'Yurtta Sulh Konseyi Başkanı'nın sivil olduğu düşünülüyor'

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, kapatılan Kuleli Askeri Lisesi, Vaniköy, Beykoz'da yaşananlar ve Çengelköy Polis Merkezi'nin işgal edilmesine ilişkin hazırlanan iddianamede, eski Tuğgeneral Partigöç ile eski Albay Turhan'ın ofislerinden çıkan "sıkıyönetim mesajı" ile ilgili detayların bulunduğu bilirkişi raporuna yer verildi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 28 Kasım 2017 14:27, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Yurtta Sulh Konseyi Başkanı'nın sivil olduğu düşünülüyor'

Sözde "Yurtta Sulh Konseyi" bildirisinde imzası bulunan eski Tuğgeneral Mehmet Partigöç ile eski Albay Cemil Turhan'ın ofislerinden çıkan, "sıkıyönetim mesajı" ile ilgili bilirkişi raporunda, "Mesajın sonundaki imza bölümünde herhangi bir isim yok, sadece 'Yurtta Sulh Konseyi Baskanı' ibaresi var ve en yetkili olan tek bir sahsa isaret etmektedir. İsmin yazılmamasının, konsey baskanının sivil bir sahıs olması nedeniyle askeri bir mesajda adının yazılmasının uygun görülmemesinden kaynaklandıgı düsünülmektedir." tespiti yer buldu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'na bağlı başsavcıvekillerince hazırlanan iddianamede, başka bir soruşturma kapsamında eski Maltepe'deki Nurettin Baransel Kışlası 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı Kurmay Başkanı Yarbay Fatih Karakaya'nın makam odasında yapılan aramada ele geçirilen emir ve ekindeki belgeler konu edildi.

- "Hava Harp Okulu Komutanı, İstanbul Valisi olarak atanmış"

Ekinde, "Sıkıyönetim komutanlıkları ve sıkıyönetim mahkemeleri görevlendirme listesi, Ankara ve İstanbul şehirleri asayiş-takviye planı ve diğer atamalar" başlıklı gizli ibareli dokümanlar bulunan, tüm sayfaları paraflanmış "Harekat Yıldırım ve Sıkıyönetim Direktifi" konulu emrin 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'na gönderildiği belirtilen iddianamede, emir ekindeki atamalar listesinde 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı, Kulesi Askeri Lisesi Komutanlığı, Yalova Hava Meydan Komutanlığı ve Hava Harp Okulu Komutanlığı'nda görevli bazı personellerin isimlerinin yer aldığı aktarıldı.

İddianamede, bu listelere göre, eski Hava Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Fethi Alpay'ın İstanbul Valisi, eski Hava Harp Okulu Dekanı Kurmay Albay Ahmet Gümüş'ün İş Bankası Genel Müdürü, eski Hava Harp Okulu Öğrenci Alay Komutanı Hüseyin Ergezen'in TRT İstanbul Müdürü, eski 2. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Özkan Aydoğdu'nun İstanbul Sıkıyönetim Komutan Yardımcısı, eski Kuleli Askeri Lisesi Okul Komutanı Kurmay Albay Muammer Aygar'ın Genelkurmay 2. İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Daire Başkanı olarak atandıklarının anlaşıldığı ifade edildi.

- Partigöç'ün makam odasında bulunan evraklara bilirkişi incelemesi

Sözde "Yurtta Sulh Konseyi" bildirisinde imzası bulunan eski Genelkurmay Personel Plan ve Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç'ün makam odasında bulunan evraklar ile eski Genelkurmay Başkanlığı General-Amiral Şube Müdürü Albay Cemil Turhan'ın ofisinden çıkan evrakların, 15 Temmuz 2016'dan sonra talep üzerine Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı'nca Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildiği anlatılan iddianamede, bu evraklarla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu tarafından görevlendirilen 3 uzman bilirkişinin inceleme yaptığı kaydedildi.

İddianamede yer verilen ve bilirkişi heyetince düzenlenen 21 Şubat 2017 tarihli, "Sıkıyönetim direktifine ilişkin tespitler" adlı raporda, darbe girişimi ve örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki (TSK) hiyerarşisiyle ilgili dikkati çekici açıklamalar ilk kez gün yüzüne çıktı.

- "Tam manasıyla darbe yapmak maksadıyla hazırlandı"

Sıkıyönetim mesajının, FETÖ/PDY tarafından "anayasal düzeni ortadan kaldırmak" maksadıyla hazırlandığı belirtilen bilirkişi raporunda, mesajda anayasal düzeni yok etmeyi öngören ifadelerin yer aldığı ve metnin tam manasıyla darbe yapmak maksadıyla hazırlandığı vurgulandı.

Darbe mesajında imzası olanların ve atama listelerinde görev verilenlerin birçoğunun daha önceden FETÖ/PDY mensupları olduklarına dair Genelkurmay Başkanlığı'na ismi verilen şahıslar olduğu belirtilen raporda, şu ifadeler yer buldu:

"Mesajda, darbenin fiilen baslayacagı saat haricinde, darbeye istirak edenlere yönelik olarak kimin nerede, ne yapacagına dair herhangi bir talimat yer almamaktadır. Buna ragmen planlanandan bes saat önce baslatılan darbeye istirak edenler, organize biçimde örgüt tarafından görevlendirildikleri yerlere gitmis ve kendilerine tevdi edilen vazifeleri yapmaya çalısmıslardır. Bu kapsamda darbe planının çok önceden detaylı olarak hazırlandıgı ve örgüt elemanlarına görevlerinin önceden teblig edildigi anlasılmaktadır. Bu da söz konusu planın, kısa sürede hazırlanabilecek bir plan olmadıgını, asgari birkaç hafta önceden hazırlık yapılarak ve örgüt içerisinde detaylı olarak koordine edilmeyi müteakip son sekli verilerek kaleme alındıgını göstermektedir."

- "Darbe atamaları örgütün en üst düzeydeki sivil ve askeri mensuplarınca hazırlandı"

Birbirinden habersiz hücreler seklinde yapılanan FETÖ'nün, gizliliğe azami özen gösterdiği ve örgüt içinde yer alan bir kisinin ancak çok sınırlı sayıda örgüt mensubunu tanıyabildigi hususlarının göz önüne alınması gerektiği bildirilen raporda, "Bu darbe planının eklerinde yer alan atamaların, örgütün en üst düzeydeki sivil ve askeri mensuplarınca ortaklasa hazırlanabilecegi degerlendirilmistir. Örgüt içerisinde yer alan her iki veya üç asker kisinin sivil bir imam veya abi sorumlulugunda faaliyet gösterdigi dikkate alındıgında, yüzlerce örgüt mensubunun mesleki ihtisas ve tecrübeleri de göz önüne alınarak görevlendirilmesi, örgütün en üst düzey üyelerinin koordinesi olmadan mümkün görülmemektedir." denildi.

Hain darbe tesebbüsünü planlayanlar tarafından hazırlanan "Sıkıyönetim Direktifi" isimli mesajın 15 Temmuz 2016'da, saat 22.15'de çekildiği ve sözde darbe emrinde fiilen baslama zamanının, "16 Temmuz 2016 saat 03.00" olarak yer aldığı bilgisi verilen raporda, "Mesajın çekildigi saatle fiilen baslama zamanı arasında yaklasık bes saatlik bir fark olmasına ragmen, 'TSK 16 Temmuz 2016 saat 03.00 itibarıyla yönetime el koymustur.' seklinde ifade kullanılmıstır. Bu itibarla önceden darbe planının yapıldıgı, mesajının hazırlandıgı ve fiili olarak baslama zamanının 16 Temmuz 2016 saat 03.00 olarak kararlastırıldıgı, ancak bilinmeyen bir nedenle darbenin baslama saatinin geriye çekildigi degerlendirilmektedir." ifadesi yer buldu.

- "Darbeyi idare edecek kişinin ismi, sivil olduğu için mi yazılmadı?"

Mesajın sonundaki imza bölümünde herhangi bir ismin zikredilmediği ve sadece "Yurtta Sulh Konseyi Baskanı" ibaresinin yer bulduğu belirtilen raporda, şunlar kaydedildi:

"Bu ibare olusturulmus bir komite/konseyde, en yetkili olan tek bir sahsa isaret etmektedir. TSK'da mesajların imza blokunda, sadece unvan veya makamın yazılması ismin zikredilmemesi gibi bir uygulama bulunmamaktadır. Bu hususun, darbeyi planlayanların konsey baskanı olarak darbeyi idare edecek kisinin kim olacagına son ana kadar karar verememesinden veya konsey baskanının sivil bir sahıs olması nedeniyle askeri bir mesajda adının yazılmasının uygun görülmemesinden kaynaklandıgı düsünülmektedir."

Bilirkişi raporunda, atama planlamasının bir iki gün içinde hazırlanamayacak kadar kapsamlı, önemli görevleri içerdigi, muhtemelen kalkısma öncesi aylarda veya haftalarda olusturuldugu ve bazı sivil görevlere atama yapılmıs olması nedeniyle örgütün en üst düzey sivil elemanlarıyla da koordine edildiginin anlasıldığı belirtilerek, bazı bakanlıklara veya genel müdürlükler ile kamu bankalarına atama yapılırken, bazılarına atama yapılmaması örnek gösterildi.

- "Liste sivil ve askeri üst düzey elemanlar arasında koordine edilerek olusturuldu"

Özellikle kritik addedilebilecek askeri ve sivil görevlere farklı kuvvetlerden ve farklı rütbelerden personelin atandıgı, bu atanan personelin tamamının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının bulundugunun görüldüğü vurgulanan raporda, "Bu atamaların, örgüt içerisindeki güvenilirlikleri ve konumları gibi mülahazalar dikkate alınarak yapıldıgı anlasılmaktadır. Bu kadar üst düzeyde örgüt elemanının hakkındaki bilgiye bir veya iki kisinin hakim olması mümkün görülmemektedir. Bu da bu listenin hazırlandıgına zaman olarak, önceden baslandıgı, örgütün sivil ve askeri üst düzey elemanları arasında koordine edilerek olusturuldugu sonucunu ortaya çıkarmaktadır." değerlendirmesi yapıldı.

Raporda, farklı eklerde yer alan general atamaları ile askeri hakimlerin atamalarında önemli ve kritik bir görev olan Genelkurmay Adli Müsavirligi'ne iki farklı kisinin atandıgının görüldüğüne (Tuggeneral Hayrettin Kaldırımcı ve Albay Muharrem Köse) dikkati çekilerek, "Bu durum, sözde atama listelerinin birbirinden farklı örgüt hücreleri tarafından yeterince koordine edilmeden hazırlanarak darbeyi planlayan Yurtta Sulh Konseyi'ne mensup üst düzey sivil ve askeri örgüt üyelerine verildigini göstermektedir." denildi.

- "Turhan ve Partigöç, örgüt hiyerarşisinde üst düzeyde"

Atama listesine göre, resmi görevleri ve rütbeleri itibarıyla daha düsük pozisyonda olan ancak sahte atamalar neticesinde üst düzey askeri ve sivil görevlere getirilen personelin de mevcut olduğu belirtilen raporda, TSK'da bir mesaj çekildiginde, usul olarak mesaj emrini veren kisi tarafından imzalanması gerekirken, "mesajı hazırlayan" hanesinde Cemil Turhan ve "çekilmesine müsaade eden" hanesinde ise Mehmet Partigöç isminin yer aldığı aktarıldı.

Atama listelerinin yayımlandıgı darbe mesajını hazırlayan ve müsaade eden bölümünü imzalayan personelin her ikisinin de 15 Temmuz 2016'da atamalardan sorumlu birimde görev yaptığı belirtilen raporda, söz konusu iki personelin, bu listelerin hazırlanmasında görev aldıkları ve örgüt içerisindeki hiyerarsilerinin üst düzeyde oldugunun düsünüldüğüne işaret edildi.

- Listedeki 229 generalden 34'ü görevine devam ediyor

Darbe tesebbüsüne kalkısanlar ve darbe emrinin ekindeki atamalara bakıldıgında, üst düzey kritik görevlere getirilenler, mevcut bulundukları görevlere devam edenler ve bulundukları görevlerden alınanlar oldugunun tespit edildiği belirtilen raporda, "FETÖ/PDY mensuplarınca 15 Temmuz 2016'da yayınlanan sıkıyönetim direktifinde yer alan atama listesinde; Jandarma hariç TSK'da görevli 326 general ve amiralden 94'ünün Genelkurmay Baskanlıgı ya da mensubu bulundugu kuvvet komutanlıkları emrine alındıgı, 167 generalin görevine devam ettigi, 61 generalin üst görevlere atandıgı, 3 generale ise herhangi bir atama planlaması yapılmadıgı görülmektedir." ifadesi kullanıldı.

Görevine devam edecek 229 generalden 148'inin ihraç edildiği, 14'ünün istifa ettiği, 31'inin de 2016 YAS kararı ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edildiği ve ikisinin 2017 Ocak ayında kendi istekleriyle emekli olduğu bilgisi verilen raporda, 5'inin Saglık Bakanlıgı (GATA devri kapsamında), 29'unun ise halen TSK bünyesinde görevine devam ettiği anlatıldı.

Sahte atama listesinde örgütün darbe maksadıyla kritik ve önemli gördügü tüm askeri ve sivil görevlere kendi mensuplarını atadıgı ya da görevine devam etmesini istediginin düsünüldüğü vurgulanan raporda, "Üst görevlere atanan bir iki istisna dısında tamamının, isimlerinin karsısında 'devam' yazanların ise önemli birçogunlugunun FETÖ/PDY üyesi oldukları ve darbeye fiilen istirak ettikleri veya destekledikleri görülmektedir." denildi.

- Örgütteki sivil otoritenin özellikle yaptığı kıdemsiz atamalar

Bazı personelin TSK içerisindeki hiyerarsi ile bagdasmayacak sekilde yası, tecrübesi ve mevcut rütbesi ile son derece uyumsuz çok üst düzey sivil ve askeri görevlere atandıgının tespit edildiğine dikkati çekilen raporda, "Korgeneral esiti kabul edilen bakanlık müstesarlıklarına atanan yarbay-albaylar veya orgeneral kadrolarına atanan tuggeneraller mevcuttur. Bu durum, TSK'nin resmi hiyerarsisi ile örgütün hiyerarsisinin farklı oldugunu ve söz konusu personelin, örgütün sivil otoriteleri tarafından özellikle seçildigini düsündürmektedir. Ayrıca bu hususun neden daha üst rütbeli personel mevcutken darbe emrinin tuggeneral rütbesinde bir personel tarafından imzalanmıs olmasını izah ettigi degerlendirilmektedir." ifadesi yer buldu.

General atama listesinde ismi yer alan albaylara dikkat edilmesi gerektiğine vurgu yapılan raporda, örgütün kritik olarak öngördügü, 15 Temmuz öncesi general kadrosunda olan bazı yerlere de kendi mensubu albayları görevlendirdigi, bu albayların da örgütün güvendigi ve ögrencilik yıllarından beri örgüt içerisinde yer alan elemanlar oldugunun düsünüldüğüne işaret edildi.

- "Suriye sınırında görevli birliklerin albay kadrolarına özel önem atfedildi"

"Özellikle Kara Kuvvetleri Komutanlıgı listesinde bu sekilde atanan 15 albay mevcuttur. Bu albaylardan 13'ünün ataması 15 Temmuz öncesi general kadrosudur. Ikisi ise 15 Temmuz öncesi de albay kadrosu olan yerlerdir. Bu yerlerin Osmaniye ve Sanlıurfa'da bulunan Tugay Komutanlığı Yardımcılıgı atamalarıdır. Örgüt elemanlarının Suriye sınırında görevli birliklere ait albay kadrolarına da özel önem atfettigi görülmektedir." değerlendirmesi yapılan raporda, atama listelerine göre, darbeyi planlayanların örgüte sempati duydugunu veya darbe karsısında yer almayacagını düsündükleri kisilere de görev verdiklerinin degerlendirildiği kaydedildi.

Raporda, 15 Temmuz öncesi bulundukları görevlerden alınmayarak, isimlerinin karsılarında "devam" yazan general ve amirallerden büyük bir çogunlugu hakkında, "darbeye fiilen istirak ettikleri veya darbe girisimi esnasında görevlerini ihmal ederek darbeye dolaylı yardım ettikleri" süphesiyle adli islem baslatıldığı hatırlatıldı.

- "Görevlendirmeden önce bütün general ve amirallerin tutumlarını incelediler"

Atama listesinde genel olarak, görevden alınanların veya bir baska göreve atananların yerine örgüt tarafından kendi elemanlarından olacak sekilde atama yapıldıgının tespit edildiği vurgulanan raporda, "Darbeyi planlayanlar tarafından kendilerine herhangi bir görev tevdi edilmeyerek emre alınmayan 94 general ve amiralin büyük bir çogunlugunun FETÖ mensubu olmadıgı, darbeye istirak veya destekler mahiyette faaliyette bulunmadıgı tespit edilmistir. Ancak bu 94 general-amiral arasında da hakkında FETÖ/PDY mensubu olduguna dair resmi istihbarı bilgiler bulunan, açık kaynaklarda FETÖ mensubu olduguna dair haberler yer alan kisiler mevcuttur." denildi.

Bilirkişi raporunda, belirtilen hususların kesin olarak açıklıga kavusturulmasının, ancak atama listesini hazırlayan kisilerin samimi itirafları ile mümkün olabilecegi belirtilerek, "Darbeyi planlayanların, atama listesini hazırlamadan önce bütün general ve amirallerin darbe esnasında gösterecekleri tutumu inceledikleri, degerlendirdikleri ve darbeye istirak etmeyecegini düsündükleri kendi mensupları ile örgüt mensubu olmadıgı için darbe karsısında yer alacagını düsündükleri kisilere görev vermedikleri degerlendirilmektedir." ifadesi yer aldı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber