Özel hastaneler komaya mı giriyor?

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 23 Aralık 2008 17:47, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Özel hastaneler komaya mı giriyor?

GÜNÜN YAZILARI

Bu rapor, din dersi mecburiyetinin gerekçesi olabilir

BÜLENT KORUCU

Niçin 'özür diliyorum'?

ŞAHİN ALPAY

Niçin 'özür dilemiyorum'?

MÜMTAZ'ER TÜRKÖNE

1915 modeli demokrasi!

İHSAN DAĞI

Bitmeyen kavga

İSKENDER PALA

Acı ve acil bir durum...

FİKRET ERTAN

Türkçenin en büyük şairi kim?

ELİF ŞAFAK

Sezonun devrimi Lincoln ve Trabzonspor

HAYRİ BEŞER

Ziyan mala gelsin de cana gelmesin diyemeyince...

AHMED ŞAHİN

IMF'nin endişesi

KADİR DİKBAŞ

Özel hastaneler komaya mı giriyor?

HÜSEYİN SÜMER

Son günlerde küresel ölçekte yaşanan sorunların etkilerini konuşmaktan bize bile 'gına' geldi. Ancak kriz, 'Türkiye'yi es geçecek' derken arkasından yeni gelişmelerle, 'Acaba biz de o kocaman dalganın içine mi çekiliyoruz?' endişesini taşımaya başladık.

Netice-i kelam, biz istemesek bile kriz, yakamızı bırakacak gibi görünmüyor.

IMF, faiz indirimi, bütçe görüşmeleri ve seçim harcamalarından sektörel sorunlara pek fazla inemiyoruz. Şimdi de Uluslararası Para Fonu Başkanı Strauss-Kahn'ın, 'önümüzdeki sene dünya için kötü bir yıl olacak' sözleri yine bizleri bu sarmalın içine atıverdi. Sizin anlayacağınız dünya ekonomisini canlandırmak için 1,2 trilyon dolarlık yeni bir paket daha gerekli.

Türkiye'nin cebine koyacağı miktar da böylece ortaya çıkmış oluyor. Türk hükümetinin, GSYİH'nin yüzde 2'si olan yaklaşık 15 milyar dolarlık bir harcamayı gerçekleştirmesi gerekiyor. Eee, zaten bu konuda ortam da hazır; yerel seçim hazırlıkları sürüyor!

Bir taraftan piyasada harcama için teşvik yapılırken, öte tarafta ise bazı sektörler kan kaybetmeye devam ediyor. Otomotiv ve tekstilde yaşanan krizin temeli, küresel ölçekli gelişmelere endeksli iken, örneğin sağlık sektöründe yaşananlar, tamamen atılan kararsız adımlarla ilgili.

Ne demek mi istiyorum? Hemen aktarayım. Bugünlerde özellikle sağlık sektöründen çok kişiyle karşılaştığımdan, hemen hemen hepsi aynı konulara değinmeden geçmiyor. Ne zaman bizim sorunlarımızı aktaracaksınız(?) diyorlar. Haklılar... Sektörün batmasını beklemiyoruz, elbet.

Ancak yetkililerin de bu sese farklı açılardan bakmasında fayda var. Atılan her adımda hem vatandaşın hem de sektörün düşünülmesi gerekiyor. Fakat benim takip ettiğim kadarıyla sağlıkta, öncelikle çok önemli devrimlere imza atıldı. Ve vatandaşa bütün hastanelerin ve eczanelerin kapıları açıldı. Zaten, hükümet de bunun meyvelerini 22 Temmuz 2007 seçimlerinde yüzde 46,7 oy alarak topladı.

Şimdi ise sağlık sektöründe yatırım yapan hastane sahipleri, devlete olan güvenin sarsılmamasını istiyor. Son günlerde başta Anadolu şehirlerimiz olmak üzere birçok yatırımcı randevu talep edip dertlerini bu bağlamda bize aktarıyor. İstekleri ise; kendilerinin kollanıp korunmasından öte bir gerçeğin altını çizmek.

Özel hastaneler ve tıp merkezleri, global krizden ziyade yerelden kaynaklanan uygulamalar sebebiyle batma tehlikesi ile karşı karşıya kaldıklarını söylüyor.

Özellikle son 5 yıldır yeni yatırım yapan sektörün borcu 3 milyar dolara ulaştı. Yatırımcı, yüzde 30'luk fark sınırlamasının acil bir düzenleme ile değiştirilmemesi halinde birçok hastanenin kapanacağını ifade ediyor. Öte yandan katılım payı özellerin belini bükmüş durumda. Vatandaş devlet hastanesine gidince 3 YTL katılım payı kesilirken özellerden 10 YTL kesiliyor. Bu durumda hastalar özel hastanelere gitmekten vazgeçiyor. Sektör bu durumdan çok dert yanıyor.

Aslında hepimizin kafasını karıştıran adımlar sadece sağlık sektörünü değil vatandaşı da şaşırttı. Önce doktorlar için mecburi hizmet antidemokratik denilip kaldırıldı, ardından tekrar getirildi. Sonrasında yönetmelikler değiştirilip özel hastane ve tıp merkezleri açılmasına kolaylık sağlandı, yatırımcılar buna göre pozisyon aldı. Birçok kişi elindeki fırsatları değerlendirip hastane ve tıp merkezi için arsa ve bina satın aldı.

Fakat 15 Şubat tarihinde yayımlanan bir yönetmelikle bu yerlere ruhsat verilmedi. O günlerde konuyla ilgili yazdığım bir yazıda, "Korkum özel hastanelerin krize girmesi." demiştim.

Şimdi de özel hastaneler, devlet fiyatlarının ancak yüzde 30'u kadar fark almalarının kendilerini zor duruma düşürdüğünü ifade ediyor. Bunu da 5 yıldızlı bir otel ile 2 yıldızlı bir otel odası fiyatının aynı olması mantıksızlığıyla açıklıyorlar. Onun için bu sese kulak vermek lazım. Aksi takdirde getirilen fark sınırıyla darboğaza giren özel hastaneler ve çalışanlarını karakış kapıda bekliyor demektir.

HÜSEYİN SÜMER

[email protected]

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber