Danıştay, mühendislik mezunu infaz koruma memurunun Bayındırlığa geçişine onay verdi

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 20 Şubat 2008 00:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

T.C.
DANIŞTAY BEŞİNCİ DAİRE

Esas No : 2007/6643

Temyiz İsteminde Bulunan ve Yürütmenin Durdurulmasını isteyen (Davalı) : Adalet Bakanlığı-ANKARA
Karsı Taraf : özgür Çekiç, Bayındırlık ve Iskan İl Müdürlüğü - DİYARBAKIR

İsteğin özeti : Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi Müdürlüğü'nde infaz ve koruma memuru olarak görev yapan davacının, Bayındırlık ve Iskan Bakanlığı emrine naklen atanmasına muvafakat verilmemesine ilişkin 14.6.2006 tarih ve 41289 sayılı işlemin iptali yolunda Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi'nce verilen 14.6.2007 günlü, E:2006/1519, K:2007/831 sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması ve yürütülmesinin durdurulması istenilmektedir.

Danıştay Tetkik Hakimi : Ülkü Öner
Düşüncesi_____________: İdare Mahkemesi kararının yürütülmesinin durdurulması yolundaki istemin reddi gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı________: Isa Yeğenoğlu
Düşüncesi___________: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler, temyiz edilen kararın yürütülmesinin durdurulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 52. maddesi uyarınca istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar Diyarbakır 1. idare Mahkemesi'nce verilen 14.6.2007 günlü, E:2006/1519, K:2007/831 sayılı kararın yürütülmesinin durdurulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden yürütmenin durdurulması isteminin reddine, 23.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan üye üye Uye Uye
Turan Günay Esen Mustafa Hayrettin
FALCIOĞLU ERDEN EROL KILIÇHAN KADIOĞLU


T.C.
DİYARBAKIR
1. İDARE MAHKEMESİ

ESAS NO : 2006/1519 KARAR NO : 2007/831
DAVACI________________: OZGUR ÇEKİÇ
İnfaz Koruma Memuru E Tipi Kapalı Cezaevi Merkez/DİYARBAKIR
DAVALI : ADALET BAKANLİĞİ/ANKARA

DAVANIN ÖZETİ_______: Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevinde İnfaz ve Koruma memuru olarak görev yapan ve Bayındırlık ve Iskan Bakanlığındaki bir göreve naklen atanmak amacıyla Bayındırlık ve Iskan Bakanlığına başvuran davacıya, davalı idare tarafından adı geçen Bakanlığa kurumlar arası nakil yoluyla geçiş yapmasına muvafakat verilmemesine ilişkin davalı Adalet Bakanlığının 14.06.2006 tarihli ve 41289 sayılı işleminin, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.

SAVUNMANIN OZETI : Cezaevlerinin ciddi şekilde personel ihtiyacının olduğu, çok sayıda infaz koruma memuru kadrosunun münhal bulunduğu, diğer tarafatan davacının bulunduğu kadroda da görevde yükselme yönetmeliği çerçevesinde gerekli kurslara ve sınavlara katılmak suretiyle eğitimi ile ilgili branşlarda yükselme imkanının bulunduğu, davacının durumunda olan hiç bir personele 2005 ve 2006 yıllarında muvafakat verilmediğinden bahisle, işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Diyarbakır 1.İdare Mahkemesince, dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü.
T.C. Anayasasının 10.maddesinde; Devlet organları ve idare makamlarının bütün eylem ve işlemlerinde, kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda olduğu, amir hüküm olarak kural altına alınmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 74.maddesinde, "Memurların bu Kanuna tabi kurumlar arasında kurumların muvafakati ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68.maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibarıyla girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakilleri mümkündür" kuralı getirilmek suretiyle memurların bir kurumdan diğerine atanmalarında muvafakat şartı getirilerek idareye takdir yetkisi tanınmış bulunmakladır.

Tüm idari işlemlerin tesisinde olduğu gibi muvafakat verilip verilmemesi hususunda da, idareye tanınan takdir yetkisi mutlak ve sınırsız olmayıp bu yetkinin hukukun genel ilkelerine ve özellikle de idare hukukunun temel prensiplerine uygun olarak, kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek kullanılması zorunludur.
İdarelerin, anılan takdir yetkisini hukuka uygun olarak kullanılıp kullanılmadığını denetleyecek olan kurum da, idari yargı mercileridir.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacının Dicle Üniversitesi inşaat Mühendisliği Bölümünden 2001 yılında mezun olduğu, Mayıs-2003'te Kırklareli E Tipi Cezaevinde infaz-koruma memuru olarak göreve başladığı, Haziran-2004 tarihinde...asaletinin? tasdik^ edildiği, Temmuz-2005 tarihinde Diyarbakır E Tipi Cezaevine naklinin yapıldığı, 07.03*tOO<8 tarihinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'na başvurarak, kurumun inşaat, mühendisliği kadrosunda görev yapmak için gerekli muvafakatin ilgili yerden alınması halinde mümkün bulunduğu, Diyarbakır Bayındırlık ve Iskan İl Müdürlüğünün Bayındırlık ve İskan Bakanlığına yazdığı 10.03.2006 tarihili yazıda davacının inşaat mühendisi olarak hizmetine ihtiyaç duyulduğunun belirtildiği, fakat mevzuat gereğince davacının doğrudan inşaat mühendisliği kadrosuna atanması mümkün olmaması nedeniyle Bayındırlık ve Iskan Hakanlığı tarafından, Bakanlık Personel Dairesi Başkanlığı emrinde kadrolu bir memurluk görevıne naklen atanabilmesi için davalı Adalet Bakanlığı'na davacıya muvafakat verilip verilmeyeceğinin sorulduğu, Bayındırlık ve Iskan Bakanlığının bu talebini değerlendiren davalı idarenin, dava konusu edilen 14.06.2006 tarihli işlem ile; davacının hizmetine ihtiyaç duyulduğu, naklen atanacağı görevin yükselme niteliğinde olmadığı, davacıya ve emsallerine muvafakat verilmesi durumunda infaz ve güvenlik hizmetlerinde zafiyet doğacağından bahisle, davacının muvafakat talebini dava konusu işlemle reddettiği anlaşılmaktadır.

Ülkemizde, infaz ve koruma memurluğu kadrosunda görev yapan memurların bir kısmı, değişik öğrenim alanlarındaki fakülte veya yüksekokul mezunlarından oluşmaktadır. Bu kişiler, infaz ve koruma memuru olarak birkaç yıl çalıştıktan sonra bilahare öğrenim ördükleri alanlarda mesleklerini yapmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına naklen atanmak istemektedirler. Bu amaçla öncelikle naklen atanmak istedikleri kuruma başvurmakta, şayet bu kurumlar tarafından kişinin hizmetine ihtiyaç duyulduğu belirtilmekte ise, bu kez Adalet Bakanlığı'na muvafakat verilmesi talebiyle müracaat etmektedirler.

Ote yandan, ülkemiz genelinde çok sayıda infaz ve koruma memuru kadrosu münhal olarak bulunmaktadır. Nitekim, 2006 yılında Türkiye çapında 3978 adet, sadece Diyarbakır E Tipi kapalı cezaevinde de 18 adet münhal infaz ve koruma memuru kadrosu bulunmaktadır. Dolayısıyla cezaevlerinde çok sayıda infaz ve koruma memuru açığının bulunduğu tartışmasızdır.
Davalı idare tarafından da, 2005 ve 2006 yılında davacı ile birlikte hiç bir infaz ve koruma memuruna, başka kurumlara geçiş yapmaları hususunda muvafakat verilmediği ileri sürülmektedir.

Oysa ki, dava dosyasına ekli bilgi ve belgeler incelendiğinde; bazı atama kararlarını örnekleme olarak irdelemek gerekirse; Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinde infaz ve koruma memuru olan S.K.'ya davalı idare tarafından muvafakat verildiği ve bu kişinin Bayındırlık ve iskan Bakanlığına 03.01.2005 tarihinde memur olarak atamasının yapıldığı, Kocaeli 1 Nolu F Tipi cezaevinde infaz ve koruma memuru olarak görevli H.S.'ye davalı idare tarafından 10.05.2005 tarihinde muvafakat verildiği ve bilahare Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından sicil memuru olarak atamasının yapıldığı, Diyarbakır 1 nolu E Tipi Kapalı ezaevinde infaz ve koruma memuru olan A.Y. isimli şahsa 2005 yılında muvafakat verildiği ve bu kişinin Dicle Üniversitesi tarafından memur olarak atandığı görülmekte olup, davalı idarenin hiçbir personele muvafakat verilmediğinden bahisle davacıya muvafakat vermemesi; Anayasanın emredici 10.maddesi ile güvence altına alınmış bulunan 'kanun önünde eşitlik' ilkesine ve idare hukukundaki 'idarenin tüm işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine göre hareket etmek zorunda olduğu' prensibine aykırılık teşkil etmektedir.

İdare, tüm işlemlerinde olduğu gibi, infaz ve koruma memurlarının başka kurumlardaki görevlere atanması hususunda takdir yetkisini kullanırken kamu yararını ve ceza ve tevkif evlerinde oluşabilecek güvenlik zafiyetini dikkate almanın yanında, idare hukukunun en temel prensiplerinden olan 'eşitlik' ilkesini de her zaman titizlikle uygulamalıdır.

Bu durumda, davacının başka bir kuruma memur olarak naklen atanması için muvafakat verilmemesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin isteği halinde davacıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 14/06/2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

BAŞKAN VEKİLİ HÜSEYİN BİLGİN
42970
Uye ZİYA BEKİR BUGUÇAM
94874
Uye
BEDRİ ÖZATA
101756

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber