Hiçbir deprem öngörüsünün aslı astarı yok

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 15 Mart 2010 20:16, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Deprem öngörmenin mümkün olmadığını belirten Prof. Gülkan, Türkiye'de en az 10-15 riskli bölge olduğuna dikkat çekti. Gülkan, ?İstanbul'da deprem riski var. Ama Los Angeles da aynı durumda. Zemin nasıl olursa olsun, doğru binaları yaparsak sorun olmaz? dedi

Arka Plan

Elazığ depremi ile gündeme gelen bir isim var: Prof. Dr. Polat Gülkan. Gülkan depremden kısa süre önce bir brifing verdi ve orada riskli bölgeler arasında Elazığ'ı da saydı. Peki bu tahmini nasıl yaptı? Elazığ depremini hakikaten bekliyor muydu? Yıllardır görüş bildiren deprem uzmanlarının arasında onu neden görmüyorduk?

Bu hafta bu soruların cevaplarını merak ettik ve halen ODTÜ'de öğretim üyeliği görevini sürdüren profesörü yakından tanımak istedik. Cumartesi günü İstanbul'da bir araya geldiğimiz Gülkan yer bilimci değil, deprem mühendisi olduğunun altını çizdi ve diğer uzmanlara göre çok daha iyimser bir tablo ortaya koydu. ODTÜ öğretim üyesine göre depremlerin zamanını ve büyüklüğünü tahmin etmek hâlâ bir efsane. Yanılma payı bilme payından en az 100 kat yüksek. Ve İstanbul'dan önce Türkiye'de çok daha riskli bölgeler var.

Bu bölgelerin nereler olduğu, İstanbul'u neyin beklediği ve hangi binalarda oturulması gerektiğinin yanıtını merak ediyorsanız cevaplar aşağıda...

l Elazığ depremini önceden tahmin ederek dikkatleri üzerinize çektiniz. Şimdi herkes sizden ?sırada ne var'ın cevabını bekliyor.

Yanlış anlaşılmak istemem. Öyle bir nokta atışı söz konusu değil. Ve bunun cevabı yok. Bir Meclis Araştırma Komisyonu var. Depremin zararlarının azaltılması ve çareler üzerine çalışıyor. Bu komisyonun muhtelif partilerden yaklaşık 15 üyesi var. 24 Şubat'ta beni davet ettiler ve görüşlerimi sordular. Orada medyanın da etkisiyle bütün ilginin Marmara ve İstanbul depremine yoğunlaştığını, halbuki Türkiye'de en az buralar kadar riskli başka bölgeler ve şehirler de olduğunu söyledim. Bir takım yer isimleri saydım. Bunların arasında Elazığ da vardı. Ama o tarihte deprem olmasını hesaplıyorum demedim. Yaptığım konuşma 6 Mart'ta basın notu olarak yayınlandı. Deprem 8'inde olunca da bir çakışma yaşandı.

l Yani siz bu depremi öngören bir tahmin yapmadınız mı?

Hayır, katiyen. Ben etik olarak tarih ve büyüklük vererek deprem tahmini yapmaya şiddetle karşıyım. Çünkü yanılma payınız yanılmama payınızdan en az 100 kat fazla.

l Yani depremi öngörmek kavramı bir efsane mi?

Evet, tamamen. Böyle bir şey dünyannı hiçbir yerinde yok.

l Ama sürekli bir takım öngörüler duyuyoruz.

Bunların hepsi mit. Hiç birinin aslı astarı yok. Böyle bir şey olsa bilimsel olarak saygınlığı olan yayınlarda yer alırdı. Bunlar işin medyatik tarafına yönelik insanları yaydıkları şeyler.

l Yani yıllardır beklendiği söylenen İstanbul depremi bilimsel bir öngörü

değil mi?

Bakın İstanbul depremi ile ilgili yapılan tüm öngörüler tek bir makaleye dayanıyor. Science dergisinde 2000 yılında yayınlanan bir makale bu. Amerika Jeolojik Araştırmalar Kurumu'ndaki bilim adamları hazırladı bu makaleyi. Dediler ki, 1939'da Erzincan depremi olduktan sonra depremler batıya doğru ilerledi. Kuzey Anadolu fayı gibi bir büyük fay kırıldığında ona komşu fayın diğer kesimlerinde de bir gerilme artışı oluyor. Sonra bu komşu bölgeye gidiyor ve ilerliyor. 99'da da bu böyle olduğuna göre bundan sonra kırılması beklenecek fay İstanbul'un güneyinden geçen fayın uzantısı. İşte o makalede bunu anlattılar ve önümüzdeki 30 yıl içinde 7'nin üzerinde deprem olma ihtimali yüzdi 62 dediler. Artı, eksi yüzde 15 yanılma payı ile. Sonra ekipten biri 2004'te bir düzeltme yaparak olasılğı yüzde 62'den yüzde 45'e düşürdü.

l İşte tahmin yapmışlar.

Evet ama kesin tarih vermiyor, 30 yıl içinde yüzde 45 ihtimalle diyor. Demek ki olmama ihtimali olma ihtimalinden fazla.

l Sizin öngörünüz ne?

Ben yer bilimci değil, deprem mühendisiyim. Diyorum ki bunun büyüklüğünü, zamanını bir tarafa bırakalım. Biz hazırlığımızı yapılaşmaya odaklanarak yapalım. Köprüleri, hastaneleri, okulları, konutları buna uygun yaparsanız deprem yağmur ve kar gibi tabii bir olaydır. Komisyonda yaptığım konuşmada da bunu vurguladım. Sadece İstanbul da değil ki. Türkiye'de bu tanıma uyan en az 10-15 yer var.

Uluslararası Deprem Mühendisliği Birliği'nin ilk Türk başkanı olacak

Prof. Dr. Polat Gülkan ODTÜ'de inşaat mühendisliği eğitimi aldıktan sonra ABD'nin İlinois Üniversitesi'nde yapı mühendisliği üzerine doktorasını tamamladı. Zürih, Kaliforniya, Purdue gibi seçkin üniversitelerde ders verdi. Halen ODTÜ'de öğretim üyeliği yapıyor. Temmuzda, 56 üyeli uluslar arası deprem mühendisliği birliğinin başkanlığını devralacak.

BURSA DA EN AZ iSTANBUL KADAR RiSKLi

'Bursa'nın ortasından geçen bir fay var. 150 yıldan beri büyük bir deprem yaşanmadı orada. Keza Antakya da kesin riskli. Maraş, Adıyaman, Erzurum öyle... Buralara bakınca İstanbul risk açısından topun ağzındaki yer değil'

l Nereler en az İstanbul kadar riskli?

Elazığ ve Bingöl arasında risk artmış olabilir. Erzincan da en riskli yerlerin başında. Gerçi 39'daki büyük deprem ile kısmen sırasını savdı. Bursa var mesela. Bursa'nın ortasından geçen bir fay var. 150 yıldan beri büyük bir deprem yaşanmadı orada. İstanbul ile aşağı yukarı aynı mertebede. Ama faylar saat gibi çalışmaz. Manisa'yı bu kategoriye sokabilirsiniz. Keza Antakya da kesin riskli. Maraş, Adıyaman, Erzurum da öyle...

l Ne kadar bir zaman diliminden bahsediyorsunuz?

Zaman söylemem ama deprem olursa hayrete düşmememiz gereken yerler bunlar. Bu şehirlere İzmir'i de katabilirsiniz. Buralara bakınca İstanbul risk açısından topun ağzındaki yer değil.

l O zaman neden deprem denince sadece İstanbul'dan bahsediliyor?

Bütün ilgi onu üzerinde de ondan. Kaynakların aslan payını İstanbul alıyor.

l Ne kadarlık bir kaynaktan bahsediyoruz?

Toplam bütçesi 1 milyar dolar olan ve 2006'dan beri devam eden bir proje var. Dünya Bankası, Avrupa İskan Bankası, Körfez Bank, Japon Bankası kaynaklı. Kısaltması İSMEB. 1 milyar dolar kulağa fazla gibi gelse de İstanbul için aslında bu devede kulak. En az yüz milyar dolar gerekiyor. Şimdiye kadar kamu binalarının sadece yüzde 10'ü kuvvetlendirildi mesela.

l Diğer riskli illerde çalışma var mı?

Bursa'da vs herhangi bir şey yok.

l Bu durumda depremden kaçış yok mu?

Neden olmasın? Diyelim ki İstanbul'da önümüzdeki 20 yıl içinde deprem olma ihtimali yüzde 50, yani önümüzdeki 20 yıl içinde meydana gelmeme ihtimali de yüzde 50. Her şehrin binalarının belli bir yaşı var. 40 yıl önce çevremizdeki binaların çoğu yoktu. Demek ki bir süre sonra olmayacaklar. Biz bundan sonra yıkılmayacak bina yaparsak ve önümüzdeki 50 yıl içinde deprem olmazsa sorun ortadan kalkar.

l Ama İstanbul'da bahsettiğinizden çok daha eski binalar var.

Onlar sağlam. Eskiden beri ayakta kalabilmişler. Bir de ayakta kalamayacaklar var. Bunların ömrü 50-60 sene. İstanbul'daki çoğu bina böyle.

l Hangi inşaat tekniği daha sağlam?

Yığma var, betonarme var. Yığma riskli. Tuğlaların üst üste konup arasına harç ilave edilmesiyle yapılana yığma diyoruz. Bu binalar en fazla 4-5 katlı oluyor.

l Binanın yığma mı betonarme mi olduğunu nasıl anlarız?

Onu ancak mühendis anlar.

l Betonarme nasıl yapılıyor?

Taşıyıcı sistemi kolonlardan ve bu sistemi yatay olarak kolonlara aktaran kirişlerden meydana gelir. İçinde demir ve inşaat çeliği vardır. Bunlar güç kazandırır.

l En sağlam binalar betonarme mi?

Türkiye'deki mühendislik betonarmeye yönelik. Çelik daha sağlam aslında. Mesela 4. Levent'teki o yüksek binalar hep betonarme. Çeliğin maliyeti daha yüksek ama betonarmeye göre yüzde 40 hafif. Maslak'taki Safir'in üst katlarında görüyorum çelik. Betonarme de doğru yapılırsa sağlamdır.

l Yığma binayı güçlendirilebilir mi?

Pahalı ve çetrefil bir iş. Ama İstanbul'da son 40 yılda yapılanların çoğu betonarmedir. Oran yüzde 80'e 20 gibi.

l Daha sağlam bir binada oturmak için ne yapabiliriz?

Siz vatandaş olarak kendi başınıza hiçbir şey yapamazsınız. Sorumluluk mimar, mühendis ve planlamacılarda.

l İstanbul'da en riskli yerler nereler?

Denizden kazanılan yerler. Fenerbahçe, Maltepe, Büyükçekmece, Ataköy... Ama zemin nasıl olursa olsun doğru bina yapılırsa sorun olmaz.

l Binayı göz önüne almazsak en güvenli zemin nerede?

Boğazın kuzeyi. Şile tarafları. İstanbul'da zemin yapısı kayaya yakındır.

l Siz İstanbul'da yaşar mısınız?

Tabii ki. İstanbul'da deprem riski var ama Los Angeles ve San Francisco da öyle. Oradaki binalar güçlü ama şunu bilelim ki İstanbul'da her bina çökmeyecek.

l Ne kadarı çökecek?

Şimdiki tabloya göre yaklaşık 1 milyon ayrık bina var. En kötü ihtimalleri bir araya getirseniz bile bunların yüzde 10-12'si çöker. Depremler yüz yıllık periyotlarla oluyor. Olasılıkları bir araya getirdiğinizde İstanbul gibi bir yaşam ve kültür merkezinde yaşama riskini almaya değer!

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber