Valilik'ten ağır 'Roman' yazısı

Meclis, Bursa'da yaşayan Romanlarla ilgili bilgi istedi, Valilik yanıt verdi: Bir meslekleri yok. Uyuşturucu ticareti ve hırsızlıkla geçiniyorlar.

Kaynak : Radikal
Haber Giriş : 25 Eylül 2013 08:19, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Valilik'ten ağır 'Roman' yazısı

Bursa Valiliği, TBMM’ye gönderdiği bir yazıda Roman asıllı vatandaşlarla ilgili şaşırtıcı ifadeler kullandı. Bursa Valiliği’ne göre Ebu İshak ve Selimzade mahallelerinde yaşayan Roman vatandaşların genelinin yasal gelir getirici bir sanat ve mesleği yok. Bu nedenle Romanlar, uyuşturucu ticareti, hırsızlık, yankesicilik, kapkaç, gasp gibi suçları işleyerek hayatlarını sürdürüyor.

TBMM Dilekçe Komisyonu’na başvuran bir vatandaş, Bursa’nın Yıldırım ilçesi Meydancık Mahallesi’nde yaşayan vatandaşları şikâyet etti. Vatandaş dilekçesinde, “Roman mahallesinin yıkılmasıyla yaşantımız çekilmez hale geldi. Bizim yeni komşularımız olan Romanların her gün kavga gürültüsünden, silahların ateşlenmesinden bıktık, usandık. Uyuşturucu alışverişi göz göre göre köşe başlarında yapılıyor” dedi. Güvenlik güçlerinin ‘her şeyin farkında’ olduğunu iddia eden vatandaş, Meclis’ten sorunlarına ‘çözüm’ bulmasını istedi.

Valilik önce ‘gözlemlemiş’

Konuyu gündemine alan Meclis Dilekçe Komisyonu, Bursa Valiliği’nden bilgi istedi. Valilik’ten gelen cevapta Osmangazi ilçesi Ebu İshak Mahallesi’nde bulunan bazı sokaklarında Roman vatandaşların yoğun olarak ikamet ettiği ancak Büyükşehir Belediyesi’nce kentsel dönüşüm projesi kapsamında evlerinin yıkılmasının ardından, Roman vatandaşların birçoğunun yine aynı mahalleye yakın olan Elmasbahçeler, Demirtaşpaşa, Kayhan, Yeşil, Selimzade, Hacıseyfettin ve Meydancık’a taşındığı belirtildi. Valilik’ten Meclis’e gönderilen cevapta şöyle denildi:

“Bu zamana kadar gerek yapılan çok yönlü çalışmalarda gerekse vatandaşlarca yapılan ihbarların değerlendirilmesi neticesi, gerek Ebu İshak Mahallesi’ne gerekse Selimzade, Meydancık gibi mahallelere taşınan Roman vatandaşların genelinin yasal gelir getirici herhangi bir sanat ve mesleklerinin olmadığı, bu sebeple gerek uyuşturucu ticareti ve gerekse kendilerine kazanç sağlayıcı olarak gördükleri hırsızlık, yankesicilik, kapkaç, gasp gibi suçları işleyerek hayatlarını sürdüklerinin gözlemlendiği...”

Valiliğin dilinden ‘Doğu’ da nasibini aldı

Valilik, Osmangazi ilçesi Ebu İshak, Elmasbahçeler ve Kayhan mahalleleri ile Yıldırım ilçesi Hacı Seyfettin, Meydancık, Selimzade ve Yeşil mahallelerinde Doğu ve Güneydoğu illerinin yanı sıra çevre illerden uyuşturucu madde getiren ‘torbacı’ların da bulunduğunu belirtti. Valilik’ten Meclis’e verilen bilgide bu bölgelerde 2012 yılı içerisinde 54 şahsın 47 bin 660 adet uyuşturucu Ecstasy hap, 15 kilo 275 gram esrar 6 kilo 227 gram bonzai maddesi ile birlikte ele geçirildiği, 42 kişinin de tutuklandığı belirtildi. Yanıta göre 2013 yılı içerisinde ise 37 şüpheli şahıs, 594 adet Ecstasy hap, 1 kilo 354 gram uyuşturucu bonzai maddesi ile birlikte yakalandı. Adli makamlara sevk edilen 32 kişi tutuklandı.

AB raporunda Roman tespitleri

2012 tarihli Avrupa Birliği İlerleme Raporu’nun ‘Roman’ bölümü:

Roman vatandaşların çocuklarında okulu bırakma ve devamsızlık oranları yüksek olmaya devam etmiştir.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İŞKUR, Roman vatandaşların kamu yararına ait geçici işlerde istihdam edilmeleri yönünde çaba göstermiştir. Ayrıca Roman vatandaşlara mesleki eğitim sağlanmıştır.

Verilen kursların ve sağlanan Roman vatandaşların, düzenli ve kayıtlı bir işe erişimleri sınırlı düzeyde kalmıştır ve Roman vatandaşlar önyargı ve ayrımcılığa maruz kalmaya devam etmiştir.Roman vatandaşlar, bazı durumlarda nüfus cüzdanları olmadığı için, sağlık hizmetlerine erişim ve kötü barınma koşulları nedeniyle sorunlar yaşamıştır.

Sorunların çözümü için sistematik bir yaklaşım gerekmektedir. Nefret söylemleri ve nefret suçlarıyla mücadeleye ilişkin mevzuata ihtiyaç vardır.

Son yedi yılda 10 bini yerlerinden edildi

Avrupa Roman Hakları Merke-zi’nden Türkiye İnsan Hakları Gözlemcisi Hacer Foggo’nun verdiği bilgilere göre, Türkiye’nin yedi bölgesini kapsayan ERRC/HYD/EDROM araştırmasında görev alan araştırmacılar, Roman nüfusunun 4,5–5 milyon olduğunu tahmin ediyor. Avrupa Konseyi’nin Romanlar ve Gezginler Bölümü tarafından 2010’da yapılan araştırmaya göre 71 milyon 892 binlik Türkiye nüfusunun yüzde 3.83’ü Roman.

Sadece 2006 -2013 yılları arasında 10 bini aşkın Roman vatandaş yerinden edilmiş durumda. Kentsel dönüşüm, kentsel yenileme ve gecekondu dönüşüm projeleri kapsamında İstanbul ’da 2006 yılında Sulukule’de 650 Roman aile, Küçükbakkalköy’de (Ataşehir) 140 Roman aile, Kâğıthane ilçesinde yaklaşık 60 Roman aile, 2013 yılında Gaziosmanpaşa Sarıgöl’de 600’ü aşkın aile, 2006 yılından beri Bursa Kamberler’de 200’ü aşkın aile, İzmir Örnekköy Roman mahallesinde 20 aile yerinden edildi. 2013 yılında Sakarya’nın Sapanca ilçesi Gazipaşa Mahallesi’nde oturan 400’ü aşkın Roman ailenin evi çok cüzi paralarla kamulaştırıldı.

Samsun’da TOKİ’ye yaptırılan 200 Evler Mahallesi’ndeki konutlarda oturan 314 Roman aile ise icralık oldu. Konutların taksitlerini ödeyemedikleri için icra ve tahliye ihbarnamesi gönderilen aileler, evlerinin ellerinden alınmasından korkuyor.

Foggo, “Yoksul Romanların yaşamlarını yeniden kurmak için gerekli olanaklardan yoksun bırakılmaları; sosyal hayatlarını, kültürlerini, kullandıkları dili, her seferinde başka bir yerde yeniden ortaya çıkarmaya çalışmaları onları sosyal, kültürel çözümsüzlüğe itmektedir. Yerinden edilen Romanlar daha da derin bir yoksulluk ve çözümsüzlükle karşı karşıya bırakılmışlardır” diye konuştu.


Bir mahalle 'görünmez insan'

İstanbul Küçükbakkalköy’de tapu tahsis belgeli evlerini sattıktan sonra evsiz kalan Romanlar, kendilerine Sancaktepe’nin dışında jandarma bölgesinde bir hayat kurdu. Çadırlarda sürdürdükleri hayatta elektrik yok, su kuyudan çekiliyor. Çocuklar okula kayıt olamıyor, sağlık hizmetlerinden faydalanamıyor.

Evden çadıra

Küçükbakkalköy’de doğup büyüyen 230 Roman, 2006’da “Bu evlerle burada oturamazsınız” baskısıyla karşılaştı. Tapu tahsis belgelerini bedelinin altında satan Romanlar, kalacak yer bulamayınca Sancaktepe’ye taşındı. Sancaktepe’de jandarma bölgesinin üzerinde kendilerine bir hayat kurmaya çalışan 60 aile geçen yedi yıl içinde ne evlerinin bedeliyle kendilerine yeni bir yer alabildi, ne kendilerine kalacak yer buldu.

Küçükbakkalköy’de evini satmayan tek kişi Yüksel Dum. Evi usulsüzce yıkıldığı için itiraz etti, tapu tahsis belgesinin geçerliliği için mahkeme sürecini başlattı. Mahkeme Yüksel Dum lehine karar verdi. Dum lehine çıkan karar, evlerini satan ailelerin de aldığı paranın rayicin altında olduğunu ortaya koyuyor.

Yüksel Dum’un kardeşi Halime evini satıp Sancaktepe’ye gelenlerden. Ellerine geçen parayla eşinin kataraktını ameliyat ettirmiş. Ellerindeki 20 bin liranın bitmesiyle burada yaşamaya başlamışlar. Halime her gün 3 kilometre ötedeki mahalleye hurda toplamaya gidiyor. Günlüğü 3-5 lira arasında. Evlerden yeterince hurda çıkmamasından şikâyetçi: “Buradaki Kürtler de bizim gibi fakir. Çöpleri çıkmıyor.”

60 çocuk okulsuz kaldı

Burada sağlık ve eğitim hizmetlerinden yararlanamıyorlar. Çocukları bölge jandarma bölgesi mi Pendik Belediyesi’ne mi dahil, Maltepe Belediyesi’ne mi tartışması yüzünden bu yıl okula kaydedilememiş. Okula kaydedilseler de başka sorunlar, uçaktaki okula nasıl gidip gelecekleri, masrafları nasıl karşılayacakları, uyum sağlayıp sağlayamayacakları belirsiz. Uzun zamandır sağlık hizmeti almadıkları için verem, Hepatit B gibi tedavisi mümkün hastalıklarla karşı karşıyalar. O durum da okula kabullerini güçleştiriyor. Okula kaydedilmeyi bekleyen 60’a yakın çocuk var. Kiminin geçen sene başlamış olması gerekiyor.

Zehra o çocuklardan biri. Okula gitmeyi çok istiyor. Şimdilik kardeşlerine bakmakla yükümlü.

SGK yok, tedavi yok

Felç geçiren Hanife, Pendik Hastanesi’ne gitmiş, serum verilerek yollanmış. Sağlık güvencesi yok, bu yüzden fizik tedavi göremeyecek. Sağlık güvencesi olmadığı için tedavi edilemeyen hastalıklar arasında katarakt, felç, fıtık, siyatik var.

Bölgede su bir kuyudan karşılanıyor. Kuyunun içinde bulunan suyun denetimi yok. Çocukların yazın en çok yaşadığı sorunların başında ishal geliyor. Yılan ve fareler de bir diğer sorun. Çadırların kenarı desteklense de yılanlar ve fareler cirit atıyor.

Evimizin yerinde plaza var

Hurda toplayan İbrahim’in tek isteği daha yakın yerde bir ev: “Ben Küçükbakkalköy’de doğdum büyüdüm, annem, babam da. Sonra bir gün gelip ‘Burada imarsız oturuyorsunuz’ diye evi başımıza yıktılar. Tapu tahsis belgemizin olduğu ortaya çıkınca metrekaresini üç-beş liraya kapattılar. Eski yerlerimiz plaza oldu, biz evsiz kaldık. Çocuklarımız okula gidemiyor, hastanede bize vebalı muamelesi yapıyorlar. Sadece günlüğü 10 liraya bir iş bulsak, kafamızı bir yere soksak yeter. Tüp almayalı 5 yıl oldu. Yemeğimiz peynir ekmek.”

Bölgeye sosyal güvenlik uzmanları gelip gidiyor. Nüfusu 250’leri bulan Sancaktepe sakinlerini kaydetmek için uğraşıyorlar.

Sancaktepelilerin isteğiyse, kaydolmakla sınırlı değil, vatandaş olarak da kabul görmek istiyorlar.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber