Cuma hutbesinde kardeşlik vurgusu

Ankara Kocatepe Camii'ndeki Cuma hutbesini Diyanet İşleri başkanı Mehmet Görmez okudu.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 11 Eylül 2015 13:43, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Cuma hutbesinde kardeşlik vurgusu

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, "Hiçbir insani ve ahlaki değer tanımayan cinayet şebekelerinin işlediği cürümlerden dolayı, aynı kıbleye yöneldiğimiz, aynı peygambere ümmet olduğumuz, sevincimizi, kederimizi, varlığımızı, yokluğumuzu paylaştığımız masum kardeşlerimizi suçlamamalıyız" dedi.

Görmez, Kocatepe Cami'nde, bu haftaki cuma namazında, Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünce hazırlanan "Birliğimizi, Beraberliğimizi, Kardeşliğimizi Muhafaza Edelim" başlıklı hutbeyi okuyarak, son dönemde artan terör olaylarına karşı milli birlik çağrısında bulundu.

Kur'an-ı Kerim'deki "Topyekun Allah'ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmandınız da O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun bu nimeti sayesinde kardeş olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O, sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz" ayetini hatırlatan Görmez, Hazreti Muhammed'in de bir hadis-i şerifte "Birbirinize nefret ve düşmanlık beslemeyin. Birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları, kardeş olun!" emrini dile getirdiğini söyledi.

Görmez, insanların hayatında zor zamanların olduğunu, milletlerin tarihinde de hayatında da meşakkatli, hüzünlü zamanlar bulunduğunu, büyük imtihanlardan geçen yüreklerin buruk, duaların yanık olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

"Tarihe baktığımız zaman aziz milletimizin de belki tarihte en büyük badirelerden geçen millet olduğu açıkca görülür. Bizim tarihimiz hem büyük zaferlerle doludur, hem büyük ihanetlerle. Tarih boyunca hak, adalet, ahlak, fazilet, nizam-ı alem uğruna nice ağır bedeller ödemiş bir milletiz. Yedi düvele karşı verilen mücadelenin adı olan Çanakkale'nin, Sakarya'nın, Dumlupınar'ın kan ve barut kokan hatıraları hala hafızalarda taze ve canlıdır. Cenab-ı Hak, cennet vatanımızı bütün bunlardan muhafaza eylemiştir. İ'la-yı kelimetullah uğruna canlarını feda eden ecdadımıza nice zaferler lütfetmiştir. Belki elimizde silahımız, güçlü silahlarımız yoktu; fakat yüreğimizde tertemiz imanımız vardı. Belki imkanlarımız çok ama çok sınırlıydı; fakat ruhumuzda aynı Rahman'a secde etmenin, aynı Rabbe kul olmanın aşkı vardı. Gücümüz zayıftı; fakat aynı kıblede istikameti bulmanın güven ve huzuru vardı. Aynı safta buluşmanın, aynı toprağa, aynı bayrağa, aynı mukaddesata aşık olmanın bereketi vardı."

Görmez, "vicdanı paslanmış, insafı çürümüş, insanlığını unutmuş güçler karşısında" milleti dimdik ayakta tutanın da işte bu aziz ruh olduğunu söyledi.

-"Bizi de ateş çemberinin içine çekmek isteyenler var"

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, son zamanlarda da Türkiye'nin zorlu bir süreçten, ağır bir imtihandan geçtiğini, sınırların bittiği yerde kirli savaşlar yaşanırken, zulümden kaçan milyonlarca insanın Türkiye'ye sığındığını belirterek, "Diğer taraftan bizi de bir ateş çemberinin içine çekmek isteyenler var. Bizi de birbirimize düşürmek, gücümüzü zayıflatmak, kardeşi kardeşe kırdırmak isteyenler var. Nice dahili ve harici ihanetlerle yine karşı karşıyayız. Evlatlarımızı hain emellerine alet eden, annelerinin bağrından kızlarımızı kaçıran, babalarının dizinden oğullarımızı koparan şer odakları var. Dini, ahlakı, fazileti, erdemi bir tarafa bırakıp kin ve nefreti diline dolayan, barış topraklarına nefret tohumları ekmeye çalışanlar var. Nice askerlerimiz, nice polislerimiz, nice masum evladımız şehadet şerbetini içti. Analarımızın yürekleri, yavrularımızın hayalleri dağlandı. Milletçe derin hüzünler yaşıyoruz" diye konuştu.

Tarihte olduğu gibi bugün de zor günlerin hep birlikte aşılacağını, Allah'ın yardımıyla yaşanan acıların üstesinden gelineceğini, huzura ve sükuna yeniden kavuşulacağını ifade eden Görmez, hutbede şunları söyledi:

"Ancak bu zor günlerde hepimize büyük vazifeler düşüyor. Daha ağır bedeller ödememek için her türlü hile ve tuzağın farkında olmalıyız. Mümine yakışır bir şekilde basiret ve feraseti elden bırakmamalıyız. Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa'nın (s.a.v) ifadesiyle, 'birbirine kenetlenmiş tuğlalara benzeyen' kardeşlik duvarımızda gedikler açılmasına asla izin müsaade etmemeliyiz. Hiçbir insani ve ahlaki değer tanımayan cinayet şebekelerinin işlediği cürümlerden dolayı, aynı kıbleye yöneldiğimiz, aynı peygambere ümmet olduğumuz, sevincimizi, kederimizi, varlığımızı, yokluğumuzu paylaştığımızmasum kardeşlerimizi suçlamaya kalkışmamalıyız. Unutmayalım ki biz, tahriklere kapılıp sokaklarda birbirimize düştüğümüzde sadece cinayet şebekelerinin hain emellerine hizmet etmiş oluruz. Kardeşlerimize kem gözle baktığımızda, şehitlerimizin uğruna canlarını verdikleri değerlere ihanet etmiş oluruz. Bu gibi hallerde öfke, aklımızın önüne geçmemelidir. Husumet gözümüzü karartmamalıdır. Dilimiz kin, öfke ve nefretin tercümanı değil, kalbimizdeki sevgi, rahmet ve şefkatin tercüman olmalıdır. Yaşadığımız acılar daha büyük acılara sebep olmamalıdır. Düşmanlarımızı sevindirmemeliyiz."

- "Birbirimize hakkı ve sabrı, şefkati ve merhameti tavsiye etmenin tam zamanıdır"

"Bugün İslam coğrafyasında yaşananlar, kadınlarımızı, çocuklarımızı, canlarımızı, değerlerimizi, tarihimizi, kültürümüzü ve medeniyetimizi yok etme çabasında olanların hangi noktaya eriştiklerini açıkça gösteriyor" diyen Görmez, Suriye'de, Irak'ta, Yemen'de, Libya'da, Mısır'da ümmetin birliği, milletin şerefi, vatanın hürmetinin ayaklar altına alındığını söyledi.

Milletin engin basiretiyle tüm yaşananların farkında olduğuna işaret eden Görmez, gücünü, bütünlüğünü koruyarak dünyaya umut ışığı olmaya devam etmenin, bu milletin harcı olduğunu söyledi. Görmez, "Birbirimize hakkı ve sabrı, şefkati ve merhameti tavsiye etmenin tam zamanıdır. Aklıselime, bin düşünüp bir söylemeye, hayra çağırıp şerre dur demeye her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır" dedi.

Hutbesini Hazreti Muhammed'in Mekke'yi fethinde yaşadığı bir olayı anlatarak bitirmek istediğini belirten Görmez, şöyle devam etti:

"Allah Resulü, asabıyla Mekke'yi fethetmeye gidiyordu. Ashabın öfke ve intikamla dolu olduğunu gördü. Bayraktarlığını yapan Sa'd Bin Ubade ashaba şöyle seslenmişti; 'Bugün savaş ve intikam günüdür, bugün kanları akıtmanın helal olduğu gündür, bugün Allah'ın Kureyş'i zelil kılacağı gündür. Bu öfke, intikam dolu sözleri duyan Rahmet Elçisi ashabına döndü ve şöyle dedi; 'Bugün merhamet günüdür, bugün kanların mukaddes olduğu gündür, bugün kan akıtmanın haram olduğu gündür, bugün Allah'ın Kureyş'i aziz kılacağı gündür.' Bu sözleri söyledi ve sancağı Sa'd Bin Ubade'nin elinden aldı, rahmetin, şecaatin, ilmin timsali Hazreti Ali Efendimizin eline verdi.

Bu esnada Resul-ü Ekrem, ashabın önünde yeni doğurmuş, yavrularını emziren köpek gördü, devesinden indi ve sahabeyi çağırdı. Ona dedi ki 'bu hayvanın başında nöbet bekleyeceksin. Ordumuz buradan geçinceye kadar bu hayvan ve yavruları zarar görmeyecek'. Bu esnada asabına dönerek 'yerdeki bütün mahlukata merhametli olun ki göktekiler size merhamet etsin, siz birbirinize ne kadar merhametli olursanız, Allah da size o kadar merhamet eder. Allah Resulü, Mekke'nin fethinden sonra asabını ve Mekkelileri toplayarak, 'Ey Mekkeliler bugün Yusuf Peygamberin kardeşlerine söylediğini söylüyorum, bugün size kınama bile yoktur, evine giren güvendedir, Beyt'ül Harama giren güvendedir, Ebu Süfyan'ın evine giren de güvendedir. Allah Resulü böylece merhametin, şefkatin, sevginin her türlü intikamdan ne kadar büyük olduğunu haykırmıştır. Cenab-ı Hakk, millet olarak bizlere sabır ve merhamet ihsan eylesin. Cenab-ı Hakk, ebediyete uğurladığımız bütün şehitlerimize rahmet eylesin."

Mehmet Görmez, hutbenin ardından cuma namazını kıldırdı.

Bu arada, aynı hutbe 81 ildeki camilerde de okundu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber