Sayın Abbas Güçlü; Öğrenciyi öğretmenler değil sistem mağdur etmiştir!

Milliyet gazetesi köşe yazarı Sayın Abbas GÜÇLÜ, SBS sınavı sonuçlarının açıklandıktan sonra, iki gün üst üste, bu sistemi köşesine taşımaktadır. Yalnız, kullandığı dil ve yaklaşım itibari ile eğitimcileri rahatsız etmektedir. Memurlar.net editörü Maksut Balmuk'un, Sayın Güçlü'nün SBS sonuçları sonrasında kaleme aldığı ve öğretmenleri suçlayan yazılara verdiği yanıtı yayınlıyoruz.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 13 Temmuz 2009 05:18, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Milliyet gazetesi köşe yazarı Sayın Abbas GÜÇLÜ SBS sınavı sonuçlarının açıklandıktan sonra iki gün üst üste bu sistemi köşesine taşımaktaır.

Yalnız kullandığı dil ve yaklaşım itibari ile bir eğitimci olarak rahatsızlık duyduğumu ifade etmek isterim.

Evet SBS sistemi yanlıştır hatta ve hatta daha önceki OKS sistemi daha iyi idi de diyebilirim. Bunu da sistemin başladığı tarihten itibaren defalarca kaleme aldım.

Daha önce okumayıp merak edenler varsa yazının sonuna koyduğum linklerden okuyabilirler.

Bir basın yazarının aleyhine yazmak belki haddime değil çünkü basın özgürlüğünün de gereği olarak düşüncesini ifade etmektedir Sayın GÜÇLÜ. Bu durum tarzım da değil fakat yanlış olan bu sistem hakkında söylenen cümleler dikkat çekicidir. Kamuoyunun yanlış bilgilenmemesi adına rahatsızlık duyduğumdan bu yazıyı kaleme alıyorum.

Sayın Güçlü yazılarında;

- Soruların tümünü yaptılar ama şampiyon olamadılar.

- Bu yılki sınavda 67 öğrenci, soruların tamamını yaptı. Ama 45'i tam puan aldı. Peki, geri kalan 22 öğrenci ne oldu? Soruların tümünü yaptılarsa neden tam puan alamadılar. İşte bu noktada Okul başarı puanı devreye girdi.

Bu 22 öğrenciden 22'sinin de muhtemelen okul notlarından birisi 4'tü. Yani sınavda ne kadar başarılı olursa olsun, müzikten, beden eğitiminden ya da diğer derslerden birinden 4 aldıysa, bütün hayalleri altüst olabiliyor.

- Kim, hangi öğretmenler bu öğrencileri böylesi bir onurdan mahrum bıraktı merak ediyorum.

- Ya şimdi? Siz istediğiniz kadar sınava hazırlanın, bir iki hocanın kaprisi ya da bol keseden not dağıtanların hovardalığı sizin yaşamınızı altüst etsin. Olmaz böyle şey. Bu sistem bir an önce değişmelidir...

Cümlelerini kullanmıştır.

Bu cümleler incelendiğinde biraz da bilgi eksikliği olduğunu gözlemlemek için eğitimin biraz içinde olmak yeterlidir.

Öncelikle ifade edeyim ki okul başarı puanı 5'lik sisteme dayalı notla değil 100'lük sisteme dayalı puanla belirlenmektedir. O okulda 8.sınıflar arasında okul puanı en yüksek olan öğrenciye okul puanının SBS ye katkısı tam olmaktadır. Tüm soruları doğru cevaplayıp şampiyon olamayan öğrencimizin okul puanı o okuldaki en yüksek puanlı öğrenciden düşük olduğundan 500 tam puan alamamıştır.

Bu yıl 3.olan 4 öğrencinin puanları 498,50'dir. Bu öğrencilerimizin hiçbiri geçen yıl 2008 için yapılan sınavda 500 tam puan yapanlar listesinde değillerdir. Bu öğrencilerimiz; Hatice Nur EKEN, Merve ÖZZORLU, Cansu YAVAŞÇAOĞLU ve Nur Sena ÇAĞATAY'dır.

Yani bu öğrencilerimizin şampiyon olma zevkleri geçen yıldan kaybolmuştur. Muhtemelen bu öğrencilerimiz bu yıl okul puanı barajına da takılmamışlardır.

Bir başka husus;Okul puanı hesabı bir öğretmenin 3 ya da 4 vermesi gibi basit bir yöntemle verilen bir not hesabı değildir. Öğrencinin karnesindeki tüm notlar 5 dahi olsa takdir alamamasının mümkün olduğunu geçen yıl http://www.memurlar.net/haber/99422 linkinde ?Öğretmenler dikkat! Tüm ders notları 5 (Beş) olan öğrenci takdir alamıyor?? başlığıyla ele almıştık. Yeni sistemde 84,50 nin karşılığı da 5 tir. 100'ün karşılığı da.... Aradaki 15,50 puan öğrencinin okul puanını etkileyecek niteliktedir. Başka bir deyişle bir öğretmenin 100'lük bir öğrenciye 55'ten 3 vermesi demek 45 puanını gasp etmesi demektir. Bırakın bunun vicdani boyutunu bu aşağıda da görüleceği gibi bu teknik olarak da mümkün değildir.

Unutulmamalıdır ki; Öğretmen öğrencisinin rakibi değil geleceğe hazırlayan rehberidir. Yeri geldiğinde annesi babasıdır. Bir öğretmenin bir öğrenciye hele hele başarılı bir öğrenciye karşı vicdansızlık yapabileceğini akıldan dahi geçirmek doğru değildir. Bu nedenle hiçbir öğretmen ?Kim, hangi öğretmenler bu öğrencileri böylesi bir onurdan mahrum bıraktı merak ediyorum.? Cümlesini hak etmemiştir.

?Bu yılki sınavda 67 öğrenci, soruların tamamını yaptı. Ama 45'i tam puan aldı. Peki, geri kalan 22 öğrenci ne oldu??

Sorusuna gelince elbet ki sistem objektif değildir. A okulunda ki Matematik öğretmeni ya da sorular B okulundaki ile nasıl ki aynı değilse konunun objektif olması da doğal olarak mümkün değildir. Fakat hiçbir öğretmen ya da okul yoktur ki başarılı öğrencisini kaybetmek, kendi ya da okulunun reklamını engellemek istesin. Objektif olmayan sistemde öğretmeni suçlamak ne kadar doğrudur?

İçin teknik boyutuna gelelim. Yeni ölçme değerlendirme sistemine göre öğretmenin bol keseden puan dağıtması mümkün değildir. Yani ben başarılı olan herkesin her puanına;

Sınav, Proje, Dersiçi Performans ve Performans Ödevinin tamamına 100 puan vermek öğretmenin elinde değildir. Özellikle sınav puanı belgeye yani yazılı kağıdına dayalı bir puan olduğundan öğretmenin öğrencinin lehine ya da aleyhine oynama yapması mümkün değildir. Öğretmenin takdirinde olan tek puan Ders içi performans puanındır ki bu notuna öğretmen 100 verse dahi ( ki başarılı öğrenciye zaten verilmektedir.) öğrencinin yılsonu notu neredeyse değişmemektedir.

Kısaca bir örnek verirsek; Yazılı sınavdan 100 ve 95 alan bir öğrencinin Projen Notu 100, Ders İçi performans notuna 100 ve 100 Performans Görevine de 100 ve100 verildiğinde bu öğrencinin bu dersten yılsonu başarı puanı 98,75 olmaktadır.

Şimdi gelelim şampiyon olamama vicdanına;

Bakınız MEB'e ait olan http://oges.meb.gov.tr/sphesap.htm linkine girip hesap yaptığınızda karşınıza çıkacak bir örnekten hareket edelim:

Öğrenci tüm soruları doğru yapsın. O okuldaki en yüksek yıl sonu başarı puanı (okul puanı) 99,88 olsun sınava giren öğrencinin okul puanı ise 98,75 olduğunu varsayalım. Bu durumda öğrenciye gelen Sınıf Puanı: 498,511 olmaktadır.

Yani Bu yılki sınav sonucunda 3. ilan edilen 4 öğrencinin puanına neredeyse eşdeğer bir puan. Bir dersten 100 üzerinden alınan 95 puanın dahi etkisi şampiyon olabilmeyi engelleyecek düzeyde olabilmekte iken öğretmenleri;

?Ya şimdi? Siz istediğiniz kadar sınava hazırlanın, bir iki hocanın kaprisi ya da bol keseden not dağıtanların hovardalığı sizin yaşamınızı altüst etsin. Olmaz böyle şey.? cümleleriyle eleştirmek ne kadar vicdanidir.? Bu öğretmenlerin 8 yıllık süre içerisinde bu başarıya hiç mi katkıları olmamıştır?

Yukarıda da anlattığımız gibi bir öğrencinin kaderi ile oynamak öğretmenlik mesleğinin temelinde asla yoktur, öğretmenlik ahlaki ve vicdani bir meslektir. Kaldı ki ölçme değerlendirmede etkinliği de çok azdır. Kaldı ki bu öğrenciler kendi okullarında değerlendirilmektedirler. Yani o okulda yukarıdaki örnekte ortaya koyduğumuz gibi en yüksek puana sahip 99,88 okul puanını tutturan öğrencinin puanını sınavda başarılı olan öğrencinin puanından daha aşağıya indirmemiz daha mı vicdanidir? Bunu şu nedenle söylüyorum: Bir öğrencinin okul puanından gelen katkıyı tam alabilmesi için o okuldaki en yüksek puana sahip olması gerekmektedir. Yani puanınız en başarılı öğrenciden düşük ise ve başarılı bir öğrenci iseniz puanınız düşecektir. Düşüş yaşanmamasının tek yolu vardır bir okulda o yılın en yüksek yılsonu başarı puanını birçok öğrencinin paylaşmasıdır. Bu mümkün olamayacak derecede zordur. Dereceye gireceğini düşündüğünüz her öğrenciye her puanına 95 verirsiniz o zaman o okulun en yüksek başarı puanı 95 olur ve herkes bu puana sahip olduğundan puanlarında düşüş yaşanmaz. Sizin 95 başka okuldaki öğrencilerinin 98 ya da 100 le mezun olmaları arasında bir fark olmadığı gibi Orta öğretime girişte de bir etkisi yoktur.

Kaldı ki sınavda başarılı olmak ile okulda başarılı olmak arasında gerçekten yüzde yüz ilişki var mıdır? Eğer var olduğu iddia ediliyorsa Sayın Güçlü ve ben de dahil birçok eğitimci neden çoklu sınava (SBS'ye) karşı çıkıyoruz?

Bir eğitimci olarak yeni sistem doğru bir sistem olmamıştır. Amacına zaten ulaşması mümkün değilken amacından iyice de sapmıştır. Öğrencileri dershanelere daha çok bağımlı yapmıştır. Okulun önem kazanma hususu gerçekleşmemiştir. Öğrencinin stresi üçe bölüneceği iddia edilirken üçe katlanmıştır. Bu yılki başarı listesi incelendiğinde de görülmektedir ki özel okulların öğrenci transferleri başlamıştır. Geçen yıl 500 tam puan alan kendi öğrencimi de özel okul adeta transfer etmiştir.

Sınav, sınav, sınav tekrarıyla büyüyen bir neslin sosyal hayatta başarılı olmaları, hayatı sürekli yarış içerisinde hissetmemeleri, başarısızlıkta çöküntüye uğramamaları mümkün değildir.

Bu nedenle bu sistem bertaraf edilmelidir.

Saygılarımla?

Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi

NOT:Yeni sistemin adı SBS sistemi olmayıp SBS yapılan sınavların adıdır. Yeni Sistemin adı:Ortaöğretime Geçiş Sistemi (OGES) tir. Yazıda SBS sistemi diye kullanılması kamuoyunda böyle kullanıldığındandır.

Konu ile ilgili birkaç değerlendirmem ve linkleri:

?MEB tarafından yayımlanan 'Ortaöğretime Geçiş Açıklamasındaki' hatalar?

"Öğretmenden sonra 500 bin öğrenci de MEB mağduru?

?Ortaöğretime Geçişte üç SBS Sınavı Kaldırılsın?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber