2013´Ün En Etkileyici Fotoğrafları!

İşte fotoğrafları çeken fotoğrafçının ağzından fotoğrafların hikayesi...

  1. Time Dergisi ve Reuters haber ajansı 2013 yılının en etkileyici fotoğraflarını seçti. İşte fotoğrafları çeken fotoğrafçının ağzından fotoğrafların hikayesi.

    Time Dergisi ve Reuters haber ajansı 2013 yılının en etkileyici fotoğraflarını seçti. İşte fotoğrafları çeken fotoğrafçının ağzından fotoğrafların hikayesi.

  2. Boston Maratonu, 15 Nisan 2013 Fotoğraf: John Tlumacki İlk Boston Maratonu bombası, yarışın kazananı bitiş çizgisini geçtikten yaklaşık 2 saat 40 dakika sonra patlamıştı. Bitiş çizgisinde, yarışı bitiren maratoncuları fotoğraflıyordum. Bazıları kostümle koşuyordu, bazıları da çocuklarının ellerinden tutup bitiş çizgisini birlikte geçmenin keyfini yaşıyorlardı. Bomba yaklaşık 15 metre yanımda patladı. Bombanın etkisi beni afallattı. Kendime geldiğimde maratoncu Bill Iffrig'i asfalta düşmüş bir şekilde gördüm ve fotoğrafını çekmek için ona doğru koştum. Aynı anda 3 polis memuru da benimle birlikte koştu ve tam o anda 3 blok ötede diğer bomba patladı. Polislerin silahının çekili olduğunu o an farketmemiştim bile. Aslında bomba olduğunu bile anlamadım, acaba bir sebeple top atışı mı yapılmıştı yoksa kanalizasyonda meydana gelen bir patlama mı olmuştu bunları düşünüyordum. Etrafıma baktığım zaman bombanın etkisini gördüm. Gözümü fotoğraf makinemin vizöründen alamıyordum, çok fazla duman vardı. Bir polis memuru burda durmamam gerektiğini ve bir bombanın daha patlayabileceği konusunda beni uyardı. Kafamı kaldırdığımda parçalanmış vücutları, kopmuş bacakları ve inanılmaz derecede çok olan kanları gördüm.

    Boston Maratonu, 15 Nisan 2013 Fotoğraf: John Tlumacki İlk Boston Maratonu bombası, yarışın kazananı bitiş çizgisini geçtikten yaklaşık 2 saat 40 dakika sonra patlamıştı. Bitiş çizgisinde, yarışı bitiren maratoncuları fotoğraflıyordum. Bazıları kostümle koşuyordu, bazıları da çocuklarının ellerinden tutup bitiş çizgisini birlikte geçmenin keyfini yaşıyorlardı. Bomba yaklaşık 15 metre yanımda patladı. Bombanın etkisi beni afallattı. Kendime geldiğimde maratoncu Bill Iffrig'i asfalta düşmüş bir şekilde gördüm ve fotoğrafını çekmek için ona doğru koştum. Aynı anda 3 polis memuru da benimle birlikte koştu ve tam o anda 3 blok ötede diğer bomba patladı. Polislerin silahının çekili olduğunu o an farketmemiştim bile. Aslında bomba olduğunu bile anlamadım, acaba bir sebeple top atışı mı yapılmıştı yoksa kanalizasyonda meydana gelen bir patlama mı olmuştu bunları düşünüyordum. Etrafıma baktığım zaman bombanın etkisini gördüm. Gözümü fotoğraf makinemin vizöründen alamıyordum, çok fazla duman vardı. Bir polis memuru burda durmamam gerektiğini ve bir bombanın daha patlayabileceği konusunda beni uyardı. Kafamı kaldırdığımda parçalanmış vücutları, kopmuş bacakları ve inanılmaz derecede çok olan kanları gördüm.

  3. Bengladeş, 24 Nisan 2013 - Fotoğraf: Taslima Akhter 24 Nisan hala anılarımda taptaze. Sabah 9'da Rana Plaza'nın çöktüğü haberini aldım ve direkt olarak oraya gittim. İlk başta ne olduğunu anlamasam da vakit geçtikçe olayın vehametini algıladım. Günüm insanlara yardım etmek ve bol bol fotoğraf çekerek geçti, gece yarısı hala enkaz altında insanlar vardı, ve akrabaları yaşlı gözlerle haber bekliyordu. Sabaha karşı saat 2 gibi, göçük altında kalan onlarca cesedin arasında bu çifte rastladım. Vücutlarının alt kısımları betonun altında kalmış, erkeğin gözünden aynı göz yaşı gibi kan akmıştı. Bu kareyi gördüğümden beri, o çift aklımda. Acaba en son ne düşünüyorlardı? Akıllarında aileleri mi vardı yoksa kendilerini mi kurtarmaya çalışıyorlardı, sürekli kendime soruyorum. Kendime bu insanların hayalleri hiç mi önemli değil diye sorup duruyorum. Dünyadaki en ucuz iş gücü onlar diye bu kadar mı değersizler? Tüm dünyadan enkaz altında kalan işçilere yas tutan onlarca mektup aldım. Bu mektuplar beni çok etkiledi ve fotoğrafçı olarak sorumluluklarımı sorgulamama sebep oldu.. Fotoğrafım, protestomdur.

    Bengladeş, 24 Nisan 2013 - Fotoğraf: Taslima Akhter 24 Nisan hala anılarımda taptaze. Sabah 9'da Rana Plaza'nın çöktüğü haberini aldım ve direkt olarak oraya gittim. İlk başta ne olduğunu anlamasam da vakit geçtikçe olayın vehametini algıladım. Günüm insanlara yardım etmek ve bol bol fotoğraf çekerek geçti, gece yarısı hala enkaz altında insanlar vardı, ve akrabaları yaşlı gözlerle haber bekliyordu. Sabaha karşı saat 2 gibi, göçük altında kalan onlarca cesedin arasında bu çifte rastladım. Vücutlarının alt kısımları betonun altında kalmış, erkeğin gözünden aynı göz yaşı gibi kan akmıştı. Bu kareyi gördüğümden beri, o çift aklımda. Acaba en son ne düşünüyorlardı? Akıllarında aileleri mi vardı yoksa kendilerini mi kurtarmaya çalışıyorlardı, sürekli kendime soruyorum. Kendime bu insanların hayalleri hiç mi önemli değil diye sorup duruyorum. Dünyadaki en ucuz iş gücü onlar diye bu kadar mı değersizler? Tüm dünyadan enkaz altında kalan işçilere yas tutan onlarca mektup aldım. Bu mektuplar beni çok etkiledi ve fotoğrafçı olarak sorumluluklarımı sorgulamama sebep oldu.. Fotoğrafım, protestomdur.

  4. Avustralya, 4 Ocak 2013 - Fotoğraf: Tim Holmes 4 Ocak 2013'de küçük sahil kasabamız Dunalley'i orman yangını vurdu. Yangın o kadar yoğundu ve her yeri kapamıştı ki karım ve 5 torunum ile birlikte suyun içine iskelenin altına sığınmak zorunda kaldık. Torunlarımın oynamayı çok sevdiği o iskele o gün barınağımız oldu. Su soğuktu ama yangının sıcaklığını yüzümüzde hissediyorduk ama en zoru nefes almaktı. Havadaki is ve zehirli gazlardan dolayı nefes almak imkansız gibiydi. Ateşler iskeleye kadar geldi ancak kendi imkanlarımızla söndürebildik. Bu fotoğrafı da karımın telefonu ile çekip kızıma mesaj olarak attım ki iyi ve birlikte olduğumuzu anlasın.

    Avustralya, 4 Ocak 2013 - Fotoğraf: Tim Holmes 4 Ocak 2013'de küçük sahil kasabamız Dunalley'i orman yangını vurdu. Yangın o kadar yoğundu ve her yeri kapamıştı ki karım ve 5 torunum ile birlikte suyun içine iskelenin altına sığınmak zorunda kaldık. Torunlarımın oynamayı çok sevdiği o iskele o gün barınağımız oldu. Su soğuktu ama yangının sıcaklığını yüzümüzde hissediyorduk ama en zoru nefes almaktı. Havadaki is ve zehirli gazlardan dolayı nefes almak imkansız gibiydi. Ateşler iskeleye kadar geldi ancak kendi imkanlarımızla söndürebildik. Bu fotoğrafı da karımın telefonu ile çekip kızıma mesaj olarak attım ki iyi ve birlikte olduğumuzu anlasın.

  5. İstanbul, 1 Temmuz 2013 - Fotoğraf: Daniel Etter Protestoların büyüklüğü karşısında şok olmuştum. Taksim Meydanı'nın yakınlarında yaşadığım için ufak protestolara oldukça alışkındım, bu yüzden Gezi Parkı protestoları ilk başlarda bana sıradan gözükmüştü. Hatta bu yüzden özel bir haber için Ukrayna'ya gittim. Ukrayna'ya varır varmaz, protestoların Gezi Parkı özelinden çıkıp başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı protesto gösterilerine dönüştüğünü anladım ve hemen geri döndüm. Ertesi gece, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi önündeki protestoları fotoğrafladım. Protestocular ofise doğru hareket etmeye çalışıyor, polisler de TOMA ve aşırı derecede gaz ile karşılık veriyordu. Protestocular polisin işini zorlaştırmak için her yere barikat kuruyordu. Barikatların birinin üstünde bu genci gördüm. Bir yandan Türk bayrağı sallıyor, diğer yandan gazın etkisi ile iki büklüm olmuş vaziyetteydi. Gaz maskesi takmama rağmen zar zor nefes alıyordum ve bu kareyi fotoğrafladım. Fotoğraf dakikalar içerisinde viral oldu. Facebook'uma postladım ve Türk arkadaşlarım facbook ve twitter'dan paylaşmaya başladılar. İlk birkaç saat içerisinde 10.000 kişi fotoğrafı paylaşmıştı bile. Daha sonra bu kare t-shirtlere baskı, posterlere konu oldu. Hatta İzmir'de anıtı bile yapıldı.

    İstanbul, 1 Temmuz 2013 - Fotoğraf: Daniel Etter Protestoların büyüklüğü karşısında şok olmuştum. Taksim Meydanı'nın yakınlarında yaşadığım için ufak protestolara oldukça alışkındım, bu yüzden Gezi Parkı protestoları ilk başlarda bana sıradan gözükmüştü. Hatta bu yüzden özel bir haber için Ukrayna'ya gittim. Ukrayna'ya varır varmaz, protestoların Gezi Parkı özelinden çıkıp başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı protesto gösterilerine dönüştüğünü anladım ve hemen geri döndüm. Ertesi gece, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi önündeki protestoları fotoğrafladım. Protestocular ofise doğru hareket etmeye çalışıyor, polisler de TOMA ve aşırı derecede gaz ile karşılık veriyordu. Protestocular polisin işini zorlaştırmak için her yere barikat kuruyordu. Barikatların birinin üstünde bu genci gördüm. Bir yandan Türk bayrağı sallıyor, diğer yandan gazın etkisi ile iki büklüm olmuş vaziyetteydi. Gaz maskesi takmama rağmen zar zor nefes alıyordum ve bu kareyi fotoğrafladım. Fotoğraf dakikalar içerisinde viral oldu. Facebook'uma postladım ve Türk arkadaşlarım facbook ve twitter'dan paylaşmaya başladılar. İlk birkaç saat içerisinde 10.000 kişi fotoğrafı paylaşmıştı bile. Daha sonra bu kare t-shirtlere baskı, posterlere konu oldu. Hatta İzmir'de anıtı bile yapıldı.

  6. Güney Afrika, 26 Temmuz 2013 - Fotoğraf: David Jenkins Son 5-6 yıldır Güney Afrika'daki Fok Adası'na (Seal Island) büyük beyaz köpekbalığı ile kurbanları fokların etkileşimini fotoğraflamak için gidiyorum. 26 Temmuz sabahı da, adaya doğru yerel bir tur operatörü ile birlikte yol almaya başladık. Normalde köpekbalıkları avlanmak için gün doğumundan 1 saat öncesi ile 1 saat sonrası arasını tercih eder. Adaya vardığımda saat 7.15'ti ve avlanmanın başladığını suyun üstündeki kalıntılardan anlayabiliyordum. Saldırılar neredeyse ışık hızıyla gerçekleşir ve fotoğraflamak için çok az zamanınız vardır. Bu yüzden denizde yemek yiyen ve adaya doğru dönüşte olan fokları takip etmeye başladık, tabi ki aramızda rahatsız etmemek için iyi bir mesafe bırakarak. O esnada küçük bir fokun sürünün gerisinde kaldığını farkettim. Köpekbalıkları için beklenen av.. Foku takip etmeye başladım ve büyük beyaz köpekbalığı birden bire saldırdı. Fok, ısırıktan kaçmayı başardı ancak köpekbalığının burnunun darbesinin etkisiyle suyun üzerine fırladı ve tam o anı fotoğrafladım. Sonrasını merak ediyorsanız, küçük fok çevikliği ile yem olmaktan kurtuldu.

    Güney Afrika, 26 Temmuz 2013 - Fotoğraf: David Jenkins Son 5-6 yıldır Güney Afrika'daki Fok Adası'na (Seal Island) büyük beyaz köpekbalığı ile kurbanları fokların etkileşimini fotoğraflamak için gidiyorum. 26 Temmuz sabahı da, adaya doğru yerel bir tur operatörü ile birlikte yol almaya başladık. Normalde köpekbalıkları avlanmak için gün doğumundan 1 saat öncesi ile 1 saat sonrası arasını tercih eder. Adaya vardığımda saat 7.15'ti ve avlanmanın başladığını suyun üstündeki kalıntılardan anlayabiliyordum. Saldırılar neredeyse ışık hızıyla gerçekleşir ve fotoğraflamak için çok az zamanınız vardır. Bu yüzden denizde yemek yiyen ve adaya doğru dönüşte olan fokları takip etmeye başladık, tabi ki aramızda rahatsız etmemek için iyi bir mesafe bırakarak. O esnada küçük bir fokun sürünün gerisinde kaldığını farkettim. Köpekbalıkları için beklenen av.. Foku takip etmeye başladım ve büyük beyaz köpekbalığı birden bire saldırdı. Fok, ısırıktan kaçmayı başardı ancak köpekbalığının burnunun darbesinin etkisiyle suyun üzerine fırladı ve tam o anı fotoğrafladım. Sonrasını merak ediyorsanız, küçük fok çevikliği ile yem olmaktan kurtuldu.

  7. Nairobi, Kenya, 21 Eylül 2013 - Fotoğraf: Tyler Hicks Nairobi'deki zenginlerin uğrak yeri Westgate Mall'a gittiğim zaman çok ekstra birşeylerin olduğu belliydi. Silah seslerinin duyulduğu rapor edilmişti ve oraya gittiğim zaman yüzlerce kişinin binadan dışarıya sel gibi aktığına şahit oldum. Bir çoğu vurulmuş ve yaralıydı. 2 yıldır bizi uyardıkları El-Şebab saldırısının sonunda gerçekleştiğini anladım. Dışarıdaki paniği fotoğrafladıktan sonra dikkatimi AVM'nin içine girecek bir yol aramaya verdim. Küçük ve organize olamamış bir grup Kenya polisi kalabalık bir grubu AVM dışına çıkartmaya çalışıyordu ve onların arasına karıştım. AVM'nin giriş katında bir balkona yaklaşıp aşağıya baktım. Bir çok cansız bedenin yanında çocuklarını korumaya çalışan bu anneyi gördüm. Ses çıkarmadan duruyorlardı ve onları fotoğrafladım. Ne mutlu ki zarar görmeden kurtuldular.

    Nairobi, Kenya, 21 Eylül 2013 - Fotoğraf: Tyler Hicks Nairobi'deki zenginlerin uğrak yeri Westgate Mall'a gittiğim zaman çok ekstra birşeylerin olduğu belliydi. Silah seslerinin duyulduğu rapor edilmişti ve oraya gittiğim zaman yüzlerce kişinin binadan dışarıya sel gibi aktığına şahit oldum. Bir çoğu vurulmuş ve yaralıydı. 2 yıldır bizi uyardıkları El-Şebab saldırısının sonunda gerçekleştiğini anladım. Dışarıdaki paniği fotoğrafladıktan sonra dikkatimi AVM'nin içine girecek bir yol aramaya verdim. Küçük ve organize olamamış bir grup Kenya polisi kalabalık bir grubu AVM dışına çıkartmaya çalışıyordu ve onların arasına karıştım. AVM'nin giriş katında bir balkona yaklaşıp aşağıya baktım. Bir çok cansız bedenin yanında çocuklarını korumaya çalışan bu anneyi gördüm. Ses çıkarmadan duruyorlardı ve onları fotoğrafladım. Ne mutlu ki zarar görmeden kurtuldular.

  8. Texas, Amerika, 12 Haziran 2013 - Fotoğraf: Peter van Agtmael Bobby Henline'ın bu fotoğrafını Motel 6 isimli bir otelde çektim. Aynı gün Bobby'nin bu hale gelmesinden sorumlu, Irak'ta gerçekleşen patlamanın kurbanı 19 yaşındaki bir gencin babası ile röportaj yapmıştım. Havuz hafifçe ışıklandırılmıştı, Bobby suya girdi ve sırt üstü kendini bıraktı. Odamın balkonundaydım ve fotoğraf makinemi çıkarıp fotoğraflar çekmeye başladım. Benim gibi meraklı birkaç göz daha odalarının balkonlarından Bobby'yi izliyordu ama o hiç oralı olmadı.

    Texas, Amerika, 12 Haziran 2013 - Fotoğraf: Peter van Agtmael Bobby Henline'ın bu fotoğrafını Motel 6 isimli bir otelde çektim. Aynı gün Bobby'nin bu hale gelmesinden sorumlu, Irak'ta gerçekleşen patlamanın kurbanı 19 yaşındaki bir gencin babası ile röportaj yapmıştım. Havuz hafifçe ışıklandırılmıştı, Bobby suya girdi ve sırt üstü kendini bıraktı. Odamın balkonundaydım ve fotoğraf makinemi çıkarıp fotoğraflar çekmeye başladım. Benim gibi meraklı birkaç göz daha odalarının balkonlarından Bobby'yi izliyordu ama o hiç oralı olmadı.

  9. Kahire, Mısır, 27 Temmuz 2013 - Fotoğraf Mosa'ab Elshamy Adaweya Meydanı'na güvenlik güçlerinin Mursi yandaşlarına ateş açtığını öğrenir öğrenmez koştuğumda gece yarısını biraz geçmişti. Tüm geceyi meydan, hastane ve ölüleri tuttukları odada mekik dokuyarak ve yaşanan katliamı fotoğraflayarak geçirdim. 12 saat sonra çok yorulup, fotoğraf makinemi kapadım ve eve doğru yola koyuldum. Yoldayken bağırış çağırışlar arasında ilerleyen bir grupla karşılaştım ve yanlarına yaklaştığımda, sniperlar tarafından kafasından vurulmuş bir genci taşıyan iki adam gördüm. O gün fotoğrafını çektiğim son ölü kişiydi, ama aynı zamanda da en etkilisi..

    Kahire, Mısır, 27 Temmuz 2013 - Fotoğraf Mosa'ab Elshamy Adaweya Meydanı'na güvenlik güçlerinin Mursi yandaşlarına ateş açtığını öğrenir öğrenmez koştuğumda gece yarısını biraz geçmişti. Tüm geceyi meydan, hastane ve ölüleri tuttukları odada mekik dokuyarak ve yaşanan katliamı fotoğraflayarak geçirdim. 12 saat sonra çok yorulup, fotoğraf makinemi kapadım ve eve doğru yola koyuldum. Yoldayken bağırış çağırışlar arasında ilerleyen bir grupla karşılaştım ve yanlarına yaklaştığımda, sniperlar tarafından kafasından vurulmuş bir genci taşıyan iki adam gördüm. O gün fotoğrafını çektiğim son ölü kişiydi, ama aynı zamanda da en etkilisi..

  10. Filipinler, 18 Kasım 2013 - Fotoğraf: Philippe Lopez Filipinler'de yılın bu zamanı her zaman çok fırtınalı olur. Büyük fırtına sonrası, bulutlar güneşi kaparken, yollar insanların yaktığı enkaz artıklarıyla aydınlanıyordu. Tam o sırada bir grup kadın ve çocuk yolda belirdi ve ben de fotoğrafladım. Sanırım bu fotoğrafın insanları bu kadar etkilemesinin sebebi sadece görsel olarak güçlü ve duygusal olması değil, aynı zamanda bazı kişilerin kendi inancını da fotoğrafta görmesi...

    Filipinler, 18 Kasım 2013 - Fotoğraf: Philippe Lopez Filipinler'de yılın bu zamanı her zaman çok fırtınalı olur. Büyük fırtına sonrası, bulutlar güneşi kaparken, yollar insanların yaktığı enkaz artıklarıyla aydınlanıyordu. Tam o sırada bir grup kadın ve çocuk yolda belirdi ve ben de fotoğrafladım. Sanırım bu fotoğrafın insanları bu kadar etkilemesinin sebebi sadece görsel olarak güçlü ve duygusal olması değil, aynı zamanda bazı kişilerin kendi inancını da fotoğrafta görmesi...

  11. Halep, Suriye, 31 Ağustos 2013 - Fotoğraf: Emin Özmen Bu fotoğrafı 31 Ağustos'ta Halep yakınlarındaki bir kasaba olan Keferghan'da çektim. El Kaide bağlantılı ISIS militanlarının o gün yaptığı 4. ve son infazdı. Köyde bu infazı çocuklarıyla sessizce izleyen insanlar vardı. Gözleri dışında tamamen siyah kıyafetlere kendini bürümüş birisi uzunca bir süre kurbana suçlarını okudu.. İnfazdan sonra, ceset bir kamyonete yüklendi. Her kasabada bir infaz gerçekleştiriliyor ve cesetler kamyonetlerle kasaba kasaba dolaştırılıyordu.. Ehtemlat, A'zaz, Savran ve en son Kefergan. İnfaza şahit olan insanlar rahatlamış gözükürken ben nasıl bir fotoğraf çektiğim konusunda emin bile değildim. Fotoğraflamama isteğimle çok zor mücadele ettim ama bir şekilde gördüklerimi ve yaşadıklarımı belgelendirmem gerekiyordu. Bu bir savaş ve katlanılmaz bir anının tam ortasındaydım.

    Halep, Suriye, 31 Ağustos 2013 - Fotoğraf: Emin Özmen Bu fotoğrafı 31 Ağustos'ta Halep yakınlarındaki bir kasaba olan Keferghan'da çektim. El Kaide bağlantılı ISIS militanlarının o gün yaptığı 4. ve son infazdı. Köyde bu infazı çocuklarıyla sessizce izleyen insanlar vardı. Gözleri dışında tamamen siyah kıyafetlere kendini bürümüş birisi uzunca bir süre kurbana suçlarını okudu.. İnfazdan sonra, ceset bir kamyonete yüklendi. Her kasabada bir infaz gerçekleştiriliyor ve cesetler kamyonetlerle kasaba kasaba dolaştırılıyordu.. Ehtemlat, A'zaz, Savran ve en son Kefergan. İnfaza şahit olan insanlar rahatlamış gözükürken ben nasıl bir fotoğraf çektiğim konusunda emin bile değildim. Fotoğraflamama isteğimle çok zor mücadele ettim ama bir şekilde gördüklerimi ve yaşadıklarımı belgelendirmem gerekiyordu. Bu bir savaş ve katlanılmaz bir anının tam ortasındaydım.