Unutulmuş Bir Anayasa Hükmü: Üst Kademe Yöneticilerinin Yetiştirilme Usul ve Esasları

Bir Anayasa hükmünün özellikle de üst kademe yöneticileri ilgilendiren bir Anayasa hükmünün unutulması çok da olası görünmüyor. Ancak durum tam da başlıkta belirttiğimiz gibi

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 05 Nisan 2016 10:26, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Unutulmuş Bir Anayasa Hükmü: Üst Kademe Yöneticilerinin Yetiştirilme Usul ve Esasları

Anayasa'da Üst Kademe Yöneticileri

Anayasa'nın 128. maddesi memurlara ve diğer kamu görevlilerine ilişkin temel düzenleme niteliğindedir. Madde üç fıkradan oluşmaktadır:

1. Fıkra: Memurlar ve diğer kamu görevlilerince yürütülecek görevlere değinmektedir. Kamu hizmetlerinin kuruluş ve işleyişi açısından önemli bir düzenlemedir. Maddenin kapsamına giren görevler memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülür.

2. Fıkra: Memurların ve diğer kamu görevlilerinin özlük haklarının kanunla düzenlenmemesini gerektirmektedir. Buna göre, temel kurallar, hak ve yükümlülükler kanunda gösterilmelidir. Kanunla düzenleme statünün sürekli değiştirilmesini ve idarenin istediği şekilde düzenleme yapmasını önlemektedir. 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle mali ve sosyal haklara ilişkin kanunla düzenleme zorunluluğuna bir istisna getirilmiştir. Toplu sözleşme ile mali ve sosyal haklara ilişkin düzenleme yapılması Anayasa'ya uygun hale gelmiştir.

3. Fıkra: Bu yazının konusunu oluşturmaktadır. Fıkra şu şekildedir: "Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla özel olarak düzenlenir." Hüküm çok açıktır. Memurlara ve kamu görevlilerine ilişkin temel kuralların kanunda gösterilmesi genel bir kural olarak 2. Fıkrada belirtilmiştir. Anayasa bunu da yeterli görmeyerek üst kademe yönetici yetiştirilmesi konusunda özel bir kanun çıkartılmasını emretmiştir.

Üst Kademe Yönetici Yetiştirilmesi Hakkında Neden Bir Kanun Yok?

Anayasa'nın 128. maddesinin 3. fıkrasını hayata geçirmek için ilk adım 1984 yılı sonunda atılmıştır. 3077 sayılı Üst Kademe Yöneticilerinin Yetiştirilmesi Hakkında Kanun TBMM'de kabul edilmiş ve Cumhurbaşkanının onayına sunulmuştur. Ancak dönemin Cumhurbaşkanı Kenan EVREN kanunu Meclise iade etmiştir. Kanun, ikinci defa görüşmede de aynen kabul edilerek 10 Ocak 1985 tarih ve 3149 Sayılı Kanun olarak yayımlanmıştır.

Kenan EVREN konuyu Anayasa Mahkemesine taşımıştır. Anayasa Mahkemesi, özellikle eğitime katılacaklarının tespitini de içeren bazı konuların yönetmelikle düzenlenmesini öngören hükümleri Anayasa'ya aykırı bularak iptal etmiştir. Bu maddeler çıkarıldıktan sonra geriye kalan hükümlerin de uygulama kabiliyetinin kalmadığına karar vermiştir.

1985 yılından sonra da bu konuda ciddi bir gelişme yaşanmamıştır. Çünkü, siyasiler yönetici seçim ve yetiştirilmesinde takdir yetkilerinin daralmasına neden olacak böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duymamıştır. Anayasa'nın kabulünü takiben yapılan düzenleme uygulanmadan iptal edilmiştir. Özetle Anayasa hükmünü uygulamada kendisine hiçbir zaman yer bulamamıştır.

Üst kademe Yöneticilerin Yetiştirilmesi Neden Önemli?

1999 yılından bu yana Şube Müdürü ve altında yer alan hiyerarşik unvanlara yapılacak atamalar görevde yükselme ve unvan değişikliği mevzuatında gösterilmektedir. İstisnaları olmakla birlikte, bu görevlere atanmada hizmet ve nitelik yanında sınav şartı da getirilmiştir. Aksayan ve eleştirilen yönleri olmakla birlikte atamalara bir düzen getirilmiş ve liyakat ilkesini hayata geçirmek için önemli bir adım atılmıştır. Buna karşın üst yönetime yapılacak atamalara ilişkin bir düzenlemeye gidilmemiştir.

Üst kademe yöneticiler,

- Kamu adına önemli kararlara imza atmaktadırlar,

- Kamu hizmetlerinin doğru ve aksamadan işlemesinden birinci derecede sorumludurlar,

- Kamu kaynağının verimli kullanılmasından sorumludurlar,

- Astlarını yönlendirmekten ve yetiştirmekten sorumludurlar,

- Hakkaniyetli bir yönetim sergilemeleri gerekmektedir,

Burada yazılanlara ilk akla gelenler. Bunlara ilaveler yapmak mümkün. Ancak sırf yukarıda sayılanlar bile üst kademe yöneticilerin yetiştirilmesinde ve seçiminde liyakat ilkesinden taviz verilmemesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Astlarından daha yetenekli ve nitelikli olmayan bir üst yönetici, astlarını nasıl değerlendirecek ve yönlendirecektir?

Kamu yönetiminde reform dendiğinde hep hiyerarşi zincirinin altında yer alan memurların haklarında ve yükümlülüklerinde düzenlemeye gidilmesi akla gelmektedir. Ancak, (reform çalışmalarını yürütenlerin üst yönetici olmasından kaynaklı olsa gerek) üst yönetime atanmada aranacak şartlar ve buraya atanacakların nitelikleri hiç tartışmaya açılmamaktadır.

Kamu personel reformu çalışmalarında üst yöneticiliğe atanmada liyakat ilkesini hayata geçirecek düzenlemelere gidilmesi büyük önem taşımaktadır. Buna ilaveten üst yöneticilikler belirli bir süreyle sınırlandırılmalıdır. Yeniden atama yapılmaması halinde ise üst yöneticiler kariyerlerine uygun görevlere dönmelidir. Böylelikle, belki üst yöneticilerin görevden alındıktan sonra atıl ve küskün kalmaları da önlenebilir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber