Ünlülerin sesleri Milli Kütüphane'de

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 12 Nisan 2007 11:25, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Dünden bugüne sesini milyonlara duyuran şair, yazar, ses sanatçısı, politikacı, devlet adamları, televizyoncular ve gazeteciler gibi ünlülerin sesleri "Türkiye Ses Bankası"nda toplanıyor.

Dergiden gazeteye, bilimsel makalelerden araştırmalara, kitaptan tarihi el yazmalarına ve hatta afişlere kadar birçok belgeyi bir arada tutan Milli Kütüphane'de şimdi de ünlülerin sesleri arşivleniyor.

Milli Kütüphane bünyesinde oluşturulacak olan Türkiye Ses Bankası için taş plaklar, CD'ler, kasetler, radyolar ile TRT ve çeşitli televizyon kuruluşlarından elde edilen bantlar kaynak oluşturuyor.

Milli Kütüphane Başkanı Tuncel Acar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Ünlü olan herkesin sesini toplamak, bunları bantlarda ve CD'lerde saklamak, bilgisayar ortamına aktarmak istiyoruz. Bu kayıtları, milli kütüphane bünyesinde kuracağımız 'Ses Bankası'nda toplayacak ve araştırmacıların hizmetine sunacağız" dedi.

"SÖZLÜ TARİHİ BELGELEMELİYİZ"

Cumhuriyet döneminin eğitim, bilim, kültür, sanat, siyaset, edebiyat ve diğer alanlarındaki gelişmelerini içeren röportajları da 'sözlü tarih' başlığı altında topladıklarını ifade eden Acar, "Bu çalışma kapsamında, Kemalettin Tuğcu, Rauf İnan, Kasım Gülek, Reha İsvan, Muammer Sun, Adnan Cemgil, Fuat Bayramoğlu gibi şair, sosyolog, siyasetçi ve müzisyenlerden yaklaşık 60 aydının röportajını kaydettik" diye konuştu.

Acar, projenin uygulanmaya geçmesiyle Cumhuriyet'in ilk yıllarından bugüne ışık tutacaklarını ve araştırmacılara önemli bir kaynak olacaklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Cumhuriyet tarihinin bir bölümüne tanıklık etmiş olan sesler ile günümüzde farklı alanlarda ön plana çıkmış şairler, ressamlar, politikacılar, ses ve tiyatro sanatçıları ile devlet adamlarının ses ve görüntülerini bilgisayar ortamına aktaracağız. Örneğin, Cumhurbaşkanlarımızla ilgili araştırma yapan kişi Mustafa Kemal Atatürk'ten Ahmet Necdet Sezer'e kadar sesli ve görüntülü kayıtlara ulaşabilecek."

MİLLİ KÜTÜPHANE, TAŞ PLAKLARI TOPLUYOR

Acar, özellikle bölgesel ve yöresel sesli kültürün, bilgisayar teknolojisi öncesine kadar, taş ve plastik plaklarda, makara-tel bantlarda, kasetlerde toplandığını belirterek, bunların gelecek kuşaklara aktarılması gerektiğini vurguladı. Acar, "Yüzyıl sonra taş plaklar hakkında araştırma yapmak isteyen bir kişi, Milli Kütüphane'ye geldiğinde biz ona 'Taş plak budur' diye gösterebilmeli, sesli olarak da bilgisayardan dinletebilmeliyiz" dedi.

Bugüne kadar plak, kaset, bant ve CD'den oluşan 7 bin adetlik koleksiyona sahip olduklarını ifade eden Acar'ın verdiği bilgiye göre, taş plaklardan 100'ü İngilizce, 55'i İspanyolca, 30'u Almanca, 10'u Rusça. Diğer taş plaklar ise Şukufe Hanım, Hafız Burhan, Hafız Sami, Hamiyet Yüceses, Tanburi Cemil Bey, Hafız Osman, Kemani, Ama Recep, Hamiyet Yüceses, Münir Nurettin Selçuk, Sadettin Kaynak, Zeki Müren, Ermeni asıllı Udi Hırant ve Hacer Buluş gibi sanatçıların plaklarından oluşuyor.

Taş plak koleksiyonu satın alma ve bağışlardan oluşuyor. Kullanılabilir durumda taş plağı olan yayıncı, koleksiyoncu veya vatandaşlar, Milli Kütüphane'ye müracaat ederek plakları satabilir ya da bağışlayabilirler.

Milli Kütüphane Başkanı Acar, 1930-1940'lı yıllara damgasını vuran taş plakların sayısının yok denecek kadar azaldığını belirterek, "Bunları, vatandaşın elinden satın alıyoruz. Plakları inceliyor, kullanılabilir durumda olanları satın alıyoruz. Bunun dışında, koleksiyondaki plaklardan bazıları bağışlandı, bazıları da kamu kuruluşlarından temin edildi" diye konuştu.

"ÖNCELİKLE TELİF SORUNUNU ÇÖZMELİYİZ"

Acar, arşivlenmiş olan taş plakların hepsinin CD'ye kaydedildiğini ve bilgisayar ortamına aktarıldığını belirterek, "Bunları, wap sayfamızda araştırmacıların hizmetine sunacağız ama öncelikle telif hakkı sorununu çözmeliyiz" dedi.

Çelik kasalarda saklanan plakların, bilgisayar ortamına aktarıldığını belirten Acar, "Müzikologlar, wap sayfamıza girdiğinde bunları bulabilecekler.

Ancak bunları CD halinde alıp evlerine götüremeyecekler. Çünkü, o zaman telif hakkı ortaya çıkıyor" diye konuştu. "Bu çalışma, insanlar evlerinde müzik dinlesin diye yapılmıyor" diyen Acar, sözlerine şöyle devam etti:

"Araştırmacılar elbette dinleyebilecekler, zevk amaçlı dinlemek isteyenler ise telif ödemek zorunda kalacaklar. Araştırmacılara şifre vereceğiz.

Araştırmacılar, verilen şifre ile müracaat ettiği zaman ücret ödemek durumunda kalmayacak. Araştırma dışında yararlanmak isteyenler ise ücret ödeyecekler. Bu ücret, sanat camiasının bağlı olduğu meslek kuruluşuna aktarılacak. Meslek kuruluşu da ilgili kişiye telif hakkını ödeyecek."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber