Bel fıtığına dair merak edilenler

Kaynak : Star Gazetesi
Haber Giriş : 24 Temmuz 2007 08:36, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Hareketsiz yaşam tarzının olumsuz sonuçlarından biri de bel fıtığı. Son yıllarda daha da artış gösteren bu hastalık kişilerin korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Medical Park Bursa Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölüm Direktörü Doç. Dr. Kudret Türeyen, bel fıtığıyla ilgili sorularımızı yanıtladı

Bel fıtığı nedir?

Bel fıtığı, bel bölgesindeki omurgaların arasındaki diskin yırtılarak, sinirleri sıkıştırmasıdır. Genellikle şiddetli bel ağrısı ve bacağa yayılan ağrıyla ortaya çıkar.

Belirtileri nelerdir?

Bel fıtığı hastası bel, bacak ağrısı, ayaklarda uyuşma, yürümede zorluk şikayetleriyle uzmana başvurur. Sıklıkla önce belde zorlayıcı bir hareket sonucu omurganın arkasında ve kıkırdak yapının önünde duran bağdokusu yırtılır. İlk aşamada hasta sadece bel ağrısı hisseder. Bir süre sonra yırtılan bağın olduğu yerden kıkırdak doku, sinirlerin olduğu kanala taşar ve sinirleri sıkıştırır. Bunun sonucunda sonucu ağrı bacaklara yayılır. Sıkışan sinir uç noktasında yani gittiği yerde ağrıyı hissettirir. Aynı şekilde bacak ve ayakta uyuşma, keçeleme ve yanma gibi şikáyetlere neden olur.

Hastalığın tanısı nasıl konur?

Klinik muayene bulgularının yanı sıra, direkt röntgen, MR ( Manyetik Rezonans), CT( Bilgisayarlı Tomografi) sıklıkla kullanılır. EMG dediğ?miz yöntemle sinirlerin elektro fizyolojik tetkiki gerekebilir.

Risk faktörleri nelerdir?

Bel fıtığı , çalışma hayatında işgücü kaybına neden olan hastalıklar arasında yüzde 25 oranı kapsıyor. Bu hastalığın yaşayan kişilerin iş gücü kaybı bazen 6 aya kadar uzayabiliyor. Özellikle ağır yük taşıma, uzun süre otomobil kullanma ve masa başında sürekli oturma gerektiren mesleklerde bel fıtığı oranı oldukça yüksek. Hamilelikte, özellikle aşırı kilo sonucu bel omurlarındaki basınç artarak, bel fıtığına yakalanma riski yükseliyor. Aynı zamanda sigara içilmesinin de bel fıtığına olumsuz bir etkisi var.

Korunmak için neler dikkat etmek gerekir?

Bel fıtığına yakalanmamak için öncelikle kilo almamak gerekiyor. Çünkü aşırı kilo, bel omurlarına basıncı artırarak bel fıtığı riskini büyük ölçüde yükseltiyor. Düzenli egzersiz yapanlarda, özellikle bel ve karın kasları geliştiğinden bel fıtığına daha az rastlanıyor. Düzenli egzersiz yapmama gibi durumlarda kaslar yeterince güçlenmediği için, kasların taşıması gereken vücut ağırlığı da omurga üzerine dolayısıyla disklerin üzerine binerek, fıtıklaşmasına neden oluyor. Bel fıtığından korunmak için günlük yaşamda omurga fizyolojisine uygun olarak hareket etmek gerekiyor. Yerden bir yük kaldırılırken mutlaka dizler kırılarak, çökmeli yük öyle kaldırılmalı.

Tedavisi nasıl yapılıyor?

Bacaklarda oluşan ileri güç kaybı, idrar, dışkı tutamama ve cinsel fonksiyonların yitirilmesi ile karşılaşılan durumlarda acil cerrahi tedavisine başvurulur. Ameliyat, güçlü ağrı kesici ilaçlara dahi cevap vermeyen ağrılılarda da uygulanabiliyor. Üç hafta süreyle ilaç, istirahat ve fizik tedaviye cevap vermeyen hastalarda cerrahi tedavi için tekrar değerlendirme yapılması gerekebilir.

Bel fıtığı ameliyatları riskli midir?

Günümüzde gelişen mikro cerrahi teknikleri sayesinde bel fıtığı ameliyatları sık olarak yapılabiliyor. Bel fıtığı ameliyatları diğer ameliyatlardan daha fazla bir risk taşımıyor. Mikro cerrahi teknikleriyle ameliyat sahası, mikroskop yardımı ile en ince ayrıntısına kadar görülebiliyor. Bu da bel fıtık ameliyatlarında büyük rahatlık sağlıyor. Aynı zamanda bel fıtık tedavisinde lazer, diskin ısı ile küçültülmesi ve disk içine çeşitli uygulamalar yapılabiliyor. Ancak bu tedavilerin uygulanabileceği hasta sayısı oldukça düşük.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber