En zor denklem: Kira zamları sınırlansın mı?
Bir yıllık dönemde kiralar sadece birkaç ay enflasyonun gerisinde kaldı. Kira artışına yasal sınırın 2001 krizi nedeniyle iptal edildiği belirtilirken, 'kamu yararına sınırlamanın' anayasaya aykırı bulunmayacağı savunuluyor
Uygulanan ekonomi programın temel felsefesini oluşturan
enflasyon hedefine paralel gelir artış ilkesi, yalnız ev sahibi lehine işliyor.
Ücretli kesimin geliri enflasyon kadar artarken, ev sahibi kendisini aylık
enflasyon gelişmelerine göre 'koruma'ya alıyor, enflasyon bir artarken, kiralar
enflasyon oranının iki, üç hatta beş katı daha fazla artırılıyor. Bu gelişme,
enflasyon için de kısırdöngü yaratıyor. Kiralar artıyor, enflasyon daha da da
artıyor. Kiralara sınır getiren esnek bir yasanın Anayasa Mahkemesi'nden de
dönmeyeceği daha önceki iptal kararının gerekçesinde yer alıyor: Taşınmaz mal
kira bedellerinin kamu yararı amacıyla yasayla sınırlandırılmasın Anayasa ile
çelişmez.
Büyütmek için tıklayınız
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) aylık Tüketici Fiyatları (TÜFE)
istatistiklerine göre son bir yılda kiralar genelikle enflasyon oranının üstünde
seyretti. Bu, tüketici fiyatları genel endeksini artırdığı gibi enflasyon
sürecinde dizginlenemeyen kira artışı kısırdöngüye de yol açıyor. Kira artıyor,
enflasyon bu artışın etkisiyle biraz daha yukarıya çıkıyor.
Haziranda rekor artış
Merkez Bankası da enflasyon raporlarında neredeyse istisnasız
hedef enflasyon yerine gerçekleşen enflasyon baz alınarak yapılan artışa dikkati
çekiyor ve enflasyon hedefi üzerinde risk oluşturduğuna vurgu yapıyor. TÜİK
verileri, kira artışlarının bazı aylarda enflasyondaki artışların iki-üç kat
üzerinde seyrettiğini ortaya koyuyor. Örneğin, piyasalardaki dalgalanmanın ve
bunun ekonomiyle ve enflasyon bekleyişlerine yansımasının ardından kira geliri
elde edenlerin kendilerini yani elde ettikleri kira gelirlerini 'sıkı koruma'ya
aldıkları istatistiklere de yansıdı. Haziran TÜFE artışı beklentilerin tersine
yüzde 0.34'te kalırken, kiraların ağırlığı oluşturduğu konut harcamaları yüzde
2.18 oldu. Ev sahipleri, geçen yıl enflasyonun hedefin yani yüzde 8'in de
altında kalması ve 2006 enflasyonunun aylık 0.20'lerde seyrettiğini görmesinin
ardından, kira artışlarını önemli ölçüde aşağı çekti.
Yasayla sınır getirilemedi
1999 sonunda IMF ile enflasyonla mücadaleyi hedefleyen üç
yıllık program için stand-by'a imza atılırken, gelir politikasının da enflasyon
hedefine göre oluşturulması hedeflenmişti. Memur maaşları, işçi ücretleri ve
diğer gelirler enflasyon ölçüsünde artışla sınırlandırılırken, dizginlenemeyen
kiraların da yasayla sınırlandırılması gündeme gelmişti. 2000 yılında çıkarılan
yasayla kiraların söz konusu yıl için yüzde 25, 2001 yılı için yüzde 10'dan
fazla artırılamayacağı hüküm altına alındı. Anayasa Mahkemesi, artışa sınırlama
getiren 4531 sayılı yasayı, Adana 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin başvurusu üzerine
19 Temmuz 2001'de iptal etti. Adana 2. Sulh Hukuk Mahkemesi, düzenlemenin
Anayasa'nın 'sözleşme özgürlüğü' ilkesine aykırılık iddiasını ciddi bulup,
yüksek mahkemeye başvurmuştu. Mahkeme, iptali şöyle gerekçelendirmişti: "Yasanın
yürürlüğe girdiği tarihte öngörülen artışa koşut kiralarda 2001 için kabul
edilen yüzde 10 artış, 2001'deki kriz nedeniyle oluşan fiyat artışlarının
altında kalmıştır... Bu durumda, itiraz konusu ibareyle mülkiyet hakkının özüne
dokunacak biçimde yapılan ölçüsüz sınırlamanın demokratik toplum düzeninin
gerekleriyle bağdaştığı ileri sürülemez."
Sorunu esnek yasa çözebilir
Merkez Bankası bir yandan kira artışlarına dikkat çekerken, kiracının geliri de ancak enflasyon hedefi kadar artarken kiraların bunun çok üzerinde artmasının çözümü yine yasal kısıtta görülüyor.
Yüksek mahkemenin 'kamu yararına sınırlamanın Anayasa'yla çelişmeyeceği' gerekçesine göre, 2001'deki gibi olağanüstü artışları yansıtmaya olanak sağlayacak esnek yasanın uygulama şansı bulacağı belirtiliyor. Ancak, ev sahiplerinin iki yıllık kontrat sonrası kiracılarını çıkararak fahiş artışla yeni kiracı bulmasının da önlenmesi gerektiği belirtiliyor.
radikal