Türkiye Tarihine Damgasını Vuran Kriz...
Türkiye'nin hafızasına kazınan kriz!
-
Türkiye'nin yakın ekonomik ve hatta siyasi krizler geçmişine de damgasını vuran, bankacılık sektöründe bu sıralar ilginç gelişmeler yaşanıyor.
-
Abdullah Tivnikli'nin yönetim kurulu üyeliğini yaptığı Kuveyt Türk'ün, Tivnikli'nin ortağı olduğu Dicle Elektrik'e kredi açmasına BDDK'nın "dolaylı ortalıktır,sakıncası yok" görüşü vermesi, iş dünyasında ve siyaset cephesinde büyük tartışmalara neden oldu
-
TBMM gündemine de alınan bu tartışma, 12 yıl önce, "banka ortak ile yöneticilerinin veya yakınlarının ortak veya yöneticisi olduğu şirketlere kredi verilememesi" düzenlemesine gerekçe olan büyük bankacılık krizini akıllara getirdi.
-
Bir hatırlamakta fayda var. Boyutu 50 milyar doları aşan, siyasi maliyeti ise bundan kat ve kat fazla olan o kriz aslında neden çıkmıştı? Hangi bankalar neden batmış ve bu bankaların devralınmasının Türk halkına maliyeti ne olmuştu?
-
Aslında batan bankalar krizinde en taze hafızaya, etkileri halen süren ABD finansal sistem kriziyle sahibiz. Dünya bankacılık krizleri sıralamasında Türkiye'de 2000-2001 yıllarında başlayan kriz ise verdiği hasar itibariyle 7'nci sırada.
-
1997'de Tayland, 1977-1985 arasında İspanya, 1977'de Malezya, 1991-1994 arasında İsveç ve 1994-1995 arasında Fransa?da yaşanan bankacılık krizleri Türkiye'de yaşanan krizden daha sonra geliyor sıralamada.
-
Peki 20'den fazla bankanın yönetimine devletçe el konması, banka patronlarının yargılanması, bankacılık sisteminin sert kurallarla yeniden yapılandırılmasına neden olan krizde hangi işadamının hangi bankası, hangi nedenlerle devralındı?
-
Devlet fonuna (TMSF) devredilen bankaların aktif büyüklüğü, bankacılık sektörünün toplam aktif büyüklüğünün 5'te 1'ine ulaşması nedeniyle artık finansal sistemi depremlerle sarsan krizde en büyük zarar, Cem Uzan'ın İmar Bankası'ndan geldi.
-
3 Temmuz 2003'te TMSF'ye devredilen İmar Bankası, 1.16 milyar TL'lik aktif büyüklüğüne karşı yanıltıcı bilanço kayıtları ve açılan sahte hesaplarla Türk halkına 5 milyar 933 milyon dolar zarar getirdi.
-
İmar Bankası'ndan uğranan zararın çok ciddi bir bölümü hakim ortağa, yani Uzan Grubu şirketlerine açılan usulsüz kredilerden kaynaklanıyordu. (4389 Sayılı Bankalar Kanunu'nun 14/3 ve 16/1 sayılı maddeleri).
-
İkinci büyük zarar ise Çukurova Grubu'nun Pamukbank'ından geldi. Bankanın yönetimine 19 Haziran 2002'de el konuldu.
-
Grup kredilerinin yine büyük rol oynadığı devirde uğranan zarar olarak 3.6 milyar dolar kayıtlara geçti. El koyma nedeni ise 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 14/3 ve 14/4 sayılı maddeleriydi.
-
Hatta bu nedenle aynı grubun diğer bir bankası olan Yapı Kredi'nin yönetimine TMSF tarafından el konuldu.
-
İlerleyen dönemde ise Yapı Kredi, Koç Grubu-Uni Credit ortaklığına satılarak grubun TMSF'le olan borcu mahsup edildi ve Pamukbank ile Yapı Kredi tamamen el değiştirdi.
-
30 Kasım 2001 tarihinde Halis Toprak'ın bankası Toprakbank, 880 milyon dolarlık devir zararıyla TMSF yönetimine geçti.
-
Yine el konma gerekçesi Toprak Grubu'na kullandırılan krediler, hakim ortaklara açılan uzun vadeli krediler ve 1998-1999 yıllarına ilişkin kârın fazla gösterilmesi yoluyla, karın dağıtımında hakim ortağa kaynak aktarılması
-
9 Temmuz 2001'de Süzer Grubu'na doğrudan kullandırılan krediler, karşılıklı krediler, Dolmabahçe Turizm'in satışı yoluyla Süzer Grubu'na kaynak aktarımı, banka kaynağının israf edilmesi gibi gerekçeler gösterilerek Kentbank'a el kondu.
-
Bu devrin maliyeti de 681 milyon dolardı.
-
Aynı gün, EGS Holding'in çok ortaklı bankası olan EGS Bank'a da el kondu.
-
Gerekçe ise hakim ortağa aktarılan kaynakların likidite, gelir-gider dengesi ve özkaynaklarını bozmasıydı.
-
EGS Bank'a el konmasının maliyeti 545 milyon dolar.
-
9 Temmuz 2001'de Bayındırbank'a el konma gerekçeleri arasında Bayındır Grubu kredileri vardı.
-
Sonuçta 22 bankanın yönetimine el koyan TMSF, Türk halkının toplam 28 milyar dolarını bu bankalara aktarmak zorunda kaldı.
-
Bunlar arasında Cavit Çağlar'ın 2.86 milyar dolar kaynak aktarılan İnterbank'ı, Garipoğlu'nun 2.63 milyar dolar kaynak aktarılan Sümerbank'ı, Erol Aksoy'un 1.99 milyar dolar kaynak aktarılan İktisat Bankası, Dinç Bilgin'in Etibank'ı vardı.
-
Bu şirketlerin hepsine el konma gerekçesinde, ya grup şirketlerine menfaat sağlamak veya grup şirketlerine usulsüz kredi kullandırmak sebep olarak vardı.
-
BDDK ise bu krizin ardından bankacılık sektörünün kredi kalitesinin tekrar risksiz pozisyona getirilmesi, bankacılık sisteminin sağlıklı bir yapıyla gözetim altında tutulması amacıyla yetkilendirildi.
-
O tarihten sonra yapılan düzenlemeler ve bu kurallara tavizsiz uyum, bedeli milyarlarca dolarla ödenmiş ve Türkiye'nin siyasi tarihine de etkide bulunmuş bir krizi geride bırakmaya,
-
Türk bankacılık sektörünün yeni yapısıyla dünyada parmakla gösterilen bir sağlamlığa ulaşmasını sağladı