Erdoğan: Operasyonu Genelkurmay sonlandırdı

Kaynak : CNN Türk
Haber Giriş : 01 Mart 2008 00:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sınır ötesi kara harekatının başarıyla gerçekleştiğini belirterek, operasyonun başlangıç ve bitiş takviminin Genelkurmay Başkanlığı tarafından belirlendiğini söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, hükümetin verdiği yetki çerçevesinde Irak'ın Kuzey'indeki terör örgütü hedeflerine yönelik başlattığı hava destekli kara harekatını başarıyla icra ettiğini belirterek, "Harekatın başlangıç ve bitiş takvimini askeri gerekçe ve ihtiyaçlara göre Genelkurmay Başkanlığı'mız belirlemiştir" dedi.

Başbakan Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan Ulusa Sesleniş konuşmasında, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Irak'ın kuzeyindeki terör örgütü unsurlarına yönelik gerçekleştirdiği sınır ötesi harekata değindi.

Erdoğan, "Hükümetimizin verdiği yetki çerçevesinde Silahlı Kuvvetlerimiz, Irak'ın Kuzey'indeki terör örgütü hedeflerine yönelik başlattığı hava destekli kara harekatını, başarıyla icra etmiştir" dedi.

"Harekatın başlangıç ve bitiş takvimini askeri gerekçe ve ihtiyaçlara göre Genelkurmay Başkanlığı'mız belirlemiştir" diyen Erdoğan, harekatın planlamaya uygun olarak başlangıçta öngörüldüğü gibi tamamlandığını söyledi.

Genelkurmay'ın harekatla ilgili yakın zamanda geniş bir basın toplantısı yapacağını dile getiren Erdoğan, hava harekatlarının tamamlayıcısı olarak gelişen kara harekatının askeri ihtiyaçtan kaynaklandığını kaydetti.

Erdoğan, "Terör örgütünün ülkemize yönelik saldırılarında kullandığı kamplar, barınaklar, sığınaklar, silah-mühimmat depoları, altyapı imkanları ve mensupları hedef alınmıştır" dedi.

Genelkurmay'ın verdiği bilgilere değinen Başbakan Erdoğan, ilk değerlendirmelere göre herekatın önemli başarılar sağladığını belirtti.

"Terör örgütüne beklemediği bir zamanda gerçekleşen bu baskınla önemli bir darbe vurulmuştur" diyen Başbakan Erdoğan, terörle mücadelenin bundan sonra da kararlılıkla sürdürüleceğini söyledi.

Erdoğan, "Silahlı kuvvetlerimiz, icra edilen harekattan dost ve kardeş bölge halkının olumsuz etkilenmemesi için gereken hassasiyeti azami ölçüde göstermiştir. Harekata katılan askeri unsurlarımızın ne sivil yerleşim bölgeleri ne de bölge halkına karşı hiçbir olumsuz tavrı olmamıştır" dedi.

Irak halkına çağrı

Vurulan köprüler ve altyapıların bölge halkının yerleşik olarak yaşamadıkları bölgede bulunduğunu ve sadece terör örgütü tarafından kullanıldıkları için hedef alındığını belirten Erdoğan, Irak'ın egemenlik ve siyasi birliğine Türkiye olarak saygılı olduklarını söyledi.

Irak'ta huzur ve istikrarı herkesten çok istediklerini belirten Erdoğan, terör örgütünün oradaki varlığının Türkiye-Irak ilşiklerini bozmasına izin verilmemesi gerektiğini kaydetti.

"Terör örgütünün Irak'ın kuzeyindeki varlığının sona ermesi, sadece Türkiye'nin yararına değildir. Aynı zamanda ilişkilerimizin gelişmesinin de önü açılacak, hem bölge halkı hem de Irak'ın refah ve istikrarına büyük katkı yapacaktır" diyen Erdoğan, PKK'nın sadece Türkiye'nin değil, Irak'ın da düşmanı olduğunu belirttti.

"Türkiye de Irak da bu beladan kurtulmak için birlikte çalışmak zorundadır, başka yol yoktur" diyen Erdoğan, "Dost ve kardeş Irak halkına sesleniyorum; bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da zor zamanlarınızda daima Türkiye yanınızda olacaktır. Biz binlerce yıldır aynı coğrafyada dost ve kardeş olarak beraber yaşadık. Bu zor günleri inşallah birlikte aşacak, dost ve kardeş olarak yaşamaya devam edeceğiz" dedi.

"27 kahraman şehit"

Son MGK bildirisinde de yer aldığı gibi, Irak'la siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel ve askeri her alanda ilişkileri daha da geliştirmek için çalıştıklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, bu harekatın sonuçlarının Türk milleti, kardeş Irak halkı ve bölge barışı için hayırlı olacağına inandığını ifade etti.

"Terörle mücadelenin doğasında ne yazık ki şehit vermek de var" diyen Erdoğan, son harekatta, 24'ü asker, 3'ü köy korucusu olmak üzere 27 kahramanın şehit olduğunu söyledi.

Operasyonda "eşsiz bir inanç ve cesaretle" görev alan Kara Kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlığı ile Hava Kuvvetleri'nin seçkin unsurlarından oluşan bütün "kahramanları" selamladığını belirten Erdoğan, şehitlere Allah'tan rahmet, ailelerine sabır ve metanet diledi ve "Milletimizin başı sağolsun. Allah milletimize başka acılar yaşatmasın" dedi.

Terör örgütü mensuplarına çağrı

Başbakan Erdoğan, "önemlibir süreçten geçildiğini" ifade ederek, bu hassas dönemde kalplerinin millet olarak Mehmetçikle birlikte attığını söyledi.

Erdoğan, "Bu milletin kahraman evlatları, ağır kış şartlarında, zor bir coğrafyada birlik ve bütünlüğümüz için adeta şehadete koştular. Aziz milletim adına onları selamlıyorum. Her birini o pak alınlarından tek tek öpüyorum" dedi.

70 milyonluk büyük bir ülke olduklarını belirten Erdoğan, böyle bir ülkede düşüncelerin, etnik kökenlerinin ve yaşam biçimlerinin farklılık gösterebileceğini, fakat sorunların tartışılarak çözümlenmesi gerektiğini söyledi.

Türk milletinin birlik ve beraberliğine, vatandaşların can ve mal güvenliğine kastedenlere de özellikle bir kez daha seslenmek istediğini belirten Erdoğan, terörün hiç bir gerekçesi ve mazeretinin olamayacağını ifade etti.

Terörle hiç bir yere varmanın da mümkün olmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Bu yolla hiç bir şey elde edemediniz, edemeyeceksiniz. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Temel hak ve özgürlükleri esas alan demokrasimiz gelişmiştir. Herkesin kendini ifade etme imkanı vardır. Annelerinize, babalarınıza, kardeşlerinize daha fazla acı yaşatmadan girdiğiniz bu yanlış yoldan dönün" dedi.

Türkiye'de, herkese yetecek kadar hukuk ve demokrasi olduğunu ifade eden Erdoğan, terörün, ekonomik gelişmenin, huzur ve refahın düşmanı olduğunu kaydetti.

"Adeta bir yarasa gibi terör de aydınlıkta yaşayamaz, karanlığı sever, şehirlerimiz gelişmesin, insanlarımız huzur ve rahat yüzü görmesin ister" diyen Erdoğan, terör odaklarının her fırsatta sosyal gelişmeyi sabote etmeye çalıştığını söyledi.

"Bizim dilimiz kardeşlik dilidir"

"Bizi tek bir millet yapan ortak değerlerimizi hep birlikte yüceltmeliyiz" diyen Erdoğan, millet kavramını, ırk, kan ve kabile bağlarının üzerinde bir yüksek ideal ve hedef birliği, bir ortak yaşama iradesi olarak gördüklerini dile getirdi.

Erdoğan "Anayasadaki millet tanımı da ırk ya da kan esasına göre değil, vatandaşlık temelinde bizi birbirimize bağlamaktadır. Bu ülkenin bütün vatandaşları, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ortak paydasında birleşmiştir" dedi.

Türk insanının en zor şartlarda bile milletine, devletine, ülkesine, cumhuriyet değerlerine sadakatini ortaya koyduğunu belirten Erdoğan, "Tekrar tekrar söylüyorum, bizim dilimiz düşmanlık dili değil, kardeşlik dilidir. Bizim felsefemiz yaratılanı Yaratandan ötürü sevme anlayışıdır" diye konuştu.

"Eğer terör belasından kurtulacaksak bu, demokratik siyaseti çare kapısı olarak, hak arama kapısı olarak açık tutmakla mümkündür, buna inanıyoruz" diyen Başbakan Erdoğan, herkesin kendini özgürce, anayasal düzen içinde, meşru yollarla, demokratik zeminlerde ifade etmesi gerektiğini söyledi.

Terörden en büyük zararı Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayan insanların gördüğünü kaydeden Erdoğan, terör örgütünün hiçbir vatandaşın temsilcisi olamayacağını ifade etti.

Erdoğan, "Herkes bilmelidir ki, terör ve şiddet demokrasiyle bağdaşmaz. Bu süreçte herkesin sorumlu ve duyarlı hareket etmesi kadar, cesaret ve kararlılıkla teröre karşı demokrasiden yana duruşunu da ortaya koymasını bekliyorum" dedi.

"Asimilasyon insanlık suçudur"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa'daki Türklerin yaşadıkları ülkeye ve topluma intibaklarının, asla özdeğerlerinden, kültür ve geleneklerinden uzaklaşmaları anlamına gelmediğini belirterek, "Bu konuda Türkiye'nin hassasiyetini Alman yetkililerine, başta sayın Şansölye Merkel ve ekibine, kamuoyuna da açıkve net olarak ifade ettim" dedi.

Erdoğan, "Entegrasyona 'evet' ama asimilasyona 'hayır' dedim. Asimilasyon bana göre bir insanlık suçudur, bunu da açıkça dile getirdim" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, şubat ayının özellikle dış politika açısından son derece önemli gördükleri yoğun bir trafik içinde geçtiğini ifade etti.

Şubat ayının ilk haftasında bakan ve milletvekillerinin de bulunduğu bir heyetle Almanya'yı ziyaret ettiklerini anımsatan Başbakan Erdoğan, "Bu ziyaretimiz sırasında Almanya Başbakanı sayın Merkel ve diğer Alman yetkilileriyle başta ikili ilişkilerimiz olmak üzere, Türkiye'nin A Büyelik müzakereleri ve çeşitli dünya meselelerini görüşme imkanı bulduk" dedi.

Halen 3 milyon civarında Türk'ün Almanya'da yaşadığını, yine 3 bin civarında Alman girişimcinın de şu anda Türkiye'de yatırım yaptığını belirten Erdoğan, dış ticaret hacminde ilk sıra Almanya'nın geldiğini söyledi.

Erdoğan, Almanya ve Türkiye'nin birbirini iyi tanımak, iyi anlamak, ilişkilerinin gelişmesinde, problemlerinin çözüme kavuşturulmasında samimi gayret içinde olmak mecburiyetinde olduğunu belirtti.

Erdroğan, "Köln şehrinde yaklaşık 20 bin gurbetçimizle de buluşma, kucaklaşma mutluluğuna eriştik. Almanya'daki kardeşlerimize, hem kendi hayat standartlarının yükselmesi, hem Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilere katkılarının sürmesi için yaşadıkları topluma entegre olmalarının önemine değindim" dedi.

"Bulunduğunuz ülkenin dilini öğrenin"

Başta Almanya'dakiler olmak üzere Avrupa'da yaşayan beş milyon civarındaki Türk vatandaşının, yaşadıkları toplum içinde her alanda aktif olmalarının ve sorumluluk üstlenmelerinin son derece önemli olduğuna işaret eden Erdoğan, bunun içinde bulundukları ülkenin dilini öğrenmeleri ve verilen imkanlardan kendilerini çok iyi yetiştirmeleri gerektiğini söyledi.

Başbakan Erdoğan, "Bu noktada vurguladığımız bir başka husus daha var. O da şudur: Avrupa'daki Türklerin yaşadıkları ülkeye ve topluma intibakları, asla öz değerlerinden, kültür ve geleneklerinden uzaklaşmaları anlamına gelmiyor, gelmemeli. Bu konuda Türkiye'nin hassasiyetini Alman yetkililerine ve kamuoyuna da açık ve net olarak ifade ettim" dedi.

"Tartışmaları şaşkınlıkla izliyorum"

"Türkiye olarak, orada yaşayan insanlarımızın içinde bulundukları ülkeye ve topluma entegre olmaları konusunda bize düşeni fazlasıyla yapmakta olduğumuzu, yapmaya hazır olduğumuzu söyledim" diyen Başbakan Erdoğan, entegrasyona 'evet' ama asimilasyona 'hayır' dediğini hatırlattı.

Asimilasyonun bir insanlık suçu olduğunu dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa'da yaşayan insanlarının yaşadıkları topluma entegrasyonuna sonuna kadar 'evet', ama asimilasyona ise 'hayır' demeye devam edeceğini söyledi.

"Alman medyası ve siyaset dünyasında yol açtığı tartışmaları biraz da doğrusu şaşkınlıkla izliyorum" diyen Başbakan, "Zira demokratik toplumlar, tanımları gereği çoğulcudur, çok sesli ve çok renkli olmak durumundadır. Farklı renkler, demokratik toplumlar için bir zafiyet değil, tam aksine bir zenginlik ve güç kaynağı olarak görülmelidir" dedi.

"Birlikte yaşamayı öğrenelim"

Çokluk içinde birlik" olarak ifade ettikleri "çoğulculuk" ilkesinin, çağdaş özgürlükçü demokrasinin temel değerlerinin başında gelmekte olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Kin ve düşmanlık sebebi sayarak farklılıklarımızı yok etmeye çalışmak gibi imkansız bir çabanın içine girmektense, biz diyoruz ki, gelin ön yargılarımızı kırıp birlikte yaşamayı öğrenelim" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, "Meseleyi doğru bir şekilde ortaya koymaya çalışıyoruz ki kültürel çatışmaya meydan vermeden entegrasyon hedefinin daha hızlı ve sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesine katkımız olsun. Biz bu düşüncelerimizde samimiyiz" dedi.

Başbakan Erdoğan, "açık ve samimi olarak Almanya'da yaşayan vatandaşların, yaşadıkları topluma entegre olmalarını istediklerini "belirterek, Türkleri artık Alman toplumunun uyumlu ve ayrılmaz bir parçası olarak görmek istediklerini söyledi.

Erdoğan, "Avrupa'da yaşayan insanlarımız bulundukları ülkenin siyasi, hukuki, sosyal ve ekonomik her türlü yükümlülüklerini yerine getirecekler; o ülkelere bağlılıklarını ortaya koyacaklardır ama elbette kültürlerini, inançlarını, değerlerini de yaşatacaklardır" dedi.

Almanya'daki Türkleri, ülkeler arasında bir dostluk köprüsü olarak gördüklerini kaydeden Erdoğan, Türklerin parçası oldukları ülkelere ve ülkeler arası ilişkilere faydalı olmalarını istediklerini kaydetti.

Ludwigshafen'de yaşanan yangın

Erdoğan, Almanya ziyaretinin hemen öncesinde Ludwigshafen'de yaşanan ve 5'i çocuk, 9 Türk vatandaşının canına mal olan yangın faciasının Türk milletinin her ferdini derinden yaraladığını kaydetti.

Almanya ziyaretinin başında, olay yerine giderek, oradaki vatandaşların acılarını paylaştıklarını ve incelemelerde bulunduklarını anımsatan Başbakan Erdoğan, böyle acıların bir daha yaşanmamasını temenni ettiklerini söyledi.

"Ancak bu elim hadisenin en ince ayrıntılarına kadar incelenmesi, eğer kaza dışında bir suç ihtimali varsa gereğinin dikkatle ve hassasiyetle yapılması da çok önemli" diyen Başbakan Erdoğan, soruşturmanın takipçisi olacaklarını ifade etti.

Erdoğan, "Ne yazık ki bu trajik hadiseden sonra Almanya'nın başka bölgelerinde de bir dizi yangın olayı yaşandı. Sonuçları bu kadar ağır olmasa da, ucuz atlatılmış olsa da arka arkaya gelen bu yangınlar, bizi derinden kaygılandırmaktadır. Alman makamlarının benzer trajedilerin yaşanmaması için gereken her türlü tedbiri almakta olduğuna inanıyor, herkesi söz ve eylemlerinde dikkatli ve sağduyulu olmaya çağırıyorum" dedi.

"Kosova'da güzel şeylerin olmasını istiyoruz"

Erdoğan, Balkanlar coğrafyasının, tarihi bağlar ve akrabalık ilişkiler nedeniyle yakın olunan, yaşanan gelişmeleri büyük bir ilgi ve dikkatle izlenen bir coğrafya olduğunu ifade etti.

Kosova'da, şubat ayı içinde önemli gelişmelerin olduğunu belirten Erdoğan, 17 Şubat'ta bağımsızlığını ilan eden Kosova Cumhuriyeti'ni ilk tanıyan ülkelerden birinin Türkiye olduğunu hatırlattı.

"Bu gelişmenin Balkanlar'da barış ve istikrara hizmet etmesini temenni ediyorum. Bu tarihi görev ve sorumluluk şu anda Kosova halkının ve Kosovalı yöneticilerin omuzlarındadır" diyen Erdoğan, Kosova'da her kesime eşit mesafede duran, barış, huzur, istikrar, birlik ve beraberliğin korunması için samimi çaba gösteren bir yönetimin bulunması her zamankinden önemli hale geldiğini kaydetti.

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin, Kosova ile ortak bir tarihi, kültürel bağları, ortak değerleri bulunduğunu belirterek, "Yıllar yılı Kosova'nın yaşadığı her sıkıntının Türkiye'de de mutlaka yansımaları olmuştur. Bugün de birçok vatandaşımızın Kosova'da halen akrabaları, yakınları yaşamaya devam ediyor. Kosova'da güzel şeyler olmasını, barışın ve huzurun tesisini samimiyetle istiyoruz" diye konuştu.

Erdoğan, bundan sonra da Kosova Cumhuriyeti'ne siyasi ve ekonomik anlamda katkı ve desteğin süreceğini söyledi.

"Ekonomi sağlam bir zemin üzerinde"

Türkiye ekonomisinin, çok sağlam bir zemin üzerinde, sağlıklı ve dirençli bir şekilde yoluna devam ettiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Yüzümüzü güldürecek gelişmeler birbirini izliyor" dedi.

Geçmiş hükümetlerin arkalarında hep büyük krizler bıraktıklarını hatırlatan Erdoğan, hükümet olarak bunları asla tercih etmediklerini ve etmeyeceklerini söyledi.

Türk milletinin tarihinde ilk kez 23 dönem üst üste büyümeye şahit olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, kişi başına milli gelirin 2006 yılında 5 bin doları aştığını ve şimdi ise 7 bin dolar civarında.olduğunu belirtti.

"İhracatta yıllık 106 milyar dolar seviyesine ulaştık. Turizm gelirlerimiz 18 milyar doları aşmış durumda" diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, küresel yatırım miktarının ise 22 milyar dolara ulaştığını söyledi.

Bunların Türkiye'de ilk kez olduğunu hatırlatan Erdoğan, istikrarlı bir şekilde hayat şartlarının iyileştiğine tanık oldukmlarını kaydetti.

"Hedeflerinin belli olduğunu ifade eden Erdoğan, "Türkiye'de kişi başına düşen milli geliri öncelikle 10 bin dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Türkiye'yi dünyanın en güçlü 10 ülkesi arasına sokmak için çalışıyoruz. İnşallah, cumhuriyetimizin 100'üncü yıl dönümünde dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında Türkiye'yi göreceğiz" diye konuştu.

Yoksulluğu azaltma noktasında çok önemli mesafeler kaydettiklerini anlatan Erdoğan, "Daha fazlasını da yapacağız, yapıyoruz. Türkiye'nin son beş buçuk yıla yakın zamanda aldığı mesafe gerçekten tarihi bir başarıdır" dedi.

Göreve geldiklerinde Türkiye'nin, IMF'ye 23,5 milyar dolar borcu bulunduğunu anımsatan Erdoğan, "Bugün 6,9 milyar dolara kadar düşürdük. Bunlar hem sağlam bir zeminde olduğumuzu gösteren, güçlü bir ekonomi yolunda ilerlediğimizi gösteren rakamlar hem de geleceğe ilişkin umutlarımızı artıran rakamlar. Türkiye bunu hak etmiştir" diye konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber