İÜ Rektörü Parlak: Rektörlük seçimleri olmamalı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 05 Eylül 2008 11:57, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak, üniversitelerde rektörlerin, mütevelli heyeti ya da oluşturulacak bir kurul tarafından seçilmesi gerektiğini söyledi.

Parlak, yaptığı açıklamada, Türkiye'de kamu üniversitelerinin daha ileriye götürülmesi ve öğretim üyeleri arasındaki gerginliğin azaltılması için üniversite rektörlerinin bugünkü yöntemle göreve gelmemesi gerektiğini savundu.

Vakıf üniversitelerinde rektörlerin, mütevelli heyetleri tarafından seçildiğini ve hiçbir sıkıntının yaşanmadığını ifade eden Parlak, ''Kamu üniversitelerinde ise seçim yapılıyor. Adaylar arasında müthiş bir çirkinlik yaşanıyor. Medyada yazılıyor. Bunlara gerek yok. Ama bu nedenle (seçim yapılmasın) demiyorum'' dedi.

''Rektör, öğretim üyesine müdahale ettiği zaman o öğretim üyesi, rektörün tekrar adaylığını koyması durumunda oy vermez'' görüşünü dile getiren Mesut Parlak, şöyle konuştu:

''Bu durumda rektör, popülist davranmaya başlıyor. Başlıyor (benden olan, benden olmayan)... Geliyor oturuyor rektörlüğe, oy vermeyene farklı davranıyor. Buna gerek yok. Biz, eğitim kurumuyuz. Atatürk'ün bize bıraktığı emaneti daha ileriye taşımak zorundayız. O nedenle üniversitelerde rektörlük seçimleri olmamalı. Bir mütevelli ya da başka bir şey koyarsınız adını, onlar, bu kurumu yönetecek kişiyi seçerler. Ayrıca profesör olmasına da gerek yok. Üniversiteyi tanıyan doktora yapmış veya mütevellinin hakikaten bu işi yapabileceğini düşündüğü dışardan bir insan da olabilir.

Yüce Türk ulusunu yönetenlere sesleniyorum, rektörleri müteahhitlikten kurtarın. Biz müteahhitlik yapmayalım. Bizim işimiz akademisyenlik. Ben burada rektör olarak her işle ilgileniyorum.''

-''DEVLET MEMURLUĞU DA KALDIRILSIN''-

Parlak, 657 sayılı devlet memurluğu kadrosunun da kaldırılması ve buna üniversitelerden başlanması gerektiğini savunarak, ''Ben performansımla burada kalmalıyım, performansımla buraya gelebilmeliyim. Bu ulusun yetişmiş, donanımlı çocukları var. Bekliyor. Ama siz öyle bir kapıyı kapatmışınız ki çalış çalışma, gel gelme, hiçbir şey yapma 65 yaşına kadar otur. Yapmazsanız başarı yok. Bizim yürümemiz değil, koşmamız lazım'' dedi.

Üniversitelerin ''dünya durdukça Türk ulusunun ufkunu açan kurumlar'' olacağını dile getiren Parlak, ''Performans artırmak, batıyı yakalamak, dünyadaki üniversiteleri aşabilmek için rektörleri seçimle getirmeyeceksiniz. Rektörlere müteahhitlik yaptırmayacaksınız. Rektörler, aynı üniversiteden olmayacak. 657 sayılı kadro kalkacak. Eğer böyle devam etsin 10 yıl sonra kamu üniversiteleri yok'' görüşünü dile getirdi.

-''EĞİTİMDE AF OLMAMALI''

''Af'' kelimesinin, toplumun kulağına çok güzel gelen bir kelime olduğunu, ancak eğitimde affın olmaması gerektiğini ileri süren Parlak, ''Burada çalışkan olan öğrencinin ne günahı var. Ayrıca Türkiye'de araştırma yapmıyoruz. Bugün kim bana söyleyebilir, (bu aftan şu kadar insan yararlandı, şu kadar insan başardı) diye kimse söyleyemez. Af başarılı olmuyor, kimseye yararı da yok zararından başka. Eğitimde af olmamalı'' dedi.

Parlak, devletin kıt ekonomik koşullara rağmen maddi durumu yetersiz öğrencilere kredi ve burs verdiğini, yurt imkanı sağladığını anımsatarak, ''Üniversiteler de burs veriyor. Barınmalarını sağlıyoruz. Vakıfların sağladığı burslar var'' diye konuştu.

Laik, demokratik bir ülke olan Türkiye'de herkesin inancıyla yaşama hakkı bulunduğunu belirten Parlak, öğrencilere yapılan yardımların dinsel ve siyasi amaçlı olmaması gerektiğini söyledi.

-''HER ŞEY TARTIŞILIR, KONUŞULUR''-

''Dünyada hiçbir ülkede İslamiyet'in Türkiye'deki kadar güzel yaşanmadığını'' ifade eden Prof. Dr. Parlak, şunları kaydetti:

''İstanbul Üniversitesinde 3,5 yıllık süreçte, bir tane bu ulusun çocuğuyla türbanla ilgili sorunumuz olmadı, olmaz. Çünkü biz, siyasi ve ideolojik yandaşlık yapmadık, yapmayız. Bu kurumda hiç kimse oturduğu koltuğu dinsel veya siyasi amaçlar için kullanamaz. Burası bir eğitim kurumu, burası aydınlık bir kurum. Burada her şey tartışılır, konuşulur. Öğrenciler yürüyüş yapabilirler, rektöre tepkide bulunabilirler. Burası bir bilim yuvası olduğu için her şey tartışılmalı burada. Buna kimse engel olmamalı.''

Üniversitelerin, ''araştırmaları, projeleri ve seslerinin gürlüğüyle var olduğunu'', bunun kesilemeyeceğini anlatan Parlak, ''Ama iki şeye burada izin vermedik. Birincisi cumhuriyet ilkeleri, vatanın bölünmez bütünlüğü, demokratik hukuk devleti. Diğeri de ayrımcılık. Ayrımcılık yapan bir takım insanların burada barınmalarına izin vermedik ve vermeyeceğiz'' dedi.

-ÜNİVERSİTEYE KAYITLAR-

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak, geçmiş yıllarda üniversiteye öğrenci kayıtlarının Avcılar yerleşkesinde yapıldığını hatırlatarak, ''Ulaşım nedeniyle öğrencilerden şikayet alıyorduk. İÜ'den mezun olan bir öğrenci bana (merkez kampüsünü görmeden mezun oldum) dedi, veliler de çocuklarının nerede okuduğunu görsün istedik. Bu nedenle artık kayıtları şenlik havasında, merkez kampüsümüzde gerçekleştiriyoruz'' diye konuştu.

Parlak, öğrencilerin kayıt sırasında, kayıt yaptıracakları fakültelerin dekan ya da öğretim üyeleriyle sohbet etme imkanı bulduklarını ifade ederek, ''Bu sene 12 bin 67 öğrenci kayıt yaptıracak. 58 bin öğrencimiz var. Yüksek lisans ve doktora öğrencileriyle birlikte 80 bin kişilik bir aile'' dedi.

''Türkiye'nin geçmişi ve geleceği burada yatıyor'' diyen Parlak, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Bakanlar Kurulu üyelerinden bazılarının, bürokratların, birçok üniversitenin öğretim üyelerinin Türkiye'nin ilk ve en eski üniversitesi olan İstanbul Üniversitesinden mezun olduğuna dikkati çekti.

2008-2009 eğitim ve öğretim yılında ilk kez kayıt yaptıracak üniversite öğrencileri için sistemli bir kayıt planının hazırlandığı ve öğrencilerin 20 dakikada kayıtlarının yapıldığını anlatan Parlak, işlemler sırasında velilerin de kendileri için ayrılan bölümlerde dinlenip, fakülteler hakkında bilgi alabileceklerini belirtti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber