Balık türleri risk altında
- Çevre kirliliği, aşırı ve bilinçsiz avcılık, petrol ve doğal gaz arama ve çıkarma faaliyetleri, ticari taşımacılık, küresel ısınma, turizm ve nüfus artışı gibi faktörlerin, balık türlerini tehdit ettiği bildirildi.
Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Bedii Cicik, balıkçılık sektöründe gelişmiş ülkelerin, çevre ve stoklara duyarlı yöntemler geliştirerek açık denizlerde alternatif av sahaları oluştururken, diğer ülkelerin aynı hassasiyeti göstermediğini, bunun sonucunda da dünya balıkçılığında dalgalanmalar oluştuğunu söyledi.
Doç. Dr. Cicik, 10-15 yıllık süreçte, avcılıkta kullanılan araçların yeniden dizaynı, alternatif yöntemlerin geliştirilmesi, yeni stok sahaları ve avların keşfi, avcılık kotalarına ve av yasaklarına uyumun üretimde artışa neden olduğunu belirtti.
Aynı sürede, çevre kirliliği, aşırı ve bilinçsiz avcılık, petrol ve doğal gaz arama ve çıkarma faaliyetleri, ticari taşımacılık, deniz kazaları, küresel ısınma, turizm ve nüfus artışı gibi faktörlerin balık stoklarının azalmasına yol açtığını belirten Doç. Dr. Cicik, "Bu olumsuzluklar, stokların her geçen sürede azalmasına yol açıyor ve dolayısıyla türlerin devamı açısından tehlike yaratıyor" dedi.
Doç. Dr. Bedii Cicik, kirliliğin, fiziksel değişimlere neden olduğu gibi gerek tuzlu ve gerekse tatlı sularda yaşayan canlılarda toplu ölümlere ya da göçe neden olacağına dikkati çekerek, "Bu da ekosistemde yapısal bozulma ve başta balıklar olmak üzere hayvansal protein kaynaklarında azalma, dolayısıyla balıkçılığın da olumsuz yönde etkilenmesiyle sonuçlanır. Tehdidin aynı hızla sürmesi halinde, dünya genelinde 19 bin balık türünün yarısının, 2050 yılına kadar yok olma tehlikesi bulunuyor. Bu yok olma süreci, tür stoklarındaki azalma ile kendini göstermeye başladı. Çipura, karagöz, barbun ve lüfer gibi türler bunun en açık göstergesi. Ekonomik değeri yüksek olan bu balıklar da diğer bazı türler gibi risk altında"dedi.