Sıkılmış Meyve Suyu Tehlikeli!

Sağlıklı beslenme ve yaşamla ilgili konularda ?ezber bozan? profesör Prof. Dr. Canan Karatay'dan önemli tüyolar...

  1. <p><b>"Nar suyunun şekerli sudan farkı yok, narı bütünüyle yemeli"</b></p>    "Son günlerde bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için her yerde nar suyu tavsiye ediliyor. Ancak nar suyu şekerdir. Nar en yüksek antioksidanı olan meyvelerdendir ama bütünüyle yenilmelidir. Narın suyu sıkıldığı zaman, yani su haline geldiği zaman bunun içindeki lifler parçalanır. Bunun artık şekerli sudan farkı yoktur içinde C vitamini vardır, ama C vitaminin fazlası üstten girer, alttan çıkar. Eğer günde bir meyve yiyecekseniz, bunu portakal gibi soyacaksınız, beyazıyla yiyecekseniz. Esas C vitamini beyazındadır. Geri kalanı fruktozdur, glikozdur ve de tehlikelidir."

    "Nar suyunun şekerli sudan farkı yok, narı bütünüyle yemeli"

    "Son günlerde bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için her yerde nar suyu tavsiye ediliyor. Ancak nar suyu şekerdir. Nar en yüksek antioksidanı olan meyvelerdendir ama bütünüyle yenilmelidir. Narın suyu sıkıldığı zaman, yani su haline geldiği zaman bunun içindeki lifler parçalanır. Bunun artık şekerli sudan farkı yoktur içinde C vitamini vardır, ama C vitaminin fazlası üstten girer, alttan çıkar. Eğer günde bir meyve yiyecekseniz, bunu portakal gibi soyacaksınız, beyazıyla yiyecekseniz. Esas C vitamini beyazındadır. Geri kalanı fruktozdur, glikozdur ve de tehlikelidir."

  2. <p><b>"Taze sıkılmış meyve suyu bile yağlanmaya neden olur'</b></p>    "Taze sıkılmış meyve suyu kan şekerini ve insülini yükseltir ve yağlanmaya başlarsınız. Meyve suları karaciğeri yağlandırır. Meyve sularında fruktoz (meyve şekeri) ve glikoz vardır. Alkol alanlarda nasıl bira göbeği oluşuyorsa, fruktoz da vücuda girince karaciğerde yağ olarak depolanır. Meyve suyu ve şekerli içeceklerden dolayı ve hareket etmemeleri nedeniyle çocukların da göbeği yağlanır. Bugün 12-13 yaşındaki erkek çocuklarının göbeği, memeleri, kalçaları büyüyor. Plajda denize girmeye utanıyorlar. Ama kabahat onların değil, ana babalarının. Çünkü sürekli şekerli içecek içmeye özendiriliyorlar. Bu çok yanlış! Çocuklar ayran, su ve şekersiz çay içmeli. Çocuklarımızı nasıl beslersek, neyle beslersek, o şekilde gelişirler, o biçimde büyürler unutmayalım. Ne ekersek onu biçeriz!"

    "Taze sıkılmış meyve suyu bile yağlanmaya neden olur'

    "Taze sıkılmış meyve suyu kan şekerini ve insülini yükseltir ve yağlanmaya başlarsınız. Meyve suları karaciğeri yağlandırır. Meyve sularında fruktoz (meyve şekeri) ve glikoz vardır. Alkol alanlarda nasıl bira göbeği oluşuyorsa, fruktoz da vücuda girince karaciğerde yağ olarak depolanır. Meyve suyu ve şekerli içeceklerden dolayı ve hareket etmemeleri nedeniyle çocukların da göbeği yağlanır. Bugün 12-13 yaşındaki erkek çocuklarının göbeği, memeleri, kalçaları büyüyor. Plajda denize girmeye utanıyorlar. Ama kabahat onların değil, ana babalarının. Çünkü sürekli şekerli içecek içmeye özendiriliyorlar. Bu çok yanlış! Çocuklar ayran, su ve şekersiz çay içmeli. Çocuklarımızı nasıl beslersek, neyle beslersek, o şekilde gelişirler, o biçimde büyürler unutmayalım. Ne ekersek onu biçeriz!"

  3. <p><b>"Şekerli içecekler ABD'de her yıl 25 bin kişiyi öldürüyor"</b></p>    "Harvard Üniversitesi'nde bir çalışma yapıldı. Amerika'daki şekerli içecekler her sene 25 bin ölüme sebep oluyor. Amerika'da şekerli içecek tüketimi çok fazla, ama Türkiye de ikinci ülke olarak bildirildi. Türkiye'de bunun araştırması yapılmıyor. Çünkü herkes 'Ben şeker yemeden yapamam' diyor. Dilimizde 5 tane tat alma duyusu vardır, bunlar tatlı, acı, ekşi, tuzlu ve imami'dir. İmami özellikle çocuklarda yapay, suni yiyeceklere alışkanlıktır. Çocuklar, bu suni tatlara alışır ve onu aramaya başlar. Siz bebeklere şeker vermeye başladığınız zaman o çocukların diğer tat alma duyusunu köreltiyorsunuz. Onun için 'Tatlısız yapamam', 'Adetimin bilmem ne gününde şekere saldırırım' diyorsunuz. Bu yanlış beslenmenin belirtisidir."

    "Şekerli içecekler ABD'de her yıl 25 bin kişiyi öldürüyor"

    "Harvard Üniversitesi'nde bir çalışma yapıldı. Amerika'daki şekerli içecekler her sene 25 bin ölüme sebep oluyor. Amerika'da şekerli içecek tüketimi çok fazla, ama Türkiye de ikinci ülke olarak bildirildi. Türkiye'de bunun araştırması yapılmıyor. Çünkü herkes 'Ben şeker yemeden yapamam' diyor. Dilimizde 5 tane tat alma duyusu vardır, bunlar tatlı, acı, ekşi, tuzlu ve imami'dir. İmami özellikle çocuklarda yapay, suni yiyeceklere alışkanlıktır. Çocuklar, bu suni tatlara alışır ve onu aramaya başlar. Siz bebeklere şeker vermeye başladığınız zaman o çocukların diğer tat alma duyusunu köreltiyorsunuz. Onun için 'Tatlısız yapamam', 'Adetimin bilmem ne gününde şekere saldırırım' diyorsunuz. Bu yanlış beslenmenin belirtisidir."

  4. <p><b>'Çocuklara kesinlikle asitli içecekler içirilmemeli'</b></p>    "Şekerli ve asitli içeceklerin reklamına bile tahammül edemiyorum. Bilhassa Ramazan ayında iftar sofrasına asitli bir içeceğin konulması... Çok ayıp ve günah! Ayran varken, su varken, çay varken bunları tüketmek çok tehlikeli. Onu gören çocuklar, 'Annem, dedem de bunu içiyor' diye düşünüyor. Bu asitli içecekler kesinlikle eve alınmamalı, çocuklara içirilmemeli."

    'Çocuklara kesinlikle asitli içecekler içirilmemeli'

    "Şekerli ve asitli içeceklerin reklamına bile tahammül edemiyorum. Bilhassa Ramazan ayında iftar sofrasına asitli bir içeceğin konulması... Çok ayıp ve günah! Ayran varken, su varken, çay varken bunları tüketmek çok tehlikeli. Onu gören çocuklar, 'Annem, dedem de bunu içiyor' diye düşünüyor. Bu asitli içecekler kesinlikle eve alınmamalı, çocuklara içirilmemeli."

  5. <p><b>"Dedeler çikolatayla torunlarını zehirlemesinler"</b></p>    "Çocuklara ayran içme, fındık, fıstık, ceviz, incir, kayısı yeme alışkanlığı kazandırılmalı. Dedeler, babalar, nineler eve gelirken çikolata ya da şekerli bir şey alıp gelmesinler. Çocuklarını veya torunlarını zehirlemesinler.

    "Dedeler çikolatayla torunlarını zehirlemesinler"

    "Çocuklara ayran içme, fındık, fıstık, ceviz, incir, kayısı yeme alışkanlığı kazandırılmalı. Dedeler, babalar, nineler eve gelirken çikolata ya da şekerli bir şey alıp gelmesinler. Çocuklarını veya torunlarını zehirlemesinler.

  6. <p><b>'Mısır gevreği en tehlikeli yiyeceklerdendir'</b></p>    "Çocuklara yedirilen bir başka yiyecek de, mısır gevreği. Mısır gevreği fabrikada üretilmiş undur, en tehlikeli yiyeceklerdendir. İşlenmiş tüm gıdalardan uzak duracaksınız. Bir de bunların 'zayıflatıyor' diye tanıtılanları var. Kullananlar, zayıflayamıyor bile, içi trans yağ dolu. Hakiki yiyecek değil, suni yiyecek bunlar. Pakete girmiş hemen her şey tehlikelidir!"

    'Mısır gevreği en tehlikeli yiyeceklerdendir'

    "Çocuklara yedirilen bir başka yiyecek de, mısır gevreği. Mısır gevreği fabrikada üretilmiş undur, en tehlikeli yiyeceklerdendir. İşlenmiş tüm gıdalardan uzak duracaksınız. Bir de bunların 'zayıflatıyor' diye tanıtılanları var. Kullananlar, zayıflayamıyor bile, içi trans yağ dolu. Hakiki yiyecek değil, suni yiyecek bunlar. Pakete girmiş hemen her şey tehlikelidir!"

  7. <p><b>'Kansızlara pekmez veriyorlar, pekmezde kansızlığı giderecek hiçbir şey yok'</b></p>    "Bal yüzde 60 fruktoz, yüzde 40 glikozdur. Fruktozun karaciğeri ve vücut yağlanmasını başlattığını söyledik, pekmez de öyle. Hurma da şeker bakımından çok tehlikelidir. Keçiboynuzu sağlıklı, ama şekeri çok yüksektir. Kansızlara pekmez veriyorlar. Pekmezde kansızlığı giderecek hiçbir şey yok. Demir mi var, yok. Kansızlığı gideren demir, kırmızı et, karaciğer, yürek, böbrek gibi sakatatlarda, fındık ve fıstıkta var. Bunların içinde doğal protein, selenyum, demir de var. Cevizde de bunlar dolu. Ayrıca beyin için gerekli Omega-3 var."

    'Kansızlara pekmez veriyorlar, pekmezde kansızlığı giderecek hiçbir şey yok'

    "Bal yüzde 60 fruktoz, yüzde 40 glikozdur. Fruktozun karaciğeri ve vücut yağlanmasını başlattığını söyledik, pekmez de öyle. Hurma da şeker bakımından çok tehlikelidir. Keçiboynuzu sağlıklı, ama şekeri çok yüksektir. Kansızlara pekmez veriyorlar. Pekmezde kansızlığı giderecek hiçbir şey yok. Demir mi var, yok. Kansızlığı gideren demir, kırmızı et, karaciğer, yürek, böbrek gibi sakatatlarda, fındık ve fıstıkta var. Bunların içinde doğal protein, selenyum, demir de var. Cevizde de bunlar dolu. Ayrıca beyin için gerekli Omega-3 var."

  8. <p><b>"Çiğ köfte sağlıklıdır"</b></p>    "Çiğ köfte en sağlıklı yiyeceklerdendir. Tabii güvenilir, sağlıklı bir kırmızı etle yapılırsa... İçinde hem bulgur, hem et var, bunun için sağlıklı. İçli köfte de öyle. Rahatlıkla tüketilebilir."

    "Çiğ köfte sağlıklıdır"

    "Çiğ köfte en sağlıklı yiyeceklerdendir. Tabii güvenilir, sağlıklı bir kırmızı etle yapılırsa... İçinde hem bulgur, hem et var, bunun için sağlıklı. İçli köfte de öyle. Rahatlıkla tüketilebilir."

  9. <p><b>"Acıktığınız zaman önce su için"</b></p>    "Kişi sağlıklı su içerse acıkmaz. Neden, çünkü beynimizde acıkma merkeziyle susama merkezi çok yakındır ve birbiriyle örtüşür. Vücut susadığı zaman, açlık da hissederiz, onun için optimum su içerseniz, acıkmanız da olmaz. Acıktığınız zaman önce su için, açlık hissiniz kaybolabilir! Açlık hissiniz kaybolmaz ise yemeğinizi sağlıklı bir şekilde yemelisiniz."

    "Acıktığınız zaman önce su için"

    "Kişi sağlıklı su içerse acıkmaz. Neden, çünkü beynimizde acıkma merkeziyle susama merkezi çok yakındır ve birbiriyle örtüşür. Vücut susadığı zaman, açlık da hissederiz, onun için optimum su içerseniz, acıkmanız da olmaz. Acıktığınız zaman önce su için, açlık hissiniz kaybolabilir! Açlık hissiniz kaybolmaz ise yemeğinizi sağlıklı bir şekilde yemelisiniz."

  10. <p><b>"Saat 20.00'den sonra yemek yememeli"</b></p>    "Saat 20.00'den sonra bir şey yenmeyecek. Çay veya ayran içebilir. Çaylar şekersiz olmak şartıyla sağlıklıdır, ama kaynatılmayacak, demlenecek."

    "Saat 20.00'den sonra yemek yememeli"

    "Saat 20.00'den sonra bir şey yenmeyecek. Çay veya ayran içebilir. Çaylar şekersiz olmak şartıyla sağlıklıdır, ama kaynatılmayacak, demlenecek."

  11. <p><b>"Hazır çorba, ketçap, mayonez, çiftlik tavukları mutfağa sokulmamalı"</b></p>    "Bazı yiyecekler kesinlikle mutfağa sokulmamalı. Her türlü ekmek, simit, pasta, her tür tost, pirinç pilavı, patates, mısır, her tür galeta ve her cins bisküvi, makarna, börek, poğaça, açma, şeker, çikolata, reçeller, şuruplar, bal ve pekmezler, bütün suni tatlandırıcılar, hazır ve taze sıkılmış meyve suyu, gazlı içecekler, enerji içecekleri, her türlü kızartma, bütün hazır çorbalar, sucuk, salam, sosis gibi işlem görmüş et ürünleri, tütsülenmiş etler, süt tozu, krema, mayonez, ketçap, hazır soslar, marketlerde sunulan kapalı çiftlik tavukları, karpuz ve kavun gibi doğal da olsa fazla miktarda şeker içeren, glisemik indeksi yüksek meyvelerden uzak durulmalı."

    "Hazır çorba, ketçap, mayonez, çiftlik tavukları mutfağa sokulmamalı"

    "Bazı yiyecekler kesinlikle mutfağa sokulmamalı. Her türlü ekmek, simit, pasta, her tür tost, pirinç pilavı, patates, mısır, her tür galeta ve her cins bisküvi, makarna, börek, poğaça, açma, şeker, çikolata, reçeller, şuruplar, bal ve pekmezler, bütün suni tatlandırıcılar, hazır ve taze sıkılmış meyve suyu, gazlı içecekler, enerji içecekleri, her türlü kızartma, bütün hazır çorbalar, sucuk, salam, sosis gibi işlem görmüş et ürünleri, tütsülenmiş etler, süt tozu, krema, mayonez, ketçap, hazır soslar, marketlerde sunulan kapalı çiftlik tavukları, karpuz ve kavun gibi doğal da olsa fazla miktarda şeker içeren, glisemik indeksi yüksek meyvelerden uzak durulmalı."

  12. <p><b>"Çok tatlı ve unlu gıdalar yiyenlerde bağırsak problemleri başlıyor"</b></p>    "Vücudumuzun verdiği sinyaller, kişiye göre değişkenlik gösterebilir. Örneğin kabızlık, Türkiye'de hiçbir zaman hastalık olarak görülmez. Ama siz her gün büyük abdeste çıkmıyorsanız, vücudunuz yeteri kadar çalışmıyor demektir. Türkiye'de hekimler bunu sormaya utanıyor, hastalar da söylemeye utanıyor. Günde bir ya da 2 kere çıkıyorsanız, vücudunuz saat gibi çalışıyor demektir. Hareket etmezseniz, su içmezseniz bağırsaklar çalışmaz. Aşırı şeker ve şekere dönüşen unlu ve nişastalı gıdalar, bağırsak florasını bozar. Şekerli yiyecekler yediğiniz sürece kabızlığınız artar. Çok tatlı ve unlu gıda yiyenlerde ?kronik bağırsak hastalıkları' gibi problemler başlıyor."

    "Çok tatlı ve unlu gıdalar yiyenlerde bağırsak problemleri başlıyor"

    "Vücudumuzun verdiği sinyaller, kişiye göre değişkenlik gösterebilir. Örneğin kabızlık, Türkiye'de hiçbir zaman hastalık olarak görülmez. Ama siz her gün büyük abdeste çıkmıyorsanız, vücudunuz yeteri kadar çalışmıyor demektir. Türkiye'de hekimler bunu sormaya utanıyor, hastalar da söylemeye utanıyor. Günde bir ya da 2 kere çıkıyorsanız, vücudunuz saat gibi çalışıyor demektir. Hareket etmezseniz, su içmezseniz bağırsaklar çalışmaz. Aşırı şeker ve şekere dönüşen unlu ve nişastalı gıdalar, bağırsak florasını bozar. Şekerli yiyecekler yediğiniz sürece kabızlığınız artar. Çok tatlı ve unlu gıda yiyenlerde ?kronik bağırsak hastalıkları' gibi problemler başlıyor."

  13. <p><b>"Sabahtan akşama vitaminin kıymeti yok"</b></p>    "Doğal her şeyi yediğiniz zaman her türlü vitamin vücuda girer. Vücudun eksikliği varsa elbette takviye vitamin alınmalı. Ama sabahtan akşama herkese bol vitamin vermenin kıymeti yok!"

    "Sabahtan akşama vitaminin kıymeti yok"

    "Doğal her şeyi yediğiniz zaman her türlü vitamin vücuda girer. Vücudun eksikliği varsa elbette takviye vitamin alınmalı. Ama sabahtan akşama herkese bol vitamin vermenin kıymeti yok!"

  14. <p><b>"Hastalanmamak elimizde"</b></p>  "Hastalanmamak elimizde. Bütün bunları yaparsak hastalıklar önlenebiliyor. Bunu önlemek kendi elimizde. Bu bilimsel olarak gösterildi. Hücresel düzeyde bozuklukları önlersek, ileri yaşlarda ortaya çıkan tansiyon yüksekliği, göbek çevresi genişliği, felç, karaciğer yağlanması, kanser, enfarktüs gibi sorunların önlenebildiği, gerileyebildiği gösterilmiştir. Sağlıklı ve doğal beslenerek, sağlıklı yaşayarak hastalıklar önlenebilir. Yüksek tansiyonu ve kan şekerini düşürmek için de sağlıklı beslenmek, kilo vermek, hareket etmek yeterli olabilir. Bol su içilecek, uzun uzun yürünecek. Toksik karbonhidrat ve şekerlerden, organizmaya hemen tüketilen boş kalori sağladıklarından dolayı uzak durulacak!"

    "Hastalanmamak elimizde"

    "Hastalanmamak elimizde. Bütün bunları yaparsak hastalıklar önlenebiliyor. Bunu önlemek kendi elimizde. Bu bilimsel olarak gösterildi. Hücresel düzeyde bozuklukları önlersek, ileri yaşlarda ortaya çıkan tansiyon yüksekliği, göbek çevresi genişliği, felç, karaciğer yağlanması, kanser, enfarktüs gibi sorunların önlenebildiği, gerileyebildiği gösterilmiştir. Sağlıklı ve doğal beslenerek, sağlıklı yaşayarak hastalıklar önlenebilir. Yüksek tansiyonu ve kan şekerini düşürmek için de sağlıklı beslenmek, kilo vermek, hareket etmek yeterli olabilir. Bol su içilecek, uzun uzun yürünecek. Toksik karbonhidrat ve şekerlerden, organizmaya hemen tüketilen boş kalori sağladıklarından dolayı uzak durulacak!"

  15. <p><b>"100 kiloluk bir kadının bir saat koşmasına imkan yok"</b></p>    "Hipokrat, 'Uzun yol yürüyen, uzun yaşar' diyor. Harvard Üniversitesi'nin son sağlık piramidinde en altta, hareket ve spor var. Ama aşırı spor da tehlikeli! 100 kiloluk bir kadının veya erkeğin kalkıp bir saat koşmasına imkan yok, en aşağı 10-15-20 dakika her gün açık havada yürümeli. Bunun için rahat bir yürüyüş ayakkabısı yeterli."

    "100 kiloluk bir kadının bir saat koşmasına imkan yok"

    "Hipokrat, 'Uzun yol yürüyen, uzun yaşar' diyor. Harvard Üniversitesi'nin son sağlık piramidinde en altta, hareket ve spor var. Ama aşırı spor da tehlikeli! 100 kiloluk bir kadının veya erkeğin kalkıp bir saat koşmasına imkan yok, en aşağı 10-15-20 dakika her gün açık havada yürümeli. Bunun için rahat bir yürüyüş ayakkabısı yeterli."