Babacan orta vadeli programı açıkladı

Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye ekonomisinin yıl sonunda yüzde 3,6 büyümesinin beklendiğini, yıl sonunda enflasyon hedefinin ise yüzde 6,8 olduğunu bildirdi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 08 Ekim 2013 17:28, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Babacan orta vadeli programı açıkladı

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, geçen yılın ekim ayı ile bu yılın ekim ayı arasında dünyanın büyüme beklentisinin aşağı yönlü ciddi oranda revize edildiğini bildirdi.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'le Başbakanlık yeni binada düzenlediği basın toplantısıyla 2014-2016 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Programı (OVP) açıkladı.

Babacan, burada yaptığı konuşmada, son 2 aydır yoğun bir çalışma sonucu bugün itibarıyla OVP'nin çalışmalarının tamamlandığını belirterek, OVP'nin, Orta Vadeli Mali Plan'ın, bütçe çağrısının ve bazı düzenlemelerin, bu akşamki Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanarak, yürürlüğe gireceğini söyledi.

Dünya ekonomisine yönelik değerlendirme yapan Babacan, IMF'nin Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nun bugün yayınlandığını anımsattı.

Babacan, bu rapordaki beklentileri de dikkate alarak genel tabloya bakıldığında, geçen yılın ekim ayı ile bu yılın ekim ayı arasında dünyanın büyüme beklentisinin aşağı yönde ciddi oranda revize edildiğini ifade etti.

Ali Babacan, geçen yıl, dünya ekonomisinin bu yılın sonunda yüzde 3,6 oranında büyümesi beklenilirken, bugün itibarıyla bu rakamın yüzde 2,9'a revize edildiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Yine 2014'te dünya ekonomisinin yüzde 4,1 büyüyeceği öngörülürken, bugün itibarıyla 2014 beklentisi, yüzde 3,6'ya çekilmiş durumda. Benzer tablo Amerikan ekonomisi için de geçerli. Amerikan ekonomisiyle ilgili büyüme tahminleri de aşağı yönlü revize edilmiş durumda. Avro bölgesinde durum yine aynı ama bu bölge için belki daha da çarpıcı olan, geçen yılın ekim ayında baktığımızda Avro bölgesinin küçük de olsa bir büyüme kaydedeceği öngörülmektedir fakat bugün itibarıyla, bu yıl sonu geldiğinde Avro bölgesi ekonomisinin toplamda yüzde 0,4 küçüleceği beklenmekte. Gelecek sene ise yüzde 1'lik büyüme öngörüsü bugün için yapılıyor."

- "Gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme beklentileri de aşağı yönlü revize edildi"

Gelişmekte olan ülkelere yönelik beklentilere de değinen Babacan, geçen yılla bu yıl arasındaki büyüme beklentisinde baya bir farkın oluştuğunun görüldüğünü bildirdi.

Babacan, tüm gelişmekte olan ülkelere bakıldığında, geçen yıl, 2013 yılında yüzde 5,6'lık ortalama büyüme öngörülürken, bu yıl söz konusu ortalamanın yüzde 4,5'e çekilmiş durumda olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Çin hariç gelişmekte olan ülkelere baktığımızda, özellikle 2013 için tablo daha çarpıcı. Geçen sene ekim ayında baktığımızda, Çin hariç gelişmekte olan ülkelerin bu yıl yüzde 4,5 oranında büyümesi bekleniyordu fakat bugün itibarıyla baktığımızda bu, yüzde 3,1'e revize edilmiş durumda. Tabii burada yüzde 3,1 deyince bunun ağırlıklı olarak Asya'daki gelişmekte olan ülkelerden geldiğini unutmamak lazım. Doğu Avrupa'daki ya da bizim bölgemizdeki gelişmekte olan ülkelerin büyüme beklentisi ise bu yıl için yüzde 3'ün çok çok altında, ortalama olarak baktığımızda. Yani geçen yılla bu yıl arasında dünya ekonomisi, gelişmiş ekonomiler ve gelişmekte olan ülkelerin büyümesinde beklentiler aşağı yönlü revize edilmiş durumda."

- "Dünya ticaretinde de durum aynı"

Dünya ticaretinde de durumun aynı olduğuna işaret eden Babacan, geçen yıl bakıldığında, 2013'te dünyanın toplam ticaretinin yüzde 4,5 oranında büyümesinin beklendiğini anımsattı. Bugün itibarıyla bakıldığında ise 2013 beklentisinin yüzde 2,9'a revize edilmiş durumda olduğunu aktaran Babacan, 2014 yılı için de yine aşağı yönlü revizenin söz konusu olduğunu bildirdi.

Öte yandan, ABD'nin borçlanma faizlerine bakıldığında, geçen yıl ekim aylında yüzde 1,6 gibi bir oran görülürken, bugünlerde yüzde 2,6 gibi rakamların görüldüğünü belirten Babacan, "Ama bu, Amerikan hazine borçlanma faizlerinin artışına paralel olarak, pek çok ülkenin borçlanma faizleri, geçen yıla göre yükselmiş durumda. Özellikte gelişmekte olan ülkelerde, hatta cari açığı olan gelişmekte olan ülkelerde bu faiz artışının daha yüksek olduğunu görüyoruz" diye konuştu.

- Sermaye akımlarında da beklentiler aşağı yönlü

Babacan, yükselen ekonomilere yönelik özel sermaye akışlarına bakıldığında da 2012 yılında 1 trilyon 215 milyar dolarlık bir akımın olduğunu ancak bu yıl, bu rakamın 1 trilyon 62 milyar dolara, gelecek yıl da 1 trilyon 29 milyar dolara düşeceğini, şu andaki beklentilerin bu yönde olduğunu ifade etti.

- "Petrol fiyatlarının düşmesi bekleniyor"

Petrol fiyatlarındaki beklentilere de değinen Babacan, şöyle konuştu:

"Petrol fiyatlarının önümüzdeki yıllarda tedrici bir düşüş trendine gireceği bekleniyor. 'Bunu nereden görüyoruz?' derseniz, özellikle vadeli petrol piyasasına baktığımız zaman fiyatların düşüş trendinde olacağı görülüyor, bugün itibarıyla. Jeopolitik gelişmeler, olumlu ya da olumsuz yönde bunu etkileyebilir ama arz ve talep dengesi açısından baktığımızda, düşen büyüme beklentisiyle beraber petrol fiyatlarında da önümüzdeki 3 yıl için düşüş eğilimi beklenmekte."

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye ekonomisinde revize edilen ve bu yıl için bekledikleri büyüme oranının yüzde 3,6 olduğunu belirterek, 2014'te bu büyüme rakamının biraz toparlanıp yüzde 4'e, 2015 ve 2016 yılları için de yüzde 5'e yükselmesini hedeflediklerini bildirdi.

Başbakan Yardımcısı Babacan, Yeni Başbakanlık Binası'nda, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın da katıldığı toplantıda 2014-2016 dönemi Orta Vadeli Programı'nı (OVP) açıkladı.

OVP'de birinci önceliklerinin 3 yıllık dönemde cari açığı azaltmak olduğunu belirten Babacan, bunu yapmak için yurt içi tasarrufları artırmak, mevcut kaynakları üretken alanlara yönlendirmek ve ekonominin verimlilik düzeyini yükseltmenin önemli çalışma alanları olduğunu söyledi. Bir başka önemli hedeflerinin, enflasyonu düşürmek olduğunu kaydeden Babacan, " Önümüzdeki dönemde temel önceliklerimiz, hem enflasyonu hem cari açığı düşürmek" dedi.

Bunu yaparken hem bir hedef hem de politika aracı olarak kamu maliyesinde güçlü duruşu sürdüreceklerine işaret eden Babacan, mali disiplinden taviz verilmeyen bir 3 yıllık dönemi önlerinde gördüklerini ifade etti. Babacan, bunların sonucu ve program hedefi olarak, büyümenin, istihdamın tedrici olarak artmasının gelecek dönemin önemli bir başlığı olduğunu dile getirdi.

Babacan, revize edilen ve bu yıl için bekledikleri büyüme oranının yüzde 3,6 olduğunu bildirdi. 2014'te bu büyüme rakamının biraz toparlanıp yüzde 4'e, 2015 ve 2016 yılları için de yüzde 5'e yükselmesini hedeflediklerini kaydetti. Bu hedeflerin büyük makro ekonomik resim içerisinde ekonominin diğer göstergeleriyle de iç tutarlılığı bulunan hedefler olduğunu belirten Babacan, işsizlik rakamlarında da gelecek 3 üç yılda yine tedrici bir düşüşün görüleceğini, bu yıl yüzde 9,5 olarak tahmin edilen işsizlik oranının, dönem sonunda yüzde 8,9'a gerilemesini beklediklerini anlattı.

- Enflasyon hedefi

Bugün itibarıyla yıl sonu enflasyon hedefinin yüzde 6,8 olduğunu belirten Babacan, bunun yılbaşında öngördükleri hedefin biraz üzerinde olduğunu ifade etti. Özellikle Türk parasındaki değer kaybı ve enerji fiyatlarındaki gelişmenin bunda etkili olduğunu dile getiren Babacan, geçen yıl ekim ayındaki vergi ayarlamalarının da etkisinin olduğunu söyledi. Babacan, dolayısıyla yıl sonunda yüzde 6,8'lik enflasyon öngörüleri olduğunu, gelecek yıl için yüzde 5,3, 2015 ve 2016 için yüzde 5'lik enflasyon hedefleri öngördüklerini kaydetti.

Bu yılı yüzde 7,1'lik cari açıkla kapatmayı beklediklerini anlatan Babacan, şöyle konuştu:

"Gelecek yıl bu rakamı yüzde 6,4'e, 2015'te yüzde 5,9'a ve 2016 yılında da yüzde 5,5'e indirmeyi öngörmekteyiz. Kamu maliyesine, maliye politikalarımıza gelince, 2013 yılının toplam kamuda yüzde 0,9'luk bir faiz dışı fazlayla kapatmayı öngörüyoruz . Bu yılbaşında öngördüğümüz rakamın bir miktar üzerinde. 2014 bütçemizi yüzde 1'lik bir faiz dışı dengeye göre yapmış bulunmaktayız. 2015 ve 2016'da da faiz dışı fazlamızı yine tedrici olarak artırarak yüzde 1,2 ve yüzde 1,3'e çıkarmayı hedeflemekteyiz.

Merkezi yönetimin bütçe açığını, yılbaşında milli gelirimizin yüzde 2,2'si olarak öngörmekteydik. Ama bugün itibarıyla baktığımızda yıl sonunda bunun yüzde 1,2 olarak gerçekleşeceğini görüyoruz. Öte yandan bu aradaki 1 puanlık farkın ağırlıklı olarak özelleştirme gelirlerinden ve yine niteliği gereği bir defalık gelirlerden olduğunu görüyoruz. Bu yıl sonunda her ne kadar bütçe açığımız yüzde 1,2 olarak gerçekleşse de, yani hedefin neredeyse 1 puan altında gerçekleşecek olsa da bizim geçen yıl açıkladığımız 3 yıllık OVP'nin maliye politikası hedeflerine baktığımızda ve bu yıl o hedefleri güncelleyerek tabloyu incelediğimizde, 2014'te Meclise göndereceğimiz bütçenin yüzde 1,9'luk açık veren bir bütçe olacağını ve 2015 ve 2016 'da yüzde 1,6 ve 1,1'lik açıkları hedefleyeceğimizi öngörmekteyiz. Burada özellikle 2013 yılında bu iyi performansın bir defalık gelirlere bağlı olacağını, bir defalık gelirlere bağlı olarak yeni harcama kalemleri oluşturmamanın önemine de inanıyoruz. Onun için bu yıl bir defalık bir düşüş görüyoruz. Önümüzdeki yıllarda o bir defalık gelirleri hiç gelmeyecekmiş gibi düşünerek bu hedeflerimizi koyduk. Özelleştirmede öngördüğümüzden daha iyi performans olursa ya da yine bir defalık gelirlerimiz olursa, 2014 yılında bu açık yüzde 1,9 değil de muhtemelen daha düşük olabilir. Ama tabi bütçe gerçekleşmelerini etkileyen pek çok unsur var bu unsurlara bağlı olarak yıl içindeki gelişmeler yakından izlenecek."

- Borç stoğu

Başbakan Yardımcısı Babacan, bütün bunların sonucunda yıl sonu itibarıyla AB tanımlı borç stoğunun milli gelire oranının yüzde 35 olmasını beklediklerini ifade ederek, Avrupa ülkelerinde ortalama yüzde 90, ABD'de yüzde 100'ün üzerinde, Japonya'da yüzde 230'lara varan bu oranın, Türkiye'de yıl sonunda yüzde 35 olacağını söyledi.

Türkiye ekonomisinin, tasarruf oranlarının düşüklüğü, enerjide dışa bağımlılık, üretim ve ihracatta katma değerin düşüklüğü gibi çok temel yapısal problemleri olduğunun altını çizen Babacan, uzun vadede cari açık sorununun çözümünün yine yapısal tedbirlerden geçtiğini söyledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber