Kredinin, tüketim için harcanmasına tedbir gelecek

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, alınan kredilerin tüketime harcanmasının endişe verici sonuçlara yol açacağı uyarısında bulundu

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 04 Mart 2013 07:51, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, alınan kredilerin tüketime harcanmasının endişe verici sonuçlara yol açacağı uyarısında bulundu ve tüketim konusunda ölçülü olunması gerektiğini söyledi. Babacan, banka kredilerini tüketimden ziyade ticaret, yatırım ve konuta yönlendirmek için tedbirler aldıklarını belirtti.

Bankaların sunduğu 'hızlı' hizmet sayesinde vatandaşların bir SMS ile kredi alabilmesi, tüketici kredisi ve kart borcunu geçen ay sonu itibarıyla 268 milyar liraya çıkardı. Çekilen kredilerin tüketime harcanmasının endişe verici sonuçlara yol açacağı uyarısında bulunan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, tüketim konusunda ölçülü olunması gerektiğini söyledi. Banka kredilerini tüketimden ziyade ticaret, yatırım ve konuta yönlendirmek için tedbirler aldıklarını vurgulayan Babacan, ilgili kuruluş temsilcilerinin yer aldığı Finansal İstikrar Komitesi'nde konuyu tartıştıklarını ifade etti. Babacan, “Orada çok ince bir ayar var. O ayarın dozajını kaçırdığın zaman yanlış şeyler çıkar. Bütün bunları periyodik olarak gündemimize alıyoruz. Değerlendiriyoruz, bakıyoruz ve nerede ne gerekiyorsa ilgili kuruluşumuz o ayarlamayı yapıyor.” dedi. Gazetelerin ekonomi editörleriyle bir araya gelen Babacan, 'üretmeden tüketen' ve darboğazla boğuşan Yunanistan'ı örnek gösterdi. Türkiye'deki gelişmelerin 2004-2006 yıllarında Yunanistan gibi olduğunu kaydetti.

Babacan, “2011'de tedbir almasaydık, 2012 ile ilgili programı uygulamasaydık yavaş yavaş Yunan ekonomisine benzemeye başlayacaktık.” değerlendirmesini yaptı. Dört yıldır küçülen Yunanistan'da iç talebin hâlâ üretimin üzerinde olduğuna işaret eden Babacan, “Dengeyi bulabilmekleri için iç talebin daha da azalması gerekiyor. Hâlâ hak etmedikleri bir refah içindeler. Almanya'da tablo tam tersine. Üretiyor ama ürettiğinden az tüketiyor.” dedi. Türkiye'de de 2009-2012 yıllarında tasarruf oranlarının tarihi düşük rakamlara indiğini belirten Babacan, şöyle konuştu: “Aldığımız tedbir ve uyguladığımız politikalarla talep kompozisyonunda dengeleme oldu. İç taleple de büyüyelim ama tamamen kredi artışına dayalı ise yani halkımız bankadan kredi çekip onu tüketime harcıyorsa o noktada bizim endişemiz var.” Türk vatandaşlarının borçluluk oranının yüzde 19,4 ile pek çok ülkeye göre düşük olduğunu kaydeden Babacan, bu noktaya çok hızlı çıkıldığını, artışın zamana yayılması gerektiğini ifade etti.

Dünya bankacılık devlerinin, spekülatif işlemlerle küresel krizi tetiklemesi, gözleri, müşterileriyle riski ve geliri paylaşan faizsiz bankalara çevirdi. Türkiye'de faizsiz bankacılık hizmeti veren dört katılım bankasının toplam bankacılık içindeki payının yüzde 5 olduğuna dikkat çeken Ali Babacan, küresel krizin bu tip bankacılığı cazip hale getirdiğini söyledi. Babacan, yapısı gereği topladığı kaynakların tamamını, hatta daha fazlasını reel sektöre kredi vererek büyüyen katılım bankacılığının Türkiye'de daha da gelişmesi için her türlü görüş ve yatırıma açık olduklarını kaydetti. Babacan, “Ancak biz burada mevcut pastadan pay almak yerine, pastayı büyütecek görüşlere sıcak bakarız. Kamu bankalarımızdan ikisi bu çerçevede katılım bankacılığı da yapabilir, neden olmasın? Finansal İstikrar Komitesi bu konuda çalışma yapıyor.” dedi. Henüz çalışma sonuçlanmadığı için Babacan isim vermese de konuya yakın çevreler müşteri tabanı ve bugüne kadar edindiği tecrübe dikkatine alındığında Halkbank ve Vakıfbank'ın bu konuda görevlendirilebileceğini ifade ediyor.

TMSF, 2004'ten bu yana 50 bin lira olan mevduatta devlet garantisini 100 bin liraya çıkarttı. Konuyla ilgili Babacan, “Bu adımı bir sene önce yapmamız gerekirdi. Fakat zamanlamasını iyi seçmezseniz o karar başlı başına kendisi bir güven kaybına sebep olur. Ne oldu da, şimdi 'Türkiye mevduat garantisini artırıyor' diyorlar. Bu TMSF'nin konusu ama biz orada zamanlamasına karar verdik.” dedi. Babacan, Rekabet Kurulu'nun 12 bankaya yönelik açtığı soruşturma ile ilgili olarak “Kurulun bankalara yönelik adil ve ölçülü bir karar vermesini bekliyorum.” değerlendirmesini yaptı.

Merkez Bankası'nın ortalama fonlama faizinin düşüş trendinde olduğunu savunan Babacan, “Gelişmekte olan merkez bankalarının uyguladığı faizle baktığınızda bizim Merkez Bankamıza çok paralel bir rakam görüyoruz. Rusya Merkez Bankası yüzde 8 politika faizi uyguluyor. Hindistan 8'e yakın, Brezilya 7 küsur, Çin ve Endonezya da öyle. Bizimki şu anda reel anlamda baktığımızda negatif reel faizle fonluyor. Uzun yıllardır ilk defa karşılaştığımız bir tablo.” bilgisini verdi. 2010-2011 yıllarında Türkiye'de büyümenin kaynağı iç talep oldu. Ancak son 1-1,5 yıldır yeniden dengeleme sürecinde net dış talebin önde olduğuna işaret eden Ali Babacan, 2013'ün bu konuda daha dengeli bir yıl olacağını söyledi. Babacan, stratejilerinin 2013-2015 yılları için daha sağlam bir büyüme zemini kazanmak olduğunu ifade etti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber