KESK: Gelir idaresi tasarısına karşı her türlü eylemi meşru görüyoruz

Haber Giriş : 07 Nisan 2005 13:53, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Sami Evren, sosyal güvenlik yasa tasarısından vazgeçilmesi gerektiğini belirterek, tasarıya karşı her türlü eylemi meşru gördüklerini kaydetti.

KESK Danışma Meclisi, bugün Genel-İş Genel Merkezi'de toplandı. Meclis toplantısı öncesinde bir basın açıklaması yapan Evren, sosyal güvenlik reformu adı altında yapılan tüm çalışmaları IMF'nin hükümete dikte ettiğini savunarak, sosyal güvenliğin 70 milyonu ilgilendiren bir konu olduğunu belirtti. Devlet İstatistik Enstitüsü'nün verilerine göre, 22 milyon insanın istihdam edildiğini belirten Evren, bunların 5 milyon 700 bininin SSK, 2 milyonunun Emekli Sandığı, 2.5 milyon insanın da Bağ-Kur sistemine dahil olduğunu bildirdi. Geriye kalan 12 milyon insanın sistem dışı olduğunu ifade eden Evren, "Siyasal iktidar bu 12 milyon insanı sosyal güvenlik sistemi içine alması gerekirken, mevcut sistemi reform adı altında daha da zorlaştırma anlayışı içindedir" diye konuştu.

Hükümetin sosyal güvenlik reformu çabalarının halka süslenerek anlatılan bir tuzak olduğunu da savunan ve bunun en çok kamu emekçilerini vuracağını ifade eden Evren, "Ancak biz tuzağı boşa çıkartmakta kararlıyız" dedi. Getirilmek istenen sistemin Şili modeli olduğunu belirten Evren, Şili'de halkın bütün sosyal güvenliğinin özel şirketlere devredildiğini söyledi. Yeni yasa tasarısındaki değişiklikleri de anlatan Evren yeni yasanın, düşük gelirlileri, yarı zamanlı çalışanları, köylüleri ve topraksız çalışanları kapsamadığını söyledi. Devlet teşviki ile özel emeklilik sigortası uygulaması ve sosyal güvenliğin tasfiyesinin söz konusu olduğunu belirten Evren, dünyanın pek çok ülkesinde sosyal güvenliğe yüksek oranlarda katkı sunulurken, hükümetin yaptığı sınırlı katkının yeni tasarıda bir yük olarak sunulduğunu belirtti.

IMF'nin de bu noktada devreye girdiğini ifade eden Evren, "IMF sosyal güvenliğe ayrılan payın azaltılmasını amaçlamaktadır. Meclis toplumsal yararı olmayan bu tasarıya oy vermemelidir" dedi. Emeklilik yaşının kademeli olarak 68'e yükseltildiğini de kaydeden Evren, "Bu, ortalama yaşam süresinin 68-70 yaş olduğu Türkiye'de insanlara 'emekli olmadan ölün' demektir" diye konuştu. Kadınların emekli olmasının da zorlaştırıldığını savunan Evren, emeklilik bağlanma oranlarının da düşürüldüğünü, bunu da özellikle kamu çalışanlarının emeklilerinde ücret düşüşlerine yol açacağını kaydetti. Daha önce emekli olmak için zorunlu olarak sunulan prim ödeme sürelerinin 9 bin güne çıkartılması konusunun, prim sürelerinin istediği kadar artırmak yetkisi ile Bakanlar Kurulu'nun insafına bırakıldığını ifade eden Evren, "Yani bütçede kara delik diye adlandırılan açıklar büyüdükçe primler artırılacaktır" dedi. İnsanların geleceğinin IMF ile yapılan stand-by anlaşmalarına emanet edilemeyeceğini kaydeden Evren, "AK Parti aklını başına almalıdır. Türkiye halkının oyları ile iktidara gelmişlerdir. Türkiye halkının oyları ile geri giderler" dedi.

Sosyal güvenlik yasa tasarısından vazgeçilmesi gerektiğinin vurgulayan Evren, hükümetin demokratik kitle örgütleri ile iyi ilişkiler içinde olduğu imajı çizdiğini ancak, hiçbir uyarıyı dikkate almadığını ve bu konuda mücadelelerine devam edeceklerini söyledi.

,Daha sonra gazetecilerin sorularını cevaplayan Evren, eylemlerini ne zaman ve ne şekilde yapacaklarının sorulması üzerine, "Bu yasa tasarısına karşı her türlü eylem meşrudur. Biçimi ve yöntemi hiç önemli değildir" şeklinde konuştu. İş bırakma eylemlerinin genel direnişin habercisi olduğunu ifade eden Evren, "Tek bir eylem biçimi değil, her türlü eylem meşrudur. Ancak bu yasa tasarısı meşru değildir" şeklinde konuştu. Ana muhalefet partisi ile görüşmelerini sürdüğünü ve tasarının komisyon aşamalarında da itirazlarını ileteceklerini belirten Evren, "AK Parti başka dilden anlamıyor" açıklamasında bulundu.
İHA

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber