Ağızda oluşan yaralara dikkat

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 05 Şubat 2008 12:06, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57

IMC Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Uzmanı Dr. Cengiz Arıkan, ağızda iyileşmeyen yara veya yavaş büyüyen şişliklerin, ağız veya dilde oluşan birçok kanser türüne davetiye çıkardığını söyledi.

Arıkan, ağız hijyeninin çok önemli olduğunu ve ağız hijyeni bozukluğunun, tükürük bezi taşlarının oluşmasına neden olduğunu belirterek, tıkanan tükürük bezinin de operasyonla sonuçlandığını vurguladı.

Bu hastalıkların hem ilaçla hem de cerrahi olarak tedavi edilebildiğine işaret eden Arıkan, baş ve boyun bölgesinde başlayan kanserlerin, vücudun başka bir bölgesine sıçramadan önce, boyun bölgesindeki lenf düğümlerine yayıldığını ve boyunda bir yumru gözlendiğini kaydetti.

Kulakların önünde veya altındaki şişliklerin tükürük bezlerine, çene altındaki şişliklerin de dil altı ve çene altındaki tükürük bezlerine ait bir tümörün habercisi olabileceğini dile getiren Arıkan, "Yanaklarda, ilaç tedavisine karşı dirençli bir şişliğin altından sinüs tümörleri çıkabilir. Elbette bütün yumrular kanser değildir. Özellikle ağrısız, yavaş büyüyen, çevre dokulara göre daha sert bir kıvamı olan kitleler, baş boyun bölgesinde olası bir kanseri düşündürür. Bir de seste değişiklikle, yutkunurken takıntı hissi, inatçı kulak ağrısı gibi şikayetler de varsa ve bu yumrular ilaç tedavisiyle kaybolmuyor veya küçülmüyorsa, vakit geçirmeden cerraha başvurulması gerekir. Bu tip yumrular, ağız, yutak, geniz, gırtlak, tiroit bezi, tükürük bezi kanserlerinin veya kan kanserinin ilk belirtisi olabilir" dedi.

Gırtlak kanserlerinin büyük bir kısmının seste farklılaşmaya veya ses kısıklığına neden olduğunu belirten Arıkan, özellikle sigara kullanan bir kişide 2 haftadan daha uzun süren ses kısıklığı varsa, mutlaka bir uzmana başvurulması gerektiğini kaydetti.

Yutak ve ilerlemiş gırtlak kanserinde, yutkunurken takıntı hissi olabileceğini, yemek borusu kanserinde ise özellikle katı gıdalara karşı yutma güçlüğünün ortaya çıktığını belirten Arıkan, "Bu tip bir problemle doktorunuza başvurduğunuzda, gırtlak, yutak ve yemek borusu endoskopik olarak incelenir. Bazı hallerde bilgisayarlı tomografi (BT), baryumlu özofagus grafisi veya magnetik rezonans (MR) incelemeleri gerekebilir. Kulak ağrısı ile doktora başvuran hastaların yaklaşık yüzde 30'unda herhangi bir kulak problemi tespit edilemez. Bunlarda asıl sorun çene eklemi, dişler, boyun omurları, yutak veya gırtlak bölgesinde olabilir. Hatta bu hastaların kulak ağrısından başka hiçbir şikayeti de olmayabilir" diye konuştu.

Arıkan, ağız veya dildeki birçok kanser türünün de iyileşmeyen yara veya yavaş büyüyen şişlik olarak ortaya çıktığını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Dildeki derin tümörlere sıklıkla şiddetli bir ağrı da eşlik eder, ancak damak, dişeti ve yanak kanserinde ağrı pek olağan değildir. Ağızdaki yaralar 3 haftada iyileşmiyorsa mutlaka doktor muayenesi gerekir. Ağızdaki yara veya şişliğe eşlik eden bir boyun kitlesi varsa dikkatli olunmalı. Küçük bir biyopsi belki de hayat kurtarıcı olabilir. Cilt kanseri ise, sıklıkla, güneş ışınlarına daha fazla maruz kalan vücut bölgelerinde görülür. Bu nedenle dudaklar, alın, yanak ve burun cildi gibi sürekli güneş ışınları ile temasta olan bölgeler risk altındadır. Bu bölgelerdeki kanserler sıklıkla iki şekilde karşımıza çıkar. Birincisi ciltteki yaranın derine doğru ilerlediği, ülser şeklindeki kanser türüdür ve bazal hücreli kanser olarak adlandırılır. Bu tür kanserler oldukça yavaş büyür, ağrısızdır, boyuna ya da vücudun başka bir bölgesine yayılmazlar. Bir diğeri ciltten kabarık ve dışa doğru büyüyen, sıklıkla alt dudakta karşılaştığımız, yassı hücreli kanser olarak tanımlanan formudur. Bunların

boyundaki lenf düğümlerine yayılma eğilimi oldukça fazladır. Bu iki kanser türünün dışında daha nadir görülen ve ciltte mavi-siyah renk değişimlerine yol açan, bir başka kanser türü daha vardır ki, bu da malign melanom olarak adlandırılır. Bunlar 'ben' olarak bilinen küçük siyah noktacıkların kanserleşmesiyle ortaya çıkabileceği gibi, göz sinüsler ya da saçlı derideki malign melanomlardan da yüz cildine yayılabilir. Benlerdeki kanama, kaşıntı ve ani büyümeler kanserleşme habercisi olabilir. Bu durumlarda hemen doktora başvurulmalı."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber