Cezaevlerinde kültür devrimi

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 16 Ekim 2007 21:15, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Adalet Bakanlığı, hazırladığı bir raporla 4 yıldır reforma tâbi tutulan cezaevlerindeki değişimi gözler önüne serdi. Raporda, 'suç okulu' gibi çalışan cezaevlerinin birer 'eğitimevi'ne dönüştüğü, mahkumların gazete ve kitap okuyarak suçtan uzak durduğu belirtildi.

Falçata out gazete in EVİN GÖKTAŞ/ ANKARA

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'e cezaevleri ile ilgili sunulan rapor, son yıllarda tutuklu ve hükümlülerin yaşamında gerçekleşen değişimi gözler önüne serdi. Suçlu ıslah sisteminde kültürel devrimin yaşandığına vurgu yapılan raporda, reform süreci geçiren cezaevlerinde 4-5 yılda yaşanan değişim çarpıcı bir şekilde anlatıldı. Daha önce cezaevlerinin terör örgütleri ve çetelerin hakimiyetinde birer 'suç okulu' olarak kullanıldığı hatırlatılan raporda, bu kurumların artık 'eğitimevi' ve 'meslek okulu'na dönüştüğü, hükümlülerin kitap ve gazete okuyarak suç işlemekten uzaklaştığı belirtildi.

SUÇ İŞLEME ORANI DÜŞTÜ

Raporda, reformdan önce 'ölüm orucu, açlık grevi, firar, öldürme, yaralama, yasak madde sokma, rehin alma, yangın çıkarma, kumar oynama ve oynatma, tehdit, haraç alma, koğuş ağalığı, örgütsel infaz, duruşma ve hastaneye gitmeme' gibi olayların sıklıkla yaşandığı cezaevlerinde artık bunların hiçbirisine rastlanmadığı vurgulandı.

MESLEK SAHİBİ OLUYORLAR

Reform yapılmadan önce cezaevlerinin ?suç aleti imalethanesi? haline geldiği hatırlatılan raporda, ?Şiş, bıçak, falçata ve uyuşturucu gibi suç maddelerinin sıklıkla bulunduğu koğuşlarda, artık kitap, gazete, dergi ve el işi malzemesinden geçilmiyor? ifadelerine yer verildi. Raporda, güvenlik görevlilerinin giremediği, firarın bir tahliye şekli haline geldiği cezaevlerinden kullanımaz haldeki 249'nun, insan haklarıyla bağdaşmadığı gerekçesiyle kapatıldığı belirtildi.

Sistemde neler değişti?

Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı raporda cezaevlerinin reform öncesi ve sonrası durumu çarpıcı bir şekilde karşılaştırıldı:

Kültürel, sosyal ve eğitsel faalyetler istenildiği gibi değildi. Binalar fiziksel olarak yetersiz, bütçe son derece kısıtlıydı. Temizliğe özen gösterilmiyordu.

Hükümlülerin firar etmemesine dayalı güvenlik anlayışı hakimdi. Silah, uyuşturucu, telefon vb, maddelerin girişi engellenemiyordu. Koğuşlarda uyuşturucu imal ediliyordu.

Falçata gibi kesici aletlerin rahatlıkla sokulduğu koğuşlarda, yaralama ve cinayet sıradan suçlar haline gelmişti. Devletin girmekte zorlandığı koğuşlara çeteler hakimdi.

Cezaevlerinde doktor, psikolog ve diş hekimi görevlendirildi.

Güvenlik en üst düzeye getirildi ve sorun olmaktan çıkarıldı. Yangın çıkarma, rehin alma, işgal ve kurum malına zarar verme gibi eylemler sona erdirildi.

Artık bütün cezaevlerinde mahkumların belli saatlerde yararlanacağı kütüphaneler bulunuyor. Kitap, gazete ve dergi okuyarak vaktini değerlendiren hükümlüler, suç işlemekten uzak kalıyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber