OMÜ Rektörü, iddialara cevap verdi

Haber Giriş : 04 Mart 2005 00:26, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay, OMÜ'nün dayanaksız bilgilerle karalanmasının doğru olmadığını belirterek, gelinen noktayı rakamlarla ortaya koydu. Rektör Bernay, sağlık, özelleştirme, af ve türban konularında da görüşlerini dile getirdi.

OMÜ Senatosu Toplantı Salonu'nda basın toplantısı düzenleyen Rektör Bernay, OMÜ'ye Mimarlık, Hukuk, İletişim, Güzel Sanatlar, Bafra Meslek Teknik Eğitim Fakülteleri ve Eğitim Bilimleri Enstitüsü'nü kazandırmak istediklerini, yıllardır sonuç alamadıklarını, siyasilerin desteğini beklediklerini söyledi.

Fiziki anlamda OMÜ'de büyük yatırımlar yapıldığını ve halen devam eden inşaatlar bulunduğunu kaydeden Rektör Bernay, kadro sıkıntısı çektiklerini vurguladı. Bernay, "Bugün üniversitemizde 30 bine yakın öğrenci okuyor, sayı hızla artıyor. Buna mukabil 1996'da bin 698 olan idari personel varken 2004'te bu sayı bin 664. Bizim bağırdığımız budur. Hala öğretim üyeleri yönüyle idare ediyoruz. Araştırma Görevlisi ve Öğretim Üyesi sıkıntısı çekiyoruz. Bazı illerdeki üniversitelerde personel sıkıntısı yok. Bazı iller de bizim gibi fren yapmış. Belki sıkıntı olmayan illerdeki siyasiler tuttuğunu koparan özelliğe sahiptir. IMF'nin getirdiği kurallara, sıkı para politikalarına ve memur alımları konusuna OMÜ'de yani Samsun'da uyulmuş. Hal böyle iken bizde üniversitemizde soyadı Bernay olan tek bir kişi olmamasına rağmen OMÜ hakkında TBMM'ye önerge verilebiliyor. Bunlar yanlış bilgilendirmeden kaynaklanıyor. Önümüzdeki hafta bütün milletvekillerini burada ağırlamayı düşünüyorum. Bizim her şeyimiz açıktır. Sonra Samsun'un nüfus yapısı belli. Bu üniversite içinde akrabalar çalışıyormuş. Akraba olmayan bulamazsınız ki. Bazı soyisimler var bırakın Samsun'un bütün Karadeniz'i kapsıyor. Bizim için önemli olan ihtiyaç ve liyakattir" dedi. ^

EĞİTİLEN İNSAN SAYISI ARTTIRILMALI

Türkiye'de üniversitelere bakışın değişmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Toplumların bugün bilgi çağı kavgası var" diyen Bernay, bilgi kalelerinin de üniversiteler olduğuna değindi. Bernay, "Bu kaleler ya güçlendirilecek ya da zayıflayacak. Türkiye, eğittiği insan sayısını arttırıp daha iyi eğitim vermek zorundadır. Üniversitelerin fiziki alanları, idari ve akademik kadro sayıları ve kaynakları arttırılmalıdır. Örneğin bizim üniversitemizde şu anda 3 bin bilgisayar var. Hepsi 4 yıl içinde yenilenmelidir. Bunun için 3 milyon dolar gerekir. Sayı da 4 yıl sonrası için 5 bine çıkarılmalıdır. Bu da 5 milyon dolar gerektirmektedir. Bunu yapmazsanız gider F-16'yı 40 milyon dolara alırsınız. Rakip olamazsınız. Sesimizi yükseltemeyiz. Bu yüzden ne zaman sesimizi yükseltsek tokmağı gösteriyorlar. Ulusal çıkarlarımız için bilgiye hakim olmalıyız. Şimdi 'Savunma iyi' deyip 5 yıl bu alana yatırım yapılmazsa ne oluyor bakın. Üniversiteler de böyledir" diye konuştu.

OMÜ'ye yapılan eleştirilere rakamlarla yanıt veren Bernay, ilk göreve geldiği 1999 yılına işaret edip 2000 öncesi ve sonrasını değerlendirdi. Bernay, "2000 yılından önce 7 yılda bin ameliyat yapılıyordu, bugün 12 bin. Acil servis berbattı, şimdi mükemmel. Araştırmaya 1 milyar TL ayrılıyordu şimdi 5 trilyon TL ayrılıyor. Öğrenci konseyi yoktu, şimdi var. Kütüphanenin durumu sıfırdı, şimdi 15 bin yayın bulunuyor. Bilimsel yayın bakımından 16. sıradaydık şimdi 9. sıradayız. Döner sermaye geliri 22 trilyon TL. idi, enflasyonda önemli bir değişiklik olmadığı ortadayken bugün 130 trilyon TL. En geç 3 ay içinde tam otomasyona geçiyoruz. OMÜ'ye kim 'Bilimsel yönden geri' diyorsa işte rakamlar ortada. Gelsin ispat etsin. Bu rakamlar OMÜ'nün 2000 öncesine göre daha iyi yönetildiğini belgeliyor. Bizim döner sermaye konusunda kamudan tahsilat sorunumuz var. Kamu kurumlarından 30-35 trilyon TL alacağımız var. Yeşil kartla ayaktan tedavide 5 yıldır 1 trilyon TL alacağımızdan tek kuruş alamadık. Yine de 'Bakamayız' demiyoruz. Yatarak tedavi gören yeşil kartlı hastalardan dolayı da 4.5 trilyon TL alacağımız bulunuyor. Gerçi bunda zaman zaman ödeme yapılıyor. Birşey demiyoruz. Bunlara çözüm bulunsun" çağrısında bulundu.

Bıçak sırtında giden üniversite hastaneleriyle özel hastaneler arasında haksız rekabet oluşturulduğunu, Maliye Bakanlığı'nın sağlıkla ilgili son uyguladığı sabit fiyatlarla da işi içinden çıkılmaz hale soktuğunu açıklayan Rektör Bernay, "Şimdi, '30 milyon TL'lik işe 10 milyon TL vereceğim' diyorlar. Aradaki 20 milyon TL'yi kim ödeyecek? Ortaya cin fikirliler çıkıyor. Böyle kararlar alıyor. Bunlar bürokrat mıdır? Kimlerse uyarılmalıdır. Yeni sıkıntılar istemiyoruz. Ayrıca eğitim ve sağlık sektörünün hızlı bir şekilde özelleştirilmeye çalışılması doğru değil. Şimdi hastalar sevksiz özel hastanelere gidebiliyor, bize gelemiyor. Hasta özele kayıyor. Kamu zarar ediyor. Bunun adı haksız rekabettir. Haksız rekabet istemiyoruz. Eğer özelleştirme bu şekilde olacaksa da serbest piyasa ekonomisi şartları ön planda tutulmalı. Aksi halde eğitim ve sağlık sektörlerimiz uluslararası sermayeye devredilmiş olur. Bu konular ulusal çıkarlar doğrultusunda masaya yatırılmalı ve kararlar paldır-küldür alınmamalı" şeklinde konuştu.

Özelleştirmenin küreselleşmenin dayatması olduğuna değinerek, özelleştirme mantığının doğru olduğunu ancak "Her şeyi özelleştirelim" mantığından kurtulmak gerektiğini vurgulayan Bernay, şunları söyledi:

"Özelleştirme konusu Ak-Kara mantığıyla ele alınamaz. Gri tonları iyi değerlendirilmeli. 'Her şeyi özelleştirelim' olmaz. 'Memurlar yüktür' anlayışı külliyen yalandır. Çünkü genel nüfusun içindeki memur oranlarına bakıldığında Hollanda ve Almanya'nın memur oranı yüzde 5.5, Fransa'nın yüzde 8 ve Türkiye'nin yüzde 3.3'tür. Tamam, Türkiye'de bazı sektörlerde lüzumsuz istihdam doğrudur. O halde gereken yerlerde istihdam azaltılmalı, ihtiyaç olan yerlere kadro verilmelidir. Ulusal çıkarları koruyucu mantıkla özelleştirme yapılmalıdır. Kamuya kar mantığıyla bakılamaz. Şimdi bizim üniversitemizin yüzme havuzu kar etmiyor, sübvanse ediyoruz. Kapatalım mı? Bu havuz, uluslararası manada bir çok işe yarıyor."

AFLAR ADALETSİZLİK VE CEZALANDIRMAYA NEDEN OLUYOR

Cumhurbaşkanı Sezer'den TBMM'ye geri gönderilen "Öğrenci Affı Yasası"yla ilgili de konuşan Rektör Bernay, hangi konuda olursa olsun sürekli olarak gündeme getirilen afların indirekt adaletsizlik ve cezalandırmaya neden olduğunu ifade etti. Bernay, "Şimdi af çıkmış olsa bizim üniversitemize 2 bin öğrenci dönecek. Bunlardan 4'ü disiplin, bin 847'si kendi isteğiyle, 9'u başarısızlık, 35'i devamsızlık ve 30'u diğer nedenlerle ayrılmış. Af çıksa kaçı dönecek. Disiplinsiz öğrencileri alırsak, kurallara uyanlar yanlış mı yaptı" derken, türbanla ilgili bir soru üzerine, "Bizde türbandan dolayı bir tek öğrenci bile disiplin cezası almamıştır. 4 yıldır gündemimizde de türban konusu yok. Samsun'da da yok, Türkiye'de de yok. Sorun olmayan bir şey gündeme getirilmez. Neticede aftan dolayı üniversiteye kaç kişi döner ki? Yani teknik konularda ilgili kurumların görüşü alınmalı. İnce çalışmaları; paldır-küldür, 'Ben yaptım oldu' mantığıyla yapmak yanlıştır" diye cevapladı.

Bernay, eleştirilerin olması gerektiğini ancak husumet derecesine vardırılmamasının önemine de değindi. Bernay, şöyle devam etti:
"Üniversitemizde bütün mahkeme kararlarına uyulmuştur. Esasen yasal olmayan hiçbir şey yoktur. Zaten biz denetime açık bir kurumuz. Öyle elimizi-kolumuzu sallayarak hareket edemeyiz. Atamalar konusuna gelince; 2000 yılından bugüne kadar kurum içinden 66, kurum dışından 17 profesör, kurum içinden 59, dışından 12 doçent, kurum içinden 89, kurum dışından 138 yardımcı doçent atanmıştır. Benim dönemlerimde kurum içi ve dışından 381 akademisyenin ataması yapılmıştır. Ayrıca, emeklilik ve diğer yollarla 13 profesör, 11 doçent, 34 yardımcı doçent ayrılmıştır. Netice olarak, Samsun'da üniversitemize yardımda bulunan milletvekilleri de vardır. OMÜ ve Samsunspor Samsun'un en önemli iki kurumudur. Bu kurumlar Samsun'un yüz akıdır ve sahip çıkılmalıdır. Yanlış bilgilerle doğru sonuçlara ulaşılmaz."

İHA

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber