Çelik'ten öğretmen maaşlarına yönelik açıklama

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 09 Kasım 2006 21:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, okul yöneticilerine, ''Millet, memleket zararına bir şey yapmadığınız sürece, boğazınızdan aşağıya gitmediği sürece, sorunu çözmek için iyi bir iş yaptığınıza inandığım zaman sonuna kadar, ölesiye yanınızda olurum, bunu böyle bilin'' dedi

Çelik, Zübeyde Hanım Öğretmenevinde düzenlenen Anadolu öğretmen liseleri yöneticilerine yönelik Eğitim Yönetimi Semineri'nde yaptığı konuşmada, Anadolu öğretmen liseleri öğrencilerinin üniversiteye girişte yüzde 90'ın üzerinde başarı gösterdiğini belirterek, ''Bu bizim gururumuzdur'' dedi.

Eğitimde başarının unsurlarının öğrenci, fiziki mekan, müfredat ve içerik ile öğretmenler olduğunu vurgulayan Çelik, ''Okulların meyvesi öğrencilerdir. Onların iyi yetişmesi için bu unsurların eksik olmaması gerekir. Ama bunların içinde en önemli unsur, olmazsa olmaz öğretmendir. Öğretmen iyi değilse diğer unsurlar mükemmel olsa da eğitimde başarıyı yakalayamazsınız'' diye konuştu.

Konuşmasında okul yöneticilerinin özelliklerini de anlatan Bakan Çelik, ''Esas yönetici pratik çözümleri olan, yönettiği insanların aklından, yeteneklerinden yararlanan ve iyi öğrenci yetiştiren kişidir'' dedi.

Okul yöneticilerinin bugünün işini yarına bırakmamaları, bazı sorunları anında çözmeleri gerektiğini belirten Çelik, ''Kamu ve toplum menfaatine, devletin ve milletin yararına olan, mevzuata aşırı aykırılık olmayan pratik çözümlerimizin olması lazım. Becerikli insan çözüm, beceriksiz insan mazeret üretir. Mazeret değil, çözüm üretmemiz, çözümün bir parçası olmamız lazım'' şeklinde konuştu.

Sorunları çözen yöneticilere ihtiyaçları olduğunu anlatan Bakan Çelik, ''Okullara gidiyorum soruyorum, 'Müdür Bey, bu ne rezillik?' diye. 'Bakan Bey ödenek gelmedi' diyor. Arkadaşlar, ödenek gönderdiğim zaman annem de yapar o işi'' dedi.

Bunun, sorunun çözümü için gerekli olan kaynağın yöneticinin kendi bütçesi ya da öğrenciden sağlanacağı anlamına gelmediğini vurgulayan Çelik, bu gibi durumlarda o yöneticinin sorunu çözmek için bağlı olduğu hiyerarşiyi takip ederek, ilçe ve il milli eğitim müdürlükleri, ilçe kaymakamlığı ve valiliğe başvurabileceğini, okul aile birliğiyle görüşebileceğini ya da çevresindeki özel kurum ve kuruluşları devreye sokabileceğini söyledi.

Eğitime Yüzde 100 Destek Kampanyası'yla hayırseverlerin bugüne kadar 2 katrilyon liralık destek sağladığını hatırlatan Çelik, bu kampanya için kendisine kimsenin talimat vermediğini, yapmaması halinde sorumluluğu da olmayacağını, ama sorunların çözümü için bu kampanyayı düzenlediklerini belirtti.

Bakan Çelik, ''Türkiye'de çok iş yaparsanız başınıza iş alırsınız. Hiç iş yapmayan bir insan sıfır hata yapar. Mülki idare amirisiniz, 100 tane iş yaparsınız, 99'u mükemmel olur, birinde usulsüzlük bulunabilir. Yolsuzluk değil. Bu nedenle yönetici cesaretli olmalı. Millet, memleket zararına bir şey yapmadığınız sürece, boğazınızdan aşağıya gitmediği sürece, sorunu çözmek için iyi bir iş yaptığınıza inandığım zaman sonuna kadar, ölesiye yanınızda olurum, bunu böyle bilin'' dedi.

Türkiye'de eğitim düzeltildiğinde her şeyin de düzeltilmiş olacağını anlatan Çelik, dünyada ''sefalet'' içinde olan ülkelere bakıldığında hepsinde eğitimde çok geri kalındığının görüldüğünü ifade etti.

Medeniyet ile eğitimin düzeylerinin paralel olduğunu kaydeden Çelik, şunları söyledi:

''Eğer bir ülkeyi düze çıkarmak istiyorsak, eğer ülkede güzelliklerin, umudun, kardeşliğin, paylaşımın, kalkınmanın, refahın hakim olmasını istiyorsak, eğitim alanında mutlak surette başarılı olmak zorundayız. Bu da insan olarak bizim fedakarlığımızla olur. Biz her şeyi değiştirmeye talip değiliz. Her birimiz bir şeyi değiştirirsek, çok şeyi değiştiririz.''

AYNI MAHALLEDEKİ İKİ OKUL

Okullardaki sorunların çözümünde yöneticinin özelliğinin etkin olduğunu anlatan Bakan Çelik, aynı mahalledeki iki okulda bile çok farklılıklar görülebildiğini, bir okulun çok iyi, diğerinin ise çok kötü durumda olabildiğini belirtti. Çelik şöyle konuştu:

''Biz okullara farklı farklı ödenekler vermiyoruz. Burada temel unsur, işte o yöneticilik vasfının ön plana çıkmasıyla ilgilidir. Yönetici arkadaş, öğretmen arkadaşlarına, okuluna hakimse, eğer bir hareketlilik varsa, diğer kuruluşlarla, kurumlarla, sivil toplum örgütleriyle içli dışlı çalışma içerisindeyse, bakın orada hareket de var, bereket de var. Ama kendi odasına kapanmış olan bir müdür bey sadece yazışmalarla uğraşırsa, 'virgül niye böyle, nokta niye böyle' hesabı yaparsa, lakayt davranalım anlamında söylemiyorum, ama 'mevzuat hazretleri şöyle dedi, mevzuat hazretleri böyle dedi' noktasında ele alıyorsa, bu olmaz arkadaşlar.'' Öğretmenlerin kalitesi artırılmadığı sürece eğitimde yapılan hiçbir reformun yerini bulmayacağını, hiçbir yenileşmenin gerçekleşemeyeceğini kaydeden Çelik, ''Öğretmenliği çok küçük yaşlardan itibaren, ilköğretimden sonra çocuklarımıza aşılamalıyız. O aşkı, şevki o saatten itibaren vermeliyiz. 'İşte ne olacak, öğretmen olacak ayda 1 milyar maaş alacak'... Arkadaşlar bütün mesele para pul meselesi falan değil. Türkiye'nin şartları belli'' dedi.

Üniversite eğitiminde iş bulma imkanı ve oranı en yüksek mesleğin öğretmenlik olduğunu ifade eden Çelik, ''Artık eskisi gibi 'üniversiteyi bitirdim, ertesi gün gelip devlet kuruluşunda devlet memuru olacağım' dönemi kapanmıştır. Herkes bu hesabı çok çok iyi yapmak zorundadır'' şeklinde konuştu.

Devletin öğretmen, hakim, savcı, doktor, teknisyen, asker almaya devam edeceğini belirten Çelik, ''Bunun dışında 'DSİ'de mühendis olsam, işim tamamdır' demenin devri bitmiştir. Bu tür faaliyetler her geçen gün özellikle devletteki birçok hizmetin, hizmet satın alma yoluyla temin edilmesiyle birlikte artık tarihe karışmıştır'' diye konuştu.

Öğretmenlerin servetinin, bilgi birikimi ve bu birikimini öğrencilere aktarmasında duyduğu haz olduğunu ifade eden Çelik, öğretmenlerin bugün çok daha idealist olması gerektiğini söyledi.

''KALEMLİ KUVVETLER''

Bakan Çelik, küreselleşme yarışında Türkiye'nin de yer alabilmesi için bu yarışa uygun insanlar yetiştirilmesi gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Dünyaya göre birçok avantajımız var. Türkiye bizim gemimiz. Mürettebatımız da hazır. Rotamızı belirleyip, yelkenlerimizi açarız. Hedefimiz, Atatürk'ün gösterdiği çağdaş medeniyetin üzerine çıkmak. Ufku olmayan, tasa duymayan öğretmen öğrenciyi yeterli yetiştiremez. Bizim bağımsızlığımızın garantisi silahlı kuvvetlerimizdir, ama istikbalimizi temin edecekler kalemli kuvvetlerdir, yani sizlersiniz. Böyle olursa Türkiye, bölgesinde çok daha farklı bir ülke olacak. Bunu yapabiliriz. Bunun için azim, kararlılık ve sebat gerekir.'' Bakan Çelik, öğretmenlerin maaşları konusunda da ''Keşke çok param olsaydı da öğretmenlerimize 1000 YTL maaş yerine 3000 YTL, 5000 YTL maaş verebilseydik. İnşallah o günler de gelecektir. Bizim çıtamızı koyduğumuz yer kalkınmış Batı ülkeleridir. Ama dünyanın birçok ülkesinden de daha iyi olduğumuzu bilmemiz lazım'' dedi.

SORULAR

Milli Eğitim Bakanı Çelik, toplantı sonrasında gazetecilerin, okullarda yaşanan şiddet olaylarıyla ilgili soruları üzerine de eğitimdeki şiddeti toplumdaki şiddetten ayrı düşünmek ve soyutlamanın mümkün olmadığını belirterek, şunları söyledi:

''Eğer bir toplumda bir yerde bir şey varsa, bilin ki başka yerde de vardır. Çünkü bir toplumda hastane neyse, postane odur. Başka yerde olması bizim için mazeret değildir. Bunu bizim, eğitimin ve eğitimcilerin yok etmesi gerekiyor. Onun için kolları sıvadık.'' Okullarda şiddetin Türkiye'ye özel bir şey olmadığını ifade eden Bakan Çelik, ABD, Almanya, İngiltere ve diğer Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında Türkiye'de şiddetin henüz başlangıç aşamasında olduğunun görüldüğünü bildirdi.

Bakan Çelik, şöyle devam etti:

''Avrupa'da şiddetle beraber bir de vandalizm var. Özellikle kamu malına, çevreye zarar verme, bunu bir alışkanlık haline getirme, bunu bir zevk aracı haline getirme bizde çok şükür yok öyle bir şey. Ama bir toplumda şiddet varsa, insanların birbirine karşı hoşgörüsüzlüğü varsa, ki bunu sadece fiziksel şiddet olarak değerlendirmemek lazım, insanların birbirine tebessümle bakmaması, birbirine çatık kaşla bakması bile bir anlamda psikolojik şiddettir. Onun için paylaşmasını bilen, birbirini sevmesini bilen, farklı dünya görüşlerine rağmen huzur içinde bir arada yaşamasını bilen ve başarılara imza atan bir toplum oluşturmak zorundayız. Bunun da en önemli unsurlarından birisi, olmazsa olmazı eğitimdir, eğitimin kalitesinin artırılmasıdır.'' Kendi görev döneminde 98 olan Anadolu öğretmen lisesi sayısının 154'e çıkarılmasındaki amacın da eğitimin kalitesini artırmak olduğunu anlatan Çelik, ''Eğitim fakültelerine giden öğrencilerin yarısı Anadolu öğretmen lisesi mezunu olsa, eminim ki öğretmen kalitemiz çok çok farklı olacak'' dedi.

Milliyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber