Yeşilçam yıldızlarının yerini dolduramadılar

"Yapmak istediklerimin hepsini yaptım ama belli bir zaman sonra hayat sana dur diyor, duruyorsun... Eski Yeşilçam yıldızlarının yeri bir türlü dolmadı, dolmaz da... Siyah beyaz filmlere denk geldiğimde kendimi tutamıyor, ağlıyorum... Beni en çok heyecanlandıran şey Türker İnanoğlu İletişim Fakültesi"

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 20 Kasım 2021 08:59, Son Güncelleme : 20 Kasım 2021 08:17
Yeşilçam yıldızlarının yerini dolduramadılar

Erler Film'in sahibi, usta yapımcı ve yönetmen Türker İnanoğlu uzun süredir gözlerden uzak bir yaşam sürüyor. Sebebiyse kan rahatsızlığı. Aşırı çalışma, uykusuzluk ve stres dolu bir yaşamın sonuçları maalesef.
Türk sinemasına yıldızlar kazandırmış, 'Bay Sinema' olarak adlandırılan, televizyon tarihine geçmiş projelere imza atmış, kitaplar yazmış bir duayenin, bu hastalığına rağmen yataklara düşüp bir anda her şeyden elini ayağını çekmesini beklemek zor.
Nitekim Kavacık'taki ofisinde, rahatsızlığına rağmen yine işinin başında. Evet, yılların yorgunluğu gözlemleniyor ve hastalığı sebebiyle 19 kilo vermiş, ancak onu en çok heyecanlandıran memleketi Safrabolu'ya kazandırdığı eğitim yuvası. Karabük Üniversitesi'nde Türker İnanoğlu İletişim Fakültesi'ni hayata geçiren İnanoğlu, oradan yeni sinemacılar, televizyoncuların çıkmasını arzu ediyor.

Dört bir yanı birbirinden önemli isimlerle çektirdiği fotoğraflarla dolu odasında bir araya geldik. Eskilerden, yakında çıkaracağı 17'nci kitabından, TİM'de sahnelenecek iki yeni müzikalden ve sinema dünyasından bahsettik. Konu kaybettiğimiz değerli sanatçılara gelince 'Beni ağlatacaksın şimdi' diyerek hüzünlendi. 19 yaşında reji asistanı olarak girdiği sinema sektöründe zirveye çıkan İnanoğlu ile geçmişi yad edip yeni projelerini konuştuk.

- Türker Bey öncelikle sağlık durumunuz hakkında bilgi almak istiyorum. Nasılsınız, kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
- Sağlığım pekiyi değil. Nedeni yıllardır çok aşırı çalışmam. Bunu ben söylemiyorum; Amerika'daki ve buradaki doktorlarım söylüyor. Kendini çok yormuşsun, şimdi acısı çıkıyor diyorlar. Bunun yanı sıra yaşımın ilerlemiş olması, bugün dahi işten kopmamış olmam, sağlığıma kavuşmamdaki diğer engeller bana göre. Ölüm korkum yok ama belli bir zaman sonra hayat sana dur diyor. Çaresiz duruyorsun.

- Kilo verdiğinizi gözlemledim. Yemekle aranız iyi değil galiba?

- Trombosit eksikliğinden kaynaklanan bir kan hastalığım var. Tıpta adı Miyedisplastik. Bir gün baygın halde hastaneye kaldırıldım. Bir süre yoğun bakımda kaldım. 24 gün kaldım hastanede. Bu hastalık bende arazlar bıraktı. Uykusuzluk, iştahsızlık, nefes darlığı, sinir sitemimde bozukluk, zaman zaman üşüme... Bunlar yaşantımın birer parçası oldu. Uykusuzluk ve iştahsızlıktan 19 kilo kaybettim.

- Eskisi kadar hareketli olmadığınız için üzülüyorsunuz ama bu üretkenliğinizi engellemiyor. Yine yazıyor çiziyor, sürekli projeler oluşturuyorsunuz. Bu üretkenliği neye borçlusunuz?
- Bu yaratılış meselesi. Küçük yaştan beri koşturmaya alışkınım. Önce sahalarda top koşturdum. Sonra setlerde oyuncu peşine düştüm. Bu tempo alışkanlık haline geldi. Ayrıca işimi çok seviyorum. Bu alışkanlıktan da hiç şikayetçi olmadım.

İNANOĞLU'NUN 17'NCI KİTABI YOLDA

- Yeni bir kitap hazırlığı içindesiniz. Ondan bahsetmek ister misiniz?

- Bugüne kadar 16 kitabım yayımlandı. 17'ncisi, yani son kitabım tamamen televizyon yayıncılığımla ilgili. Adı da Acısıyla Tatlısıyla Yeşilçam Anıları olacak. Sinemadan sonra televizyona ilgim nasıl başladı, nasıl gelişti; hangi sanatçılarla hangi programları hangi dizileri yaptık, bunlar hangi kanallarda yayınlandı gibi bir dönemin panoramasını sergiledim bu kitapta. Önceki 16 kitapta da gene sinema ve televizyonla ilgili değerlendirmelerimle sanat, kültür, eğitim ve eğlence hayatına ilişkin girişimlerimi anlatıyorum. Zaman geçtikçe, bunların her biri içerikleri nedeniyle geçmişin belgeleri olarak daha kıymetlenecek kuşkusuz.

- Bu aralar sizi en çok heyecanlandıran Türker İnanoğlu İletişim Fakültesi olsa gerek...

- Evet. Heyecan bence duyguların en anlamlı olanı. Sonuç iyi de olsa, kötü de olsa ben o anlam adına onun heyecanını taşırım. Safranbolu'da inşa ettiğim bu binanın Türker İnanoğlu İletişim Fakültesi adıyla Karabük Üniversitesi bünyesinde öğrenime başlaması beni çok heyecanlandırıyor. Bu heyecanımın bir diğer nedeni de hemşerilerimin bu eğitim yuvası nedeniyle duydukları mutluluk ve sevinç.

KAMERA ARKASINDAKİLERİ DE İYİ BİLİRİM

- Müzeyi gezerken, İbrahim Enez'in sizin için yaptığı ve tüm Yeşilçam starlarının bir arada resmedildiği tabloyla karşılaştım. Acaba keşke şununla daha çok çalışsaydım ya da hiç çalışmasaydım dediğiniz biri var mı?
- Çalıştığım çalışmadığım tüm oyunculara sevgim saygım sonsuz. Çünkü onlar benim hammaddemdir. Onlar olmazsa film yapamazdım. Beni olumsuz yönden şaşırtan hiçbir oyuncum olmadı. Yalnız özel hayatında rahatsızlıklar geçiren, hatta vefat eden sanatçılara çok üzülmüşümdür. Çünkü seyirci onları beyaz perdede canlandırdıkları karakterleriyle tanır. Ama ben iç dünyalarını bilirim. Hangisinin ne derdi var, hangisi hasta ama sete gelmek zorunda, hangisi parasız, hangisi sıkıntı içinde; bilirim. Teknik kadro çalışanları, set işçileri, kamera gerisinde kaldıkları için görünmeyen, tanınmayan çekimlerin kahramanları... İki ayrı dünyanın insanlarıdır onlar. Biri sinema için yaşamak zorunda kaldıkları dünya, ikincisi kendi gerçek dünyaları. İşte ben bunun için çok üzülürüm onlara.

"BENİ AĞLATACAKSIN, BİTİRELİM BURDA"

"Ben Türk Sineması'nın ara vermeden faaliyetini sürdüren en uzun ömürlü yapımcısıyım. Bazen TV'de siyah beyaz filmler görünce ağlıyorum. Çalıştığım sanatçıların yüzde 75'i vefat etti, aramızdan ayrıldı. Yerine gençler geldi. Ama o eski Yeşilçam sanatçıların yerlerini bir türlü dolduramadılar. Bir Hulusi Kentmen, bir Öztürk Serengil, sonra Kemal Sunal, Tarık Akan, Kartal Tibet, Turgut Özatay, Erol Taş, Vahi Öz, Necdet Tosun, Hüseyin Baradan Adile Naşit, Ayşen Guruda... Say say bitmez. Şimdi her biri altın değerinde sanatçılardı. Bunlar unutulabilir mi? Beni ağlatacaksın, bitirelim burda."

İKİ MÜZİKAL GELİYOR

"Tim Show Center, aralık ayında St. Petersburgh Balesi'yle yeniden kapılarını açacak. Ocak ayında 7'den 77'ye herkesi ilgilendiren komedi içerikli Moskova Sirki var. Ardından Çin'den bir grup gelecek. Malum Çin Umusu akrobaside dünyanın bir numarası. Sonra Yapımcılar adlı bir yerli müzikalle, Fakir Kızın Aşkı adlı bir ikinci müzikal yapacağım. Tim'in normal programı yerli ve yabancı solistlerin konserleriyle devam edecek. Ayrıca Tim'in tiyatro salonunda çocuk oyunları sergilenecek."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber