çalışacağının tam olarak tahmin edilememesi" nedeniyle düzenleme yapılmadığı belirtilmektedir.

Ayrıca, mali sorumluluk sigortasının sadece hekimlerle sınırlı tutulması doğru bir yaklaşım değildir. Özellikle ebe ve hemşirelerin, anestezi teknisyenleri ve acil tıp teknisyenlerinin de zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamına alınması gerekmektedir.

Tasarıyla bir yıllık bir uygulama yapılmak istendiği anlaşılmaktadır. Devlet Bakanlığınca yetkilendirilecek sigorta şirketlerinde aranacak niteliklerde belirtilmemiştir. Bu durumda keyfi davranışlar husule gelecek, şeffaflık ve tarafsızlık ilkesinin zedelenecek ve istenilen şirkete yetki verilmesinin önü açılacaktır. Öte yandan tasarıda, part time çalışan hekimlerin zorunlu mali sorumluluk sigortasından yararlanmasına ilişkin gerekli olduğunu düşündüğümüz hususlara yer verilmemesi belirsizlik yaratmaktadır.Part time çalışan hekimlerin çift sigortalanma işlemine tabi olup olmayacakları yönündeki belirsizliğe netlik kazandırılmalıdır.

Madde 3

Tasarının 3. maddesinde yer alan hükümlere göre iyonlaştırıcı radyasyon ile teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerler ile bu iş veya işlemlerde çalışan personelin 5 saat olan günlük çalışma süresinin 7.5 saate çıkarılması öngörülmektedir. Mesai saatlerinin artırılmasına ilişkin gerekçenin ülkemiz şartlarının göz önüne alınması durumunda geçerli bir gerekçe olmadığı görülecektir. AB ülkelerinde gerek günlük çekim sayısının ülkemizdeki çekim sayısından daha düşük olması, gerekse personel sayısı ve teknik donanım düzeyinin ülkemiz düzeyinden daha üst seviyelerde olması nedeni ile Avrupa Birliği standartlarının gerekçe gösterilmesi doğru değildir. Ayrıca, çalışma şartları düzeltilmeden, radyasyondan korunma ve güvenlik standartları yükseltilmeden mesai saatlerinin yükseltilmesi söz konusu personellerin sağlık açısından büyük bir risk altına girmelerine sebebiyet verecektir. Tek denetim ve lisans verme yetkisi olan TAEK'in lisanslama şartlarını göz ardı etmesi ve bu şartlara haiz olmayan kurumlar hakkında bir yaptırım uygulamaması nedeni ile bu alanda etkili bir denetim mekanizması kurulamamıştır. Sağlık Bakanlığı bünyesinde bir denetim birimi bulunmadığından söz konusu birimlerin hangi risk faktörleri ile karşı karşıya bulunduğu sağlıklı bir şekilde tespit edilememektedir. Bu bakımdan, mesai saatlerinin yükseltilmesi çalışanlar bakımından telafisi güç zararların doğmasına sebebiyet vereceğinden beş saatlik çalışma süresi korunarak gerekli alt yapı eksiklikleri giderilmelidir.

Aynı maddede sağlık hizmetlerinde çalışan personelin haftalık 45 saatlik çalışma süresinin korunarak hüküm altına alındığı görülmektedir. 2368 sayılı "Sağlık Personelinin Tazminat ve Çalışma Esaslarına Dair Kanun"un 2. maddesi hükmü çerçevesinde halen uygulanmakta olan haftada 45 saatlik mesai uygulaması devlet memurları arasında çalışma süresi bakımından eşitsizliğe sebebiyet vermektedir. Zira, bir çok kurum tarafından bu süreye uyulmadığı ilgili bakanlığın zaman zaman taşra teşkilatlarına yazdığı genelgelerden de anlaşılmaktadır. Uygulandığı yerlerde ise, haftada 40 saat, günde 8 saat çalışan personelin işyerinden ayrılması nedeni ile 9 saat çalışan sağlık personelinin yürüttüğü işlerde aksama meydana gelmektedir. Daha açık bir ifade ile, hizmet birimlerinde bir ekip şeklinde çalışan personelin bir kısmının bir saat erken ayrılması koordinasyon kopukluğuna neden olmasının yanında hizmetin etkin ve verimli sunumunu da olumsuz yönde etkilemektedir. Kaldı ki, sağlık hizmetleri kesintisiz olarak nöbet ve icap nöbetleri ile zaten sürdürülmektedir. Öte yandan, söz konusu mesai farklılığı Anayasamızın amir hükmü çerçevesinde kanun önünde eşitlik ilkesinin de zedelenmesine neden olmaktadır. Bu bakımdan, bütün hizmet birimlerinde mesai birlikteliğini sağlamak ve fazla çalışma süresinin ücretlendirilmemesi nedeni ile diğer personele oranla haftada 5 saatlik fazla çalışmayı öngören hükmün kaldırılması hakkaniyetin ve kanun önünde eşitlik ilkesinin bir gereğidir
Madde 5

Tasarının 5. maddesi ile 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun 3. maddesinin ikinci fıkrasında "Türk bulunmak" ibaresi ve 4. maddesinin birinci cümlesindeki "izinli Türk hekimlerinin" ibaresinin kaldırılması ön görülmektedir.Bu düzenleme ile yabancı hekimlerin ülkemizde çalışabilmelerine imkan tanınmaktadır. Ancak, yabancı hekimlerin ülkemizde istihdam edilebilmeleri için denklik ve dil sorunu hakkında her hangi bir hükme yer verilmemiştir. Bu düzenlemeye ilişkin gerekçe bölümünde ilgili düzenlemenin, Avrupa Birliğine tam üyelik sürecinde, kişi ve hizmetlerin serbest dolaşımı önündeki engellerin kaldırılması amacına yönelik olduğu ifade edilmektedir. Ancak, sadece yabancı hekimlerin değil ülkemizde görev yapan Türk hekimlerinin de AB ülkelerine serbest dolaşımının önü açılarak karşılıklılık esasına uyulduğu takdirde böyle bir düzenleme yapılması düşünülebilir. Bu düzenleme şayet ülkemizde hekim açığının kapatılması için yapılıyor ise bunun doğru bir yaklaşım olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Hekim açığının öncelikle kendi insan kaynaklarımız ile kapatılarak hekimlerin ülke çapında dengeli dağılımının sağlanması için gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber