''Özge Astan Hiç Başvurmamıştı'.. Doğru Ama Peki Neden?

Eğitim Emekçilerini Derneğinin yaptığı açıklamadır.

Tüm ülke kamuoyunun yakından da bildiği gibi, bugün 2008 yılının ilk öğretmen ataması kuraları çekildi. Başvuru yapma hakkına sahip olan 40 bin arkadaşımız ve ailesi ile on binlerce insanın dikkatleri MEB Başöğretmen Salonu'ndan gelecek haberlere çevrilmişti. Mutlu olanlar da vardı mutsuz olanlar da. 36 bine yakın arkadaşımız hayallerini bir daha ki sefere ertelemek zorunda kaldılar.

Ancak hala on binlerce öğretmen ihtiyacı ve 200 bine yakın işsiz öğretmen olmasına rağmen sadece 4786 atama yapılarak yüz binlerin işsizliğe terk ediliyor olmasının yıllarca emek vermiş, öğretmen olmayı hak etmiş bizler için bir kader olmadığını söylemek istiyorduk. İntihara sürüklenen 7 arkadaşımızı, daha bugün cinnet geçiren bir başka işsiz öğretmeni anlatmak istiyorduk.

Bunun için Eğitim Emekçileri Derneği olarak, Başta Ankara, İstanbul, Mersin ve Muğla olmak üzere bir çok ilde basın açıklamaları yapma kararı aldık. Amacımız KPSS'lerde sürünmekten artık yorulduğumuzu, ücretli, vekil ya da dershane öğretmeni olarak üç beş kuruşa yaşamlarımızı tüketmekten bıktığımızı, İşsizliğin kaderimiz olmadığını, öğretmen olmak istediğimizi, öğretmen onurumuza sahip çıkmak istediğimizi bir kez daha dile getirmekti amacımız. Bunu yaptık da.

Ancak bu haklı çığlıklarımızı daha fazla insana duyurabilmek için başka yollar bulmak için de uğraştık. Bunun yollarından birisi de tüm basının ilgisinin yoğun olacağı MEB Başöğretmen Salonu'ydu. Oraya girip kameraların önünde, yok ve yük sayılmanın dayanılmaz koşullarının içinden seslenmek, artık yalanlara karnımız tok demek, ama en fazla da kral çıplak demek istiyorduk. Ancak salona giremedik. Çünkü başvuru yapabilmek için yeterince puan alamamıştık ya da branşımızda kadro açılmamıştı. Salona gelen insanlara rica ettik sonra yanlarında salona girmek için. Birisi kabul etti. Arkadaşımız Özge ASTAN onunla salona girdi. Salonun dört bir tarafından 200 bin işsiz öğretmen adına bağırmak istiyorduk hal bu ki. Bu görev Özge'nindi artık.

Özge planladıklarımızı yaptı içerde. Heyecanlanmıştı biraz da korkmuştu belki ama işsizdik, geleceksizdik, kandırılmıştık... Her zaman olan olmuştu yine. Hüseyin ÇELİK onu provokatör ilan etmişti, ?sen öğretmen değilsin? demişti önce, sonra da salondan attırmıştı. Sonra yanına gelip ?hangi örgüttensin? diye sormuştu ancak cevabını bile beklememişti. Haksız duruma düşmüştü Hüseyin ÇELİK. Özge'nin alehinde birşeyler bulmalıydı. Önce öğretmen değil dedi, dershane de çalıştığı ortaya çıktı, Terörist dedi terörle mücadeleden görevliler geldi kaydı yok dediler. Ne yaptıysa atanamadığı için ücreli kölelik yaptığı gerçeğinden başka birşey bulamadı. Devam etti araştırmaya. Evet bulmuştu! KPSS'den 67 puan aldığını ve hiç öğretmenlik başvurusu yapmadığını bulmuştu. Matematik öğretmenliği kadrosu açılsa başvuracaktı elbette. 4 yıl üniversiteden sonra formasyon, yetmez! Yüksek lisans ama nafile kadro açılmadığı için 3 yıldır karın tokluğuna özel bir dershanede günde 12 saat çalışıyordu. Ama tüm bunlardan bahsetmiyordu Çelik açıklamasında.

Evet biz doğruları söylüyoruz şimdi. Özge ASTAN Ankara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü mezunu. Mezun olduğu günden bugüne de işsiz.(üç beş kuruşa özel bir dershane de iş bulamazsa) tıpkı 200 bin işsiz öğretmen gibi. O da çoğumuz gibi bir emekçi aile çocuğu. Ve öğretmen bir aileden geliyor. Tıpkı o da her birimiz gibi farklı hayallerle geldi üniversiteye. Öğrencilik hayatı boyunca yaşanan onca ekonomik sıkıntı ve soruna rağmen öğretmen olup memleketin çocuklarına bir şeyler öğretmekti amacı.

Ve bu yüzden terörist ilan edildik yine. Doğruları söyleyen herkes gibi. Ya da ?asla atanamayacaksın? diye bizzat Milli Eğitim Bakanı tarafından tehdit edildik Özge'nin şahsında. Kral çıplaktı, çocuk saflığında ve de temizliğinde, hiç bir kaygı duymaksızın dile getirdik bunu.