90'Ların Mahalle Maçı Kuralları!
90'ların mahalle maçı kuralları!
-
1. İyi oynayan iki kişinin aynı takımda yer almamasına dikkat edilirdi...
-
2. Maçlar minyatür kalede oynanıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulurdu...
-
3. Maçtan önce kaleleri belirlemek için hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenirdi...
-
4. Hava kararınca, ezan okununca, anne-baba çağırınca maç biterdi...
-
5. Üç korner bir penaltıydı...
-
6. Topu patlatan parasını öder, patlak top ikiye kesilip kafaya takılırdı...
-
7. `Frikiklerde açıl biraz` denince `Burası Ali Sami Yen mi?` şeklinde cevap verilirdi...
-
8. Takımlar kurulurken ilk oyuncuyu seçme hakkı, adım almayı iyi bilenindi. Adım alma: Terimsel bir kavramdır. Açıklanması zordur. Sadece mahalle maçı yapmış olanlar bilir...
-
9. Kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe `Açılsana 3 kere sektirdim` derdi, rakip açılırdı; efendilik vardı...
-
10. Top insanın pek münasip olmayan bir tarafına gelirse herkes `işe işe!` diye bağırırdı...
-
11. Penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılırdı. Eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı...
-
12. Abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip kınanırdı...
-
13. Tanju, Rıdvan, Metin, Ali, Feyyaz, Hagi, Hakan, Hami gibi dönemin popüler futbolcularının adı alınırdı...
-
14. Topun sahibi tüm kuralları koyar, takımı kurar, kaleyi seçer, istemediği kişileri topuyla oynatmazdı...
-
15. Klişe laflar vardı: `At bakayim abinin kıllı göğsüne!`
-
16. Elin avantajı olmazdı...
-
17. Bel üstü gol sayılmazdı...
-
18. Taçtan kendi önüne atıp başlatılınca, taç değişirdi...
-
19. Maçı izleyen küçük bir grup varsa, penaltı olup olmadığına o karar verirdi, saygı vardı...
-
20. Maçlarda eğer iddia varsa ödüller genel olarak Algida Max, eskimo, meybuz, 2,5 litrelik kola vb. ürünlerden oluşurdu...
-
21. Pas vermeden sadece çalım atarak gol atılırsa sayılmazdı...
-
22. Frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak olan kişinin koca bir zıplayışının akabinde 3 koca adım atmasıyla belirlenirdi… Büyük atılan adıma karşılık olarak rakip takım “sen tuvalete de mi böyle gidiyon?” diyerek ortalığı kızıştırırdı...
-
23. Top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınırdı. Topu ilk kim kaparsa o takımda başlardı...
-
24. Gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse rakip takım direk o kişiyi yüceltip “adamın gol diyo” diyerek golü alırlardı. Golü kabullenen kişi de kaleye veya defansa alınırdı...
-
24. Gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse rakip takım direk o kişiyi yüceltip “adamın gol diyo” diyerek golü alırlardı. Golü kabullenen kişi de kaleye veya defansa alınırdı...
-
25. Varsa hakeme yapılan en dolu dizgin hakaret: “hakeme gözlük, eline de sözlük” tü...
-
26. Oynayacakların sayısı eğer tek ise, güçsüzlerden biri devre değiştirerek gönlü alınırdı...
-
27. Penaltılarda eğer takımınız açık ara farkla öndeyse kaleciye vurdurulurdu. Ama en güçlü forvetiniz penaltıyı kullanacaksa, hemen rakip kalecinin gönlü alınırdı: “Merak etme olm, teknik vuracam.”
-
28. Sabit bir kaleci yoksa 2 golde bir veya dakika usulü oyuncular aralarında değişirdi. Kalecilik sırası “Sonum bir Allah” diye kim başlarsa o kişiden geriye sayılırdı...
-
29. Dizde veya ayak ucunda top sektirerek de sıra belirlendiği olurdu (genellikle 9 aylık veya 21 aylık gibi oyunlarda). Bu durumlarda ilk sektirmek isteyen “Birim bir Allah, kırmızı bayrak, yeşil kitap” derdi...
-
30. Kaleci oyuncu kavramı vardı. Takımların genellikle iyi oyuncuları bu kutsal göreve kendilerini adarlardı...
-
31. Eğer bir oyuncu faule maruz kalmışsa ama devam etmek istiyorsa, rakip futbolculardan birinin yürümesini dahi bahane ederek: “Adamın devam ediyor.” derdi...
-
32. Milli birlik ve beraberliğimiz mahalle maçlarında başlamıştır. Önce maçlar yapılır… Centilmenlik skora yansımazsa sopalar, taşlar konuşurdu...
-
33. Atan alır... Spor vardı. Eğer top kime çarpıp çıkmışsa topun gittiği yer neresi olursa olsun koşa koşa gidip alınırdı...
-
34. Mahallenin abileri kaleci alıştırırlardı ve buna göre puan verirlerdi. Aralarında kavga eden çocukların puanı kesilirdi...
-
35. Skor ne olursa olsun akşam!? saati yaklaştığında “Golü atan kazanır.” kuralı işlerdi...
-
36. Maçlardan sonra su sırasına girmek ayrı bir davaydı ve mutlaka koşa koşa gidilirdi. Genellikle yaşlı amca veya teyzeler, zemin katta oturanlar bu işin acımasız kurbanlarıydı...
-
37. El kasti değilse o top direkt kaleye kullanılmaz, “kasti değilki oğlum, gol olmaz.” denirdi...
-
38. Eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa; o top çizgiye kadar götürülür ya popo dürtmesi yada yere yatıp kafa, burun, alın gibi vucut kısımlarının dürtmesi ile gol atılırdı...
-
39. Kalecinin degajla gol atabilmesi bir yetenekti fakat yine de gol sayılmazdı.Karşılıklı atışmaların sonunda yoldan geçen herhangi biri hakem yapılırdı ve sonuca o karar verirdi...
-
40. Para o zamanlar kolay bulunmadığından maçın hangi takım tarafından başlatılacağına; bir tarafına tükürülmüş yassı bir taşın havaya atılıp, yaş mı,kuru mu seçiminde doğru tarafı bilen tarafın başlaması yöntemi ile karar verilirdi...
-
41.Kaleler taştan olduğu için atılan şut önce defansa çarpıp sonra taşın üstünden geçtiyse şutu atan takım gooll diye yaygara çıkarırdı.Rakip takımın gol değil kale üstü cevabına,gol yoksa korner o zaman ver topu diyerek racon kesilirdi...