Üç çocuktan biri yoksul

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 01 Nisan 2008 15:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Eğitim Reformu Girişimi(ERG), son 10 yılda eğitim politika ve uygulamalarında yaşanan gelişmeleri ''Eğitim İzleme Raporu 2007''de değerlendirdi. Zorunlu eğitimden okul öncesi eğitime, yoksulluktan ulaşıma pek çok konuda ayrıntılar;

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi koordinatörlüğünde yürütülen Eğitim Reformu Girişimi(ERG), son 10 yılda eğitim politika ve uygulamalarında yaşanan gelişmeleri ''Eğitim İzleme Raporu 2007''de değerlendirdi.

Sabancı Üniversitesi İzleme Merkezinde düzenlenen basın toplantısında konuşan ERG Direktörü Prof. Dr. Üstün Ergüder, zorunlu eğitimin 5 yıldan 8 yıla çıkarıldığı 1997 ile 2007 arasındaki dönemi kapsayan ''Eğitim İzleme Raporu''nun bu yıl ilk kez hazırlandığını bildirdi.

Ergüder, proje uzmanı Özsel Beleli'nin hazırladığı rapora, çeşitli kesimlerle tartışarak son şeklini verdiklerini kaydetti. Proje Uzmanı Özsel Beleli de raporun içeriği hakkında bilgi verdi.

Yoksulluk, sağlık, toplumsal cinsiyet ve çocuk işçiliği gibi konularda kaliteli eğitime erişim arasındaki bağların ortaya konulduğu raporda, 6-14 yaş grubundaki çocukların yoksulluk oranının yaklaşık yüzde 35 olduğu, bunun da diğer tüm yaş gruplarına göre daha yüksek olduğu belirlendi.

Raporda, ilköğretim çağındaki her 3 çocuktan birinin yoksul bir hanede yaşadığı, yoksulluk oranlarının kentsel ve kırsal alanda yaşayan çocuklara göre de değişiklik gösterdiği ifade edildi. 0-6 yaş grubunda kentsel alanda yaşayan çocukların yaklaşık yüzde 20'sinin, kırsal alanda ise yüzde 40'ının yoksulluk sınırının altında olduğu tespit edildi.

-YETERSİZ BESLENME-

İlköğretim çağında olmasına rağmen okula devam etmeyen her 5 çocuktan birinin, okula devam etmemesinin esas nedenini, ''okul masraflarını karşılayamamaya'' veya ''çalışmak zorunda kalmaya'' bağladığı anlatılan raporda, yetersiz beslenme, sağlık ve eğitim hakkı arasındaki bağlar da ele alındı.

Yaşa göre boy endeksine bakıldığında, 4-5 yaş grubundaki çocukların Türkiye genelinde yüzde 15,4'ünün, Orta Anadolu Bölgesi özelinde yüzde 26,6'sının yetersiz beslendiği görülen raporda, ilköğretim çağındaki çocuklar arasında demir eksikliğinden kaynaklanan beslenme anemisinin ise yüzde 25-30 oranlarında olduğu kaydedildi. Raporda, yetersiz beslenme, mikrobesin yetersizliği ve özellikle demir eksikliği anemisinin, çocukların gelişimi, eğitime devamları ve öğrenme süreçlerine etkin katılımlarının önünde büyük bir engel olduğu vurgulandı. Rapora göre, Hindistan'da demir hapı takviyesiyle çocukların okula devamlarında yüzde 30 artış sağlandı.

İlköğretim çağında olmasına rağmen okula devam etmeyen 5 çocuktan 3'ünün kız olduğu ortaya çıkarken, ilköğretimin ilerleyen yıllarında kız öğrencilerin erkek öğrencilere oranının giderek düştüğü tespit edildi. Ağrı, Bitlis, Muş, Şanlıurfa, Şırnak ve Van'da ilköğretimden iki erkek öğrenciye karşılık bir kız öğrencinin mezun olduğu belirlendi. Türkiye'de erkeklerin kadınlara oranla daha uzun süre eğitim aldığı saptandı.

-ÖZEL EĞİTİME ÖNEM VERİLMELİ-

Türkiye'nin özel eğitim gerektiren çocukların kaliteli eğitime erişim hakkının korunması açısından son dönemlerdeki gelişmelere rağmen yetersiz konumda olduğu belirlenen raporda, şu görüşlere yer verildi:

''2006-2007 verilerine göre, Türkiye genelinde 27 bin 439 öğrenci özel eğitim okullarında ve 9 bin 201 öğrenci özel eğitim sınıflarında eğitim görüyor. 64 bin 297 öğrenci ise 33 bin 418 sınıfta kaynaştırma eğitiminden yararlanıyor. Toplamda özel eğitim gerektiren yaklaşık 100 bin çocuk ilköğretim okullarına devam ediyor. Türkiye'de 5-14 yaş grubundaki 253 bin engelli çocuk yaşıyor ve yetişkin engelli yurttaşların yarısının ilköğretim diploması yok.''

Engelli çocukların eğitim hakkının gerçekleşmesi için yeterli kaynak ve etkili uygulamanın belirleyici olduğu vurgulanan raporda, özel eğitim gerektiren çocuklarla çalışabilecek yeterli sayıda öğretmen yetiştirilmesi ve tüm öğretmenlerin kaynaştırma uygulamalarını etkili şekilde uygulayabilmesi için desteklenmesi gerektiği belirtildi.

Mevsimlik geçici ve gezici tarım işçisi olarak çalışan çocuklara ilişkin ulusal düzeyde istatistikler bulunmadığı ifade edilen raporda, ancak 6-17 yaş grubunda 78 bin çocuğun ücretli, maaşlı ya da yevmiyeli olarak tarım sektöründe çalıştığının tahmin edildiği kaydedildi.

-OKUL ÖNCESİ EĞİTİM-

Son yıllardaki olumlu gelişmelere rağmen bireysel ve toplumsal getirileri düşünüldüğünde, okul öncesi eğitime verilen önemin katlanarak artırılması ihtiyacının devam ettiği vurgulanan raporda, okul öncesi eğitime erişim oranlarının iller arasında büyük farklılıklar gösterdiği bildirildi.

Okul öncesinde 48-72 ay yaş okullaşma oranı Ağrı'da yüzde 12,6 iken, Amasya'da yüzde 74,7 olduğu dile getirilen raporda, okul öncesi eğitimin, öncelikli dezavantajlı kesimler için olmak üzere tüm çocukları kapsayacak biçimde yaygınlaştırılması, bu amaçla 60-72 ay yaş grubuna yönelik eğitim hizmetlerinin zorunlu eğitim kapsamına alınması ve okul öncesi eğitimdeki hizmet modellerinin çeşitlendirilmesi gerektiği anlatıldı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber